Hıyar ve Sulama
Hıyar suya çok duyarlıdır. Bu sebeple diplerinin daima nemli bulundurulması gerekir. Böylece bitkinin iyi gelişmesi sağlanırken özellikle susuzluktan ileri gelen acılaşmaya fırsat verilmemiş olur.
Hıyarda sulama yönünden en kritik dönem meyve bağlama dönemidir. Fideler dikildikten sonra ilk verilen can suyundan ilk meyveler görülünceye kadar ki dönemde çok olmamak koşuluyla günde 1-2 kez su verilmelidir. Bu dönemde fazla sulama yapılması meyvelerin sararmasına (boğulmasına) neden olur. Bundan sonra su büyük önem kazanır ve mümkünse her 3-4 günde bir sulama yapılmalıdır.
Hıyarda damlama sulama:
Hıyarın su isteği birçok sebzeye göre daha kolay anlaşılır. Özellikle sabah ve akşamları hıyarın iri yapraklarının anormal pörsüme göstermesi ve aşağı doğru sarkması, ayrıca gövde ve yapraklarda tüylülüğün artması ve yaprakların küçülmesi su eksikliğini belirtir. Bu durumda zaman geçirmeden sulanmalı ve sulamalar mümkünse sabahın erken saatlerinde veya akşamüstü yapılmalıdır.
Toprak tipi ve bitki büyüklüğü de sulamayı etkileyen faktörlerdendir. Kaba yapılı topraklar daha sık su ister. Hızlı ve taşkın bir sulamadan ziyade, yavaş ve dikkatli sulama yapılması, hastalıkların yayılmasına da mani olur.
Dikkat edilecek bir başka husus da hıyarın gövde ve dallarına basıldığında iletken doku zedeleneceğinden meyveler kendilerine gerekli olan suyu normal olarak alamayacaktır. Böylece gelişmeleri aksayarak acılaşma meydana gelecektir. Bunun için gelişme döneminde ve hasat zamanında bitkiler arasında gelişi güzel dolaşılmamalıdır.
Hıyar ve İlaçlama
Hıyar bitkisinin yetişme ortamı sıcaklık ve nem açısından hastalık ve zararlıların gelişmesine çok elverişlidir.
Hıyar üretiminde hastalıklara karşı dayanıklı çeşit seçimi ile hastalık ve zararlılara karşı ilaçlanmış tohum kullanımı gerekir.
Hıyar yetiştiriciliğinde genellikle yabancı ot ilacı (herbisit) kullanılmaz. Çapa işlemi ile hem yabancı ot temizliği hem de kaymak kırma, toprağın havalandırılması ve bitkilerin boğazlarının doldurması yapılır.
Sıklıkla karşılaşılan külleme ve mildiyö hastalıkları ile yaprak biti ve kırmızı örümceğe karşı zirai mücadele talimatlarına uygun olarak ilaçlama yapılmalıdır.
İlaç seçiminde tarım il veya ilçe müdürlüklerinin bitki koruma şube müdürlüklerinin tavsiyelerine göre gerekli işlemler yapılır.
Hıyarlarda Görülen Önemli Hastalıklar
Hıyar Fungal (mantari) hastalıklar:
- Hıyar Antraknoz Hastalığı:
Yapraklarda siyah ve esmer lekeler halinde görülür. İleri safhalarda yapraklar buruşup kurur. Yapraklar parçalanır, bitki kuruyup ölebilir.Meyveler üzerinde ve yaprak saplarında gayri muntazam ve çukurumsu lekeler oluşur. Meyvelerde daire veya gayri muntazam çöküntü halinde lekeler oluşur. Daha sonraları bunların kavun içi bir renk alması ile tanınması kolaylaşır.
Hastalık 16 derecede bulaşır, 21-26 derece ve % 80 nemde salgın yapar.
Hıyar Antraknoz Hastalığı için kültürel önlem olarak temiz tarladan tohumluk alınmalı, en az 3 yıllık münavebe (Ekim nöbeti ) uygulanmalı, hasta bitkiler ve hasat artıkları imha edilmelidir.
