Tanımı ve Önemi
Marketing sözcüğünün karşılığı olarak dilimize geçmiş olan pazarlama kelimesi kök olarak market (Pazar) kelimesinden türemiştir. Marketing kelimesinin çok değişik tanımları vardır.
Bir tanıma göre pazarlama: Bir yönetim bilimi olarak kişisel ya da karşılıklı kazanç sağlamak amacıyla, müşteriler ile satıcılar arasında istenilen mal ve hizmet değişimlerini sağlayan programların analizi, planlanması, uygulanması ve kontrolüdür.
Başka bir tanıma göre pazarlama: Mal ve hizmetlerin üretilmesinden tüketilmesine kadar geçen safhada meydana gelen olaylar olarak tanımlanır.
Diğer bir tanıma göre pazarlama: Malların ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye ulaşım safhasından, talep, fiyat ve masraf faktörlerinin onların çeşitli zaman, yer ve şekildeki durumlarına karşı aldığı durumu inceleyen bilim dalıdır.
Yukarıdaki tanımlardan birleşilen noktalara göre:
Tarımsal pazarlama: Tarım ürünlerin üreticiden, hatta üretimin başladığı tarla veya bahçeden tüketimin son aşamasına, tüketicinin eline geçinceye kadar geçirdiği işlemleri inceleyen ve bunları düzenleyen bir bilim dalı olarak tanımlanır.
Geniş kapsamlı bu tanıma göre pazarlama, tarımsal üretime yön verdiği için üretimin bir bölümünün de içinde yer alır. Örneğin; tüketicinin zevkini tatmin etmeyen bir tarımsal ürünü üretmek boşuna zahmet demektir. O halde üretici tohumu ekmeden önce bile pazarlama faaliyetlerinin içindedir. Çünkü, bu durumda piyasada aranan bir ürünün tohumunu seçmek zorundadır. Aynı şekilde ürünün perakendeciden satın alınmasıyla da pazarlama faaliyeti bitmiş değildir. Sofrada tüketilen ürüne verilen değer pazarlama için son derece önemlidir. Ürünü beğenen tüketici o ürünü başkalarına önererek talep meydana getirme fonksiyonuna katılmış ve alıcı olduğu halde bir pazarlama hizmeti yapmış olur.
Pazarlamanın temel amacı: Müşterinin tatmini ve uzun dönemde tüketicinin ürüne olan güveninin sağlanmasıdır. Bugünün pazarlama anlayışı ve kavramı tek başına bir satış anlayışından uzaklaşarak toplumun ve müşterinin isteklerine hizmet etmeyi amaçlamaktadır. Bunun için mal arzı, fiyatlandırılması satışın geliştirilmesi ve dağıtımın planlanması programlı biçimde yürütülmelidir.
Amacı
Son yıllarda pazarlamaya karşı büyük bir ilgi görülmekte ve pazarlama toplumun kurtarıcısı olarak kabul edilmektedir.
Kalkınma planında daha çok üretim ağırlıklı yatırımlara yer veren az gelişmiş ülkeler ürettikleri malları halka taşıyacak pazarlama sistemlerini geliştiremediklerinden, zarar görmeye başlamışlardır. Örneğin, ülkemizde daha fazla tanm ürününün dış satımı mümkün olduğu halde, dağıtım kanalları, depolama ve yükleme tesislerinin yetersizliği yüzünden dış satım kısıtlanmaktadır. Ayrıca ürün kayıpları artmakta ve bir kısım ürünün kalitesi bozulmadan saklanmasında zorluk çekilmektedir. O halde, iyi bir pazarlama sistemi kurulmadıkça tarımsal üretimi artırmaktan kaçınılmalıdır.
Bu bağlamda üretimle pazarlamanın ilişkisi dikkate alınmalı ve ürün nasıl olsa pazarlanır fikri ile pazarlama ihmal edilip yalnızca üretim düşünülmemelidir. Çünkü pazarlama düzeninin kurulamadığı ve ürün piyasasının başıboş olduğu ülkelerde bu düşünceye yer verilmemektedir.
Pazarlamanın topluma olan katkısı konusunda karamsar görüşlere sahip olanlara göre ise, tüketicilerin çoğu ihtiyaç duydukları malları değil, satıcının istediği ve aslında kendilerinin istemediği malları satın almaktadır.
Pazarlama bir yandan en yeni ve en dinamik bilimlerden biri, öte yandan dünyanın en eski mesleklerindendir. Pazarlama, ilkel takas zamanından para ekonomisi aşamasına ve oradan bugünün haberleşme ve dağıtım alanındaki destekleyici araç gereçlerle donanmış modern pazarlama sistemine ulaşıncaya kadar her aşamadaki değişimleri içerir.
