Biber Üretiminde Uygulanan Kültürel İşlemler | Sebze Yetiştirme

Biber ve Sulama

Sulamanın amacı; bitki gelişmesi için gerekli olan fakat doğal yollarla karşılanamayan suyu, en kolay ve randımanlı bir şekilde kök bölgesinde depolamaktır.

Biber, suyu çok seven bir bitkidir. Ancak kuru ve yaş topraklardan olumsuz yönde etkilenir. Genelde düzenli sulamalardan hoşlandığı için damlama sulamaya iyi cevap verir. Optimum toprak nemi tarla kapasitesinin % 70-80, hava oransal neminin % 60-70 civarında olması istenir. Nemli şartlarda kök aktivitesi artar.

Biberlerde damla sulama:

Biberlerde damla sulama.

Nem yetersiz olduğunda büyüme yavaşlar, gövde odunlaşır, meyve tutumu azalır. Meyveler küçük kalır ve çiçek dökümleri meydana gelir. Uzun süre su verilmezse önemli ölçüde verim kaybı olur. Suyun düzenli ve belirli aralıklarda verilmesi gerekir.

İlk çiçeklenme başladığı dönemlerde bitkiler kuraklığa oldukça duyarlıdır. Bu sebeple bu dönemde sık aralıklarla hafif sulamalar yapılmalıdır.

Sıcak havalarda, kumlu topraklarda her 2-3 günde bir, ağır topraklarda 3-7 günde bir sulama yapılmalıdır.

Toprak neminin tarla kapasitesi altına düşmesine fırsat vermeden sulama yapılmalıdır. Sulama, salma su olarak yapılacaksa az az ve sık sulama, damlama sulama ile yapılacaksa ölçülü olarak, kimyasal gübrelerin eriyik halinde sistem içerisinde toprağa verilmesi sağlanmalıdır.

Sulamaya dikimden 10-15 gün sonra başlanmalıdır. İlk meyve görülünceye kadar sulamalardan kaçınılmalıdır. İlk meyve görüldükten sonra birer hafta aralıklarla sulamalara devam edilmeli ve eylül ayı sonu ekim ayı başında sulamalara son verilmelidir.

Biberin kök sistemi zayıf olduğundan, aşırı sulamalar besin maddelerinin yıkanmasına ve kök boğazı yanıklığı hastalığına neden olur. Sulama sırasında şunlara dikkat edilmelidir:

  • Yağmurlama sulama hem tozlanmayı olumsuz etkiler hem de hastalık riskini artırır.
  • Karık sulama yapılacaksa karık boylarının kısa tutulması gerekmektedir.
  • Damlama sulama yapılacaksa her iki sıra için bir lateral boru veya her sıra için bir lateral boru kafidir. Damlatıcılar kumlu topraklarda 40-50 cm, orta ağır topraklarda 75-90 cm’ ye kadar aralıklarla olabilir.
  • Damlama sulama yapılmıyorsa, dikimden bir süre sonra çift sıra dikimde, dar olan sıra aralarına sulama arkları açılmalıdır.
  • Karık usulü sulamada suyu masura sırtlarına, kök boğazına kadar yükseltmemek, suyu masuraların yarı yüksekliğine geldiğinde kesmek gerekmektedir.

Biber ve İlaçlama

Biber yetiştiriciliğinde alınacak kültürel önlemlerle hastalık ve zararlılarla mücadele edilir.Yetersizliği durumunda ilaçla mücadeleye başlanır.Alınacak kültürel önlemler arasında şunları sayabiliriz:

  • Suyun belli alanlarda göllenmesini önlemek için tesviye iyi olmalı,
  • Sulama suyu temiz olmalı,
  • Fideler sağlıklı olmalı,
  • Dikim karık sırtına yapılmalı,
  • Karık boyu kısa olmalı,
  • Ağır topraklarda yetiştiricilik yapılmamalı,
  • Sulama yavaş ve az su ile yapılmalı,
  • Hasta bitkiler imha edilmeli,
  • Dayanıklı çeşitler seçilmelidir.