Hıyar Antraknoz Hastalığı için kimyasal mücadele ise tohum ilaçlaması ve yüzey ilaçlaması olarak yapılır.
Tohum ilaçlamasında tohumlar 1 saat su ile ıslatılır, 1 saat kurutulduktan sonra uygun ilaçlarla ilaçlanır.
Yüzey ilaçlaması; bitkilerin yaprak saplarında ilk antraknoz lekeleri görülünce ilaçlamaya başlanmalıdır. 12 gün ara ile hastalığın şiddetine ve iklim koşullarına göre 3-6 kez uygulama yapılmalıdır.
- Hıyar Külleme Hastalığı:
Bitkilerin özellikle yaşlı yapraklarında görülür. Genellikle önce yaprağın üst yüzeyinde parça parça, nispeten yuvarlak lekeler belirip sonradan bu lekeler birleşerek yaprağın her iki yüzeyini, yaprak sapını ve gövdeyi kaplar. Yaprakların alt ve üst yüzleri un serpilmiş gibi beyaz bir toz tabakası ile kaplıdır. Yapraklar kuruyup dökülür.Hastalık sadece bitki yapraklarında değil, aynı zamanda sürgünlerde ve nadiren meyvelerde de görülür. Bitkilerde büyüme durur, çiçek açma veya normal bir çiçek oluşumu sağlanamaz. Meyveler lezzetsiz olur.
Yaz boyunca rüzgâr ve böceklerle etrafa yayılır. Kültürel önlem olarak hasattan sonra hastalıklı bitki yaprakları, tarla içindeki ve civarındaki yabancı otlar toplanarak yakılmalıdır. Bu hastalığa karşı en ucuz ve kolay mücadele toz kükürtle yapılır. Mücadele için dekara 2-3 kg toz kükürt yeterlidir. Uygun iklim şartlarında kavun, kabak, hıyar ve bamya gibi sebzelerde hastalık görülebilir.
Hıyar yaprağındaki külleme:
- Hıyar Beyaz Çürüklük Hastalığı:
Hastalık genel olarak kök ve kök boğazında ıslak çürümeler ve gelişmiş bitkilerin yaprak ve sürgünlerinde solgunluk şeklinde kendini gösterir.Özellikle nemli ortamlarda genç fidelerin tamamen çürümesine neden olabilir. Gelişmiş bitkilerde belirtiler önce kök boğazı ve toprağa yakın olan alt yapraklarda ortaya çıkar. Hastalığın ilerlemesi ile kök boğazında bol miktarda pamuk beyazlığında misel tabakası oluşur. Zamanla yumaklar şeklinde toplanan misel tabakaları önceleri kirli beyaz renkte ve yapışkan bir şekildedir. Sonra havanın etkisi ile koyu kahverenginden siyaha kadar değişen renkler alarak sert bir yapıya dönüşür, kuruyan bitki artıkları ile birlikte toprağa karışır.
