Organik Tarımda Ekim Nöbeti
Organik Tarımda Toprak Yorgunluğunun Nedenleri
Tarım yapılan arazilerde uzun yıllar aynı ürünün arka arkaya yetiştirilmesi ile toprakta meydana gelen yorgunluğa toprak yorgunluğu denir.
Toprak yorgunluğunun belli başlı nedenleri şunlardır;
Besin maddesi su eksikliği
Tek bitki çeşidi yetiştirme ile hep belli derinlikten ve belli ölçüde besin maddeleri ve su alınır. Farklı bitki türlerinin topraktan aldıkları su ve besin maddeleri farklıdır. Kökleri derine giden bitkiler daha çok derinlerden, yüzlek köklüler de toprağın üst tabakalarından daha çok besin maddesi ve su kaldırır. Kışlık tahılların su isteği az olmasına karşın yazlıklar daha çok su ister. Tahıl türlerine nazaran çapa bitkileri daha çok su sarf eder.
Hastalık ve zararlılar
Bazı hastalıklar ve zararlılar belirli bitkilerde daha fazla görülür. Üst üste yetiştirme ile hastalık yapan patojenler her yıl katlamalı (%) oranlarda artar, verim azalır, kalite düşer. Bazen bir hastalık birden çok bitkiyi, bazen de birçok hastalık bir bitkiyi etkiler. Çeşitli bitkilerde ağırlıklı olarak beliren bazı hastalık ve zararlılara şu örnekler verilebilir;
- Nematodlar: Patates, şeker pancarı, yulaf, bezelye, lahana vb.
- Kökboğazı hastalıkları: Tahıllar vb.
- Solgunluk (fusarium): Pamuk, bezelye vb.
- Kök çürüklüğü: Patates vb.
- Orobanj: Ayçiçeği
- Rastık: Mısır
Yabancı otlar
Tek yanlı ürün yetiştirmeyle gittikçe çoğalan yabancı otlar, verimi değişik ölçülerde düşürür. İklime ve toprağa bağlı olmak üzere yılın her yetiştirme döneminde çeşitli yabancı bitkiler tarım arazisini kaplar ve kültür bitkileri ile rekabete girerek zararlı olur.
Salgılar
Bitkiler köklerinden çeşitli maddeleri salgılar. Bitkilerin canlılara zehir etkisi yapabilecek bazı toksit maddeleri salgılamaları yanında ayırım ve çürüme sonucunda ortaya çıkan toksit maddelerin toprağa karışması ile bitki veriminde azalmalar görülür.
Mikroorganizmalar
Bitkiler kök salgıları ile toprak mikroorganizmalarının yaşamlarını hızlandırıcı veya frenleyici etkide bulunur. Toprak mikroorganizmaları toprağın yapısına ve bitki büyümesine etkili olur. Monokültür tarımda mikroorganizmalar belirli sayıda iken zararlı olmamasına karşın kitleler hâlinde çoğalması sonucunda biyolojik denge bozulur. Belirli bir ekim nöbeti uygulandığı zaman, aynı toprak üzerinde değişik bitki türleri yetiştirileceğinden, her defasında türeyecek mikroorganizmalar, kendilerinden öncekilerin yerlerini alır. Belli grupların çok fazla artması veya azalması olmayacağından toprak yorgunluğu da ortaya çıkmayacaktır.
Organik Tarımda Ekim Nöbeti Düzenlemelerine Etki Eden Faktörler
Bir bölgede uygulanacak ekim nöbeti sistemine birçok faktör etki eder. Ekim nöbetinin düzenlenmesi üretim planlanmasının da esasını oluşturur. Bu konuda etkili olan faktörleri şu şekilde açıklayabiliriz:
Sulama imkânları
Sulamanın yapılabilmesi; bol su isteyen bitkilerden yüksek verim alınmasını, bitkilerin münavebeye girmesini, toprakta organik maddelerin parçalanmasını, gübreden daha iyi yararlanmayı etkiler.
