Enginar Yetiştiriciliği
Bileşik çiçekliler familyasından olan enginarın anavatanı Akdeniz havzası ve Kıbrıs adası olarak bilinir. Günümüzde Batı ve Doğu Akdeniz ülkeleri ile Kuzey Afrika ve Güney Avrupa ülkelerinde hem yabani hem de kültür formlarına bol miktarda rastlanılır.
Enginar bitkisinin genel görünüşü:
Enginar eski Yunanlılar ve Romalılar dönemlerinden beri bilinen ve kral sofralarının en geçerli yemeği olarak tüketilen bir sebzedir. Ayrıca günümüz tarihi kalıntılarında enginar başının sütun ve sütun başlıklarında bir motif olarak kullanılması enginarın 15. yüzyıldan beri sebze olarak değerlendirildiğini ve enginara verilen önemi gösterir.
Bugün Akdeniz ülkeleri, dünyanın en çok enginar üreten ülkeleridir. İspanya, Fransa, İtalya, Yunanistan, Türkiye, İsrail, ABD, Arjantin ve Mısır en çok enginar üreten ülkelerdir.
Ülkemizde Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yapılan üretimin % 55’i Ege, % 45’i ise Marmara Bölgesinde gerçekleşir. Akdeniz Bölgesindeki üretim, şimdilik önemli boyutlarda değildir. Toplam enginar üretimimiz 24.500 ton civarındadır.
Enginarın Tanımı ve Önemi
Enginar, halk arasında deve dikeni olarak bilinen ve kırlarda kendiliğinden yetişen bitkinin seleksiyonu sonucu elde edilmiştir. Kültürü yapılan enginar sistematikte, Asteraceae familyasında yer alır. Enginarın yer aldığı Cynara cinsi içinde üç yabani tür daha bulunur:
- Cynara cardunculus L. Akdeniz’in kıyı bölgeleri ve Latin Amerika’da yaygındır.Cynara cardunculus L. enginarı:
- Cynara syriaca Boiss: Orta Akdeniz’de (Suriye, Lübnan, Türkiye, İsrail) yaygındır.Cynara syriaca Boiss enginarı:
- Cynara Sibthorpiana Boiss ve Heldr enginarı: Yunanistan ve Ege adalarında yaygındır.Kültürü yapılan enginar Cynara scolymus L. ise Cynara cardunculus L.’in değişime
uğramasıyla meydana gelmiştir.
Enginar çok yıllık bir sebzedir. Bulunduğu yerde 8-10 yıl kalarak ürün vermeye devam eder. Ancak enginar yetiştiriciliğinde ekonomik bir üretim için 5-6 yılda bir plantasyonun yenilenmesi gerekir. Enginarın çiçek tablası ve çiçek tablasında bulunan yaprakları (brakte yaprakları) yenir. Taze dönemlerde ise sap kısmında belirli bir bölümü değerlendirilir.
Brakte enginarda yapraklar:
Enginar ülkemizde genelde taze olarak tüketilir. Ancak enginar dünya ülkelerinin pek çoğunda büyük boyutlarda konserve edilerek değerlendirilir. Büyük marketlerde enginar konservesi diğer sebze konserveleri yanında yer alır. Genellikle konserve sanayinde etli ve büyük tablalı çeşitlerin kullanılmasının yanında brakte yaprakları ile tam olarak konserve edilebilen ve pratikte enginar kalbi olarak ifade edilen küçükbaşlı (1 kg’da 12-14 adet) çeşitlerin konserveleri de önemli boyutlarda kullanım alanı bulmuştur.
Konserve enginar:
Enginarın bilimsel sınıflandırılması aşağıdaki gibidir:
Bilimsel sınıflandırma
- Alem: Plantae
- Bölüm: Magnoliophyta
- Sınıf: Magnoliopsida
- Takım: Asterales
- Familya: Asteraceae
- Cins: Cynara
- Tür: Cynara scolymus
100 gr. taze ve çiğ (pişirilmemiş) sebze olarak enginarın içerdiği önemli besin değerleri şunlardır:
100 gr taze enginar’ın besin değeri:
Enginarın insan sağlığına olan yararları ise şunlardır:
- Enginar, karaciğer için çok faydalıdır. Karaciğeri korur ve karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar.
- Karaciğer, böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olarak böbrek kumlarını döker.
- Sindirimi kolaylaştırır, idrar söktürücüdür.
- Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür.
- Vücuda dinçlik verir. Bedeni ve zihinsel yorgunluğu giderir.
- Meme, rahim ağzı ve prostat kanserini önlemeye yardımcı olur.
- Kalbi ve damar sağlığını korumakta da etkilidir.
- Hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır.
- Sarılıkta faydalıdır.
- Romatizma şikâyetlerini azaltır.
- İshali keser.
- Ter kokusunu giderir.
- Ateş düşürücü ve iştah açıcıdır.
Enginar Bitkisinin Morfolojik Özellikleri
Enginar Bitkisinde Kök: Enginar kuvvetli bir kök yapısına sahiptir. Çok yıllık bir bitki olması nedeniyle toprak altında yetiştiği yıl süresince kalınlaşan ve odunlaşan siyah renkli bir rizom oluşturur. Bu rizomlar üzerinde etli yan ve saçak kökler oluşur. Yan ve saçak kökler genelde 50 cm toprak derinliğine yayılır. Hafif toprak koşullarında ise bu köklerin 1,5 m derine kadar inebilir.
Enginar bitkisinde kök yapısı:
Rizom üzerinde adventif (uyur) gözler olduğundan bu gözlerden sürgün ve yapraklar oluşur. Yapraklarda oluşan depo maddeleri, rizomda birikir ve çok yıllık olan bitkilerin gelecek yıllardaki yaşamlarını sürdürmelerini sağlar. Rizom toprak altında mayıs-ağustos ayları arasında susuz bir ortamda kaldığı sürece yaşamını sürdürür. Sulanması halinde yeniden sürerek gelişir.
Rizom enginar kökleri:
Enginar Bitkisinde Gövde: Enginar gövdesi 50–200 cm boy alabilir. Gövde yuvarlak ve üzeri boyuna çizgilidir. Gövdede yeşil renk hâkim olup bu renk bazı çeşitlerde antosyan oluşturması nedeniyle mor renge döner.
Enginar bitkisinin gövde yapısı:
Gövde üzerinde yapraklar almaşık olarak dizilmişlerdir. Bitki yaprak koltuklarından 2- 5 adet yan dal oluşturabilir. Ana gövde ve yan dallar bir çiçek tablası ile son bulur. Bir enginar ocağından 10-15 adet ayrı gövde oluşabilir. Ancak kalite ve verim yükseltilebilmesi için bunlardan 2-3 adedinin gelişmesine izin verilir.
Enginar Bitkisinde Yaprak: Yapraklar çok değişik yapıdadır. Enginar yapraklan 50-80 cm uzunluğa ulaşabilir. Şekilleri uzun ve oval, hafif parçalı veya çok parçalı yapıdadır.
Enginar bitkisinin yaprak yapısı:
Yaprak kenarları bazı çeşitlerde parçalı, girintili çıkıntılı (yerli enginar) olabildiği gibi bazı çeşitlerde düzgün ve geniş ayalı (Sakız enginarı) olabilir. Yaprakların üzeri düz, gri ve yeşil, alt yüzleri ise beyaz ince tüylerle kaplı ve boz renklidir.
Enginar Bitkisinde Başlar: Bir enginar ocağında ana sürgün ucunda oluşan başa, baş enginar yan sürgünlerde oluşan başlara ise kol enginar adı verilir. Çeşitlere göre değişmekle birlikte bir enginar başının çapı 3-15 cm, ağırlığı ise 200-700 g arasında değişir.
Enginar bitkisinin baş yapısı:
Baş; uzun, oval, uzun-oval, omuzlu oval, yuvarlak ve basık şekilli olabilir. Baş büyüklüğü bakımından da çeşitler farklılıklar vardır. Bazı çeşitlerde baş çapı 5 cm iken bazılarında 10 veya 15 cm olabilmektedir.
Baş yüksekliği de 6-13 cm arasında değişir. Başın brakte yaprakları da uzun-dar veya kısa-geniş olabilir. Bazı çeşitlerde ise brakte yaprağının ucu dikenlidir. Yine bazı çeşitlerde brakte yapraklar sıkı olarak birbiri üzerine dizilmişken bazılarında oldukça gevşek bir yapı gösterirler. Brakte yaprakların boyu genellikle eninden büyük ve üçgen şekillidir. Başın dış tarafındaki brakte yapraklan koyu yeşil, iç kısmındakiler ise açık-yeşil renklidir. Violet de Provence çeşidinde olduğu gibi bazı çeşitlerde brakte yaprakları menekşe-mor renkli de olabilir.