Hıyar Beyaz Çürüklük Hastalığı İçin Kültürel Önlemler:
Çok bulaşık olan alanlarda en az 5 yıllık ekim nöbeti uygulanmalıdır. Hastalığın görülmediği yerlerde, sera tesis edilmelidir. Seralar iyi havalandırılarak yüksek nem önlenmelidir. Fazla sulamadan, sık dikimden ve aşırı gübrelemeden kaçınılmalıdır. Hasattan sonra bitkiler sökülüp imha edilmeli, hastalık etmenlerinin toprağa karışması önlenmelidir.Hıyar bitkisinde beyaz çürüklük:
- Hıyar Yalancı Mildiyö Hastalığı:
Yapraklar üzerinde önce küçük soluk yeşil veya sarımsı lekeler belirir. Yaprağın alt yüzeyinde ve bu lekelerin altında gri veya menekşe renginde bir küf tabakası görülür. Şiddetli şekilde hastalanan yapraklar sararır, sonraları kahverengiye döner. Uygun ilaçlar kullanılarak mücadelesi yapılır.Hıyarda mildiyö:
- Hıyar Çökerten Hastalığı:
Hastalık fide ve gelişme devresinde görülür. Fide devresinde topraktaki çürükçül mantarları tarafından fide kök çürüklüğü meydana gelir. Böyle fideler kurur. Bitkilerin kol atma ve meyve teşekkülü sırasında da solgunluk etmenlerinin sebep olduğu, kol uçlarından başlamak üzere daha sonra tüm bitkiyi kapsayan solma görülür. Böyle bitkilerin kök boğazlarında zamklaşma ve koyu kahverengi yanıklık görülür. - Hıyar Solgunluk Hastalığı:
Hastalığın belirtileri alt yapraklardan başlayarak üst yapraklara doğru ilerleyen solma ve pörsüme şeklindedir. Bitkinin odunsu gövde dokusunun rengi bozulur, kahverengileşir. Zamanla bitki tümüyle solar ve ölür. Hastalığa neden olan funguslar toprakta yaşar. Seralarda özellikle hıyarlarda görülen kök çatlamalarına toprak mantarlarının neden olduğu bir hastalıktır.Hıyarda solgunluk:
- Hıyar Sap Çürüklüğü Hastalığı:
Bu hastalık yaprak, kök ve meyvelerde görülebilir, bitki solar ve bir iki gün içinde bütün fideyi sararak öldürür. Gelişmiş bitkilerde hastalık önce ana gövde ve yan dalların toprağa yakın yerlerinde başlar. Önceleri sapta yumuşak sulu bir çürüklük halinde görülür. Daha sonra bu çürüklük dallara ve köklere doğru ilerler. Kültürel önlem olarak da hastalık görülen sahalarda toprak en az iki yıl boş bırakılmalı veya uygun bir münavebe uygulanmalıdır.
Hıyar Virüs Hastalıkları
- Hıyar Adi Mozaik Virüsü:
Yapraklarda açık yeşil mozaik lekeleri halkalar ve dalgalı çizgiler yapar. Bazı yaprak bitleri ve emici böceklerle yayılır.İlk hastalık belirtileri bitkiler yaklaşık 6 haftalık iken ortaya çıkar. İlk belirtiler genç yapraklarda 1-2 mm çapında küçük yeşilimsi sarı lekeler halinde ortaya çıkar. Bu yeşilimsi sarı lekeler daha sonra gelişen tüm yapraklarda ortaya çıkar. Yapraklarda şekil bozuklukları ve bitki boyunda kısalma meydana gelir. Daha ileri dönemde yapraklar kenar kısımlardan aşağı doğru kıvrılır, yaprak yüzeyinde buruşukluklar, küçük damarlar arasında kalan kısımlarda bombeli yüzeyler oluşur. Yapraklar kırışık ve kıvırcık bir görünüm kazanır. bitkinin normal büyüme ve gelişmesi durur, gövdede boğum araları kısalır ve bitki bodurlaşır. Hasta bitkilerde çiçek sayısında ve meyve tutumunda da önemli ölçüde azalma olur.
Meyvedeki belirtiler çok daha tipiktir. Önce genç meyvelerin sap ucunda sarımsı-yeşil lekeler oluşur ve zamanla bu lekeler tüm meyveye yayılır. İleri dönemde meyvenin tamamında çok daha koyu yeşil renkli lekelerle birbirine karışmış açık sarımsı-yeşil lekeler oluşur. Meyvedeki koyu yeşil kısımlarda genellikle siğil benzeri çıkıntılar veya kabartılar gelişir, böylece meyvelerde şekil bozuklukları oluşur.
- Hıyar Kabarcık Mozaik Virüsü:
Özellikle seralarda yetiştirilen hıyarlarda görülür. Yaprak veya meyve üzerinde koyu yeşil benekli mozaik lekeleri görülür. Verimi ve kaliteyi düşürür. Virüs hastalıklarına karşı tohumlar dezenfekte edilmelidir ve ilaçlı mücadele yapılmalıdır.