Organik tarımda yağmurlama sulama:
iklim ve toprak özellikleri
Tarımsal üretimde en önemli faktör iklimdir. Ekim ile hasat arasındaki süre, yıllık yağış miktarı, ilkbahar son don ve sonbahar ilk don tarihleri, sıcaklık, yağışın dağılımı, kışlık ekimin mümkün olup olmadığı gibi faktörler yetiştirilecek bitkileri belirler. Ekim nöbeti planlamasında bitkiler seçilirken o bölgenin iklim ve toprak durumuna göre uygun olanlar seçilir. Toprağın pH derecesi, asit veya alkali olması, toprak yapısının kumlu, killi veya humuslu toprak olması, organik madde miktarı gibi faktörler etkilidir. Seçilen bitkilerin toprakta gelişmesi ve toprağa etkileri farklıdır.
Bitki tür ve çeşitlerinin özellikleri
Bitkilerin toprakta ilerleyebildikleri kök derinlikleri, bitkinin daha fazla kullandığı besin elementlerinin farklı olması, hububat, baklagil ve gevşek kök sistemleri nedeniyle, toprağın organik maddesini, strüktürünü artırır, toprak kurumaz ve en uygun yapıda bulunur.
Organik tarımda çilek üretimi:
Farklı bitkilerin etkileri yanında, bitki örtüsündeki boşluklar, yabancı otlanma, yetersiz sulama ve beslenme nedeniyle ekim nöbetinden olumsuz sonuçlar alınabilmektedir. Gerek baklagillerden sonraki uygun yapıyı korumak, gerekse tahıllardan sonraki kötü yapıyı ortadan kaldırmak için hasatla birlikte tarla hemen işlenmelidir.
Humus, besin maddeleri ve su
Topraktaki uygun yapının korunması ve kıvam oluşumu büyük ölçüde humus varlığına bağlıdır. Toprağın humus içeriği yüksek ve yapısı sağlam olursa, monokültür kullanımlara duyarlılığı azalır. Ekim nöbeti uygulamaları ile toprağın organik maddesi arttırılarak toprağın daha fazla su tutması sağlanır. Böylece toprağın verimliliği yükseltilmekte, sonuçta da kültür bitkileri için daha elverişli ortamlar oluşturulmaktadır.
Bitkilerin topraktaki besin maddelerinden yararlanması farklı olduğu gibi toprakta bağlı bulunan besinleri serbest hâle getirebilmeleri de farklıdır. Bazı bitkiler belirli besin maddelerini topraktan daha çok kaldırır. Sulama ve gübreleme olanaklarına göre bitkiler ekim nöbetin de yer almalıdır. Çok su isteyen ve çok besin maddesi kaldıran bitkilerin arka arkaya getirilmemelerine özen gösterilmelidir.
Bitkilerin uyuşumu: Bazı bitkiler uzun yıllar arka arkaya monokültür şeklinde yetiştirildiklerinde verimlerini büyük ölçüde düşürür. Bunlara “kendine katlanmaz” bitkiler denir. Kendine katlanmayan bitkilerin arka arkaya yetiştirilmeleri sakıncalıdır.
Kendine katlanmayan bir bitkinin aynı araziye ikinci kez gelebilmesi için aradan geçmesi gereken süreye “ekim molası” denir.
Bazı değişik bitki türlerinin arka arkaya yetiştirilmesi sakıncalıdır. Ekim nöbetinde birinci yıl yetiştirilen bitkiye “ön bitki” ikinci yıl yetiştirilen bitkiye “art bitki” denir.
Yabancı ot, hastalık ve zararlıların yayılma durumu
Eğer bir tarlada bazı yabancı otlar, hastalık veya zararlılar yoğun ise bunların mücadele eşiğinin altında tutulabileceği bitkilerin münavebeye alınması gerekir.
Organik Tarımda Ekim Nöbetinin Amaçları
Ekim nöbeti uygulamalarının esas amacı, aynı tarım alanına her yıl aynı kültür bitkisini ekmeyerek toprağın özellikle bitki besin maddeleri açısından tek yönlü sömürülmesini önlemektir. Ayrıca uygulanan bu yöntemle aynı kültür bitkisinden kaynaklanan hastalık etmenleri, zararlılar ve yabancı ot yoğunluğunun artması engellenmektedir.
