Hun Devleti Sanatı
Altay dağları ve yöresi Hunlar aracılığıyla ilk Türk kültür ve sanatının yeşerdiği merkez oluyordu. Altay dağlarında rastlanan zengin kurganlar, bunun en açık göstergesidir. Ölülerin eşyaları ile beraber gömüldükleri mezarlara kurgan adı verilmekteydi. Düz kılıçlara karşılık Türklerin yaptıkları eğri kılıçlara, kurganlarda çokça rastlanmıştır. (Resim1.1) Altayların kuzeyinde zengin altın madenlerinin bulunması, Hun kültüründe ve sanatında altın ve altından eşyaya ayrı bir yer kazandırmıştır. Orhun nehrinin yanında Hunlar kendi başkentlerini kurmuşlar ve sanat eserleri ile bu bölgeyi donatmışlardı.
Hun Devleti sanatından bir örnek. Pazırık kurganlarında bulunmuş yaygı:
Altaylıların yerli dokuma tekniğinin yanı sıra Çin ipeklileri ve İran dokumaları da Hunların günlük yaşamına girmişti. Yünden yapılan keçeler dokuma tekniğinin önde gelen ürünüydü. Üzerleri çeşitli süslemeler ile kaplı keçeler değişik yerlerde kullanılıyordu. Süs resimleri arasında av sahneleri birinci plandaydı. Hunlar yeni bir kültürün yaratıcısı olarak tarih sahnesine çıkıyorlardı. Büyük İskender’le beraber Batı Türkistan’a gelen Yunanlıların motiflerini Hunlar alarak daha geliştirdiler ve değişik biçimler ortaya çıkardılar. Keçeler üzerindeki Yunan motifleri yanı sıra Hun sanatı içinde Çin motiflerine de yer verilmiştir.
Hun Devleti sanatından bir örnek daha. Altaylar’da Büyük Hun Çağına ait pazırık buluntuları; elbiseler, keçe çizme, insan vücuduna yapılan dövmeler, taraklar, sağ altta küçük bir masa:
Hun sanatında yer alan en önemli sahneler, daha çok hayvan resimleri ve hayvan kavgalarıyla ilgilidir. Hunlar her türlü hayvanın heykelini de yapmışlardır.
Hun Devleti sanatından bir örnek daha. Pazırık buluntularından örtü üzerinde, grifonun geyiğe saldırışı:
Mezar odasının boyutları 7,10 x 7,80 m, derinliği de 4 metredir. Tabanı taş döşeme, duvarları ve tavanı ağaç gövdelerinden yapılmış olan odanın içinde, kalaslardan bir orta bölmeyle ayrılmış ikinci bir oda vardır. Odanın dış kenarında duran, 30 cm çapındaki masif ahşap tekerlek büyük ihtimalle tabutu taşıyan tören arabasına aittir. Savaş baltasıyla başlarına vurularak kurban edilmiş olan atlar başları doğuya gelecek şekilde yatırılarak sıralar halinde dizilmiştir. Kuyrukları saç örgüsü gibi örülmüş, buzların altında kaldığı için oldukça iyi durumdadır.
Bulunan koşum takımları dövme demir ve tunç döküm tekniğiyle yapılmıştır. Buluntular arasında, « S» biçiminde oyulmuş ve altın yaldızla kaplanmış dört çift ahşap gem dikkati çeker. Gemlerin uç bölümlerine yaban kedisi, kaz ve koyun şeklinde ilginç biçimler işlenmiştir.
Kurganlarda, boynuz ve deriden yapılmış, sarı ve kırmızı renklerde geyik, kuş ve dağ keçisi başının üstün bir tasarım anlayışıyla birleştirilmiş at başlığı bulunmuştur.
Hun Devleti sanatından bir örnek daha. Kurganda bulunan, bir at başlığı olduğu sanılan garip bir maske:
Heykel yapımında daha çok bronz kullanılmıştır. Ancak tahtadan yapılmış hayvan figürlerine de rastlanmıştır. Yarı insan yarı geyik biçiminde, ruhları temsil eden çeşitli heykelcikler de görülmüştür. Türklerin kutsal saydıkları geyik, Hun sanatının önde gelen figürleri arasında yer almıştır. Altay dağlarında görülen hayvanlar ile savaş sahnelerinin din açısından da bir anlamı vardır.
Hun Devleti sanatından bir örnek daha. Altın levha; ağaç altında süvari, eşi ve seyisi:
Lütfen yorum bırakın.