Nem ve Hava | Temel Bitki Yetiştiriciliği

Nem

Havada bulunan su miktarına nem denir. Nem bitkilerin gelişimi için önemlidir. Bitkiler kökleri ile suda erimiş besinleri alıp işleyerek toprak üstündeki dal, çiçek ve meyvelere taşırlar. Bitkilerin terleme hızını güneş ışığı, sıcaklık, rüzgar, havadaki nem miktarı, hava basıncı ve topraktaki su miktarı etkiler. Kış aylarında sıcaklık ve ışık şiddeti daha düşüktür, bu yüzden bitkilerin terleme hızları da düşer ve daha az suya ihtiyaç duyarlar genel olarak yaz ya da kış mevsiminde sıcaklığın az olduğu yerlerdeki bitkiler az suya, sıcaklığın fazla olduğu yerlerdeki bitkiler daha fazla suya ihtiyaç duyarlar.

Hava nemi “görünmeyen hava nemi” ve “görünen hava nemi” olarak iki farklı şekilde bulunur.

Görünmeyen Hava Nemi

Hava içinde bulunan su buharı, görünmeyen hava nemini oluşturur. Havadaki su buharı miktarı ise; mutlak nem, “doygunluk nemi” ve “nispi nem” olarak üç şekilde ifade edilir.

Mutlak nem: Belli bir sıcaklık derecesinde 1 m3 havada bulunan su buharı miktarına denir.

Doygunluk nemi: Belli bir sıcaklık derecesinde 1 m3 havayı doymuş hale getiren su buharı miktarıdır.

Nispi nem: Belli bir sıcaklık derecesinde 1 m3 havada bulunan su buharı miktarının, aynı sıcaklık derecesinde 1 m3 havayı doygun hale getiren su buharı miktarına oranına nispi nem denir ve % olarak ifade edilir.

Görünen Hava Nemi

Görünen hava nemi “sis” ve “bulut” tan oluşur. Sis ve bulut sadece yeryüzüne olan uzaklıkları bakımından birbirinden ayrılır. Sis, yeryüzüne yakın hava tabakasında, sıcaklık azalması sonucu ortaya çıkan ve havada asılı bulunan su zerrecikleridir. Bulut ise, sıcak ve nispi nemi yüksek hava yukarılara doğru çıktığında sıcaklık düşmesi sonucu açığa çıkan su ve buz damlacıklarının yükseklerde hava içinde asılı kalması halidir.

Hava Neminin Bitkiler İçin Önemi

Hava nemi, güneşten gelen ve topraktan radyasyonla yansıtılan ışınların büyük bir bölümünü tutarak, yeryüzünün hem aşırı ısınmasını, hem de soğumasını önler.

Havanın nispi nemi azaldıkça bitkilerde terleme artar. Bu da bitki hücrelerinde turgor basıncının düşmesine neden olur. Turgor basıncının dengede kalabilmesi için çevre havasında nispi nem oranının %65’ in altına düşmemesi gerekir. Havanın nispi nem oranın azalması sürekli olursa terleme artar. Köklerle alınan su terlemeyle atılan suyu karşılamazsa, bitki stomalarını kapatarak terlemeyi azaltır. Bu durumda ise fotosentez ve solunum için gerekli gaz alış verişi normal yapılamaz ve sonuç olarak bitkide büyüme ya çok yavaşlar, ya da tüm olarak durur.

Ayrıca, hava nispi neminin ürünlerin depolanmasındaki önemi de oldukça büyüktür. Ambar içindeki havanın nispi nemi fazla olduğunda, saklanan ürünün su miktarı artar. Üründe su miktarının artması ise, kızışma, bozulma ve çürümelere yol açarak ürün kaybına neden olur. Hava nemi olarak sis kurak bölgeler için önemlidir. Çöllerde birkaç yıl yağmur yağmamasına karşı bazı bitkilerin yaşaması havadaki sis nedeniyledir.

Ancak, hava nispi neminin gereğinden fazla bulunması, ya da sisli ve bulutlu havalar, bitkilerde değişik hastalıkları ortaya çıkaran birçok mantarların hızla büyümesini ve yayılmasını sağlayarak, nemli bölgelerde bitkisel üretimin azalmasına neden olur.

Seralarda Nem Kontrolü

Hava nemi bitkilerin fizyolojik faaliyetleri için gerekli unsurlardan biridir. Sulama nedeniyle ıslak ve nemli olan topraktaki su buharı basıncı, sera havasının su buharı basıncından daha yüksek olduğundan toprak suyu buharlaşarak sera havası içine yayılır. Böylece sera içinde hava nemi yükselir. Bu durum bitkilerde belirli bir düzeye kadar olumlu etki yapar. Nem oranının fazla oluşu ise bitkilerde fizyolojik dengesizlik yapar. Seralardaki nem iki yolla düşürülür:

  • Sera havasını ısıtmakla
  • Serayı havalandırmakla

Hava ve Hava Hareketleri

Hava

Hava denildiğinde renksiz, kokusuz gaz karışımı anlaşılır. Tarımsal ekoloji yönünden hava dendiğinde ise;

  • Yeryüzünü saran hava tabakasını,
  • Canlıların bünyelerinde bulunan havayı,
  • Toprak içinde bulunan havayı anlarız.

