Asma (Üzüm) Üretimi | Meyve Yetiştirme

Asma (Üzüm) Yetiştiriciliği

Bilimsel sınıflandırma:

  • Âlem: Plantae
  • Bölüm : Magnoliophyta
  • Sınıf : Magnoliopsida
  • Takım : Vitales
  • Familya : Vitaceae
  • Cins : Vitis
  • Tür : Vitis vinifera

Üzüm (asmanın meyvesi):

Üzüm (asmanın meyvesi).

Üzüm, yeryüzünde kültürü yapılan en eski meyve türlerindendir. Tarihçesi M.Ö. 5000 yılına kadar dayanır. Ana vatanı Anadolu’yu da içine alan Küçük Asya denilen,

Kafkasya’yı da kapsayan bölgedir. Bu bakımdan Anadolu, eski ve köklü bir bağcılık kültürüne sahiptir. Üzüm, diğer meyvelerle kıyaslandığında en fazla çeşide sahip olan türlerdendir. 10000’in üzerinde üzüm çeşidi bulunduğu tahmin edilmektedir. Ana vatanı Anadolu olan 1200 kadar üzüm çeşidi bulunmaktadır. Türkiye asmanın gen merkezi olup, dünya üzerinde en iyi elverişli bağcılık kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Ülkemizde Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri üzüm üreten bölgelerdir. Bu çeşitlerden oluşturulmuş Milli Koleksiyon Bağı, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nde bulunmaktadır. Bunların 50-60 kadarının ekonomik üretimi yapılmaktadır.

Tarım için en iyi koşullara sahip olan ülkemizde bağcılık, ticari veya amatör olarak bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. 2001 yılı istatistiklerine göre ülkemizde 535.000 ha alanda 3.500.000 ton üzüm üretimi yapılmakta olup dünya ülkeleri arasında bağ alanı bakımından 4.sırada; yaş üzüm üretiminde ise 6. sırada yer almaktayız.

Asma Bitkisinin Tanımı ve Önemi

Asmayı tanımlarken organlarını iyi bilmek gerekir. Asmanın organlarını, toprak altı ve toprak üstü olmak üzere iki ana kısımda inceleyebiliriz. Bunlar:

Toprak altı organları: Kökler bu sınıfta yer alır. Kökler de kendi içinde birçok sınıfa ayrılır. Bunlar; ana kök, boğaz kök, yan kök ve dip köklerdir.

Toprak üstü organları: Asmanın toprak üstü organları, aşı noktasından itibaren toprak dışında kalan gövde, ana kollar, iki ve bir yılık dallar üzerindeki kışlık gözler ve bunlardan oluşan yazlık sürgünlerdir.

Gövde, toprak seviyesinden ana kolların birbirinden ayrılmaya başladığı ve dallandığı yere kadar olan bölümüdür. Asmanın gövde yüksekliği verilen terbiye şekline bağlı olarak değişmektedir.

Asmanın gövdesi:

Asmanın gövdesi.

Asmanın gövdesi desteklenmeye gereksinim duyar. Genellikle kıvrımlı, tırmanıcı ve sarılıcı bir yapıya sahiptir. Yapılacak destekleme sistemine göre asma gövdesi, 15 – 200 cm arasında uzayabilir.

Asma gövdesinin ve ana kollarının üzerinde, kalın ve mantarımsı yapıda ölü bir kabuk tabakası vardır. Bu tabaka zamanla şeritler halinde ayrılır.

Asmanın toprak altı ve toprak üstü kısımları:

Asmanın toprak altı ve toprak üstü kısımları.

Ana kollar, gövdenin devamıdır. Asmaya verilen terbiye şekline göre sayısı, yönü ve uzunluğu değişiktir. Örneğin goble terbiye sisteminde ana kol sayısı 3-5 adet iken kordon terbiye sisteminde 2 ana kol vardır.

İki yıllık dallar, ana kolların ucunda bulunan ve üzerinde bir yıllık daları taşıyan organlardır. Bir yıl önce iki gözden budanan ve bir yıl sonra da bundan çıkan yıllık dallardan altta kalanı kısa (2 gözden) üstteki yıllık dal ise iki yıllık kısımla birlikte çıkarılıp atılır.

Bir yıllık dallar ve üzerindeki organlar, bir yıl önce ilkbaharda gözlerin sürmesiyle meydana gelen yazlık sürgünlerdir. Bir yılık sürgünler üzerinde bazı organlar yer alır. Bunlar; boğumlar, boğum arası, yaprak sapının izi, salkım sapı kalıntısı, koltuk dalları ve gözlerdir.

Asmanın toprak üstü kısımlarından sülüklerin yapısı:

Asmanın toprak üstü kısımlarından sülüklerin yapısı.

A: İkili ve üçlü sülükler
B: Dört çatallı sülükler; a. Sülük sapı, b. Sülüğün uzun kolu, c. Kısa kolu, e,f. Sülük ucu g. Sülük braketleri, d. Yaprak sapı

Üzümlerde yıllık çubuğun kabuk rengi, ekli ve boğumların kalınlığı ile boğum aralarının uzunluğu çeşide göre değişmektedir. Örneğin sultani çekirdeksiz üzümünün yıllık çubukların rengi daha açıktır ayrıca boğumlarda mutlaka bir göz ve yaprak bulunur. Bununla birlikte özellikle üst boğumlarda sülük ve salkımlar da yer alır.

Yazlık sürgün üzerindeki sülükler:

Yazlık sürgün üzerindeki sülükler.

Asma bitkisinin öneminden bahsedecek olursak yurdumuzda ihraç edilen ürünlerimiz arasındadır. Asma meyvesinin yani üzümün besin değeri yüksektir. Yapılan araştırmalara göre A, B, B2 ve C vitaminleri vardır. Üzüm sofralık tüketim dışında; kurutmalık, şaraplık, şıralık ve konservelik olarak da tüketilebildiğinden yılın her ayı beslenmede kullanılmaktadır. Son yıllarda üzüm yaprağı ihraç edilerek de gelir elde edilmektedir.

Asma bitkisinin genel görünüşü:

Asma bitkisinin genel görünüşü.