Violet de Provence enginarı:
Enginar Bitkisinde Çiçek: Enginarın sebze olarak değerlendirilen baş kısmı bitkinin çiçeğini oluşturur. Tüketilen kısım bir çiçek tomurcuğudur. Çiçekler erselik yapıdır ve bir baş 600-1200adet çiçek taşır. Çiçekler mor-erguvan renktedir Çiçeklenme çiçek tablasının dışından başlar ve merkeze doğru ilerler.
Enginar çiçeği:
Çiçek 4-5 günde çiçeklenmesini tamamlar. Çiçek tomurcuğu üzerinde çok sayıda brakte yaprağı bulunur. Brakte yapraklarının iç kısmında çeşitlere göre değişen irilikte çiçek tablası vardır. Esas tüketilen kısım olan bu tablanın kenarlarında bir veya iki sıra dizilmiş mor-erguvani renkte çiçeğin taç yapraklan bulunur. Ortada ise erkek ve dişi çiçeklerden oluşan çiçek topluluğu mevcuttur. Eğer enginar başı hasat edilmezse bu taç yapraklar gelişerek brakte yapraklan arasından dışarı çıkar ve mor-erguvani renk alır. Tablanın ortasında bulunan çiçek topluluğu, tüylerle çevrilidir. Bu tüylerin tabla ucunda ise tohumlar oluşur. Döllenmeden 35-40 gün sonra tohumlar olgunlaşır.
Enginar Bitkisinde Tohum ve Çimlenme Özellikleri: Enginar çiçeğinin tozlanma ve döllenmesi tamamlandıktan sonra hem brakte yapraklar hem de taç yapraklar beyazlaşmaya başlar. Erkek ve dişi organlarının oluşturduğu tüysü yapı kurur ve tabla üzerinde tohumlar oluşur.
Tohum alınacak enginar tablaları:
Tohumlar; koyu kahverengi, siyah-mor renkli ve kırçıllıdır. Sert yapılı olan tohumlar 5–7 mm uzunlukta, 4-6 mm kalınlıkta olabilir. Bir gramda 15–25 adet tohum bulunur.
Çiçek yapısı nedeniyle yüksek oranda yabancı döllenen enginarda tohumluk amacıyla üretim yapılsa taze tüketim için yapılan üretimden farklı olmaz.
Hasat edilmeyen başlar, ilkbaharda hava sıcaklığın 20°C üzerine çıkmasıyla hızla brakte yapraklarını açarak çiçeklenmeye başlar. Çiçeğin kenarlarında bir-iki sıralı mor renkli taç yapraklar ve ortada erkek ve dişi organlardan oluşan çiçek topluluğu görülür. Erkek organlar dişi organlardan daha önce olgunlaştığı için yüksek oranda yabancı döllenme meydana gelir.
Daha sonra tohumlar olgunlaşır ve erkek-dişi organ topluluğu uçucu tüyler oluşturur.
Olgunlaşan enginar tohumları:
Uçucu enginar tüyleri:
Temmuz ayı ortasında bitkilerle birlikte kuruyan başlar, bıçak ile kesilerek yarı gölge bir yerde kurumaya bırakılır. İyice kuruyan başlar, silkelenmek suretiyle veya sopalarla vurulmak suretiyle tohumlar ayrılır ve temizlenir. Orta büyüklükteki bir enginar başından 3- 4 g tohum, bir dekar alandan ise 7-8 kg tohum elde edilebilir.
Enginar tohumları:
Tohumlar çimlenme özelliklerini 4-6 yıl koruyabilir. Tohumların optimum çimlenme sıcaklıkları 20-30°C’dir. Çimlenme için karanlık koşullar isteyen tohumlar 12-14 günde çimlenmesini tamamlar. Enginar tohumlan genellikle ıslah çalışmalarında ve yeni çeşitlerin elde edilmesinde kullanılır.
Enginar Bitkisinin Ekolojik İstekleri
Enginar Bitkisinin İklim İsteği: Enginar, ılık iklimlerde yetişen kışlık bir sebzedir. Çok soğuk ve sıcaktan hoşlanmaz. Kış aylarında sıcaklık 0°C altına düşerse yaprak ve başlarda önemli zararlar oluşur. 20°C üzeri sıcaklıkta gelişme yavaşlar, 25°C üzerinde ise gelişme durur. Sıcak ve kurak koşullarda baş sertleşerek kalite düşer.