Hava tüm canlılar için önemlidir. Havanın önemini şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Hava, yeryüzünde gece ve gündüz sıcaklık farklarının çok olmasını önler.
  • Bütün canlılar yaşayabilmek için havadan gaz alıp vermek zorundadır.
  • Canlılığın temel maddelerinden biri olan azotun kaynağıdır.
  • Hava, doğrudan doğruya olmasa bile, hava hareketleri ile sıcaklık ve ışığın yayılmasını sağlar.
  • Bitkilerin terlemesini, çiçeklerin tozlaşmasını ve tohumların bir yerden başka bir yere taşınmasını sağlar.

Hava Hareketleri

Hava sıcaklığındaki değişiklikler; havanın yoğunluk, basınç ve nispi nem miktarlarının değişmesine neden olur. Sıcaklığı artan havanın yoğunluğu azalır ve yukarıya doğru yükselir. Yükselen havanın yerine ise, serin ve yoğunluğu fazla olan hava gelir.

Yeryüzünün farklı genişliklerde karalar ve sularla kaplı oluşu da, atmosferde ısı enerjisi değişimlerine ve böylece hava hareketlerinin ortaya çıkışına etkide bulunan diğer önemli bir faktördür.

Dünyamıza ulaşan güneş enerjisinin büyük bir bölümü, geri yansıma ve transprasyonla ısı enerjisi halinde atmosfere gönderilir. Böylece atmosferin, hem sıcaklık derecesi, hem de nem miktarı artar. Atmosfer sıcaklığı ve nem miktarının artışı denizler ve okyanuslar üzerinde daha fazla olduğundan, denizlerden karalara doğru nispi nemi yüksek sıcak hava akımı meydana getirir. Böylece okyanuslardan karalara su buharı geçer ve karaların üzerindeki havanın, su buharı yoğunluğu artar.

Yeryüzünde enlem derecelerine göre güneşten gelen ışınların getirdiği ısı enerjisi miktarının farklılığı düşünüldüğünde, ekvator ve kutuplar arasında atmosferdeki ısı enerjisinin eşitlenebilmesi için, hava hareketlerinin olması doğaldır. Ekvatordan sıcak ve hafif hava kutuplara, kutuplardan da ağır ve serin hava ekvatora doğru hareket eder. Atmosferde, sıcaklığı farklı yerler arasındaki hava hareketlerine rüzgâr adı verilir.

Rüzgârın Bitkiler Üzerine Olumlu Etkileri

Bitkiler için en uygun rüzgâr hızı 3-5 m/s dir. Bu hız ancak bitkilerin yapraklarını oynatır. Bitkilerde herhangi bir zarar ortaya çıkarmaz.

3–5 m/s rüzgâr hızında, bitki köklerinin topraktan aldığı su ile yaprak yüzeyinden transpirasyon yolu ile kaybettiği su miktarları dengeli olup; yaprakların turgor basınçları tamdır. Kısacası 3–5 m/s hızında olan rüzgâr, bitkilerde solunum ve transpirasyonun normal seyretmesine, bitkinin etrafındaki CO2 oranı düşük havanın, CO2 oranı yüksek hava ile yer değiştirmesini sağlayarak fotosentezin artmasına etkide bulunur.

Rüzgârın Bitkiler Üzerine Olumsuz Etkileri

Rüzgârın bitkiler üzerine olan olumsuz etkileri mekanik, fizyolojik ve morfolojik olmak üzere başlıca üç grupta toplanır.

Mekanik etkileri
Rüzgâr hızı arttıkça bitkilere mekanik olarak zarar verir. Örneğin:

  • Rüzgâr hızı 10 m/s olunca küçük ağaç dallarını oynatır.
  • Rüzgârın hızı 20m/s’ ye çıkınca ağaçların büyük dalları sallanır.
  • Rüzgârın hızı 40 m/s olunca ağaçlar devrilir.

Fizyolojik etkileri
Rüzgârın en önemli etkilerinden biri de bitkileri kurutmasıdır. Transpirasyonu artırır. Dalların eğilip bükülmesi hücreler arasında bulunan suyun dışarı atılmasını sağlar. Toprakta bulunan rüzgârın etkisiyle buharlaştığı için bitki kökleriyle su ihtiyacını karşılayamaz. Sonuçta bitki kurur.

Morfolojik etkileri
Bitkiler rüzgârın kurutucu etkisinden kendilerini koruyabilmek için stomalarını kapatır. Bu durum normal gaz alış verişini engeller. Bitkilerde büyüme ve gelişme durur.