Hıyar Bakteriyel Hastalıkları
- Hıyar Köşeli Yaprak Lekesi:
Bitkilerin yaprak, sap ve meyvesinde zararı görülür. Yapraklarda damar aralarında damarlarla sınırlanmış koyu kahverenginde yağlı lekeler oluşur. İleri safhada lekeler bütün yaprak yüzeyini kaplar. Meyvelerde küçük, yuvarlak, iltihap gibi yağlı lekeler halinde kendini gösterir. Bitkiler 6-8 yapraklı oldukları zaman tarla kontrol edilmeli, lekeler görülürse tarım il ve ilçe müdürlüklerinin tavsiyelerine göre ilaçlama yapılmalıdır.Hıyar köşeli yaprak lekesi:
Hıyarlarda Görülen Önemli Zararlılar
- Karpuz Telli Böceği:
Genç safhada bitkilerin en büyük düşmanı karpuz telli böceğidir. Bitkilerin büyüme noktalarını keser; yaprakları dantel gibi kemirerek zararlı olur. Daha sonra havalar ısındıkça yaprak bitleri, kırmızı örümcekler dikkat edilmesi gereken zararlılardır.Gelin böceği, uğur böceği veya uç-uç böceği” diye çocukluğumuzdan bildiğimiz böcekleri, lütfen kavun telli böcekleri ile karıştırıp, öldürmek için ilaçlama yapmayınız. Bunlar hıyarın önemli bir düşmanı olan yaprak bitlerini yiyerek, onlarla mücadele etmemizde bize kolaylık sağlar.
Şekil ve renk olarak gelin böceğine (uğur böceği) benzer. Uğur böceğinden farkı daha iri ve renginin bakır kırmızı olmasıdır. Ayrıca kanatlarının üzerinde 6’şar adet etrafı açık renkte siyah lekeler varken gelin böceğinin kanatları üzerinde 7’şer adet siyah lekeler vardır.
Karpuz telli böceği larvası:
Karpuz telli böceğinin yapraktaki zararı:
- Hıyar Danaburnu Zararlısı:
Bitkilerin köklerini ve köke yakın boğaz kısımlarını kemirerek kurumalarına neden olur. Mücadele için 8 kg kepeğe 100 ml Metil Parathion 35, 400 g Chlorpyriphos ethyl 25, 250 g Trichlorfon 80 veya 10 kg kepeğe 100 g Endosülfon 32.9 veya 500 g Endosülfon 5 karıştırılır ve hafifçe nemlendirilerek serpilir.Danaburnu:
- Hıyar Kırmızı Örümcekleri:
Gözle çok güçlükle fark edilecek kadar küçüktür, yaprakların öz suyunu emerek sararmasına ve kuruyup dökülmesine neden olur. Uygun ilaçlarla ilaçlama yapılmalıdır. Bitkinin öz suyunu emerek beslenir. Büyümeyi engelleyip meyvelere zarar verir. Bitkilerde görülür görülmez nikotin sülfatlı veya organik fosfatlı ilaçlarla mücadele yapılmalıdır.Hıyarda kırmızı örümcek:
-
Hıyar Agrotisler’İ
Danaburnu gibi özellikle genç bitkileri, boğaz kısımlarından keserek büyük zarar yapar. - Hıyar Yaprak Bitleri:
Bitki öz suyunu emerek beslenir. Yapraklarda şekil bozuklukları oluşur. Yapraklar kıvrılmış büzüşmüş bir görünüm alır. Yaprak bitinin çıkardığı tatlı madde yaprağı kaplar ve üzeri kararır. Yaprağın bu kısımlarında özümleme kapasitesi azalır. Bitkiler zayıflar, büyüme durur. Doğal düşmanları;Yaprak bitinin parazitoidi yaprak bitinin içerisinde yaşar ve beslenir. Bunun sonucunda yaprak biti kahverengi parlak deri rengini alır. Altın gözlü (Timsah), uğur böceği, çiçek sinekleri, Aphidoletes sp. yaprak biti ile beslenir. Yaprak bitini hastalandıran mantarlar da vardır.
