Hastalık ve Zararlılarla Mücadele
Tarımsal mücadele; bitkilerin hastalık, zararlı ve yabancı otların etkilerinden ekonomik ölçüler içinde korunması, ürünün ve kalitenin artırılmasıdır. Bu amaca ulaşmak için, tarımsal mücadele içinde değişik yöntemlerin uygulanması gerekir. Oysa ülkemizde tarımsal mücadele dendiğinde, çoğunlukla yalnızca tarım ilaçlarının kullanıldığı kimyasal savaşım anlaşılmaktadır.
Tarımsal mücadele içinde kimyasal savaşımın ağırlıklı kullanımı, ekonomik açıdan olduğu kadar, çevre kirliliği ve sağlık açısından da çok önemli sorunlar ortaya çıkarır. Hele ülkemizdeki gibi tarım ilaçlarını bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımı bu sorunları her geçen gün daha da ciddi boyutlara tırmandırmaktadır.
Modern anlamdaki tarımsal mücadele, savaşın değişik yöntemlerini içermektedir. Bu yöntemleri şu şekilde inceleyebiliriz:
Kültürel Mücadele
Kültürel yöntemler bitkileri en iyi koşullarda yetiştirerek hastalık, zararlı ya da yabancı otları önlemeyi amaçlar. Bu durumu sağlayabilmek için zararlı organizmaların karakterlerine göre değişik uygulamalar yapılabilir. Kültürel mücadeleyi etkileyen faktörleri şöyle açıklayabiliriz.
Yer Seçimi
Bitkilerin yetiştirildiği alanların çevre şartları, ürünün sağlığını etkileyen önemli bir faktördür. Her kültür bitkisinin en uygun ortamda yetiştirilmesi, sağlıklı bir üretim için önemli bir koşuldur. Bitkiler, kendileri için en uygun iklim ve topraklarda yetiştirildiklerinde daha hızlı gelişir ve zararlı organizmalardan daha az etkilenir.
Yer seçimi, virüssüz üretim materyali yetiştirmek açısından da önemlidir. Bitkiler için tehlikeli olan birçok virüs yaprak bitleri tarafından taşınmaktadır. Yüksek ve serin alanlarda bu böcekler daha az bulunduklarından ve daha yavaş ürediklerinden, böyle yerler temiz üretim materyali elde etmek açısından çok uygundur.
Ekim Nöbeti
Bir kültür bitkisinin aynı yerde ardı ardına yetiştirilmesi, topraktaki canlı ve cansız faktörler üzerine olumsuz etki yapar. Aynı kültür bitkisinin bir yerde sürekli yetiştirilmesi tek taraflı beslenme sonucu toprağı bazı besin maddelerince zayıflatacağı gibi, o kültür bitkisine özgü hastalıklarında yoğunlaşmasına yol açar.
Toprak İşleme
Toprak işlemesiyle bir yandan toprak mikro florası, faunası ve diğer yandan bitki gelişim hızı dolaylı olarak etkilenmektedir. Bu durumda, zararlı organizmalar da toprak işlemesiyle azalmaktadır.
Gübreleme
Yapılan bilinçsiz ve tek taraflı gübrelemeler hastalık etmenlerinin bitkilerinde daha hızlı yayılmasına yol açar. Toprağın gübreleme yoluyla organik maddelerce zenginleştirilmesi, mikrobiyal aktiviteyi artırmakta ve toprakta patojenlere karşı bir potansiyel oluşturmaktadır. Bitki yetiştirme açısından, organik maddelerin yanı sıra mineral gübrelerin de önemi büyüktür. Mineral madde azlığı ya da dengesizliği de bitkinin sağlığını etkilemektedir.
Yapılan gübrelemelerle toprak asidinin belli bir düzeyde tutulması da bazı hastalıklarla savaşım açısından çok önemlidir.
Ekim Dikim Zamanı
Genel olarak toprak sıcaklığının düşük, toprak neminin ise yüksek olduğu erken ekimler toprak zararlılarının olumsuz etkilerini artırmaktadır.