Yağış

Hava neminin katı ya da sıvı hallerde yeryüzüne dökülmesi olayına yağış denir. Hava neminin yoğunlaşmasında en önemli etken sıcaklıktır. Nispi nemi yüksek olan havanın sıcaklığı azaldığında, belli hacimdeki havayı doymuş hale getiren su buharı miktarı da azalacağından, su buharı fazlası yoğunlaşarak su damlacıkları halinde açığa çıkar. Eğer açığa çıkan su miktarı az olursa, su damlacıkları sis yada bulut halinde hava içerisinde asılı kalır. Buna karşılık açığa çıkan su miktarı bol ise, yeryüzüne yağış olarak dökülür.

Yağış Türleri

Yağış, yoğunlaştığı yer ve aşağıya doğru düşerken içinden geçtiği hava katlarının sıcaklık, basınç ve hava hareketlerine bağlı olarak; yağmur, kar, sulu kar, dolu, çiğ ve kırağı gibi değişik şekillerde kendini gösterir.

Yağmur: Kutup bölgeleri dışında kalan yeryüzünün hemen her bölgesinde en çok görülen yağış şekli olup, sıcaklığın 0 C°’nin üstünde olduğu hallerde meydana gelir. Yer çekimi kuvveti ile aşağıya doğru düşen su damlacıkları, su buharınca doymuş hava katları içinden geçtiklerinde, hava katları tarafından hiç tutulmadan yeryüzüne ulaşırlar.

Kar: Hava neminin donma noktasının altındaki sıcaklıklarda yoğunlaşması ile kar şeklindeki yağış ortaya çıkar.

Dolu: Yağmur ve kar zerrelerinin soğuk ve fırtınalı bir hava tabakası içinden döne döne geçerken katı ve yuvarlak taneler haline dönüşerek yeryüzüne düşmesi şeklinde ortaya çıkan yağıştır. Dolu şeklindeki yağışlar daha çok kara ikliminde ve sıcak günlerde görülür.

Çiğ: Hava geceleri daha soğuk olan bitki organları ve toprak yüzeyi ile temas ettiğinde, sıcaklık düşmesi nedeniyle, içindeki su buharı bir kısmını su damlacıkları halinde bitki organları ve toprak yüzeyine bırakır.

Kırağı: Sıcaklığı donma noktası altında bulunan maddelerle temas eden havanın, bu maddeler üzerine donmuş halde su bırakması ile ortaya çıkan bir yağış şeklidir.

Yağışın Etkinlik Derecesi

Tarla topraklarında su kaynağı yağıştır. Ancak her yağış şekli, tarla toprakları ve buna bağlı olarak da bitki yetiştirme yönünden aynı önemi taşımaz. Yağışların bu noktadaki etkileri, yağışların şekli, süresi ve yoğunluğu ile çok yakın ilişkilidir. Bitki yetiştirme yönünden yağışlar süre ve yoğunluğuna göre dört gruba ayrılır.

Uzun süreli bol yağışlar: Yağışlar ne kadar yavaş ve uzun süreli olursa, bu yağışların toprak içine sızmaları o kadar iyi olur. Bitkiler için en yararlı olanı budur

Uzun süreli az yağışlar: Yağışlar uzun süreli ancak çok azdır. Derinlere kadar sızmadığı için bitkiler için çok yararlı değildir.

Kısa süreli bol yağışlar: Bu yağışlar daha çok sıcak günlerde ortaya çıkar. Bu yağışların büyük bölümü sel sularını oluşturur. Büyük miktarı ise buharlaşır. Bitkiler için elverişli değildir.

Kısa süreli az yağışlar: Kısa süreli yağışlar havadaki su buharını artırır.

Yağışın Yıl İçinde Dağılışı

Bitki yetiştirme yönünden yıllık yağışın toplam miktarından çok, yıllık yağışın mevsimlere ve aylara yayılışı önemli olmaktadır. Nitekim yıllık yağış miktarları aynı olan iki yerde, yağışların büyük bölümü ayrı ayrı mevsimlere düşüyorsa, bu iki bölgede yetiştirilecek bitki tür ve çeşitleri aynı olmaz.

Örneğin: Orta Anadolu ve Doğu Anadolu karşılaştırılabilir. Orta Anadolu’da en önemli yağışlar ilkbahar aylarında özelliklede mayıs ayında olmaktadır. Bu nedenle de, mayıs ayı yağışları birim alandan elde edilecek ürünün az ya da çok olmasında bir ölçü olarak kabul edilir. Buna karşılık Doğu Anadolu bölgesinde yıllık yağışlar; ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarına düzenli bir şekilde yayılmıştır. Bu yüzden de orta Anadolu’da kışlık ürün yetiştirme esas olduğu halde, Doğu Anadolu’da yazlık ürün yetiştirme ağırlık kazanmaktadır.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.