- Hıyar Kök Ur Nematodu
Kök bölgesinde urlar meydana getirerek köklerin su ve besin maddeleri alımını güçleştirir. Tohum ekimi veya fide dikiminden 3-4 hafta önce toprak ilaçla dezenfekte edilmelidir. Büyüme devresinde bitkiyi genç safhada yakalarsa bitki köklerinin etrafına yanmış çiftlik gübresiyle malç yapılıp yeni köklerin gelişmesi sağlanır.
Hıyar ve Gübreleme
Hıyarlar, toprakta organik gübrenin bol olmasını ister. Organik gübre ticari gübrelerin toprakta tutulmasına ve toprakta tuz miktarının azalmasına neden olur. Dekara 3-6 ton iyi yanmış çiftlik gübresinin sonbaharda veya ilkbaharda ekimden en az birkaç ay önce toprağa verilmesi gerekir.
Toprak analizine göre gübrelemenin yapılması akıldan çıkarılmamalıdır. Hıyar yetiştiriciliğinde toprağa verilecek olan mineral gübre miktarları toprağın mineral yapısına bağlı olarak dekara 20-60 kg triple süper fosfat, 10-50 kg potasyum sülfat, 25-30 kg amonyum sülfat, 4-6 kg kalsiyum ve 5 kg magnezyum verilmelidir.
Hıyar yetiştiriciliğinde magnezyumlu gübreleme kalitenin sağlanması açısından büyük önem taşır. Magnezyumca fakir topraklarda yetiştirme yapılmışsa hıyar meyvelerinin tohum yataklarında istenmeyen boşluklar oluşur.
Verim ve kalite üzerine doğrudan etkili olmakla birlikte dengesiz ve fazla azotlu gübreleme meyve iriliğine ve yumuşak yapılı meyve oluşumuna neden olur.
Azot noksanlığında yaprakların rengi açılır. Yapraklar zamanından önce sararıp dökülürken çiçeklerin ömrü kısalır, meyveler açık renkli ve küçük olur.
Azotlu gübrenin yarısı tohum ekiminden önce toprak hazırlığı sırasında temel gübreleme olarak verilir. Kalan azotun yarısı kol atma döneminde, yarısı da meyve bağlamanın başlangıcında toprağa verilir. Azotlu gübrelemenin hasattan bir ay önce yapılmış olması gerekir.
Fosforlu gübre meyve tutumu için önemlidir. Fosforlu gübrenin tamamı triple süper fosfat şeklinde verilmelidir. Fosfor noksanlığında gelişme ve yan sürgün teşekküllü zayıflar. Yaprak kirli, gri yeşil renge dönüşür. Yaprak kenarları yukarı doğru kıvrılır. Yaprak ayası üzerinde muntazam olmayan kahverengi lekeler meydana gelir.
İlk meyve görüldükten sonra azotlu gübrelerden veya çiftlik gübresinden hazırlanmış şerbetten 1-2 defa verilmesi çok faydalıdır.
Potasyum meyve kalitesi ve meyve sertliği üzerine olumlu etki yapar. Potasyumun 2/3’ü tohum ekiminden önce toprak hazırlığı sırasında da temel gübrelemede, 1/3’ü ise sulamada verilmelidir.
Bitkilerde magnezyumun ve potasyum noksanlığı görülmesi durumunda bu gübreler yapraktan püskürtülerek de verilebilir.
Hıyar yetiştiriciliğinde demir, bor mangan gibi iz elementleri noksanlığı ile fazlalığı bitkilerin gelişimi, meyve verimi ve kalitesi üzerine olumsuz etki yaptığından besin maddelerinin eksikliği ve fazlalığı ortadan kaldırılmaktadır.
Hıyar ve Destek Sağlama
Hıyar bitkisi açıkta ve serada yetiştirilirken çeşitlere bağlı olarak destek verilmesi gerekebilir. Destek verme işlemi herekler yardımıyla (daha çok açık yetiştiricilikte) ve ipe alma şeklinde yapılmaktadır.
Hıyarda ipe alma:
Sera yetiştiriciliğinde dengesiz büyümeyi önlemek, verimi devam ettirmek ve daha iyi ışıklanmayı sağlamak için bitkiler askıya alınmalıdır.