Koşulların elverdiği ölçüde, ekim ve dikim zamanlarının erkene ya da geçe alınması, bazı hastalıklarının zararını artırmaktadır. İç Anadolu’da erken ekim tahıllarda pas enfeksiyonlarını azaltmaktadır. Burada prensip, bitkilerin hastalıklara duyarlı devreleriyle patojenin etkin ya da yaygın dönemini birbirinden uzaklaştırmaktadır.
Sağlıklı Üretim Materyalinin Kullanılması
Pek çok hastalık etmenini tohum, fide, fidan, aşı, kalem gibi üretim materyali ile taşınır. Üretim materyalinin temiz olmaması, hastalık etmenlerinin daha fazla zararlı olmalarına yol açmaktadır. Solgunluk etmenleri, pek çok virüs tohum ya da fide yoluyla yayılarak sebzelerde, süs bitkilerinde zararlı olmaktadır.
Fiziksel Mücadele
Bitki hastalıklarının önlenmesi için en önemli fiziksel yöntem sıcaklık uygulamasıdır. Değişik biçimlerde yapılabilir. Örneğin, sıcaklıkta toprak sterilizasyonunda, toprağa kuru sıcaklık, su buharı uygulanabileceği gibi güneş enerjisinden de yararlanabilir. Toprağa kuru sıcaklık, sıcak su ya da su buharı uygulaması oldukça zor yöntemlerdir. Buna karşın Türkiye gibi güneşi bol ülkelerde güneş enerjisinden yararlanılarak toprak sterilazyonu yapmak (=Solarizasyon) çok daha etkili ve ekonomik bir yöntemdir. Solarizasyon güneş enerjisinin çok yüksek olduğu yaz aylarında yapılmalıdır. Özellikle güney, güneydoğu ve güneybatı yörelerimiz bu işleme çok uygun yörelerdir.
Bu amaçla, toprak derin sürüldükten sonra sulanır ve üzerine naylon örtülür. Toprağın kuruması durumunda sulama yapılır. Genelde naylon örtülerin 45-60 gün toprak üzerinde kalması yeterlidir. Bu biçimiyle naylon örtüler altında yoğunlaşan güneş enerjisi pek çok zararlı organizmanın yok olmasına neden olur. Fakat solarizasyon ya da sıcaklık uygulaması yapılan yerlere dışardan bulaşmaların olmaması için gerekli önlemler alınmalıdır.
Solarizasyon, yabancı otlarla, bazı toprak altı zararlılarıyla bile savaşımda başarı sağlayabilen bir yöntemdir. Özellikle seralarda başarıyla kullanılmaya çok elverişlidir.
Tarımsal mücadelede sıcaklık üretim materyaline de uygulanırsa hastalık etmenleri yok edilebilmektedir. Burada en önemli olan, uygulanacak sıcaklığın hastalık etmenini öldürmesi, fakat üretim materyaline zarar vermemesidir. Genel olarak üretim materyalinin 50-55 C°’lik suda 20-30 dakika tutulması, birçok fungal, bakteriyel ve viral etmeni öldürebilir. Bu sıcaklık değerleri ve süreler bitki materyaline ve hastalık etmenine göre değişiklik gösterir. Ancak burada önemli olan nokta, üretim materyalinin sıcak su uygulaması ardından kurutulması ve daha sonra ekilmesi ya da dikilmesidir.
Son zamanlarda yaygınlaşan diğer bir yöntem de, üretim materyaline sıcak hava uygulamasıdır. Bu yöntemde, üretim materyali, 70 C° dolayındaki kuru sıcaklıkta 1-7 gün tutulmaktır. Özellikle üretim materyalinin virüslerden arındırılmasında kullanılan bir yöntemdir.
Biyolojik Mücadele
Doğada tüm canlılar birbirleriyle karşılıklı bir etkileşim halindedir. Biyolojik savaşım açısından önemli olan ilişkilerin tümü düşmanlığa (antagonizma) dayanmaktadır. Bu ilişkilerin temelinde, bir organizmanın diğerinin üzerinde yaşaması, bir organizmanın salgıladığı antibiyotiklerle diğerinin engellenmesi ya da besin maddeleri üzerinde rekabet vardır. Biyolojik önlemler bazı organizmaların bu özelliklerinden yararlanmak yoluyla patojenlerle savaşımdır.