Enginar üretilen bölgelerdeki ilk donlar da önemli zararlar verir. Erkenci özellik gösteren çeşitlerde, erkenci ve turfanda ürünün oluşumu engellenir. İlkbahar döneminde oluşan kurak ve sıcak havalar ise özellikle geç konservelik çeşitlerde başların küçük kalmasına, gevrekliğinin azalmasına, acılaşmasına ve liflenmeye neden olur. Artan sıcaklık ile başlar hemen çiçeklenmeye geçer ve verim düşer.
Ege, Marmara ve Akdeniz Bölgelerinde hüküm süren ılık ve nemli iklim şartları enginar üretimi için son derece elverişlidir. Optimum gelişme sıcaklığı 15–18°C’dir. Bunun yanında iyi bir hava nemi ve sulama koşullan sağlanmalıdır. Enginarın kışları donsuz, yazlan serin ve bulutlu hatta sisli geçen serin iklimlerde en iyi gelişme gösterir.
Enginar Bitkisinin Toprak İsteği: Enginar; çok yıllık bitki olduğundan derin bünyeli, humusça zengin ve iyi drene edilmiş topraklardan hoşlanır. Çok hafif karakterli kumlu veya çok ağır karakterli toprakları sevmez.
Hafif kumlu topraklarda daha erken verim alınması ve erkencilik sağlaması yanında başların küçük kalması ve verimin azalması en önemli dezavantajdır. Bu tip topraklarda çok iyi sulama yapılmalıdır. Ağır karakterli topraklarda ise çok yıllık olan kökler havasız kalarak çürür. Enginar için toprak pH’ı 6,0-6,5 olmalıdır. Topraktaki organik madde miktarının ise % 2 civarında olması gerekir. Güneye meyilli yamaç arazilerinin erken ısınması nedeniyle erkenci enginar üretiminde başarılı olarak kullanılabilir.
Önemli Enginar Çeşitleri
Tüketim şekline bağlı olarak ülkemizde yetişen enginar çeşitleri farklı özellikler gösterir. Her ne kadar dünya ülkeleri arasında çok fazla bilinen bir sebze olmamasına rağmen günümüzde tüketim amacına yönelik çeşitler geliştirilmiştir. Ülkemizde yaygın olarak yetiştirilen çeşitler ve bunların özellikleri aşağıda özetlenmiştir.
Sakız enginar: Başları, Bayrampaşa çeşidinden küçük, söbü (yuvarlağa yakın) şekilli ve açık yeşil renklidir. Yaprak boyları daha kısa ve yırtmaçsızdır. Kış soğuklarına dayanıksız olduğundan Ege Bölgesinde, özellikle İzmir dolaylarında çok yetiştirilir. Yaz sonunda salma su verilerek erken uyandırma yapılır. Aslında meyvesini erken geliştiren bir çeşit olduğundan piyasaya turfanda olarak çıkarılır. Memleketimizde diğer bölgelere gönderilerek yüksek fiyatta değerlendirilir.
Sakız enginar:
Yerli enginar: Ege ve Akdeniz Bölgesinde yetişir. Yaprakları parçalı, başlar Sakız enginarına göre daha küçük ve basıktır. Bu çeşidin bitkileri verime geç yatar ve daha küçük ve basık baş oluşturur.
Yerli enginar:
Sakız çeşidi ile yerli enginarın morfolojik açılardan bazı benzerlikler göstermesi, bu iki çeşidin muhtemelen aynı olduğu tezini kuvvetlendirir; çünkü Sakız çeşidi ile yapılan çok yıllık yetiştiriciliklerde, bitkilerde yıllar içinde artan oranda yaprak formasyonları ile dikkat çeken, parçalı yapraklı ve verime geç yatan yerli tip enginar bitkileri oluşumu gözlenmiştir.
Sakız çeşidinde görülen ve tek yönlü olarak gerçekleşen bir değişimin sonucu meydana gelen ve morfolojik özelliklerin yanında verim davranışları ile de Sakız çeşidinden ayrılan özelliklere sahip farklı tip bitkiler “yerli enginar” olarak adlanır.