Malların üreticiden tüketiciye akışında arz, talep ve masraf gibi faktörlere bağlı olarak bazı değişiklikler meydana gelir. Pazarlama bu değişiklikleri inceleyerek düzenli bir sisteminin kurulmasına çalışır. Tarımsal pazarlama tarım ürünlerinin değişim ilişkilerini inceleyerek ürünlerinin akışında meydana gelen tıkanıklıklara ve pazarlama sorunlarına çözüm arar.
Tarımsal pazarlamanın asıl amacı tüketiciye en yüksek tatmini sağlamak, bir başka deyişle tüketicilere belli bir malı mümkün olan en düşük fiyatla satmak ve üreticilere ürün bedeli olarak en yüksek fiyat ödemektir. Tabi bu arada üretici ile tüketici arasında ki pazarlama kanallarında çalışanlara da makul bir kâr payı öngörür. Böylece pazarlama, piyasayı düzenleyerek değişim faaliyetlerine yön verir.
Tarımsal pazarlamacılar da ekonomik ilkelere göre çalışarak belirli bir masrafla en yüksek faydayı elde etme amacını güder. Tarım ürünlerini tüketim merkezlerinde tam zamanında ve elverişli koşullarda bulundurulduğunda pazarlama hizmeti tüketicilere en yüksek faydayı sağlar ve bu hizmeti yapanlarda ancak bu şekilde daha fazla kâr elde ederler.
Tarım ürünlerinin tüketiciye satışı pazar talebine bağlı olduğundan tarımsal pazarlama çiftçinin üretime ilk adımı atması ile tarlada bahçede başlamakta ve üretimden tüketime kadar geçen bütün aşamaları içine almaktadır. Bu nedenle çiftçinin yalnız üretimle ilgili değil, ürünün satışı ile ilgili bilgilere de sahip olması zorunludur.
Arz ve Üretim
Arzın Genel Özellikleri
Satıcıların piyasada satmaya istekli olduğu mal miktarı arz olarak tanımlanır.
Belirli bir fiyattan arz, bir malı elinde bulunduranların en fazla fiyatı buldukları takdirde o maldan satmak isteyecekleri mal miktarı demektir. Bu anlamda arz piyasa fiyatını belirleyen değil, aksine kendisi piyasa fiyatı tarafından belirlenen bir büyüklüktür.
Çeşitli fiyatlarla o fiyattan satılmak istenen mal miktarı arasındaki ilişkiyi arz çizelgesi gösterir.
Arz kanununda, bir malın fiyatı arttığı zaman genellikle o maldan satışa arz edilen miktarlar artmakta fiyat düştüğü zaman arz miktarı da azalmaktadır. Yani faydalı mal ve hizmetlerin bütün insanların ihtiyaçlarını karşılayacak kadar bol bulunmayıp kıt olmaları ve onların miktarının çoğaltmanın güçlüklerle dolu olması piyasaya mal arzını sınırlamaktadır. Ancak bir mal için alıcıların ödemeye razı olacakları bedel yükseldikçe üreticiler piyasaya daha fazla mal getirmenin güçlüklerini göze alabilmektedirler.
Arz Fonksiyonu ve Arz Esnekliği
Bir mal veya hizmetin piyasaya arzı geldiği zaman belirli bir süre içindeki mal akışı kastedilir. Bu mal akışının miktarını etkileyen temel faktörler ile arz arasındaki ilişkilere arz fonksiyonu adı verilir.
Bir mal veya hizmetin piyasaya haftalık, aylık veya yıllık sürelere göre arzın çok veya az miktarlarda kesintili veya sürekli olması genellikle o malın veya hizmetin üretim koşullarına bağlıdır.
Arzı etkileyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
- O malın piyasada hangi fiyattan satılabileceğidir. Fiyat ne kadar yüksek olursa bir malı üretip satışa arz etmek o kadar kârlı olacaktır. Fiyat düşerse arz ve talep azalacaktır.
- O malın üretiminde kullanılan üretim faktörlerinin fiyatlarıdır.
- Bir malın arz miktarı yalnız o malın değil, bütün diğer malların fiyatlarının etkisi altındadır. Çünkü bir malın fiyatı aynı kalırken başka malların fiyatlarında artış olursa onları üretmek ve pazarlamak daha kârlı hale gelecektir. Bu durum üretim faktörlerinin diğer alanlara kayması ve firmaların ilgilerini başka kesimlere çevrilmelerine yol açacak ve fiyatı değişmeyen malın arzı azalacaktır.
- Bir malın arzı, üretimi konusundaki bilgi ve teknolojisine ve ondaki değişikliklere de bağlıdır. Bir malın nasıl elde edileceğine dair bilgilerimizi geliştirerek yeni teknolojiler buldukça o malı elde etmenin güçlükleri azalmakta, emeği, verimi artmakta ve maliyetler düşmektedir. Diğer değişkenler aynı kalırken bir malın üretiminde yeni teknolojiler kullanılmaya başlanırsa o malın arz miktarında artış olacaktır.