Kimyasal Mücadele
Kimyasal mücadele hastalık, zararlı ve yabancı otların önlenmesinde kimyasal maddelerin kullanılmasıdır. Savaşım yöntemleri içinde çoğunlukla en hızlı sonuç veren ve en etkili olan yöntemdir. Bu nedenle, özellikle ülkemizde çok yoğun başvurulan savaşım önlemidir. Genelde, tarımsal mücadele dendiğinde ülkemizde akla yalnızca tarım ilaçlarının kullanıldığı kimyasal önlemler gelmektedir. Kimyasalların yoğun ve bilinçsiz kullanımı ise, ekonomik olumsuzlukların yanısıra, günümüzün sorunu çevre kirliliğine de neden olmaktadır. Kimyasal mücadele ne kadar bilinçli ve kontrollü yapılırsa, ortaya çıkabilecek sorunlar da o ölçüde azaltılabilir.
Ancak tarımsal mücadele, yalnızca kimyasal mücadele olarak görüldüğünde kimyasal mücadelenin ortaya çıkarabileceği olumsuzlukları daha aza indirebilme olasılığı yoktur. Genel olarak kabul edilebilir ki, kimyasal mücadelenin yer almadığı bir tarımsal mücadele çoğunlukla düşünülmemektedir. Bu nedenle kimyasalların olumsuzluğunu en aza indirmenin yolu tarımsal mücadelenin entegre (=tüm) savaşım görüşü içinde yapılmasıdır. Yani tarımsal mücadele de şimdiye kadar sözünü ettiğimiz tüm tarımsal mücadele yöntemlerinin bilinçli, dengeli ve uyumlu biçimde beraberce kullanılmasıdır.
Örneğin yetiştirilecek çeşidin olabildiğince hastalıklara dayanıklı olması, üretim materyalinin, yetiştiriciliğin yapılacağı toprağın hastalıksız ve temiz olması, bitkinin en iyi şekilde yetişmesini sağlayacak tüm kültürel önlemlerin alınması ve bütün bu önlemler alındıktan sonra da çok bilinçli bir kimyasal savaşımın uygulanmasıdır.
Karantina Yöntemleri
Yasalarla yürütülen önlemleri içermektedir. Amaç, yasalar yoluyla bir ülkede bulunmayan bir hastalık ya da zararlının o ülkeye girişini ve ülke içinde bulunan bazı hastalık ve zararlıların temiz yörelere yayılmasının önlenmesidir. Her ülke kendi koşullarını dikkate alarak çıkarttığı yasa ve tüzüklerle bu işlevi yürütür.
Karantina önlemleri, dış karantina ve iç karantina olmak üzere ikiye ayrılır.
Dış karantina: Yurt dışından bitki ve bitki kısımlarıyla yurda girebilecek hastalık etmenlerini ve zararlıları önlemeyi amaçlar.
İç karantina: Ülke içinde belli bir yörede bulunan hastalık ya da zararlıların temiz bölgelere ulaşmasını engellemeyi amaçlar. Örneğin, domates bakteriyel solgunluk etmeni, domates karaleke hastalığı etmeni ve birçok viral kaynaklı hastalık, dış karantina önlemlerinin yetersiz uygulanışı sonucu, bitki materyalleriyle ülkemize girmiştir.
Aynı şekilde, ilk kez Kahramanmaraş’ta görülen biber kök ve kök boğazı çürüklüğü etmeninin yurdun çeşitli yörelerine, buradan giden üretim materyalleri yoluyla yayılmıştır.
Mekanik Mücadele
Mekanik mücadele zararlılarla mücadele de kullanılır. Zararlıları ortadan kaldırmak ya da zarar yapmalarını önlemek için, araç ya da makineler kullanarak yapılan savaş şeklidir.