Bayrampaşa enginarı: Marmara Bölgesinin, İstanbul ve Bursa yöresinde yetişen sofralık ve konservelik bir çeşididir. Oldukça iri ve basık başlı özellik gösteren bu çeşit aynı zamanda iri çiçek tablası taşır. Geççi çeşit olması, taze tüketim oranını azaltmaktadır. İri çiçek tablası, konserveye uygundur.
Bayrampaşa enginarı:
Bu çeşitlerin dışında ülkemizdeki bazı seleksiyon çalışmaları sonucu elde edilen klonlar ile yurt dışı orijinli bazı çeşitler geniş üretim alanları bulmamasına rağmen yeni de ıslah çalışmalarında kullanılır. Başta Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü olmak üzere Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü gibi araştırma ağırlıklı çalışan kuruluşlarda İtalya ve Fransa orijinli çeşitler, gerek verimleri gerekse konservelik değerleri yönünden incelenmektedir. Özellikle EÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü orijinli olan 6 numaralı klon, konservelik özelliği yönünden mükemmel bir klon olup tescili gereklidir. Yine Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünde yapılan çalışmalarda konserveye uygun yedi yerli ve yabancı enginar çeşidi belirlenmiştir.
Enginar Üretimi
Enginarın üretimi daha çok vegetatif yolla yapılır. Ancak ıslah çalışmalarında ve yeni çeşit geliştirmede tohum ile de üretilebilir. Bugün yapılan bazı çalışmalar sonucunda tohum ile yetiştirilen çeşitlerin geliştirildiği ve İsrail ile Fransa’da tohumdan kurulmuş plantasyonlar olduğu belirtilmiştir.
Tohumla enginar üretimi: Tohumla üretimde genellikle önce fidelerin yetiştirilmesi
gerekir. Bunun için tohumlar, mart-nisan aylarında genelde harç dolu saksı veya tüplere ekilir.
Enginar tohumları:
Her saksıya veya multipotlara 2-3 adet tohum ekilir. Çimlenen tohumlardan gelişen bir veya iki bitki saksıda bırakılır ve gerekli bakım yapılır.
Çimlenmiş enginar fidesi:
O yıl içinde gelişen fideler ertesi yıl yine mart-nisan aylarında saksıdan çıkarılarak esas yerlerine dikilir.
Dikime hazır enginar fidesi:
Enginar vegetatif yolla çoğaltıldığı için tohum üretimi bugün için çok önem taşımaz. Ancak son yıllarda bazı ülkelerde tohumla üretilen çeşitlerin geliştirilmesi ile tohum üretimi de gelecekte önemli olacaktır.
Vegetatif üretim: Enginarın vegatatif üretim ise iki şekilde yapılabilir:
- Dip sürgünleri ile yapılan enginar üretimi: Yaygın olarak kullanılan, dip sürgünleri ile üretimdir. Ülkemizde yeni uygulanmaya çalışılan dip sürgünlerinin köklendirilerek tarlaya dikilmesidir. Bu üretim şeklinde genellikle homojen bitki özelliği gösteren, görünüş olarak açılma göstermemiş enginar plantasyonlarındaki bitki ocaklarından yararlanır.Mart-nisan aylarında seçilen ocaklardaki bitkilerin etrafı 10–12 cm derinlikte dikkatlice açılarak dip sürgünleri keskin bir bıçak veya çapa ile kesilerek alınır. Alınan bu sürgünlerde yapılan hafif bir yaprak temizliğinden sonra dip sürgünlerinin kök boğazı çapının 2,0-2,5 cm olması, köklenme oranını artırır.
Dip sürgünlerinin alınacağı enginar ocakları:
Dip sürgünlerinin esas yerlerine dikimi, genellikle 100×60–70 cm mesafelerle yapılır. Dikime hazır hale getirilen tarlada 1 m ara ile karıklar açılır. Bu karıkların boyun noktalarına 60-70 cm ara ile dip sürgünleri, söküm derinliğine açılan çukurlara dikim yapılır. Dikim sonrası hemen can suyu salınır.
Dip enginar sürgünlerinin dikimi:
Enginar tarlası:
Dip sürgünleri, köklendirilmeden bitkiden alındığı şekliyle yerlerine dikilebilir. Ancak bu şekilde yapılan üretimde dip sürgünler, köklü olmadığı için dikim sonrası kurumalar çok olacağından tarlada yer yer boşluklar oluşur. Bu boşluklar sulama yapılarak doldurulmaya çalışılırsa da hem bitkiler arasında homojen gelişme olmaz hem de işçilik maliyetleri artar.