Üzüm Çeşitleri

Yurdumuzda yetiştirilen en önemli çeşitleri; Sultani Çekirdeksiz, Çavuş, Ada Karası, Ak Üzüm, Bornova Misketi, Hamburg Misketi, Horozkarası, Müşküle, Misket, Öküzgözü, Boğaz kere ve Kalecik Karası’dır. Önemli çeşitlerin özelikleri şunlardır:

Alfons, Üzüm Çeşidi
Fransız kökenli, koyu mor, siyah pusludur. İri tanelidir. Orta mevsimde olgunlaşan bir çeşittir. Marmara Bölgesinde ağustos ayı sonuna doğru olgunlaşır. Oldukça verimli olup çok salkım yapar. Kaliteli üzüm için özellikle sulanmayan bağlarda salkım seyreltmesi yapmak gerekir. Aksi durumda ufak ve boncuklanmış salkımlar görülebilir. Asma üzerinde ve soğuk depoda muhafazaya uygundur. Siyah ve iri tanesi ile yüksek fiyattan alıcı bulur.

Alfons çeşidi:

Alfons çeşidi.

Cardinal, Üzüm Çeşidi
İri tanelidir. Erkencidir. Kırmızı renkli bir çeşittir. Erkenci bir tipi özellikle örtü altı için güney bölgelerimizde uygundur. Taban topraklarda çatlama görülebilir. Fazla yüklemede ise boncuklanma ve yetersiz renklenme görülür. İri ve kaliteli tane için bakım işlerini zamanında yapmak gerekir.

Cardinal çeşidi:

Cardinal çeşidi.

Çavuş, Üzüm Çeşidi
Anadolu kökenli olup çok sevilen bir üzüm çeşididir. Beyaz Çavuş, Pembe Çavuş ve Bozcaada Çavuşu gibi pek çok sinonimi vardır. Çekirdekleri küçük, içi boş ve tanede 1-3 adettir. Fizyolojik dişi olması sebebiyle mutlaka babalık çeşitlere (Karasakız, Balbal, Hafızali, Hamburg Misketi gibi) 1/6 oranında bağda yer verilmelidir. İri taneli ( 6-7 g) oval, sarı yeşil renkli, ince kabuk, şeffaf damarlı ve pusludur. Erkenci sayılabilir. Marmara’da ağustos ayı ortalarında olgunlaşır ancak iri yaprakları ve küllemeye hassas olması sebebiyle yaz budaması ve ilaçlamaların zamanında yapılması gerekir. Kendine has aranan bir aroması vardır.

Çavuş çeşidi:

Çavuş çeşidi.

Müşküle, Üzüm Çeşidi
Marmara Bölgesinde ve özellikle de İznik Bölgesinde yaygın olarak üretimi yapılan beyaz taneli ve taneleri orta irilikte (4-5 g) ve yuvarlak olan oldukça verimli çeşitlerimizdendir. Kalın kabuk, puslu, şeffaf ve sarı yeşil renklidir. Hasada yakın, tanelerin güneş gören tarafı kızarır. Salkımları orta iri (400-500 g), kanatlı, konik ve orta sıklıktadır. Asma üzerinde bekletmeye ve soğukta muhafazaya uygun bir çeşittir. Çok geççi olup Razaki den 3- 4 hafta sonra olgunlaşır.

Müşküle çeşidi:

Müşküle çeşidi.

Razaki, Üzüm Çeşidi
Çok yaygın olarak kullanılan sofralık çeşitlerimizdendir. Yirmiden fazla tip ve sinonimi vardır. Uzun oval şekilli ve çok iri taneli (6-7 g), beyaz, 1 -3 çekirdekli, az sulu ve tatlı, kabuğu kalın veya orta kalınlıktadır. 20-40 ppm GA ile (tane 2-3 mm iken) irilik artışı ve sap bağlantısı güçlendirilir. Marmara da eylül ayının ilk haftası içinde olgunlaşır. Orta budamaya (4-5 göz) uygundur.

Razaki çeşidi:

Razaki çeşidi.

Sultani Çekirdeksiz, Üzüm Çeşidi
Etli, az asitli, çekirdeksiz beyaz üzümdür. Manisa ve Denizli taraflarında sofralık ve kurutmalık, yaygın olarak yetiştirilir. Ancak son yıllarda şarap yapımında da kullanılmaktadır. Manisa’da, Akdeniz ikliminin etkisi altındaki 200 m yüksekliğindeki oldukça verimli kumlu topraklarda, yüksek telli terbiye sistemi uygulanarak dikilmiştir. Denizli’de yine verimli killi topraklarda yetiştirilir. Ancak son yıllarda pazarlamada sorunlar yaşanmaktadır.

Sultani çekirdeksiz çeşidi:

Sultani çekirdeksiz çeşidi.

Pembe Gemre, Üzüm Çeşidi
Ege, Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu’da yaygın üretilen yerli çeşitlerimizdendir. Çok iri, sert dokulu, yuvarlak ve pembe tanelidir. Salkım güvesine karşı duyarlıdır. En geç olgunlaşan çeşitlerimizdendir.

Pembe gemre çeşidi:

Pembe gemre çeşidi.

Perlette, Üzüm Çeşidi
ABD kökenli, ince kabuklu, gevrek etli, hafif aromalıdır. Çekirdeksiz olup GA uygulamaları ile tane iriliği ve yola dayanıklılığı artar. Ancak çatlama ve çürüme riski oluşur. Çok erkenci, sıcak yöreleri, derin-süzek toprakları sever. Ege ve Akdeniz yöresinde yaygındır.

Perlette üzüm çeşidi:

Perlette üzüm çeşidi.

Hamburg Misketi, Üzüm Çeşidi
Marmara ve İç Anadolu bölgesinde yetiştirilen orta taneli (4-5 g), siyah, yuvarlak şekillidir. Tane içi etli, sulu, tatlı ve misket kokuludur. 2-3 çekirdekli, konik ve orta büyüklükte salkımlıdır. Hamburg misketi ayrıca Marmara bölgesinde Çavuş çeşidine tozlayıcıdır. Sofralık, şaraplık ve şıralık olarak kullanılabilen bir çeşittir.

Hamburg misketi üzüm çeşidi:

Hamburg misketi üzüm çeşidi.