Ezme
Yoğun olarak bulunan bazı zararlıların, el veya fırça ile ezilmek suretiyle popülasyonları azaltılabilir. Meyve ağaçlarının gövdelerinde odun dokusunda galeri açarak zarar yapan larvaları galerilerine tel sokarak öldürmek suretiyle popülasyonları azaltılabilir.
Toplama
Özellikle grup halinde yaşayan zararlıların kendilerinin buldukları bitki organları ile birlikte kesilip, toplanarak zararlıların önüne geçilebilmesidir. Örneğin, bazı zararlıların kış aylarında bitki dalları üzerinde grup halinde bulundukları keseler, dallar ile birlikte kesilerek bitkiden uzaklaştırılır, daha sonra gömülür veya yakılır. Bu yöntem söz konusu zararlılara karşı uygulanabilecek en etkili savaş yöntemidir.
Engelleme
Zararlıların meydana getirecekleri zararları hendek, çit, örtü ve bazı ürkütücü araçlarla azaltmak mümkündür. Kuş zararını önlemek için tarlalara veya bahçelere bitkiler üzerinde ipler girilerek veya parçalar bu iplere asılarak kuşların yaklaşması engellenir.
Tuzaklarla Yakalama
Tuzaklar böceklerin yöneliminden ve bazı davranışlarından yararlanmak amacıyla geliştirilmiş yakalama araçlarıdır. Tuzaklar bitki koruma çalışmalarında sıkça kullanılan araçlardır. Böceklerin biyolojilerinin incelenmesinde, popülasyon yoğunluklarının belirlenmesinde, göçlerinin izlenmesinde tuzaklardan yararlanılır.
Biyo teknik Mücadele
Zararlıların biyolojisi, fizyolojisi ve davranışları üzerine etkili olan bazı yapay veya doğal maddeler kullanarak, zararlıların normal özelliklerini bozmak suretiyle uygulanan yöntemdir. Bu amaca ulaşmak için bazı doğal ve sentetik bileşiklerden yararlanılır. Bunlar aşağıda sırayla verilmiştir.
- Feromonlar
- Uzaklaştırıcılar
- Beslenmeyi engelleyiciler
- Yumurtlamayı engelleyenler
- Kısırlaştırıcılar
Yabancı Otlarla Mücadele
Yabancı otların zararları genellikle herkes tarafından bilinir. Buna karşı çiftçiler yabancı otlardan çok yönlü yararlandıkları için bitkisel hastalık ve zararlılarında olduğu gibi şikâyetçi olmaz. Yabancı otların zararları olduğu kadar yararları da bulunmaktadır. Bunların bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
- İnsan ve hayvan sağlığı için tedavi edici bitki olarak kullanılır. Örneğin; idrar yolları rahatsızlığına boğa dikeni; sinirlilik, uykusuzluk, kalp çarpıntısına limon otu; dudak uçuklamalarına kekik vb. çay yapılarak içildiğinde birçok rahatsızlığa iyi gelir.
- Bitki çayı olarak yararlanılır. Ülkemizde kullanılan kuşburnu, adaçayı, papatya çayı, melisa çayı vb. gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.
- Yemeklere baharat olarak kullanılır. Örneğin, yabani nane, kekik, yabani hardal, keklik otu vb.
- Hayvan yemi olarak kullanılır.
- Sepet, hasır, süpürge vb. yapımında yabancı otlardan faydalanılır.
- Arılar bal yapmak için çiçeklerinden faydalanır.
- Toprak yoğunluğunun önlenmesinde rol oynar.
- Bitkilerde yeşil gübre olarak kullanılır.
- Su ve rüzgâr erozyonunu önler.
- Kirli suların temizlenmesinde rol oynar.
Yabancı otların yukarıda sayılan yararlarının yanında şu zararları vardır.
- Büyüme faktörleri olan su, besin maddelerinin alımı ve ışık yönünden kültür bitkisiyle rekabete girer.
- Yabancı otların etkisi altında kalan kültür bitkisinde homojen olmayan büyüme ve olgunlaşma meydana gelir.
