Organik Tarım Hazırlığı | Organik Tarım

Organik Tarım Hazırlığı

Organik meyveler:

Organik meyveler.

Organik Tarım Tanımı

Organik tarım sözcüğü yerine eş anlamlı, biyolojik tarım, biodinamik tarım, alternatif tarım ve ekolojik tarım sözcükleri değişik araştırıcılar tarafından kullanılmıştır. İfade edilen sözcükler içerisinde ekolojik tarım sözcüğü en çok kullanılmakta olup, bu sözcük Türkiye’de de önceki yıllarda resmî ve özel yazışmalarda yer almıştır. Ancak günümüzde organik tarım sözcüğü kabullenilmiş olup ülkemizde ve değişik ülkelerde yaygın şekilde kullanılmaktadır

Organik (ekolojik) tarım, ürün yetiştirilmesi, toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma ile ürünün tüketiciye ulaşmasına kadar olan diğer işlemlerde, kimyasal madde veya tarım ilacı kullanılmadan yapılan tarım “organik tarım” olarak tanımlanır.

Türkiye’de Organik Tarım

Türkiye’de organik tarım, 1984-1985 yıllarında Avrupalı firmaların ülkemizden organik ürün talebi ile başlamıştır. İlk organik üretimler geleneksel ihraç ürünlerimizden kuru üzüm ve kuru incir ile Ege bölgesinde gerçekleştirilmiştir. 1985 yılında sadece ihracata yönelik talepler doğrultusunda 8 ürüne yönelik yapılan üretim 2005 yılında 205 çeşit ürüne ulaşılmıştır. Fındık, ceviz, antepfıstığı, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller, tıbbi aromatik bitkiler, pamuk, üzümsü meyveler ile yaş meyve sebzenin organik tarım metotlarına uygun olarak üretimi yapılmaktadır.

1985’ten 2006 yılına ürün sayısındaki gelişim:

1985’ten 2006 yılına ürün sayısındaki gelişim.

TUGEM verilerine göre aşağıdaki Tablo 1.1’de ülkemizdeki organik tarım üretim verileri belirtilmiştir.

Ülkemizdeki organik tanm üretim verileri (geniş süreleri dâhil):

Ülkemizdeki organik tanm üretim verileri (geniş süreleri dâhil).

Türkiye’deki organik tarım hareketinin sağlıklı ve doğru gelişimini gerçekleştirmek amacıyla 1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) kurulmuştur. Organik tarım konusunda faaliyet gösteren veya buna ilgi duyan tüm üretici, işleyici, ihracatçı, kontrol ve sertifikasyon kurum çalışanları, üniversite ve Tarım Bakanlığı araştırıcıları, teknik elemanlar ve tüketiciler gibi sektörün tüm ilgilileri derneğin üyesidir. “Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği” (ETO) organik tarım konusunda ülkemizde çatı görevi gören, ilgili hemen tüm kişi ve kurumları kapsayan şemsiye organizasyonu yapısı olan bir gönüllü kuruluştur.

Türkiye’de organik bitkisel üretim gerek saha ve ürün çeşitliliği ve gerekse üretici sayısı bakımından gelişme göstermiştir. Buna paralel olarak bu tarım sisteminin genel tarım içindeki payı az da olsa artmıştır. Son yıllarda organik hayvancılık üretimine de ilgi duyulmakta, bu üretime yönelik kapalı sistem tesisler kurulmaktadır. 1999 yılından itibaren iç pazarda da kıpırdanmalar başlamıştır. Üreticilerin tamamına yakını organik tarım konusunda çalışan organizasyon kurumları ile sözleşmeli tarım yapmakta ve elde edilen organik ürünlerin çok büyük kısmı ihraç edilmektedir.

Yıllara göre ihracat değerlerimiz:

Yıllara göre ihracat değerlerimiz.

Ülkemizdeki organik üreticilerin bölgelere göre dağılımı Şekil 1.2’de gösterilmiştir.

Organik tarım alanlarının bölgelere göre dağılımı (A; Anlaşmalı, Ç; Çiftçi şartlarında):

Organik tarım alanlarının bölgelere göre dağılımı (A; Anlaşmalı, Ç; Çiftçi şartlarında).