Hıyar bitkisinde gövde ve büyüme noktaları oldukça gevrek dokulardır. İpe alma ve sarma işlemlerinde bunların yaralanmamasına dikkat edilmelidir.
İpe almanın yararları şöyle sıralanabilir:
- Işık gören yüzey artacağından fotosentez artar.
- Ürün kalitesini artırır.
- Hastalık ve zararlıların kontrolü kolaylaşır.
- Birim alandaki bitki sayısı artacağından verim artar.
Hıyar ve Budama
Hıyar bitkisi çok hızlı gelişme gösterir. Meyvelerin iyi gelişmesi için yaprak koltuklarından çıkan sürgünler alınmalıdır.
Ayrıca hasadın ilerleyen dönemlerinde alt yapraklar alınmalıdır. Bu işlemle bitkinin besin maddeleri ve suyuna ortak olan ama meyvenin gelişmesine katkısı olmayan alt yapraklar alınır. Bunun yanında havalanmayı da sağlayacağından hastalık ve zararlılarla mücadeleyi de kolaylaştırır. Diğer yararı da birim alana harcanan ilaç miktarının azalmasıdır.
Hıyarda budama genel olarak iki şekilde yapılmaktadır.
Bunlardan biri bitkinin tek gövde üzerinde büyütüldüğü sistemdir. Bitki tele varıncaya kadar yan dallar alınır.
Diğerinde ise bitki gövdesi üzerinde yan dallar bırakılır ve mevsime, bitkinin büyüklüğüne bağlı olarak yan dalların değişik uzunluklarında uçları alınır.
Bitki boyunun 30 cm’ ye ulaşıncaya kadar ki kısmında bulunan meyvelerin ve koltukların tamamı kesilir. Ancak ana gövdeden çıkan yapraklara dokunulmamalıdır. Bu işlemin yapılmasının ana sebebi bitkiyi güçlendirmektir.
Bu dönemde bitkinin meyve vermesine müsaade edilirse, alınan gıda bölünmekte ve bitki istenilen güç ve kuvvete ulaşamamaktadır.
Bundan sonra bitki tele ulaşıncaya kadar ana gövdedeki çiçeklere dokunulmamalıdır. Yan sürgünlerde (koltuklarda) ise bir meyve bir yaprak bırakılarak koltukların ucu koparılır. Bitki teli aşıp aşağıya doğru döndükten sonra ise koltuklar üzerinde iki meyve iki yaprak bırakılarak ucu kesilir.
Ana gövde üzerinde oluşan meyvelere dokunulmaz. Ancak eğri, şekilsiz ve standart dışı oluşan meyveler görülürse bunlar koparılmalıdır.
Son yıllarda budama işçiliğinden tasarruf amacıyla yan dallanması zayıf çeşitler geliştirilmiştir.
Bitkinin daha iyi ışıklanma ve havalandırmasını sağlamak için görevini bitirmiş yaşlı ve hastalıklı yapraklarla, alt yan dal ve yapraklar temizlenir.
Hıyar’da Meyve Tutumunu Artırıcı İşlemler
Partenokarp çeşitlerin haricindeki çeşitlerden çiçeklerin tozlanması ve döllenmesi için gerekli önlemler alınmazsa ne kadar iyi bakım yapılırsa yapılsın meyve alınamaz.
Gynoik (dişi) çeşitler için ve sık dikim yapılan sahalar için tozlanmayı sağlayacak böcekler gereklidir. Bu iş için ülkemizde en uygun ajan bal arılarıdır.
Tarlaya yerleştirilecek kovan sayısı, bitki çeşidi ve dikim sıklığına bağlıdır. Genelde 5 dekar arazi için 1-2 kovan yeterlidir.
Arıların hıyar tarlalarında aktif olabilmesi için etrafta daha cazip çiçekleri olan bitkilerin bulunmaması ve hıyarlarda yeteri kadar çiçeklenmenin olması gerekir. En iyisi kovanların çiçeklenme başlangıcından 5 gün sonra tarlaya yerleştirilmesidir.