Bitkiler gelişim dönemi boyunca yakından izlenmeli, hastalık ve zararlı mücadelesine özen gösterilmelidir. Özellikle nemli ortamlarda Botrytis, kuru havalarda da külleme hastalıklarına dikkat edilmelidir.

Biberde Görülen Hastalıklar

Biber Virüs Hastalıkları

Biber mozaik virüsü; tütünlerden bibere geçen virüs hastalığıdır. Biber yapraklarında çok bariz mozaik lekeleri meydana gelir. Bazen beyazımsı veya sarımsı mozaik yapar. Bitkilerin gelişmesini yavaşlatır. Çok yaygın bir hastalıktır. Yaprak bitleri, aletler, işçiler ve tütün kırıntıları ile yayılır.

Biber mozaik virüsü belirtisi:

Biber mozaik virüsü belirtisi.

Biberde hıyar mozaik virüsü; hıyarlardan biberlere geçer. Toprak bitleri ve emici böceklerle yayılır. Çok yıllık yabancı otlarda kışlar.

Biber yapraklarında açık yeşil renkli mozaik lekeleri ile başlar. Meyvelerde anormal kıvrılmalar, şekil bozuklukları, sertleşmeler ve küçülmeler meydana gelir.

Bitki bodurlaşır, anormal taç teşekkülü ile çalılaşma durumları görülür. Verim miktarı ve kalitesi düşer.

Biberde hıyar mozaik virüsü:

Biberde hıyar mozaik virüsü.

Biberde patates adi mozaik virüsü; patateslerden bibere geçer. Elle temasla ve aletlerle bulaşır. Biber yapraklarında, damarlar üzerinde ve damar aralarında irili ufaklı ölü lekeler meydana gelir. Bazen bu kısımlar kurur ve delinir. Böylece yaprak kurumaları yapar. Çok şiddetli olduğunda bütün bitki kurur.

Biber Fungal Hastalıkları

Biber Solgunluk (Fusarium) hastalığı; virüs kadar tehlikeli bir hastalıktır. Yapraklarda solgunluk ve sap kısımları kesildiğinde iletim dokularında kahverengimsi bir renk görülmesi solgunluk hastalığının tipik belirtileridir. Solgunluk hastalığına karşı henüz bir mücadele şekli bulunamamıştır.

Mücadelesinde en garantili yol fusariuma dayanıklı çeşitleri yetiştirmektedir.

Biber Verticillium Solgunluğu; hastalanan bitkilerin gelişmesi yavaş ve genelde bitkiler bodurdur. Özellikle alt yapraklar sararmış ve içe doğru kıvrılmıştır. Hastalık genellikle olgun bitkilerin geç sezon dönemlerinde ortaya çıkmaktadır. Hastalıklı bitkiler solgunluk gösterir ve çoğunlukla ölür.

Biberde verticillum solgunluğu:

Biberde verticillum solgunluğu.

Biber Çökerten Hastalığı; hastalık fideliklerdeki körpe fidelerde daha çok görülür. Fidelikte yer yer sararmalar ve fidelerin toprak yüzeylerine devrildikleri görülür. Sonuçta bu devrilen fideler kurur. Gerekli tedbirler alınmazsa hastalık bütün fideliği sarar. Hastalığa yakalanmış fidelerin kökleri esmer veya kahverengi bir hal alır.

Hastalık sık ekim ve fazla sulama dolayısıyla süratle boya kaçan cılız fidelerde daha çok görüldüğünden bunlara dikkat edilerek hareket edilmelidir.Fideler soğuk havalarda üşütülmemelidir. Her yıl fide toprağını değiştirmeli ve ekimden önce düzenli olarak dezenfekte edilmelidir.

Biber kök boğazı yanıklığı (Phytophtora capcici); bitkinin kök boğazından yüzük şeklinde siyahlaşma olarak görülür. Bitkide solgunlaşmaya ve ani ölümlere neden olur.Bu hastalığa karşı tedbir olarak, sağlıklı tohum kullanılmalı ve fide yetiştirilmeli, derin dikimden kaçınılmalı, sırta dikim yapılmalı ve kök boğazına gelmeyecek şekilde sulama yapılmalıdır.