Aşağıdaki Tablo 1.3.’te organik tarım alanlarının toplam tarım alanı içerisindeki geçmiş dönem ve hedeflenen oranları verilmiştir.

Organik tarım alanlarının toplam tarım alanı içerisindeki oranı:

Organik tarım alanlarının toplam tarım alanı içerisindeki oranı.

Organik Tarımın İlkeleri

Organik tarımın; genetik değişikliğe uğratılmamış tohum kullanmak, toprakta zararlı etki bırakabilecek kimyasal gübre kullanmamak, zararlı ve hastalıklarla mücadelede kalıcı, doğaya zarar veren ve parçalanmayan kimyasallar kullanmamak, ürünün sertifikasyon ve etiketlenmesini yaptırmak olmak üzere dört temel ilkesi vardır.

Organik tarımda farklı bitkisel ve hayvansal ürünler için farklı üretim yöntemleri mevcut olup bunların ortak ilkeleri şunlardır:

  • Öncelikle, tarımsal üretimde, üretim ile ilişkili tüm faktörler ve olaylar bir bütün hâlinde dikkate alınmalı ve organik üretim yapan tarım işletmesinin kendi kendine yeterliliği sağlanmalıdır. Bunun için toprak, bitki, hayvan ve insan arasındaki doğal döngünün doğal kökenli ham maddeler kullanılarak mümkün olduğunca işletmenin kendi içinden veya yakın çevresinden sağlanmasına gayret edilmelidir.
  • Tarımsal üretimle beraber ortaya çıkan ve yakın çevreden temin edilen tüm ham maddelerin ve diğer işletme girdilerinin çevreyi tehdit eden her türlü etkisi azaltılmalı veya bunlardan tamamen kaçınmaya çalışılmalıdır.
  • Toprağın iyileştirilmesi ve içindeki organizmaların korunması, beslenmesi sağlanmalıdır. Toprak sömürülmemeli; tersine doğal verimliliği arttırılmalıdır. Bunun içinde münavebe uygulanmalı, organik gübreleme yapılmalı ayrıca uygun toprak işleme yöntemleri kullanılmalıdır.
  • Bitkilerin hastalıklar ve zararlılara karşı direnci arttırılmalıdır.
  • Bitki tür ve çeşitlerinin seçiminde, üretim yapılacak yerin ekolojik koşulları ve bu koşullarda hastalıklara en az seviyede yakalanma olasılıkları dikkate alınmalıdır. Bunun yanında sağlıklı, dayanıklı tohum, fidan ve hayvan kullanılmalıdır.
  • Toprağı koruyucu enerji tasarrufu sağlayan, çalışılan yerin koşullarına uygun toprak işleme yöntemleri uygulanmalıdır.
  • Sentetik gübreler ve kimyasal ilaçlar, depoda koruyuculuğu arttıran ve hasattan sonra olgunlaşmayı teşvik eden sentetik kimyasallar, hormonlar ve büyüme düzenleyici maddeler yasaklanmıştır.
  • Organik tarım hiç ilaç ve gübre kullanmadan yapılan bir tarım şekli değildir. Üretimde bitki besin maddesi olarak ve hastalık kontrolünde kullanılabilecek ürünler yönetmelikte belirtilmiştir.
  • Yetiştirilen hayvan miktarı kullanılan tarımsal arazi büyüklüğüne uygun olmalıdır. Bir hektar için bir büyükbaş hayvan düşünülmelidir.
  • Tarımsal üretimde, verim ve kalite arasında ters bir orantı mevcuttur. Genel kural olarak ikisi arasında denge kurulmalıdır. Ancak ekolojik tarımda bu denge oluşturulurken verimdeki artış ile birlikte ürün kalitesindeki artış da ihmal edilmemelidir.
  • Ekolojik üretim yapan tarım işletmesinde başta petrol olmak üzere fosil yakıtlar ve diğer enerji kaynakları optimum verimi sağlayacak düzeyde azami tasarruf kuralına uyularak kullanılmalıdır. Mümkün olduğunca güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi gibi doğal enerji kaynakları tercih edilmelidir.
  • Tarım işletmesi çok yönlü ve çekici bir şekilde düzenlenmelidir (peyzaj düzenlenmeleri, meyve bahçeleri vb.). Bu amaçla dinlendirici etkiye sahip bir mekânın kurulması, bunun muhafazası ve uzun süreli faydalı üretim esas alınmalıdır.
  • Ekolojik tarım işletmeleri gelişme olanakları bulunan üreticiye, çalışanlarına tatmin edici kazanç ve imkân sağlayabilen yeterlilikte olmalıdır. Ekolojik işletmede, işletme organizasyonu çok yönlü olduğu ve pazara farklı ürün çeşitleri sunulabildiğinden işletmecinin rizikosu azalmaktadır. Bunun yanında işletmede kullanılan enerji ve girdilerdeki azalma ekonomik avantaj sağlamaktadır.