Uslu, Üzüm Çeşidi
Çok erkenci özelliği ile dikkat çeken sofralık bir çeşittir. Tane yapısı uzun oval, 6-7 g ağırlığında, kabuk kırmızı renkli ve ince, eti gevrek, 2-3 çekirdeklidir. Salkımı ise orta büyüklükte ( 250-400 g ), konik, seyrek ve orta dallıdır. Kuvvetli gelişen asmaları kısa ve karışık budamaya uygundur. Neferiye vermeye uygun olup bazen salkım seyreltmesi gerekli olur. Uslu çeşidi Akdeniz sahil kuşağında haziran ayının ikinci yarısından sonra hasat edildiği gibi bu tarih, örtü altında 15-20 gün erkene alınabilir.

Uslu üzüm çeşidi:

Uslu üzüm çeşidi.

Yalova İncisi, Üzüm Çeşidi
Oldukça erkenci sofralık çeşitlerdendir. Tane yapısı oval, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, orta irilikte (6-7 g), tane eti az sulu, 2-3 çekirdeklidir. Salkımları orta büyüklükte (250-300 g), konik ve orta sıkıdır. Salkım sapı sert ve kısadır. Kabuk iyi renk yapar. Akdeniz sahil kuşağında haziran sonu temmuz ayı başında hasat edilir. Örtü altında ise bu süre haziran ayı başına kadar çekilebilir. Orta ve uzun budanması gereken bir çeşit olup, fazla yüklü asmalarda seyreltme yapılmalıdır.

Yalova incisi üzümü:

Yalova incisi üzümü.

Yalova Ata Sarısı, Üzüm Çeşidi
Orta mevsimde olgunlaşan sofralık çeşitlerdendir. Taneleri çok iri (10 – 12 g), kabuk rengi beyaz, orta kalınlıkta, şeffaf ve damarlı yapıdadır. Tane eti az sulu, gevrek, 2-3 çekirdeklidir. Salkım orta veya büyük (400 – 500 g), konik ve sıkıdır. Özellikle tanelerin iriliği, sofralık değerini artıran bir unsurdur.

Yalova Ata sarısı üzümü:

Yalova Ata sarısı üzümü.

Türkiye’de yetiştirilen bazı üzüm çeşitlerinin özellikleri:

Türkiye’de yetiştirilen bazı üzüm çeşitlerinin özellikleri.

Asma Bitkisinin Genel İstekleri

İklim İsteği: Bağcılıkta başarının temel şartı bağ kurulacak yörenin iklim ve toprak faktörleri ile asmanın bu ortamlara uyum sağlamasıdır. Bu nedenle bir yere bağ tesis ederken iklim, toprak, mevki – yön, anaç ve çeşit seçimi gibi unsurları iyi incelemek gerekir. Ayrıca rüzgârlardan korunmuş yerler bağcılık açısından daha elverişlidir.

Asma bitkisinin gelişme evresi oldukça uzundur. Günlük ısı ortalaması 10 0C’yi bulunca gelişmeye başlar ve sonbaharda ısı ortalaması bu derecenin altına düşünceye kadar gelişmesini sürdürür. Her üzüm çeşidi meyveleri iyi bir şekilde olgunlaştırmak için belirli bir ısı toplamına ihtiyaç gösterir. Bağ kurulacak alanın yıllık aktif sıcaklık toplamının en az 1600 0C olması gerekir. Ekonomik anlamda bağcılık yapabilmek için yıllık ortalama sıcaklık 9-210C ve sıcak aylar ortalaması 17-200C olmalıdır. Erken olgunlaşan çeşitlerde tam çiçeklenmeden olgunluğa kadar geçen sürede 1600-2000°C, geç olgunlaşanlarda ise 3000 0C ya da daha fazla sıcaklık toplamına ihtiyaç duyulur.

Asmanın kökleri derinlere iner. Bu yüzden diğer bitkilere oranla daha az yağış alan yerlerde de yetişebilir. Yıllık yağış miktarı yanında, yağışın dağılımı bağcılık bakımından çok önemlidir.

Kış aylarında ve ilkbahar başlangıcında düşen yağmurlar asma için çok yararlıdır. İlkbaharın son döneminde ve yaz başlangıcında devam eden yağışlar özellikle mantari hastalıkların artmasına sebep olduğundan bağcılıkta sorunlar yaratmaktadır.

Bağcılıkta iklim faktörleri çok önemlidir. Şayet bağ tesis ettiğimiz bir yerde ilkbahar donları, omcaların sürgün sürme zamanına kadar devam ederse, yeşil aksam, -1, -2 0C’nin altındaki ısıdan zarar göreceğinden bitkilerimiz hasara uğrar. Sonbaharda erken gelen donlar da odun kısmının iyi odunlaşmasına engel olarak genç omcaların kurumasına sebep olur.

Güneşlenme, hava ve toprak sıcaklığı ile fotosentez üzerindeki etkisi nedeniyle önem taşımaktadır. Asma, tanelerinde yüksek oranda şeker biriktirdiği için, güneşi seven bir bitkidir. Gelişme dönemi boyunca en az 1250-1300 saatlik güneşlenme istemektedir. Ekonomik anlamda bir bağcılık için bu değerin 1500-1600 saatten az olmaması gerekir.

Toprak İsteği: Asma kökleri derine giden bir bitkidir. Bu yüzden yumuşak dokulu topraklardan hoşlanır. Bağlar yazları kurak veya az yağışlı yerlerde en iyi geliştiğinden bağ toprağının derin ve su tutma kapasitesinin yüksek olması istenir. Toprak yapısı köklerin gelişmesine olanak veriyorsa fakir topraklarda bile yetişir. Yerli asmalar, kendi kökleri üzerinde yetiştirildiğinde topraktaki kirece oldukça fazla tolerans gösterirler. Fakat Amerikan asma anacı kullanılması gerekirse toprak seçimine dikkat edilmelidir. Kireçli topraklarda karşılaşılan en önemli sorun, kireç etkisiyle demir, çinko ve manganın yeterli düzeyde alınamaması sonucunda ortaya çıkan klorozdur. Klorozun bu şekli, yarayışlı hâle geçemeyen elemente bağlı olarak farklı şekilde sararmalar hâlinde ortaya çıkan besin noksanlıklarıdır.