Biberde kök boğazı yanıklığı:

Biberde kök boğazı yanıklığı.

Biberde Külleme: Hastalık belirtisini biberlerde belirlemek zordur. Hastalığın ilk belirtileri yaprakların alt yüzeyinde küçük beyaz ile açık gri renkli görünümdeki lekelerdir.

Yaprakların üst yüzeyinde ise dağınık sarı lekeler oluşur. Etkilenmiş yapraklar bakteriyel leke hastalığında olduğu gibi dökülmeye meyillidir. Hastalanmış yapraklarda kıvrılmalar meydana gelebilir.

Biberde külleme:

Biberde külleme.

Biberde Antraknoz: Hastalık etmeninin belirtileri, yeşil aksam ve gövdede çok belirgin olmamaktadır. Antraknoz, yeşil ve olgun meyvelerde yuvarlak çökük lekeler olarak görülmeye başlar. Nemli koşullarda lekelerin üzerinde pembeye yakın bir renkte, dairesel değişmeler görülür.

Aşağıdaki tedbirler alınarak biberde antraknoz hastalığı ile mücadele edilmelidir.

  • Üç yıllık münavebe (ekim nöbeti) ,
  • Üretim alanlarından, konukçu bitkiler özellikle solonaceaus bitkileri uzaklaştırılmalı,
  • Aşırı sulamadan ve bitkileri yaralamadan kaçınılmalı,
  • Hastalıktan ari tohumlar kullanılmalı,
  • Hastalıklı bitkiler, meyveler uzaklaştırılmalı ve yok edilmeli,
  • Dayanıklı çeşitler tercih edilmelidir.

Biberde antraknoz:

Biberde antraknoz.

Biber Bakteriyel Hastalıkları

Biber bakteriyel gövde ve meyve çürüklüğünden etkilenmiş bitkilerin toprak üstü aksamları en dış yapraklardan başlayarak solmakta ve kurumaktadır. Bitkinin kök ve kök boğazı kısımlarındaki öz dokular kahverengileşir. Uç kısımları çürür ve etrafa pis bir koku yayılır. Epidemi durumlarında tüm bitkiler ölmekte ve tarlada yer yer boşluklar ortaya çıkmaktadır.

Biberde bakteriyel gövde ve meyve çürüklüğü:

Biberde bakteriyel gövde ve meyve çürüklüğü.

Biber bakteriyel solgunluğu: Bitkiler tarlada dağınık bir şekildedir; bu yüzden bakteriyel solgunluk genellikle tarlanın alçak ve su birikmiş alanlarda görülmektedir.

Hastalık su ile taşındığından salma sulama yapılan alanlarda solgun bitkiler bir sırada yan yana ortaya çıkmaktadır.

Bazen yaprakların solgunluğu sıcak havalarda sadece bitkinin birkaç dalında ortaya çıkar, bu solgunluk belirtisi gece ve sabahın erken saatlerinde düzelir gibi olur. Solgun yapraklar yeşil renklerini muhafaza eder ve hastalık ilerleyinceye kadar bitkiden kopmaz.

Uygun koşullarda bitkinin tamamında solgunluk belirtisi baş gösterir. Solgun bitkilerin alt kısımlarındaki gövde iletim demetleri koyu kahverengi renk alır. Bu belirtiler kök boğazı yanıklığı, hastalığına çok benzerdir fakat kök yanıklığı etmeninde alt gövdenin dış yanıklığı genellikle daha hâkimdir. Üstelik böyle gövde kesitleri temiz ve berrak bir suya konulduklarında bakteriyel akıntı, açık ve net olarak görülmektedir. Özellikle bu tür gözlemler bakteriyel hastalıkları fungal hastalıklardan ayırt etmekte sık olarak kullanılmaktadır.

Kimyasal mücadeleden çok, kültürel tedbirlere ağırlık verilmelidir. Bulaşmanın engellenmesi için ise diğer bakteriyel hastalıklara kullanılan, özellikle bakırlı ilaçlar tavsiye edilebilir.