Ağustos ayı ortalarında esas yerine dikilen dip sürgünlerinde gerekli bakım işlemleri yapıldığında hızla gelişir. O yıl içinde çoğunlukla baş oluşturularak verime geçer. Özellikle erkenci çeşitlerde yapılan bu tip üretimde erkenci verim büyük oranda artar.
Dip sürgünlerinin köklenmesinde sulamanın önemi büyüktür. Yağmurlama sulama yapılması dip sürgünlerinin gelişimini olumlu yönde etkiler. Haziran ayı başına kadar sulama çapalama ve gerekli ise gübreleme yapılmalıdır.
Eğer dip sürgünleri mart ayı içinde dikilmişse bitkilerde 5-6 gerçek yaprak ve iyi gelişmiş kök yapısı sağlanmış olur. Bu aşamadan itibaren köklendirme parselinin suyu kesilir ve bitkiler dinlenme dönemine girer. Ağustos ayı başına kadar kendi haline bırakılan köklendirme parseline uyandırma suyu verilerek 2-3 gün beklenir. Dinlenme dönemini geçiren kökler uyandırma suyunu alınca üzerlerindeki uyur gözleri aktif hale geçerek hızla sürgün verir. Bu sürgünler toprak üzerinde belirince bel küreği ile dikkatlice sökülür ve hemen esas yerlerine dikilir.
- Memelerle (kök parçaları) yapılan enginar üretimi: Enginarın dip kısmında, toprak altında geniş kök parçaları vardır. Bunların üzerinde her sene yeniden teşekkül eden gözler bulunur. Üzerinde göz taşıyan bu gövde parçalarına meme adı verilir.Üretimde kullanılacak enginar meme parçaları:
Yaşlı enginar plantasyonlarının toprak altı gövdelerinden alınan 5-8 cm çapında ve 10- 15 cm uzunluğunda, üzerinde 1-2 göz içeren parçalar ya olduğu gibi esas yerlerine dikilir ya da köklendirme yastıklarında köklendirilerek esas yerlerine aktarılır.
Memelerle yapılan üretimin en önemli dezavantajı, özellikle varyasyon gösteren çeşitlerde seçim yapılamamasıdır. Yapraksız dönemde alınan memelerin açılma gösterip göstermediği anlaşılamadığından elde edilen bitkiler homojen özellik göstermeyebilir. Bu sakıncanın ortadan kaldırılması için bitkilerin yapraklı dönemde işaretlenmesi gerekir.
Yeni kurulacak enginar plantasyonlarında dikiminden önce toprak derin sürülerek ve gübrelenmelidir. Derin sürümden sonra diskaro ve tırmık çekilerek toprak dikime hazır duruma getirilir.
Enginar Yetiştirilecek Toprağın Sürülmesi:
Dikim genellikle Akdeniz ve Ege Bölgesinde ekim-kasım aylarında, Marmara Bölgesinde ise mart -nisan aylarında yapılır. En uygun dikim masuralar üzerine sıra arası ve üzeri 1×1 m mesafe ile yapılır. Sonra 40 cm genişliğinde 25 cm derinlikte çanak şeklindeki ocakların açılmasına başlanır. Eğer daha önceden parsele gübre verilmemiş ise her ocağa iki kürek dolusu gübre dökülerek toprakta iyice karıştırılır.
Enginar tarlası:
Dikim yaparken göbek yapraklarının çamurlanması çürümelere yol açar. 5-6 yapraklı fidelerin dış yaprakları yarıdan kesilir ve iple hafifçe bağlanarak orta kısım çamurdan korunur.
Böylece tuvalet budaması yapılan dip sürgünlerinden her ocağa 10 cm uzaklıkta üçgen şeklinde 1-2 tane dikilir. Birden fazla fide dikiminin sebebi ise tutmayıp kuruma olduğunda ocakların boş ve parselin kel olmasını önlemektir. Hepsinin tuttuğu görülür ve seyreltme yapılmak istenirse ocaklardan birer tane bırakılarak diğerleri sökülür. Fidelerin kolay tutmalarını sağlamak için kök kısımlarının toprakla sıkı sıkıya kavuşması sağlanır. Bunun için toprak el ile biraz bastırılır ve hemen bol can suyu verilir. Bu suretle toprak, enginarlık tesisine hazırlanmış olur.
Lütfen yorum bırakın.