Toprak reaksiyonu bakımından seçici değildir. Asitli, nötr ve alkali topraklarda bağcılık yapılabilir. Ancak pH’ı 9’un üzerinde olan topraklarda tuzluluk ve sodyum toksitesi, düşük pH’lı topraklarda ise başta fosfor olmak üzere bazı besin elementlerinin alımındaki yetersizlikler görülmektedir. Toprak pH’ının belirlenmesinde toprak örnekleri arazide değişik derinliklerden alınmalıdır. Çünkü sadece yüzey topraktan yapılan ölçümler bu katmandaki gübre uygulamaları nedeniyle yanıltıcı olduğundan, toprak profilinin yüzey ve orta tabakalarından yapılacak ölçümlerin ortalama değeri dikkate alınmalıdır. Toprağın pH değeri ancak uzun süreli gübre uygulamaları ile değiştirilebilir. Örneğin yüzey toprağında 10 yıldan fazla süreli amonyum sülfat gübrelemesi, yaklaşık 30 cm’lik toprak derinliğinde pH’ ın yaklaşık bir birimi düşmesine neden olmaktadır. Bu derinliğin altında 60 cm’ye kadar olan katmanlarda ise 0,2-0,3 birimlik azalmalar olduğu belirlenmiştir.

Toprak verimliliği bakımından asmalar, büyüme ve gelişmeleri için temel besin maddeleri olan karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, potasyum, kükürt, demir, kalsiyum, magnezyum, bor, mangan, bakır, kobalt, çinko, molibden ve klor elementlerine ihtiyaç duyar. Bu 17 besin elementinden karbon, karbondioksit formunda havadan, hidrojen ve oksijen sudan sağlanırken diğer 14 elementin sağlanabildiği ana kaynak topraktır. Katyon değişim kapasitesi düşük olan asit topraklarda hidrojen en yüksek düzeyde bulunan elementtir. Buna karşılık daha yüksek katyon değişim kapasitesine sahip alkali topraklarda ise metal iyonlarının (Ca, Mg, K ve Na) düzeyi daha yüksektir. Bu nedenle, genel olarak besin elementleri kapsamı bakımından asit toprakların fakir, nötr toprakların orta düzeyde, alkali toprakların ise zengin olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte, hem asit hem de alkali topraklarda besin elementleri arasındaki duyarlı dengenin korunması daha önemlidir. Uzun süreli tek yönlü gübrelemeler, diğer besin elementlerinin alınmasını engelleyici bir etki yaratmakta ve sonuçta şiddetli besin noksanlıkları ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, yeni bağ tesisi edilecek topraklarda iki veya üç yılda bir toprak ve yaprak analizleri yapılarak, toprağın besin elementleri kapsamı ve bunlardan bitkinin yararlanma düzeyi belirlenmeli ve elde edilen bilgiler doğrultusunda düzenli gübreleme programları oluşturulmalıdır.

Toprakta suda eriyebilir tuz konsantrasyonunun yükselmesinin sonucu olan tuzluluk, su ve besin maddesi alımını kısıtlayarak büyüme ve gelişmeyi sınırlandırır. Toksik etki yaparak kurumalara neden olur. Asmaların toprak tuzluluğunun orta düzeyde hassas oldukları kabul edilmektedir.

Üzüm Üretimi

Kültür asması; tohum, daldırma, çelik, aşı ve doku kültürü olmak üzere başlıca beş şekilde çoğaltılmaktadır:

Tohumla çoğaltma, ıslah çalışmalarında daha çok kullanılmaktadır. Asma bitkisi yabancı tozlanmaya uygun bir bitki olduğu için tohumda açılma olmaktadır. Bu da ıslah çalışmaları için avantaj sağlamaktadır.

Üzüm meyvesi ve çekirdeği:

Üzüm meyvesi ve çekirdeği.

Tohumla üretimde tohumlar tane etinden ayrılır, yıkanır, kurutulur. Ekim zamanına kadar kese kâğıtları içinde nemden uzak bir ortamda korunur. Alınan tohumlardaki dinlenmeyi kaldırmak ve bir örnek çimlenmeyi sağlamak için aralık ocak aylarında uygun şekilde özel olarak hazırlanmış ve sterilize edilmiş nemli kum veya harç içine 3-4 cm aralıkla ekilerek 4-5 0C’de 3 ay süre ile dışarıda veya depolarda katlanmaya bırakır. Tohumdaki dinlenmeyi ortadan kaldırmak için katlama ile soğuklamanın yanı sıra bazen Gibberelik asit (GA3) solüsyonu da uygulanabilir. Soğuklama gereksinimi giderilmiş tohumlar mart ayı başında sıcaklığı 25-27 0C oransal nemi % 80 olan seraya konularak çimlendirilir. Üç haftada çimlenme olur. Çimlenen fideler, 3-4 yapraklı olunca saksılara konur. Seralarda yeterli gelişme sağlandıktan sonra alıştırma seralarına alınır. Yazın gelişen genç asmalar sonbaharda 50-60 cm’lik bir sürgün meydana getirir. İkinci yılın sonunda bitki boyu 2 metreye yaklaşır.

Daldırma ile çoğaltım yönteminde ise filoksera zararlısının yaygın olmadığı yerlerde boş olan yerleri doldurmak için yapılır. Asmanın bir yıllık dalının gövdeden ayırmadan toprağa daldırılması ve köklendirilmesi ile olur. Bir yıllık dal boş alana doğru uzatılır. 25-30 cm derinliğindeki çukura gömülür. Dalın ucu toprağın üstüne çıkarılır. Yanına bir herek bağlanır. Hereğe bağlanan kısım iki göz üzerinden budanır. Toprağın altındaki gözler köreltilir. Ertesi yıl dalın asma ile toprak arasında kalan kısmı kesilir.

Çelikle çoğaltım ise çelik alınacak yıllık çubuklar anaç kütüğünde dibinden bir göz bırakarak kesilir. Kesilen çubuklar, aynı uçları bir tarafa gelecek şekilde demet hâline getirilerek çelik kesim ve tasnif yerlerine taşınırlar.