Bu arada dikkat edilmesi gereken diğer bir faktör, sulama ve ilaçlama programlarının arıları rahatsız etmeyecek şekilde uygulanmasıdır.
Şayet kullanılan çeşit partenokarp ise tarlanın, tam tersine, böceklerden korunması ve arı kovanlarının mümkün olduğunca tarladan uzak tutulması gerekir. Aksi taktirde tozlama ve döllenme sonucu, bu çeşitlerde oluşan ürünün pazarlama kalitesi çok düşük olur.
Hıyar ve Yabancı Otlarla Mücadele
Çapalama: Çapalamayla, toprağın havalanması, gevşetilmesi, yabancı otların yok edilmesi ve çatlakların kapatılması ile toprak neminin korunması amaçlanmaktadır. Bu nedenle bitki boyu 8-10 cm olunca ilk çapası yapılmalıdır. Normal şartlarda bitkinin gelişim durumuna göre 2-3 hafta ara ile birkaç defa çapalanma işlemi yapılmalıdır.
Fakat hıyar kökleri toprak içerisinde genellikle yüzeysel olarak yayıldıklarından çapalamada dikkatli olunmalı kökler zedelenmeden fazla derin yapılmamalıdır.
Çapalama işine bitkiler bulundukları yeri tamamen örtünceye kadar devam edilmeli, bundan sonra yabancı otlar görüldüğü zaman elle çekilerek temizlenmelidir. İkinci çapa ile birlikte bitkilerin daha geniş bir kök sistemi oluşturmaları ve kuvvetli gelişme gösterip iyi ürün verebilmeleri için hafifçe boğaz doldurulması yapılmalıdır.
Birinci veya en geç ikinci çapa esnasında her ekim yerinde en kuvvetli bir bitki bırakılarak diğerleri seyreltilmelidir. Çapalama esnasında bitki kolları su yollarına düşmeye başlamışsa bunlar dikkatle masuralar üzerine alınmalıdır.
Seraya dikilen fideler gelişmeye başlayınca bir hafta içinde birinci çapa, ondan bir süre sonra ikinci çapa yapılmalıdır. Bitkinin toprakla birleştiği kök boğazında kökler teşekkül etmeye başlayınca da boğaz doldurması yapılmalıdır. Kotiledon dediğimiz ilk çıkan yapraklar toprak altında bırakılmamalıdır. Boğaz doldurmanın zamanını iyi tayin etmek ve doğru olarak yapmak çok önemlidir. Çünkü zamansız ve hatalı boğaz doldurma bitkide ölümlere ya da büyümede duraklamalara sebep olur.
Malçlama: Bitkilerin daha iyi gelişme gösterebilmeleri için toprağın fiziksel özelliklerini (sıcaklık, nem vb.) artırmak, kaliteli, erkenci ve bol ürün almak amacıyla toprak yüzeyinin ince bir tabakayla kaplanmasına malçlama denir. Hıyarda da çeşitli malzemelerle malçlama yapılmaktadır. Hıyar, toprak sıcaklığının yüksekliğine hızla cevap veren bir bitkidir. Bu nedenle dikim yatağının malçlama materyali ile kapatılmasıyla çok iyi sonuçlar alınır. Malçlama hıyarda aynı zamanda mildiyö gibi yaprak hastalıklarının da azalmasını sağlar.
Ağır topraklarda malç uygulamasından kaçınmalıdır. Malçlama yaz aylarında sera atmosferik rutubetini azaltacağından kuru ve sıcak aylarda zaman zaman yağmurlama ile sera rutubeti % 70′ ler seviyesine getirilir.
Malç materyali olarak çam pürü, bitki sapları, saman balyaları, torf gibi maddeler kullanılabileceği gibi daha kullanışlı olarak değişik renk ve kalınlıktaki plastikler malç materyali olarak kullanılabilir. Yapılan bir araştırmada 0,02 mm kalınlıktaki şeffaf plastik kullanılmış, sonuçta ise % 40’lık bir verim artışı sağlanmıştır.
Lütfen yorum bırakın.