Organik tarımda ekim nöbetinin toprak verimliliği ve bitki besleme açısından amaçlarını şu şekilde açıklayabiliriz:
Toprak verimliliğinin korunması ve yükseltilmesi
Ekim nöbeti planlaması ile bitkilerin toprak üzerine olan etkileri ve kendi aralarındaki etkileri, toprak verimliliğine önemli ölçüde etkilidir. Uzun yıllar aynı bitkilerin ekildiği araziler ile ekim nöbeti uygulanan (polikültür) araziler karşılaştırıldığında, yüksek miktarlarda çiftlik gübresi ve mineral gübre kullanılmasına karşın, verimliliğin ekim nöbeti planlaması uygulanan arazilerle aynı düzeyde kaldığı görülür. Ekolojik tarımda, yeşil gübreleme yanında toprağa verilecek, biyolojik gübreler ile kireç, çiftlik gübresi vb. organik gübrelerle daha etkin bir şekilde yararlanma sağlanır.
Toprağın organik madde oranının korunması ve arttırılması
Topraklarda organik maddenin yeterli olması başta toprağın su tutma kapasitesini artırır. Organik madde toprakta makro ve mikro besin elementlerinin dengesini sağlar, toprağın havalanmasına yardımcı olur, toprak mikroorganizmalarının daha aktif çalışmasını sağlayarak ayrışma ve parçalanmanın hızını artırır. Kaymak tabakasının oluşmasını engelleyerek çıkış ve gelişmenin düzenli olmasına yardım eder. Bu nedenlerle topraktaki organik maddenin artırılması gerekir. Organik maddenin artırılmasında en önemli yöntem toprağa çiftlik gübresinin verilmesidir. Bununla beraber organik maddece fakir olan topraklarda uygulanacak ekim nöbeti içerisinde çayır-mera ve baklagil yem bitkileri ile yeşil gübre ve örtü bitkilerinin yer alması, toprağın organik madde miktarının ve su tutma kapasitesinin artırılmasına yardımcı olur.
Baklagil bitkilerinin ekim nöbeti içerisinde yer alması ile diğer organizmalar tarafından parçalanarak toprağa verilen azottan, sonra ekilecek olan bitkiler faydalanır. Ayrıca baklagiller toprağın biyolojik ve fiziksel yapısının iyileştirilmesine de yardımcı olur.
Topraktaki besin maddelerinin korunması ve artırılması
Her bitki topraktan eşit ölçülerde besin elementi kaldırmaz. Bazıları belirli besin maddelerini fazla kaldırırken bazılarını da çok az harcar. Bu durumda aynı bitkinin üst üste yetiştirilmesi o madde bakımından toprağın fazla zayıflamasına yol açar. Ekim nöbetinde, besin maddelerinin birikmesini sağlayan bitkiler ile çok besin maddesi tüketen bitkiler ardı ardına getirilerek toprağın sömürülmesi önlenir. Böylece topraktaki bitki besin maddelerinin daha etkin kullanılması sağlanır. Ayrıca ekim nöbetine alınan baklagil familyasına ait bitkilerin köklerinde azot fikse edilmesi nedeniyle topraktaki azot rezervi artırılır.
Hastalık ve zararlılarla mücadele
Topraktan geçen veya toprakta barınan bazı hastalık ve zararlılar devamlı aynı ürün yetiştirilen bölgelerde gittikçe artarak mücadeleyi zorlaştırır. Bu durum toprakların sağlıksız, dolayısıyla da verimsiz olmasına neden olur. Hâlbuki değişik ürünlerin bir münavebe planı içerisinde yetiştirilmesi ile bu zararlıların çoğalması önlenmiş olur. Çünkü bir ürün için zararlı olan bir hastalık veya zararlı, başka bitkiye zarar vermeyebilir. Örneğin; tarlaya üst üste buğday ekilirse, buğdayda hastalık yapan mantarlar yıldan yıla çoğalırlar. Bu mantarlar diğer hububat ekilişlerinde ve yabancı otlarda yaşamını sürdürdüklerinden buğdayın arkasından arpa, çavdar ve yulaf ekilmemeli, toprak otlardan temizlenmelidir. Rhizoctonina kök ve kökboğazı hastalığının hâkim olduğu tarlalarda hububattan sonra patates, bezelye, fasulye ve bakla ekilmemelidir. Çünkü mantar bu bitkilerde de yaşamını sürdürmektedir.