- Hastalık ve zararlıların yayılmasına neden olur.
- Sürümü ve hasadı güçleştirdiğinden maliyeti yükseltir.
- İnsan ve hayvanlar için zehirli olan çeşitleri vardır.
- Bir kısım yabancı otlar, tam parazit olarak kültür bitkileri üzerinde yaşayarak, verimin azalmasına neden olur.
Yabancı otların kontrol altına alınmasında çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin seçiminde çeşitli faktörler etkili olmaktadır. Genellikle yabancı ot kontrolünü tek bir yöntemle değil, yöntemlerin kombine edilmesiyle kazanmak mümkündür. Bunun içinde kontrol edilecek yabancı otun biyolojisi ve ekolojik isteklerinin saptanması bize yardımcı olabilecek kritik noktaları vermektedir. Ancak kritik noktaları bildikten sonra kontrol altına alma programlarının planlanması gerekmektedir.
Yabancı otlarla mücadele de şu yöntemler uygulanmaktadır:
Kimyasal Mücadele
Alınan birçok önlemlere rağmen çeşitli nedenlerden dolayı yabancı ot kontrolünde kullanılan ve bitkiye etki eden bütün maddeler kimyasal savaş kavramı içerisinde yer alır. Yabancı otların kontrolünde kullanılan bütün kimyasal ilaçlara‘herbisit’ denir.
Dar aralıkla yapılan ekim nöbeti yabancı otların artmasını neden olan faktörlerden birisidir. Yabancı otlar sadece ürünün miktarını değil, aynı zamanda kalitesini düşürerek pazar değerini de azaltmaktadır. Diğer taraftan daha sonra gelecek kültürlerin bakımı ve hasadı artan yabancı ot popülasyonu ile daha da güçleşecektir.
Yapılan savaşımda iyi sonuç almak ve kültür bitkisinde ekonomik zararlanmayı önlemek için kullanılacak herbisitlerin seçiminde söz konusu yabancı otu tanımak ve buna karşı en etkili olan herbisiti seçmek en önemli konudur.
Genel olarak hormon terkipli herbisitler, yabancı otlara gelişme devresinin başlangıcında daha etkili olmaktadır. Çünkü gelişme ilerledikçe gerek herbisitlere gerekse çevre şartlarına dayanıklılıkları artmaktadır. Bu bakımdan geç devrelerdeki ilaçlamalarda yüksek dozda herbisit kullanılması gerekmektedir. Herbisitlerin kullanma zamanlarına da dikkat etmek gerekir. Genel olarak tek senelik yabancı otlarla herbisitler gelişmenin erken devresinde uygulanmalıdır.
Geç ilaçlamalarda ve kültür bitkisinin toprağı fazla kapama durumunda herbisitlerin uygulanması özel bir dikkat istemektedir. Diğer taraftan dondan hemen sonra yapılan ilaçlamalar ekseriye kültür bitkisine zarar verdiğinden herbisit uygulamasından kaçınılmalıdır.
Son senelerde özel kültürlerde uygulanan herbisit sayısının artması sonucu fiyatlarda buna paralel olarak artmıştır. Günümüzde çok zaman herbisit uygulamanın ekonomik olup olmadığına bakılmamaktadır. Bu şekilde pahalı herbisit ilaçları uygulamanın mutlaka gerekli olduğu hallerde kullanılmalıdır. Herbisitlerin tehlikesini azaltmak için kullanılması esasında içeriğini iyice okumak gerekir. Ruhsatı alınmamış herbisitler kullanılmamalıdır. Ülkemizde her yıl kullanılacak herbisitler Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünce Ruhsatlı Zirai Mücadele İlaçları listesi olarak yayınlanır.
Mekanik Mücadele
Yabancı otlarla mekanik mücadele, yabancı otların bazı alet ve makine kullanarak mekanik yollarla ortadan kaldırılmasıdır.