Organik Tarımda Yasal Uygulamalar

1994 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanan, “Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik 18.12.1994 tarih ve 22145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yetkili kılınan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının denetiminde ve yönetmelik kuralları çerçevesinde organik tarım faaliyetleri başlamıştır. Daha sonra Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde, “Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı” gereğince hazırlanarak 11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı Resmî Gazete’de, “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” yayımlanmıştır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında 441 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye dayanılarak çıkarılan bu Yönetmelik’te şu konular yer almaktadır:

  • Organik tarımın amaçları ve esasları
  • Organik tarım yöntemiyle üretim (bitkisel, hayvansal ve su ürünleri)
  • Organik ürünlerin işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması, taşınması ve pazarlanması
  • Organik ürünlerin (katkı maddeleri yönünden) içeriği
  • Kontrol esasları
  • Sertifikasyon esasları
  • Kontrol ve sertifikasyon kuruluşları
  • Kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarının çalışma esasları, çalışma izni ve yaptırımlar,
  • Komiteler (Organik Tarım Komitesi, Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi, Organik Tarım Ulusal Ticaret Komitesi, Organik Tarım Proje ve Araştırmalar Ulusal Komitesi)

Organik tarım faaliyetleri hâlen bu yönetmelik çerçevesinde yürütülmektedir. Organik Tarım Kanunu’nun kabulü ve AB yönetmeliklerindeki değişikliklere paralel olarak 03.12.2004 tarih ve 25659 sayılı Resmî Gazete’de organik tarım kanunu yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Son olarak da 10.06.2005 tarihli Resmî Gazete’de ‘Organik Tarım Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik’ yayınlanmıştır.

11 Temmuz 2002 tarih ve 24812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’e göre organik tarımsal ürün veya organik tarımsal madde üreten ve pazara sunanlar; ambalajlarında aşağıdaki logo örneklerini kullanmak zorundadır. Bu logoları üzerinde bulundurmayan ürünler organik (ekolojik veya biyolojik ) olarak iç ve dış pazarlara sunulamaz, reklam ve tanıtım yapılamaz ve bu kelimeler veya kısaltmalarıyla patent için başvuramaz.

Bu logoların bulunduğu etiketleri, Bakanlık kendi basar veya bastırır. Etiketi kullandırma yetkisi Bakanlık yetkili organı Organik Tarım Komitesi’ne aittir. Bu logo, bu Yönetmelik hükümlerine göre üretimi yapılmış ham madde, yarı mamul veya mamul tarımsal organik üretim maddelerine, Bakanlığın yetki verdiği “kontrol / sertifika kuruluşlarınca” (müteşebbislere) verilir.

Üretimin niteliği, ebadı ve ambalajın türüne göre aşağıda verilen logo örneklerinden biri kullanılır. Logoların çapı, 20 mm’den küçük 40 mm’den büyük olamaz. Verilen renkler dışındaki renkler ve tonlar kullanılamaz. Logolar aşağıda verilen 4 renkte olmak zorundadır.

Logolarda kullanılacak renkler; yeşil, mavi (Şekil 1.3); siyah ve beyazdır.

Logolarda kullanılacak yeşil ve mavi renkler:

Logolarda kullanılacak yeşil ve mavi renkler.

Logo örnekleri

  • Çerçeveli logo örneği
    Renkli basım ve siyah- beyaz basım:

    Renkli basım ve siyah- beyaz basım.

  • Çerçevesiz olarak logo örneği
    Renkli basım ve siyah- beyaz basım:

    Renkli basım ve siyah- beyaz basım.

  • Fonlu olarak logo örneği
    Renkli basım ve siyah- beyaz basım:

    Renkli basım ve siyah- beyaz basım.