Biberde bakteriyel solgunluk:

Biberde bakteriyel solgunluk.

Biberde Bakteriyel Leke: Hastalık belirtileri yaprak, gövde ve meyveler üzerinde görülebilir.

Yaprak belirtileri, ilk önce suyla ıslanmış küçük alanlar olarak yaprakların alt tarafında görülmeye başlar. Birkaç mm’ ye kadar genişleyen lekeler koyu kahverengiye döner ve hafifçe kabarır.. Bu lekelerin büyük bir kısmı yaprak neminin toplandığı yaprak kenarları ve uçlarında oluşmaktadır. Sonunda yapraklar sararır ve düşer. Böyle bitkilerde güneş yanıklığından etkilenen meyvelerin sayısında artış görülür.

Meyve üzerinde ise pazar değerini azaltan kabarık ve uyuz halini almış lekeler şeklinde kendini gösterir.

Biberde bakteriyel benek:

Biberde bakteriyel benek.

Biberde Görülen Zararlılar ve Mücadeleleri

Biber Zararlısı Danaburnu: Özellikle körpe fidelerin köke yakın boğaz kısımlarından kemirerek kurumalarına sebep olur. Fideliklerde ve yeni gübrelenmiş tarla ve bahçelerde görülür.

Biber Zararlısı Agrotisler: Danaburnu gibi özellikle genç bitkilerin boğaz kısımlarından keserek büyük zarar verir.

Biber Zararlısı Emici Böcekler: Bitkilerin öz suyunu emerek gelişmeyi aksatır. Sayıları arttıkça daha büyük zararlar verir.

Biber Zararlısı Kök Ur Nematodu: Bitki köklerinde urlar meydana getirerek köklerin normal vazife görmelerine engel olur. Sonuçta bitki solar ve ölür.

Bunlardan başka beyaz sinek, bozkurt, yeşil kurt, biber kurdu, yaprak gal sineği, sarı çay akarı zararlılar arasındadır.

Biber ve Gübreleme

Biber, saçak kök yapısı ve derinliği itibari ile gıdaları sömürme yönünden domates ve patlıcan kadar avantajlı değildir.

Toprak işlenmeden önce dekara 4-6 ton yanmış çiftlik gübresi verilmeli ve toprak işleme ile karıştırılmalıdır. Genel olarak makro ve mikro elementler eksiksiz verilmelidir.

Toprağa uygulanan belirli miktar azotun toprak yapısı, yetiştirme mevsimi, toprak sıcaklığı, sulama şartlarına göre % 70-90’ ı alınabilir. Fosforlu gübrelerde bu oran % 25-30, potasyumlu gübrelerde % 60-80’ dir. Çiftlik gübrelerinde ise ilk yıl için azotun % 25-30’ u, fosforun % 30-35’ i ve potasyumun % 50-80’ i bitki tarafından alınabilir.

Bu nedenlerle 1 ton ürünün kaldırdığı saf maddeler yerine, uygulanması gereken miktarları bilmek ve önermek daha uygun ve daha pratiktir.

Biberde 1 ton ürün elde etmek için kayıplar ve bitki tarafından alınamayan miktarlar dahil olmak üzere aktif madde bazında uygulanması gerekli N-P-K miktarları aşağıda gösterilmiştir.

Biberde 1 ton ürün elde etmek için uygulanması gereken saf N-P-K miktarı (kg):

Biberde 1 ton ürün elde etmek için uygulanması gereken saf N-P-K miktarı (kg).

Yetiştireceğimiz ürün miktarı yetiştirme mevsimi, sera tipi, seranın ısıtılıp ısıtılmadığı, üreticinin deneyimi, tohum çeşidi vs. göz önüne alınarak belirlenmelidir.

Biberde uygulanacak gübrelerin taban ve üst gübrelemedeki payları aşağıdaki gibidir;

Biber yetiştiriciliğinde kullanılacak N-P-K’nın taban ve üst gübrelemedeki payları (%):

Biber yetiştiriciliğinde kullanılacak N-P-K’nın taban ve üst gübrelemedeki payları (%).