Elle Yolma ve Çapalama
Yabancı otlarla mücadelede bilinen en eski yöntemdir. İş gücü bol ve ucuz olan ülkelerde bazı kültür bitkileri için ekonomik olarak uygulanabilmektedir. Bu yöntem özellikle çok yıllık bitkilere karşı başarılı olamamaktadır.
Su Altında Bırakma
Bu yöntem özellikle çeltik tarlalarında yabancı otların su altında bırakılması şeklinde yapılmaktadır. Toprak bir süre su altında bırakılarak yabancı ot tohumlarının ve çim bitkilerinin havasız kalarak ölmesi sağlanır. Bu yöntem su toplanabilen diğer tarım alanlarında da uygulanabilir.
Malçla Örtme
Bu yöntem sıra aralarındaki yabancı otların ışık geçirmeyen materyallerle örtülerek yok edilmesini amaçlar. Bunun için bitki artıkları kullanıldığı gibi çilek üretiminde siyah plastik örtüler tercih edilmektedir. Siyah plastik örtüler hem yabancı otların çıkışını önlemekte hem de toprak ısısını 3-4 C° yükselterek bitkinin gelişmesini hızlandırmaktadır.
Toprak İşleme
Genellikle toprağın yapısı herbisitin yerini tayin eder. Toprakta herbisitin hareketini sağlayan faktörler; toprak zerrelerince tutulma, herbisitin suda çözünürlüğü, yağış miktarı ve toprak yapısıdır. Bu faktörlere bağlı olarak herbisitin topraktaki hareketliliği artar veya azalır. Yüksek oranda herbisitin suda çözülmesi, aşırı yağışlar ve hafif yapıdaki topraklarda derinlere doğru yıkanır. Yağışın ve herbisitin çözünürlüğünün az olması, ağır topraklarda ise toprak yüzeyinde tutulmasına neden olur.
Toprak yapısının işleme ile değiştirilmesi herbisitlerin etkinliği üzerinde rol oynamaktadır. Örneğin, herbisitlerden biri bir tarlada kuvvetli etki gösterirken, diğerinde etkisi tatmin edici olmayabilir. Zira etkinin kuvvetli olduğu tarlada, sonbaharda uygun şartlarda toprak işleme yapılırken, yeterli etkinin görülmediği tarla kesekli bırakılmıştır. Bu bakımdan kesekli bırakılan tarlalarda herbisitin etkisi arzu edilen düzeye erişememektedir.
Fiziksel Mücadele
Bu savaş yöntemi ışın ve ısıdan yararlanmak suretiyle yabancı otların kontrol altına alınmasıdır.
Fiziksel yöntemlerle yabancı ot mücadelesi bitki büyümesinin elektromanyetik duruma bağlı olarak zarara uğratılmasıdır. Burada elektromanyetik dalga, dalga uzunluğu ve frekans olarak nitelenmektedir. Kısa dalga ve buna bağlı olarak yüksek frekans, uzun dalga boyu ve düşük frekanstan daha yüksek enerjiye sahiptir.
Son yıllarda yabancı otlarla savaşta ışınlar, sıcaklık ve ultra kısa dalga kullanılmaktadır. Bu ışınlamada materyal ya ışınları yansıtır veya emer. Materyalin ışığı absorbe etmesi enerji birikimine neden olur. Bunlar da bitkinin canlı kısımlarında değişiklikler meydana getirir.
Işın Kullanmak
Işın kullanarak topraktaki yabancı ot tohumlarının öldürülmesiyle genelde toprak sterilizasyonu da sağlanmış olur. Fakat bugün için ışınların pratikte kullanılmaları ekonomik olmamaktadır.
Ultra yüksek frekanslı dalgalar ile yüksek enerji taşıyan belli dalga uzunluklarıyla organizmalar yerel olarak zarara uğratmakta veya öldürülebilmektedir. Bundan faydalanılarak çimlenmiş ve çimlenmekte olan yabancı ot tohumlarını öldürebildiği için, selektif olarak çıkış öncesi kullanılabilir. Fazla enerjiye ihtiyaç göstermektedir. Pratiğe henüz geçmemiştir.