Yabancı ot mücadelesi
Herhangi bir kültür bitkisinde sorun oluşturan bir yabancı ot, diğer kültür bitkisinde sorun oluşturmayabilir. Bu nedenle ekim nöbetinde yer alan bitkilerin, yabancı otlara gösterdikleri rekabet gücü ile yetiştirme esnasında kültür bitkisine uygulanan fiziksel önlemler yabancı ot kontrolünde ekim nöbetinin önemini artırır.
Yetiştirme döneminde iş gücünün uygun dağılımının sağlanması
Mevcut tarlalarda usulüne uygun olarak ekim nöbeti uygulanması hâlinde muntazam bir iş bölümü sağlanır. Ekim nöbetinde yer alan bitkilerin belirli zaman periyotlarında yoğunlaşan iş gücü yığılmaları, minimum seviyeye düşürülür. Yıl içinde düzenli bir çalışma sağlanırken, değişik zamanlarda yapılan ekim, bakım, hasat, harman gibi işlemler verimli bir şekilde aksamadan uygulanır.
Toprak erozyonunun azaltılması
Bitkisel özellikleri farklı yapıda olan bitkilerin yetiştirildiği tarımsal arazilerde toprak aşınımı oldukça düşük seviyededir. Yağışların ve rüzgârların etkileri sonucu oluşan erozyon ile toprak kayıplarında artma, su tutma kapasitesinde azalma, toprak yapısında bozulmalar meydana gelmektedir. Erozyona uğrayan topraklarda bitkiler için gerekli besin maddeleri azaldığından verimlilik düşer, tarım arazisi çoraklaşır. Ekim nöbeti, suyun toprağa sızma derecesini arttırır. Bu durum, yüzey akışından doğan erozyonu önlediği gibi, suyun toprakta depolanmasına neden olur.
Biyolojik dengenin korunması
Çevre ve toprak kirliliğinin azaltılması: Bitkileri geliştirmek için kullanılan tarım ilaçları o kültür bitkisinin yetiştirilmesi için faydalı iken toprakta veya çevrede oluşturduğu kirlilik ve kalıntı biyolojik dengenin bozulmasına yol açar. Tarım ilaçlarının kullanılmasının yerine ekim nöbeti uygulaması ile ilaçlama masrafı azalmaktadır.
Gübrelerden daha çok fayda temin edilmesi ve gübre tasarrufu sağlanması
Organik çiftlik gübrelerinin veya ticaret gübrelerin münavebeye alınan bitkilere verilmesi ile bunlardan en iyi şekilde fayda sağlanır. Yeşil gübreleme yapılması ile organik madde miktarı artırılır. Böylece toprakta artan mikroorganizma faaliyeti gübrelerin daha faydalı olmasına yardımcı olur. Ayrıca daha sonra ekilen bitkiler için de toprakta kalan gübreler faydalı olur.
Beklenmeyen olumsuz çevre ve pazar koşulları karşısında bitkisel üretimde ortaya çıkabilecek risklerin azaltılması
Tarımsal üretim geniş ölçüde doğal çevre koşullarının etkisi altındadır. Üretici, doğal koşulların elverdiği oranlarda iş gücü ve sermaye kullanarak üretimde bulunur. Doğal üretim koşulları ve pazar koşulları ne kadar uygun olursa elde edilen gelir o kadar yüksek olacaktır. Ekim nöbetinde aynı yıl yetiştirilen kültür bitkileri, beklenmeyen olumsuz çevre ve pazar koşullarından farklı seviyelerde etkilendiğinden meydana gelebilecek zarar minimum seviyede olacaktır. Yetiştirilen bir üründen kazanç sağlanmasına karşın olumsuz çevre ve pazar koşulundan etkilenen diğer üründen zarar edilir. Ayrıca ülkemizdeki fiyat politikaları nedeniyle bir ürünün pazarlanması ve satışında karşılaşılan sorunlar, diğer ürünlerin satışı ile telafi edilebilir. Sonuçta, ekim nöbeti uygulamaları ile bitkisel üretimde ortaya çıkabilecek risklerin belirli oranlarda azaltılmasını sağlamak mümkün olur. İşletmede aynı yıl çeşitli ürünlerin yetiştirilmesi, üreticiye güvence yaratmış olur.