Bir ton ahır gübresinde bulunan saf N-P-K miktarları ve % oranları:

Bir ton ahır gübresinde bulunan saf N-P-K miktarları ve % oranları.

Fosforlu gübrenin tomurcuk ve meyve oluşumunda önemli fonksiyonu olduğu için çiçeklenmeye kadar olan dönemde verilmesi gerekir. Tomurcuk yetersizliği veya yeterli tomurcuğa rağmen yetersiz meyve tespit edilirse, bitkilerin fosforla takviye edilmesi gerekir.

Azotlu ve potasyumlu gübreler çiçeklenme döneminden itibaren 3-4 seferde verilmelidir.

Üst gübrelemede ihtiyaç olan 16,6 kg. saf azot ihtiyacını, içinde % 26 azot bulunan amonyum nitrat gübresiyle karşılamak istersek verilmesi gereken gübre miktarını şu formülle bulabiliriz :

Üst gübreleme saf azot ihtiyacı formülü:

Üst gübreleme saf azot ihtiyacı formülü.

64 kg amonyum nitrat gübresini yukarıda anlatıldığı gibi 3-4 seferde verdiğimizde bitkinin ihtiyacı olan azotu karşılamış oluruz.

Kullanacağımız fosfor ve potasyum miktarını da bu yolla hesaplayabiliriz.

Kullanılacak çiftlik gübresi ve kimyevi taban gübresi fide dikiminden en az 10-15 gün önce toprağın yüzüne serilerek 15-20 cm derinliğinde toprak işlenmelidir.

Gübre, suya bağımlı olarak verilmelidir. Az su, az gübre; çok su, çok gübre prensibine uyulmalıdır. Damlama sulama ile gübrelemede hasatta son 10 gün gübre verilmez, sadece su verilmesi gerekir.

Biber ve Budama

Biberde budama; filiz alma, yaprak alma şeklinde yapılır. Ana dallar oluşana dek gövde üzerinde çıkan filizler elle veya temiz makas ile kopartılır. 2 ya da 3 ana dal bırakılarak şekil oluşturulur.

Cılız, içe bakan, havalanmayı ve ışıklanmayı engelleyen yan sürgünler temizlenmelidir. İyi bir havalanma ve hastalık mücadelesi için alttan itibaren yaşlı yapraklar temizlenir. Cılız ve kalitesiz büyüyen meyveler büyümeden alınmalıdır. Budamada bitkiler hırpalanmamalıdır.

Biber ve Destek Sağlama

Biber bitkileri çok yüksek boylara ulaşabilir.

Örtü altı tarımında budanmayan ana dallar ip ile bağlanarak askıya alınır. Böylece dalların sarkması önlenmiş olur. Eğer kültürel işlemler yapılmazsa sıkıntı oluşur.Askı iplerine sarma işlemine öğle saatlerine doğru başlanmalıdır.

Yaygın büyüyen ve sürgün ucu alınmadan büyütülen biber çeşitleri genelde askıya alınmaz. Ancak dalların dağılmasının önüne geçmek için biber sıralarının başına ve sonuna çakılan kazıklara gerilen teller veya ipler içinde bitkilerin korunması yoluna gidilebilir.

Boylu çeşitlerde askıya alma işlemi şu şekilde yapılır: Fideler yerlerine dikildikten sonra sıra üzeri boyunca yerden bir ip çekilir. Askı ipinin bir ucu yerdeki ipe, diğer ucu yukarıdaki tele bağlanır ve bitki bu ipe sardırılır.

İkinci bir yöntem ise, dip kısmından ileride bitkiyi boğmayacak şekilde genişçe olmak şartıyla bir düğüm atılır ve diğer ucu özel askı çengeline veya tepedeki tele bağlanır. Askı teline bağlamanın, ileride bitki tel boyuna ulaştığında aşağıya kaydırma veya tepede yer değiştirmede kolaylık sağlama gibi avantajları vardır.