Bir malın fiyatı ile o malın arz miktarları arasında ilişki doğru yönlü bir ilişkidir. Malın fiyatı artıkça mal miktarı da artar. Fiyat artışlarına karşı arz miktarlarına duyarlılığı yani arz esnekliği her mal için aynı değildir.
Esneklik (değişebilirlik): Talep veya arz miktarının o malın fiyatına karşı ne kadar duyarlı olduğudur. Simgesi e’dir.
e =miktarda % değişiklik / fiyatta % değişliktir.
Arz esnekliği ae = arz miktarında % değişiklik / fiyat miktarında % değişiklik = m2 – m1/m1 / f2 – f1/ fi
Örnek: Özel bir günde gülün fiyatı 1 YTL’den 11’YTL ye çıkıyor. 1 YTL’de arz 2 birim iken 11 YTL’de 4 birimdir. Arzın esnekliğini bulunuz?
Çözüm: ae= 4-2/2 / 11-1/1
=1/10 =0.1
ae > 1 esnek miktarı artıyor.
ae < 1 az esnek
ae = 1 esnek
Bir malın arz esnekliğini etkileyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz.
Üretim maliyeti: Üretim miktarı artıkça maliyet de artıyorsa arz esnekliği düşüktür.
Üretim döneminin uzunluğu: Kısa dönemde arz, uzun dönemde talep esnektir.
Üretim faktörleri: Üretim faktörlerinin alternatif kullanım alanları yoksa arz esnekliği düşüktür. Alternatif kullanım alanları varsa arz esnekliği fazladır.
Talep ve Tüketim
Talebin Genel Özellikleri
Tüketicilerin belirli bir zamanda belirli bir fiyattan satın alabilecekleri mal ve hizmet miktarına talep denir.
Talebin olabilmesi için ferdin bir mal veya hizmeti elde etmek istemesi ve bunun için yeterli satın alma gücüne sahip olması gerekir. Böyle bir talep piyasa fiyatını etkiler. Talep sadece tüketim amacıyla değil, üretim ve spekülasyon amacıyla da yapılmaktadır.
Talibi etkileyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
- O malın fiyatı
- Tüketim gelirleri
- Rakip malların fiyatları
- Tamamlayıcı mal fiyatı
- Tüketicilerin zevk ve tercihi
- Nüfus
- Gelir dağılımı
Talep çeşitleri kendi aralarında 3’e ayrılır:
Ferdi talep: Kişilerin, tek başına bir mala olan talepleridir.
Grup talebi: Sadece bir bireyin değil, bireyler topluluğunun bir mala olan talebidir. Bir aile talebi buna en iyi örnektir.
Piyasa talebi: Bütün toplumun gösterdiği taleptir.
Talep Şedülü ve Talep Esnekliği
Tek başına ferdi talep fiyatın teşekkülüne etkili olamaz. Etkili olan talep şedülüdür. Gül talep şedülü (teorik)
Fiyat | Talep Miktarı |
5 YTL | 20 |
4 YTL | 30 |
3 YTL | 40 |
2 YTL | 50 |
Çizelgede belirli zaman ve belirli bir yerde çeşitli fiyatlardan ferdin güle olan talebi teorik olarak dikkate alınmıştır. İşte bir mala karşı çeşitli fiyatlardaki talep miktarını gösteren kavrama talep şedülü denir.
Görüldüğü gibi gül fiyatı düştükçe talep miktarı artmaktadır. Bunun sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
- Gül fiyatı düşünce zamanında gül almayan kişi ucuz fiyata gül almak için piyasaya girer. Yani birinci sebep piyasaya yeni alıcıların girmesidir.
- Zamanında 5 YTL’ye gül alan kişi fiyat ucuzlayınca bu defa daha fazla gül almak isteyecektir. İkinci sebep hem piyasaya yeni alıcıların girmesi hem de eski alıcıların tekrar talepte bulunmasıdır.
Talep şedülü:
Her fiyattan talep edilen gül miktarının geometrik yerlerinin birleşmesiyle elde edilen eğriye talep eğrisi denir. Bu çizelgede talep eğrisi sol yukarıdan sağ aşağıya doğru meyilli olarak iner. Bu da fiyatlar düştükçe talebin artacağını gösterir.
Talep esnekliği; bir malın fiyatındaki değişikliğe karşı talebin ne derecede değişeceğini ifade eder.
et= talep miktarında ki % değişiklik/ fiyat miktarındaki % değişiklik
et = mİ – m2 /mİ x fi / fi – f2
Örnek: Bir malın fiyatı 10 liradan 8 liraya düştüğünde talep miktarı 1 birimden 3 birime çıkarsa talep esnekliği ne olur?
Çözüm: et = 1 – 3 / 1 x 10 / 10 – 8
= -2.5
Lütfen yorum bırakın.