Sözleşmeli Organik Tarım

Sözleşmeli tarım veya sözleşmeli çiftçilik, tarımsal üretim yapan çiftçilerle bunların ürünlerini satın alacak özel veya tüzel kişiler arasında “sözleşme”ye dayalı bir üretim şeklini ifade etmektedir.

Sözleşme üretici ve üretilecek ürünü alacak alıcı arasında yapılır. Üretici belirli bir genişlikteki arazisini bu ürüne tahsis edeceğini veya belirli miktarda ürünü alıcıya teslim edeceğini taahhüt eder. Buna karşılık alıcı belirli giderleri ( tohum, fide, fidan, gübre, ilaç vb.) ve gerekli teknik bilgiyi üreticiye vermeyi ve üretilen ürünü belirli fiyatlardan almayı taahhüt eder.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sözleşmeli tarımsal üretimin düzenlenmesi amacıyla bir tebliğ yayınlamıştır. 1 Ağustos 1998 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan “Sözleşmeli tarımsal ürün yetiştiriciliği ile ilgili usul ve esaslar’’ hakkında tebliğe göre aşağıda belirtilen hususların sözleşmede yer alması zorunludur.

  • Tarafların adı ve unvanı, faaliyet gösterdikleri ve ikamet ettikleri yerin açık adresi
  • Sözleşmeye konu ürünün cinsi, çeşidi, muhtemel teslim miktarı, teslim yeri, şekli ve zamanı, ürünün üretimi için kullanılacak yöntem veya yöntemlerle ilgili olarak hazırlanan ve ürünün yetiştirilmesi ile ilgili faaliyetlerin plan ve bilgileri, muhtemel hasat ve kesim tarihi tartım yeri ve nakliye ile ilgili temel hususlar, bu faaliyet ile işlemlerin sorumluluklarının ait olduğu özel ve tüzel kişilerin belirlenmesi
  • Üretimin yapılacağı yer, ürüne ait var ise “Türk Standartları Enstitüsü” standardı veya alıcı tarafından belirlenecek kalite normları, ürünün muhtemel satış fiyatı ile ürün bedelinin ödeme zamanı ve şekli, taksitli ödemelerde ödeme planına göre uygulanacak faiz oranları
  • Üretim faaliyetlerinin başlangıcından ürünün teslimine kadar olan dönemlerde, her ürün ve üretim faaliyetlerinin kendi özellikleri gereği olarak, üretimin her evresinde gerekli olacak ana madde, yardımcı madde, malzeme ve teçhizat gibi girdilerin, nakdi avansın veya işletme kredilerinin; birim fiyatı, tutarı, temin şekli, teslimi, ödeme şekli ve zamanı
  • Ürünün, sözleşme yürürlükte kaldığı süre içerisinde üçüncü kişilere satılamayacağı
  • Teslim edilecek ürünün sözleşmede yer alan normları dışında; ticari değerini etkileyecek herhangi bir şekilde hatalı, hileli, bozuk, çürük, hasta, başka ürünlerle karışık, deforme olmayacağı
  • Sözleşme ile belirlenen miktarın yalnızca alıcıya satılabileceği ve alıcının sözleşmeye uygun olarak belirtilen ürünü satın almak zorunda olduğu
  • Üretim yerlerinin, üretimin her safhasında, alıcı veya alıcı tarafından tayin edilen kimselerce kontrol yetkisinin bulunduğu
  • Üretici veya üreticinin resmen vekil tayin ettiği kişi veya kişilerin üretim süresince üretime nezaret etme zorunda olduğu
  • Üretimin yapılacağı yeri belgelemek için üretimin yapılacağı yere ait tapu senedi veya kira sözleşmesi ile kadastro planı veya çaplı tasarruf belgesinin yoksa alıcının kabul edeceği bir belgenin bir örneğinin sözleşmeye ekli olması
  • Ürünün, sözleşmede gösterilen üretim yeri dışındaki bir yerde üretilmiş ürünlerle karıştırılamayacağı
  • Alıcı tarafından sözleşme karşılığı yapılan üretim faaliyetleri ile ilgili her türlü girdi ve nakdi avansın bu sözleşmeli üretimin yapılacağı yerin dışında kullanılamayacağı
  • Don, kuraklık, deprem, sel, kasırga gibi doğal afetlerin ilgili resmî makamlardan alınacak raporlar ile belgelendirilmesi hâlinde ise üreticiden tazminat talep edemeyeceği, grev, lokavt işletmede meydana gelen önemli teknik arıza veya iflasın ilgili resmî kuruluş raporu ile belgelendirilmesi hâlinde ise üreticinin, alıcıdan tazminat talep edemeyeceği
  • Üretimden teslime kadar olan tüm safhalar için kabul edilebilir toplam fire miktarının belirtileceği
  • Üretimin ekolojik tarım esaslarına veya entegre mücadele programlarına uygun olarak yapılıp yapılamayacağı
  • Sözleşmenin noterde yapılması durumunda noter masraflarının alıcı tarafından ödeneceği
  • Bitkisel üretimin, tarım müdürlüklerince önerilen münavebe planına uygun olarak, hayvansal ve su ürünleri üretiminin bakanlıkça belirlenen esaslara göre yapılacağı
  • Ürün kalitesinin belirlenmesi için numunenin, hangi esaslara göre alınacağı
  • Sözleşmede yer alan taahhütlerden herhangi birisine uyulmaması hâlinde taraflarca hangi mahkemelerin ve icra müdürlüklerinin yetkili olarak kabul edildiği