Bir yıllık dallardan köklendirilmek üzere hazırlanan asma çelikleri:

Bir yıllık dallardan köklendirilmek üzere hazırlanan asma çelikleri.

Asmanın bir yıllık dallarından genelde 20-40 cm uzunluğunda çelikler hazırlanır. Burada çelikler alındıkları omcanın tüm özelliklerini taşır. Çoğu kolayca köklenir. Özellikle de kaliteli çeşitlerin rahatça çoğaltılmalarına olanak sağlar. Kullanılacak çelikler sağlıklı ve verimli omcalardan alınmalı ve 6-10 mm çapında olmalıdır. Filokseralı yerlerde (%60-70 kum içeren topraklar hariç) bağ kurarken kullanılması zorunlu olan Amerikan asma anaçlarının çoğaltılması yine aynı şekilde alınacak çeliklerin uygun ortamlarda köklendirilmesi suretiyle yapılmaktadır. Asmanın bir yıllık dallarından alınan odun çelikleri dışında, yaz sürgünleri parçalarının da sisleme üniteleri altında köklendirilmesi suretiyle fidan elde edilmesi mümkündür.

Asma çelikleri:

Asma çelikleri.

Aşı ile çoğaltmada ise iki yöntem daha çok kullanılmaktadır.

  • Masa başında aşılama
  • Bağda aşılama

Masa başında yapılan aşılarda, değişik aşı kesitleri açan ayakla veya pünomatik olarak çalışan aşı makineleri kullanılmakta ise de genelde omega tipi aşı yapanlara yer verilmektedir. Burada anaç ve kalem olarak kullanılacak bitki parçalarının olabildiğince aynı çapta hazırlanması önemlidir. Bu aşılarda, aşı yerinde özel yöntemlerle kallus oluşumu (kaynaşma) ve bazalda da köklenme sağlanarak aşılı ve köklü fidan elde edilmektedir.

Aşılanacak anaç ve kalemde (a), omega tipi kesit oluşturma (b) ve birleştirilerek aşılı çelik eldesi (c):

Aşılanacak anaç ve kalemde (a), omega tipi kesit oluşturma (b) ve birleştirilerek aşılı çelik eldesi (c).

Bağda yapılan aşılarda; yarma, kakma, kabuk altı, İngiliz aşısı (dilcikli) veya yonga aşılan kullanılmaktadır. Bu amaçla köklü olarak hazırlanan anaç fidanları başparmak kalınlığında alınmalıdır. Bunun üzerlerine daha küçük (8-9 mm) çapta bir kalem ile aşı yapılmaktadır. Aşılarda, kesit yüzeylerinin düzgün olması, anaç ve kalemin kabuk kısımlarının karşı karşıya getirilerek sıkıca tutturulmaları, kaynaşma sırasında uygun havalandırma, sıcaklık ve nem koşullarının sağlanması aşılamada başarıyı doğrudan etkileyen önemli hususlardır.

Aşılarda anaç ve kalemin kesim yüzeylerinden olabilecek su kaybını en aza indirmek için masa başı aşılarında parafinleme yapılırken, bağda yapılan aşılarda da bağlama işinden sonra aşı kaleminin 3-5 cm üstüne kadar nemli ve gevşek bir toprak yığılarak kümbet yapılmalıdır.

Asmalarda kakma (a), kabuk altı (b), dilcikli (c) ve yarma (d) aşıların yapılışı:

Asmalarda kakma (a), kabuk altı (b), dilcikli (c) ve yarma (d) aşıların yapılışı.

Asma Bahçesi Tesisi

Ülkemizde bir yörede yeni bir bağ tesis ederken aşağıda açıklanan şekilde elde edilen fidanlar kullanılmaktadır:

Aşısız yerli asma fidanı kullanılarak: Bu yöntem, filokseranın yaygın olarak bulunmadığı yerlerde kullanılır. Köklendirilen yerli asma çelikleri, köklü fidan olarak bağ kurulan yere dikilmektedir. Bu şekilde kurulan bağcılığa eski bağcılık da denilmektedir.

Aşılı köklü asma fidanı kullanılarak: Anaçlardan alınan çelikler ile kültür çeşidinden alınan kalemle, masa başında omega aşı ile aşılanarak parafinlenir. Sıcaklığı 26 -28 0 C ve oransal nemi %85- 95 olan aşı banyosunda 21 gün süre ile nemli talaş veya su içinde katlanarak aşı noktasında yara dokusunun oluşmasıyla kaynaşması sağlanır. Daha sonra bunlar dış şartlara alıştırılır ve katlama ortamından çıkarılarak fidanlıklara dikilirler. Fidanlıklarda gerekli kültürel işlemler uygulandıktan sonra bunlar, aşılı köklü asma fidanı olarak sökülür ve yeni bağ kurulacak yerlere dikilir.

Tüplü fidanlar kullanılarak: Ülkemizde çok kullanılmayan bir yöntemdir. Ancak yaz dikimine olanak sağladığı için çok avantajlı bir uygulamadır. Bu amaçla çimlendirme odasından çıkarılan aşılı köklü fidanlar torbalara alınarak dikilirler. Bu fidanlar yarı gölge yerlerde tutularak kök oluşumu ve sürgün gelişmesi sağlanır. Yaz mevsimi boyunca herhangi bir zamanda bu fidanlarla bağ tesis edilebilir.

Aşısız köklü anaçların dikilmesi ve iki yıl sonra yarma aşı ile aşılanması: Bağ tesis edilecek yere dikilen köklü anaçlar, iki yıl sonra yarma aşı yöntemiyle aşılanır.

Aşısız köklü anaçların dikilmesi aynı yıl veya bir sene sonra omega aşı makası ile aşılanması: Sonbaharda veya ilkbaharda köklü anaçlar dikilir. Anaçların sürgün boyu 4 -5 cm olduktan sonra omega aşı makası ile önceden muhafaza edilen tek gözlü kalemlerle aşılanır. Aşıyı aynı yıl içerisinde yapmak yıl açısından kazanç sağlar.

a; Bir yıl önce dikilmiş ve aşılanmaya hazır olan Amerikan asma anacı b; Anaç, toprak seviyesinin biraz altından kesimi:

a; Bir yıl önce dikilmiş ve aşılanmaya hazır olan Amerikan asma anacı b; Anaç, toprak seviyesinin biraz altından kesimi.

a; Anaç toprak seviyesinin biraz altından kesilmiş durumda b; Yarma aşıda kullanılacak aşı kaleminin hazırlanması:

a; Anaç toprak seviyesinin biraz altından kesilmiş durumda b; Yarma aşıda kullanılacak aşı kaleminin hazırlanması.