Lazer ışınları deneme olarak yabancı otlarla savaşta kullanılmıştır. Lazer ışınlarının kontak etkisi olmakta ve sadece doğrudan doğruya temas ettiği bitki kısmını öldürmektedir. Pratiğe henüz geçmemiştir.
Termik (Isı) Yolla
Yabancı otlarla fiziksel savaşta özellikle ısı uygulaması en yaygındır. Yabancı otları yakmada kullanılan materyaline bağlı olarak ekonomik veya pahalı olabilir. Yakmada gaz, mazot, diğer petrol ürünleri vb. kullanıldığı gibi herhangi bir aracı madde kullanılmadan da yabancı otlar yakılabilir. Yabancı otların yakılması zorunlu hallerde yapılmalıdır.
Yabancı otların yakılmasında da farklı yöntemler uygulanmaktadır.
Tüm yakma: Bu yöntemde kültür arazisinde mevcut bütün bitkiler yakılır. Örneğin, ülkemizde sonbaharda yapılan anız yakma gibi. Organik maddece çok fakir tarım alanlarında bu yöntem uygulanmamalıdır. Çünkü toprağın çok ihtiyacı olan organik madde yanarak kül haline gelir.
Sıra üzeri yakma: Yeterli sıra aralığına sahip kültür bitkilerinde uygulanır.
Selektif yakma: Kültür arazisinde lokal olarak bulunan yabancı otlar için uygulanır.
Kültürel Mücadele
Kültürel mücadele yöntemlerinde farklı yollar izlenmektedir.
- Sertifikalı temiz tohum kullanmak
- Gübre seçiminde yanmış çiftlik gübresi kullanmak
- Kullanılan her türlü ekipmanlarının temizliğine dikkat etmek
- Bitkilere sık ekim uygulamak
- Bitkilere münavebe uygulamak
- Hasat sonrası mutlaka bahçe ve tarla temizliği yapmak
Biyolojik Mücadele
Bir canlının popülasyonunu diğer canlılarla azaltmak veya o yerde ortadan kaldırmak biyolojik mücadele olarak nitelendirilebilir. Modern yüksek zehirli insektisitlerin kullanılması özellikle büyük alanlarda son yıllarda zararlı olduğu, yapılan birçok araştırmalarla ortaya konmuştur.
Teorik olarak zararlıların diğer canlıdan faydalanarak miktarını azaltma olanakları çoktur. Örneğin; bakteriler funguslara,, funguslar nematodlara, bazı böcekler veya balıklar yabancı otlara karşı mücadelede kullanılmaktadır.
Yabancı otları zarara uğratan virüsler, bakteriler, funguslar, yüksek parazit bitkiler, bu kavram içersine girer. Yalnız bunların yabancı otla ekonomik önemi olmayan zarara uğramalarını biyolojik savaş olarak nitelememek gerekir. Yabancı otla biyolojik savaşı başlatılan bir bitki tamamen ortadan kalkması veya başlatıldı mı artık kontrol altına alınması mümkün olmayan bölgelerde uygulanır.
Biyolojik savaşta alan ne kadar büyürse o kadar ekonomik olur. Diğer yönden etkisi başlangıçta çok yavaş olur. Herhangi bir herbisit gibi kısa sürede etkisini ortaya çıkaramaz. Dolayısıyla büyük ve çok amaçlı olarak kullanılan bölgelerde başarılı olmaktadır. Örneğin, Güney Afrika’da, Zelanda’da, Birleşik Amerika’nın batı ve orta bölgelerindeki geniş step ve meralarda biyolojik yabancı ot savaşı ideal olmaktadır. Bu bölgelerde uzun yıllardan bu yana başarı ile bazı yabancı otlara karşı biyolojik savaş yürütülmektedir.
Diğer taraftan su içi bitkilerinin de bu yolla kontrol altına alınması her geçen gün daha da artmaktadır. Biyolojik yabancı ot savaşını kültürel ve kimyasal önlemler ile tam başarı sağlayamadığımız durumlarda kullanmalıyız.
Lütfen yorum bırakın.