Tarlalarda, ekim nöbeti ve işletme imkânlarına uygun olarak yıl içerisinde değişik bitkiler yer alacağından bu değişik ürünlerin don, kuraklık, dolu gibi iklim faktörlerinden görebilecekleri zarar miktarı da farklı olacaktır. Ayrıca ülkemizdeki fiyat politikaları nedeniyle bir ürünün pazarlanması ve satışında karşılaşılan sorunlar, diğer ürünlerin satışı ile telafi edilebilir.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hazırladığı organik tarım yönetmeliğinde bitkisel ürünlerin yetiştirilmesinde; toprak verimliliğinin artırılması ve devam ettirilmesinde dikkat edilecek hususların başında çok yıllık rotasyon (ekim nöbeti) uygulamaları ve rotasyonda yeşil gübreleme, derin köklü bitkilere ve çapa bitkilerine yer verilmesi önemle belirtilmektedir. İlgili yönetmelikte, hastalık, zararlı ve yabancı otların kontrolü amacıyla uygun rotasyon programı hazırlanması gerektiği de belirtilmektedir.
Organik Tarımda Ekim Nöbetinin Planlanması
Tarım yapılan alanlarda aynı bitkinin aynı tarlaya üst üste ekilmesi toprağın fakirleşmesine ve o bitkinin hastalıklarının artmasına neden olur. Bu nedenle organik tarımda yüksek verim alabilmek için mutlaka ekim nöbeti planlaması yapılmalıdır. Ekim nöbetinin planlaması yapılırken şunlara dikkat edilmelidir:
- Azot tüketimi fazla olan kültür bitkileri (şeker pancarı, patates, pamuk, mısır, kolza) ile azot depolama özelliklerine sahip olan bitkiler (baklagiller) art arda yetiştirilmelidir.Organik kolza ve baklagil üretimi:
- Derin köklü bitkiler (yonca, seker pancarı, üçgül, kolza, pamuk, domates, salatalık, havuç) ile yüzlek köklü bitkiler ( hububat, pırasa, marul, soğan, sarımsak, salata grubu) art arda yetiştirilmelidir. Aynı kültür bitkisinde ise daha derin köklü ve sağlam yapılı çeşitlerin üretimi tercih edilmelidir. Ayrıca üretim tarihi erkene çekilerek bitkilerin daha derin kök yapmaları teşvik edilebilir.
- Su tüketimi fazla olan kültür bitkileri (yonca, çeltik, mısır, pamuk, şeker pancarı, lahanagiller, patlıcangiller) ile daha az su tüketen bitkileri (patates, hububat, soğan, sarımsak, bezelye) arka arkaya yetiştirilmelidir.Organik pamuk ve soğan üretimi:
- Yetiştirme döneminde yavaş gelişen kültür bitkileri (domates, soğan, sarımsak) ile hızlı gelişme özelliğinde olan bitkiler (mısır, soya fasulyesi, sorgum, ıspanak, marul, fiğ, yemlik kolza, salata grubu, turp) art arda yetiştirilmelidir.
- Bitki kalıntısı fazla olan bitkiler (baklagil, yem bitkileri, tahıllar, kereviz, soğan) ile kalıntısı az olan bitkiler (patates, şeker pancarı, karnabahar, lahana, salatalar, ıspanak) art arda yetiştirilmelidir.
- İyi planlanmış sağlıklı bir ekim nöbeti ile toprağın organik madde ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu amaçla baklagil bitkileri gibi C / N (karbon / azot) oranı düşük olan ürünlere ekim nöbetinde mutlaka yer verilmelidir.
- Hastalık ve zararlılara dayanıklı bitki çeşitleri seçilmelidir.
- Zararlıların önlenmesinde, ön bitkiden sonra art bitki olarak seçilen bitkinin ön bitkide zarar yapan zararlının konukçusu olmamasına dikkat edilmelidir.
- Zararlının etkinliğini kırmak amacıyla; zararlının biyolojik yapısı dikkate alınarak kültür bitkisinin ekim veya dikimi erken ya da geç zamana kaydırılmalıdır.