Bir aşı kalemi ve örnek aşıda anaç yerine kullanılacak olan gövde:

Bir aşı kalemi ve örnek aşıda anaç yerine kullanılacak olan gövde.

a; Yontulmuş aşı kaleminin yandan ve önden görünüşü b; Anaç çakıyla yarılması ve aşı kaleminin anaca yerleştirilmesi:

a; Yontulmuş aşı kaleminin yandan ve önden görünüşü b; Anaç çakıyla yarılması ve aşı kaleminin anaca yerleştirilmesi.

a; Aşı kaleminin anaca yerleştirilmesi b; Anaç ve kalemin birbirlerine aşı bağı ya da rafya ile bağlanmasıc;c; Anaç ve kalemin birbirlerine aşı bağı ya da rafya il bağlanması d; Aşı kaleminin anaca yerleştirilmesi ve etrafının pamuk iplik ile sarılması:

a; Aşı kaleminin anaca yerleştirilmesi b; Anaç ve kalemin birbirlerine aşı bağı ya da rafya ile bağlanmasıc;c; Anaç ve kalemin birbirlerine aşı bağı ya da rafya il bağlanması d; Aşı kaleminin anaca yerleştirilmesi ve etrafının pamuk iplik ile sarılması.

a; Aşı tamamen toprak altında kalacak şekilde, üzerinin toprakla kapatılması b; Aşılamadan 35 gün sonra aşılar filizlenmiş ve topraktan çıkışı:

a; Aşı tamamen toprak altında kalacak şekilde, üzerinin toprakla kapatılması b; Aşılamadan 35 gün sonra aşılar filizlenmiş ve topraktan çıkışı.

Bahçede beton direklerin hazırlanması ve ilk sıra tellerin çekilmesi:

Bahçede beton direklerin hazırlanması ve ilk sıra tellerin çekilmesi.

a; Topraktan çıkan filizlerin fazlalıklarının kesimi ve sadece ana gövde bırakımı b; Ana gövdeye bir çubuk bağlanması:

a; Topraktan çıkan filizlerin fazlalıklarının kesimi ve sadece ana gövde bırakımı b; Ana gövdeye bir çubuk bağlanması.

a; Ana gövdenin ucundaki filiz kesimi ve tel hizasından, gövdedeki iki filiz yanlara doğru tele bağlanarak, iki kol oluşması, b; Telin üzerinde yanlara doğru iki kol oluşturulması:

a; Ana gövdenin ucundaki filiz kesimi ve tel hizasından, gövdedeki iki filiz yanlara doğru tele bağlanarak, iki kol oluşması, b; Telin üzerinde yanlara doğru iki kol oluşturulması.

a; İkinci ve üçüncü kat tellerin geçirileceği V şeklindeki demirlerin oluşturulması, b; İkinci sıra tellerin çekilmesi:

a; İkinci ve üçüncü kat tellerin geçirileceği V şeklindeki demirlerin oluşturulması, b; İkinci sıra tellerin çekilmesi.

Genç bir asma fidanı:

Genç bir asma fidanı.

Ülkemizde filokseranın yaygın olduğu yerlerde, aşılı köklü asma fidanı dikerek ya da köklü anacı dikip yarma aşı ile aşılayarak veya tüplü fidan dikerek bağ tesisi yapılmaktadır.

Ekonomik ömrü uzun olan bağın tesis tekniği çok önemli olup tesis esnasında yapılacak bir hatanın telafisi yok gibidir. Bağcılıkta başarı, bağ kurulacak yörenin toprak ve iklim faktörlerinin iyi bilinmesi ile başlar. Başlangıçta iyi bir planlama ile toprak-iklim, anaç-çeşit ve terbiye sisteminin bir uyum içerisinde olması sağlanmalıdır. Bunlar bir arada olunca üreticiye büyük kâr sağlayabileceği gibi bağın ekonomik ömrünü de uzatacaktır. Bağ tesis ederken iklim, toprak, yer, yön, anaç ve kalem seçimi gibi unsurlar ile tesviye, sıra arası ve sıra üzeri mesafelerinin ayarlanması gerekir. Buradan hareketle bağ yerinin seçimine etki eden faktörleri kısaca açıklayacak olursak:

iklim: Bağ yerinin seçimine etki eden en önemli iklim faktörleri; sıcaklık, güneşleme, yağış, hava ve rüzgârdır.

Sıcaklık: Asmada sürgün gelişmesi, günlük ısı ortalaması 10 °C olunca başlar. Sonbaharda günlük ısı ortalaması 10 °C’nin altına düşünceye kadar devam eder. Her üzüm çeşidi, meyvelerini olgunlaştırabilmek için belirli bir ısı toplamına ihtiyaç duyar. Bu da asgari günlük sıcaklık ortalaması üzerinden 1600 gün °C olmalıdır. Erkenci ürün çeşitlerinde sıcaklık toplamı 1600-2000 gün °C iken geççi çeşitlerde en az 3000 gün °C olmaktadır. Asmalar kışın 3 ay kadar kış dinlenmesine girer.

Bağcılıkta önemli faktörlerden biri de don tehlikesidir. Eğer ilkbahar geç donları omcaların sürme zamanına kadar devam ederse -1, -2 °C’de genç sürgünler zorlanır. Sonbaharda erken gelen donlarda omcanın odunlaşmasını engellediği gibi kurumasına da sebep olur. Sıcaklığın -20 °C’nin altına düştüğü yörelerde büyük ölçüde don zararı olur. Asmanın yeşil sürgünleri 0 °C’nin altında zarar görür. Ayrıca -3 °C altında bütün yeşil organlar zarar görmektedir.