Askıya alınan biber bitkilerinde 3-4 sürgün gelişmesine izin verilir. Tüm yan sürgünlerin 1. veya 2. yapraktan sonra uçları alınır. Bu durumda sezon boyunca gövde, askı iplerine 2 veya 3 haftada bir sardırılır.

Biber İçin Meyve Tutumunu Artırıcı İşlemler

Açıkta yetiştirilen, meyvesi tüketilen sebzelerin tozlanmasında problemle karşılaşılmazken, serada mevsiminin dışındaki zamanlarda üretilen ve meyvesi tüketilen sebzelerin tozlanma ve döllenme olaylarında problemler ortaya çıkabilmektedir.

Problemlerin önemli nedenleri olarak;

  • Düşük veya yüksek sıcaklılar,
  • Düşük ışık şiddeti,
  • Yüksek hava oransal nemi,
  • Seralar kapalı yetiştiricilik sistemleri olduğu için izole edilmiş atmosfer gösterilmektedir.

Düşük sıcaklık ve düşük ışık şiddeti, sera sebzelerinde çiçek tozunun oluşmasını engeller veya çiçek tozu oluşsa da canlılığı azaltır.

Seralarda yeterli havalandırma yapılamadığında sera içi hava oransal nemi yükselmekte bu da çiçek polenlerin hareketliliğini azaltmaktadır.

Çiçek tozlarının problemsiz olduğu şartlarda bile, seraların izole bir atmosfere sahip olması nedeniyle böcek ve hava hareketi kısıtlanmakta bu da meyve tutumu ve tozlanmada aksamaya neden olmaktadır.

Bu aksamalar, yetiştiricilerce çeşitli uygulamalarla yok edilme yoluna gidilmiştir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Kış aylarında ekonomik nedenlerden ısıtma yapılamayan seralarda, çiçek tozları oluşmadığı veya oluşsa bile fizyolojik olarak çimlenme- dölleme yeteneğinde olmadığı için büyümeyi düzenleyici veya hormon dediğimiz sentetik kimyasallar kullanılmaktadır.
  • Diğer bir grup seralarda ise düzenli olmasa da sınırlı bir ısıtma yapılabilmekte ve üreticiler vibrasyon veya sallama denilen tekniği kullanarak, sınırlı miktarda da olsa oluşan çiçek tozları ile tozlanma ve döllenme yoluyla meyve elde etme yolunu tercih etmektedirler.
  • Son gruptaki seralarda ise mümkün olduğunca bitkilerin biyolojik optimumlarına yakın düzenli bir ısıtma yapılmakta ve verimi maksimuma ulaştırmak için bambus veya bal arıları kullanılmaktadır.

Bambus arısı:

Bambus arısı.

Biber ve Yabancı Otlarla Mücadele

Yabancı otlarla, çapalama ve malçlama ile mücadelede edilmektedir. Kimyasal ot mücadelesi yapılacaksa trifluralin etkili maddeli ilaçlar sürüm derinliğine verilmelidir.

Biber ve Çapalama: Biber fidelerinin ilk çapaları tarlaya dikimden 10 ila 20 gün sonra ot alma ve sıralar arasındaki toprağı gevşetmek amacıyla yapılır. Birinci çapadan 2-3 hafta sonra boğaz doldurma ile birlikte ikinci çapa ve haziran ayında da bir defa olmak üzere toplam üç çapa yapılmalıdır.

Biber ve Malçlama: Hava sıcaklığının düştüğü kasım ayında, toprak sıcaklığının sağlanması için toprağı PE örtü ile örtme ve ısı perdesi şeklinde malçlama yapılmalıdır. Bu yabancı otlarla mücadele için de önemlidir.

Siyah veya şeffaf malç kullanılabilir. Şeffaf malç toprak sıcaklığı artırmada, siyah malç yabancı ot mücadelesinde faydalıdır. Malç aynı zamanda su kaybını önler. Verim artışı ve erkencilikte fayda sağlamaktadır. Zararlıların da hayat çemberi kırılmış olur.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.