Organik Tarımda Bitki Koruma Yönünden Ekim Nöbeti
Topraktan kaynaklanan hastalık etmenleri açısından, ekim nöbetinde aynı bitkinin ne kadar süre sonra aynı yerde yetiştirilebileceğini, aşağıda belirtilen faktörler önemli ölçüde etkilemektedir:
- Hastalık etmeninin toprakta yaşayabilme süresi,
- Hastalık etmeninin topraktaki popülasyon yoğunluğu ve çoğalabilme kabiliyeti,
- Hastalık etmeni ile biyolojik mücadele olanağı,
- Yetiştirilecek olan kültür bitkisinin, hastalık etmenine gösterdiği hassasiyet.
Hastalık etmeninin toprakta yaşayabilme süresine, toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri gibi birçok abiyotik faktörler etkili olabildikleri gibi toprakta yaşayan diğer canlılardan kaynaklanan biyotik faktörler de etkili olmaktadır.
Toprakta yaşayan mikroorganizmalar arasında çok karmaşık etkileşim mekanizması bulunmaktadır. Toprakta konukçu bitkileri olmadan hayatlarını saprofit olarak diğer organik materyaller üzerinde de sürdürülebilen hastalık etmenleri, toprakta yaşayan diğer mikroorganizmalarla, her şeyden önce, besin maddeleri için rekabete girmek zorundadır. Ayrıca toprakta yaşayan bazı mikroorganizmalar, salgılarıyla da hastalık etmenlerini etkileyebilmektedir. Bu şekilde hem besin maddesi rekabeti hem de salgılarla ortaya çıkan etkileşime, “toprağın antifitopatojen potansiyeli” adı verilmektedir. Hastalık etmeninin saprofit olarak yaşama gücü ne kadar yüksek ve toprağın antifitopatojen potansiyelinden ne kadar az etkileniyorsa toprakta yaşama süreleri de o kadar uzun olmaktadır. Böylece bu hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkisinin aynı tarımsal araziye arka arkaya ekilme periyodunun uzaması gerekir. Bu kültür bitkisi arka arkaya her yıl ekildiği takdirde, toprakta yaşayan ve o bitkiyi etkileyen hastalık etmenlerinin yoğunluğu da artmakta ve dolayısı ile kültür bitkisinin veriminde önemli düşüşler görülmektedir.
Diğer taraftan hastalık etmeninin topraktaki popülasyon yoğunluğu ne kadar fazla ise bu hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkilerinin hastalanma ihtimalleri de o kadar yüksek olur. Toprakta hastalık etmeninin popülasyon yoğunluğu ne kadar yüksek ise bu popülasyonu düşürebilmek için bu etmenden etkilenen kültür bitkisinin arka arkaya ekim aralığının da o kadar uzaması gerekeceği açıktır. Hastalık etmeni ile kolay ve ucuz mücadele yapılıp yapılamaması da aynı kültür bitkisinin ekim nöbeti içerisinde yer alabilme sıklığını etkilemektedir.
Toprakta, çevre şartlarına dayanıklı sporlar veya organlar oluşturarak kolay mücadele edilemeyen hastalık etmenleri bulunduğunda o hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkisinin ekimi, süre olarak aralıklı yapılmak zorundadır. Buna karşılık organik tarıma uygun biyolojik preparatlarla mücadelesi yapılabilen, hastalık etmeninden etkilenen kültür bitkileri, bu etmenle mücadeleyi göze almak şartı ile ekim nöbetinde daha sık yer alabilmektedir.
Herhangi bir hastalık etmenine karşı kültür bitkisi çeşitlerinin göstermiş oldukları reaksiyonlar çok değişik olur. Örneğin bir domates çeşidi, topraktan kaynaklanan herhangi bir hastalık etmenine karşı hassasiyet gösterirken bir başka domates çeşidi aynı hastalık etmenine karşı toleranslı veya dayanıklı olabilmektedir. Tütünde, maviküf hastalığına mukavim çeşitlerin üretimde kullanılması da diğer bir örnektir. Genetik-mukavim çeşitlerin elde edilmesiyle gerçek anlamda organik tarım yapma olanağı elde edilebilecektir.
Sonuçta ekim nöbetinde bu özellik göz önünde bulundurularak toprakta bulunduğu bilinen hastalık etmenine karşı dayanıklılık gösteren bitki çeşidinin ekimine önem verilmelidir.
Organik dayanıklı domates çeşidi:
Lütfen yorum bırakın.