Güneşleme: Asmanın özellikle yazın ve sonbaharda ışığa ihtiyacı oldukça fazladır. Üzüm danelerinin renk oluşumu ve asmanın büyümesi için bol ışık gereklidir. Bu nedenle bağlar, güneş ışıklarının daha dik olarak geldiği güney veya güney-batı yönlerine meyilli yerlerde kurulduğunda üzümün kalitesi daha iyi olur ve omcalar güneşten daha fazla yararlanır. Güneşlenme kuru madde miktarını arttırarak kaliteyi yükseltir. Hastalık kontrolünü de kolaylaştırır.

Yağış ve Hava Nemi: Asmanın su isteği diğer bitkiler kadar fazla değildir. Yıllık ortalama yağışın 400- 500 mm’yi bulduğu yöreler asmanın yetişmesi için yeterli olmaktadır. Kış aylarında, ilkbahar başlangıcında düşen yağmurlar asma için çok faydalıdır. İlkbaharın son döneminde ve yaz başlangıcında düşen yağmurlar bitkinin büyümesi için faydalı olmasına rağmen hastalık ve zararlıların gelişmesine sebep olduğundan ve mücadelesini güçleştirdiğinden bağcılık yönünden faydalı değildir. Ayrıca çiçeklenme zamanı yağan yağmurlar, döllenmeyi engellediği için dane tutumu az olur. Yazın çok kurak geçen yerlerde sulama gerekir.

Rüzgâr: Aşırı ve zamansız esen rüzgârlar bağcılığı olumsuz yönde etkiler. Sürgünler 10-15 cm’ye ulaştığında 3-4 m/sn’den hızlı esen kuzey ve kuzeydoğu rüzgârlarının etkisiyle sıcaklık düşer ve kurumalar olur. İlkbahar ve yaz başlarında deniz tarafında esen rüzgârlar, mildiyö ve külleme gibi hastalıkların artmasına neden olur. Şiddetli esen rüzgârların etkisiyle danede yaralanmalar veya kabuk kalınlaşması olur. Böylece zararlanma ve kalitede düşme görülür.

Toprak: Asmaların kökleri oldukça derine gitmektedir. Bağlar; derin, iyi havalanabilen ve yumuşak dokulu topraklardan hoşlanır. Çok ağır bünyeli, süzek olmayan, tuzlu ve toksik madde içeren topraklarda bağcılık yapmaktan kaçınılmalıdır. Vitis vinifera (yerli asma) toprak bakımından seçici değildir. Ancak Amerikan Asma Anaçlar (AAA) seçicidir. Bu nedenle toprak analizi yapılmalıdır. Kumlu topraklarda filoksera yaşamadığı için yerli bağcılık yapılabilir. Bunun yanında çakıllı topraklar kaliteli şarap bağcılığı için uygundur. Taşlı ve çakıllı topraklar orta mevsim şaraplık bağlara, tınlı topraklar kurutmalık üzümlere, kalkerli topraklar kırmızı şaraplık üzümlere uygundur. Kumlu topraklarda yetişen bağlarda alkol fazla olur fakat aroma ve buket denilen kalite maddeleri az olur. Fazla humuslu topraklarda asma iyi olgunlaşmaz.

Çeşit ve anaç seçimi: Bağ tesisinde en önemli aşamalardan birisi anaç ve çeşit seçimidir. Çünkü tesisin uzun ömürlü ve ekonomik bir yatırım olması buna bağlıdır. Başlangıçta anaç ve çeşit ne kadar uygun seçilirse başarı oranı da o kadar fazla olur. Bu seçimi yaparken yörenin iklim ve toprak şartlarını dikkatle incelemek gerekir.

Günümüzde değişik toprak tiplerine adapte olabilen anaçlar bulunmaktadır. Anaçlar; kurağa, kirece, tuzluluğa, filokseraya ve nematodlara dayanıklı olabilir. Örneğin Vitis Berlandieri Amerikan asma türü; filoksera, mildiyö ve siyah çürüklüğe çok dayanıklıdır. En olumsuz özelliği köklenmesinin zor olmasıdır (%5). Ayrıca kireç içeriği yüksek topraklarda ve kumlu topraklarda kuvvetli gelişir. Kurulacak bağın uzun ömürlü oluşu, asmanın verimliliği ve mahsulünü olgunlaştırması anacın uygun seçilmesine bağlıdır. En uygun anaç seçimi toprak analizleri sonucu ile arazinin yapısı ve kültürel durumu incelenerek yapılmaktadır.

Anaç seçimi kadar çeşit seçimi de önemlidir. Uygun olmayan çeşit seçildiğinde sonraki dönemlerde çeşidin değiştirilmesi gerekebilir. Bu da para ve zaman kaybı demektir. Kültür asmasının ana vatanı içinde yer alan ülkemizde pek çok çeşit bulunmaktadır. Ancak bir kısmının ekonomik değeri yoktur. Seçimde özellikle bölgeye iyi adapte olmuş ekonomik çeşitler kullanılmalıdır. Çeşidin yöre iklimine uygun olması gerekir. Sıcaklık toplamının düşük olduğu yörelerde geççi çeşitlerle çalışıldığında üzümler olgunlaşmaz. Ayrıca sonbaharın ilk donlarından zarara uğrayabilirler. Genel olarak sıcak bölgelerde erkenci, serin ve kuzey bölgelerde geççi çeşitler tercih edilmelidir. Bu konuda toprak yapısı da belirleyicidir. Sıcak bölgelerdeki verimli taban topraklarında kurutmalık çeşitler tercih edilirken, serin bölgelerdeki kıraç ve fakir topraklarda kalitenin önem taşıdığı sofralık veya şaraplık çeşitlere öncelik verilmelidir.

Bağ kurmak için seçilecek üzüm çeşitlerinde şu özellikler aranmalıdır;

  • Seçilen çeşit, iklim istekleri yönünden yörenin iklimine uygun olmalı,
  • Yörede ekonomik olarak tercih edilen çeşitler olmalı,
  • Seçilen çeşit, üretim amacına uygun olmalı (sofralık, şaraplık, şıralık ve kurutmalık),
  • Döllenme biyolojisi yönünden seçilen çeşitler birbirine uygun olmalı,
  • Bir bağ kendine verimli üzüm çeşitleriyle kurulduğu zaman her çeşit ayrı parseller hâlinde dikilmeli (Çünkü her çeşidin budanması, gübre ihtiyacı, hastalıklara dayanımı ve hasadı birbirinden farklıdır.),
  • Bağ kurarken salkımda yeknesak bir tane tutumunu sağlamak için seçilen çeşitlerin döllenme biyolojisi açısından çiçek yapılarının iyi bilinmesi gerekir. Çavuş, Tahannebi, Hönüsü ve Karagevrek gibi morfolojik erdişi fizyolojik dişi çiçek yapısına sahip olan çeşitler seçildiği zaman (bunlar kendine kısır olduğundan) mutlaka en uygun dölleyici (babalık) çeşitlerin de seçilerek birlikte belli oranda dikilmesi gerekir.

Dölleyici çeşit (babalık) seçiminde dikkat edilecek noktalar şunlardır:

  • Dölleyicinin bol çiçek tozu oluşturması ve çiçek tozlarının çimlenme oranının
  • yüksek olması gerekir.
  • Dölleyici çeşitle, ana çeşidin çiçeklenme dönemlerinin birbirine uyması gerekir.
  • Dölleyici çeşidin çiçeklenme döneminin uzun olması gerekir.
  • İki çeşit arasında döllenmede kısırlık olmamalıdır.
  • Dölleyici çeşidin de o bölge için ekonomik öneme sahip bir çeşit olması gerekir.

Çeşit seçiminde en önemli belirleyicilerden birisi de ürünün nasıl değerlendirilip pazarlanacağıdır. Örneğin, genellikle kurutmalık olarak değerlendirilen Çekirdeksiz üzüm (Yuvarlak ve Sultani) gerektiğinde sofralık ve şaraplık olarak da satılabilme avantajına sahiptir. Şunu da unutmamak gerekir ki anaç ve çeşidin bölgenin iklim ve toprak yapısına uygun olması kadar çeşit ile anacın iyi bir afinite oluşturması çok önemlidir. Uygun afinite sağlayamayan kombinasyonlarda yavaş ve zayıf gelişme, silkme, kalitesiz ve küçük tane, verim düşüklüğü ve hatta daha ileriki safhalarda aşı atma ve kurumalar görülebilir.

Çeşitlerin budanması, uyanması, olgunluk zamanı farklılık gösterdiğinden karışık çeşitlerle oluşmuş bağların bakımı, hasadı ve üzümün değerlendirilmesi çok zor olmaktadır. Bağa konulacak çeşit sayısı en az sayıda tutulmalı; bir veya ikiyi geçmemelidir.

Asmanın ekonomik ömrü yaklaşık olarak 40 yıldır. İyi hazırlanmayan bir yere tesis edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısadır. Verimi az olur ve hastalıklara daha kolay yakalanır.

Yeni kurulacak bağ yeri, hiç işlenmemiş bir toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir. Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre ile gübrelenmelidir.

Bağ yeri seçildikten sonra toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar ve çalılar temizlenir. Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır. Fazla su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınır.

Asmanın iyi büyüyebilmesi, köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır. Gelişme toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider. Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır. Bu tip toprakların krizma yapılması şarttır. Özellikle yeni bağcılıkta krizma işine daha çok önem vermek lazımdır. Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve süzek olması gerekir. Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri gelmektedir.

Krizma, bağ toprağının en az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile yapılmaktadır. Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az 6-8 haftalık bir zaman olmalıdır.

Asma fidanları ilkbaharda veya sonbaharda dikilir. İklimi çok sert geçen yerlerde ilkbahar dikimi, iklimi ılıman geçen yerlerde ise sonbahar dikimi yapmak daha uygundur. İlkbahar dikimi yapılacak yörelerde dikim ne kadar erken yapılırsa asma yağışlardan ve büyüme devresinin uzunluğundan yararlanarak daha iyi gelişir. Dikim işlemine, toprak tava gelip ısınınca hemen başlanmalıdır.

Asma fidanlarının dikiminden önce sıralara verilecek yön ile aralık ve mesafe belirlenmelidir. Yön, genelde arazinin şekli ile ilgili bir sorun yoksa en iyi güneşlenmenin sağlandığı kuzey-güney doğrultusunda olmalıdır. Şiddetli ve devamlı esen rüzgârların bulunduğu yerlerde ise telli terbiye sistemleri hâkim rüzgâr yönüne paralel olmalıdır. Çünkü, bu şekilde bağın iyi havalanması sağlanır. Rüzgârlardan korunmuş olunur.

Yeni bir tesiste asmalara verilecek aralık ve mesafeler; seçilen çeşide ve gelişme durumuna, anaca, iklim ve toprak faktörlerine, toprağın işlenme durumuna ve uygulanacak terbiye sistemine bağlı olarak tespit edilir.

Taban topraklarda yetiştirilen kuvvetli çeşitler için omca başına 9-10 m2 gibi (3 x 3 m) geniş alanlar gereklidir. Zayıf topraklar ve zayıf çeşitler için 4-5 m2 lik (2 x 2 m, 2,5 x 2,5 m) sahalar yeterlidir.

Örneğin; çekirdeksiz üzüm çeşidi için bu değerler:

  • Goble’de; 3×3; 2.75 x 2.75; 2.50 x 2.50; 2.25 x 2.25 m
  • Telli sistemli bağlarda ise 3,5 x 3; 3,5 x 2,5; 3 x 2 m olabilir.

Telli terbiye şekillerinin uygulanacağı bağlarda toprak işleme, ilaçlama, gübreleme gibi işlemlerde traktörden yararlanılacağı düşünülerek sıra arası traktörün çalışabileceği genişlikte olmalıdır.

Telli sistemle kurulmuş bir bağ:

Telli sistemle kurulmuş bir bağ.

Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır. Bunlar:

Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe 1-2 m’dir.

Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makine gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra aralarıysa geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları 1-2 m, sıra araları ise 2-3 m arasında değişir.

Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince birheksagonal şekil oluşur; zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.

Arazide nasıl bir dikim yapacağımıza karar verdikten sonra işaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makine ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamıyla, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur. Fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm’si toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.

Dikim yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır. Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.