Taraflar, yukarıda belirtilen genel hükümlere aykırı olmayacak şekilde sözleşmeye özel hükümler koyabilirler. Bu genel hükümlere aykırı hükümler geçersizdir.

Üretici ve alıcının anlaşması hâlinde sözleşmeye esas ürünler tarım sigortası kapsamında sigorta ettirilir.

Ürünün, ödemeye esas fiyatı, üretici ve alıcı arasında serbest piyasa prensipleri çerçevesinde yapılacak anlaşmaya göre belirlenir.

Ürünün alıcıya teslimi sırasında, sözleşmeyle belirlenen ödemeye esas satış fiyatına göre hesaplanan ürün bedelinden alıcı tarafından üreticiye borç senedi ile verilen ayni ve nakdi avanslar düşülür. Aradaki fark, sözleşmede belirtilen ödeme planına ve şekline uygun olarak alıcı tarafından üreticiye ödenir.

Taraflar, bulunması zorunlu olan hükümler ve koymak istedikleri özel hükümleri içeren bir sözleşmeyi yazılı olarak iki suret düzenlerler. Bunun bir sureti üreticide bir sureti de alıcıda kalır. Devlet desteği olan projeli üretim faaliyetlerinin söz konusu olduğu durumlarda sözleşme üç suret olarak düzenlenerek bir sureti alıcı tarafından ilgili kuruluşun müdürlüğüne verilir.

Sözleşmede yer alan taahhütlerden herhangi birisine, bir tarafın uymaması hâlinde, iddia sahibi taraf, tarımsal üretim sözleşmesinin bir örneği ile il veya ilçe tarım müdürlüğüne başvurarak, durumun tespit edilmesini talep eder. Tarım müdürlüğünce görevlendirilen iki kişiden az olmayan bir heyet, durumu yerinde inceleyerek bir rapor düzenler. Bu raporun bir örneği ilgiliye verilir, aslı tarım müdürlüğünce saklanır. Durumun bu şekilde tespitinden sonra taraflar mevcut soruna müştereken bir çözüm bulamazlar ise durumu yargıya intikal ettirirler. Yapılacak işlem sözleşmede belirtilen yargı organlarının kararına göre belirlenir.

Anlaşmazlık hâlinde, sözleşmenin yapıldığı yerdeki mahkemeler, icra daireleri yetkili ve görevlidir. Üretim hangi ilçe sınırları içerisinde yapılıyorsa o ilçenin ilçe tarım müdürlüğü görevli ve yetkilidir.

Üretilen ürünün miktarı sözleşmede belirtilen muhtemel teslim miktarından %25’ine kadar az olması hâlinde alıcı için tazminat hakkı doğmaz.

Sözleşmedeki teslim miktarından fazla üretilen ürünün alıcı tarafından alınmaması hâlinde de üretici tazminat talep edemez.

Organik Tarım Proje Hazırlama ve Yönetim

Organik tarım, tarımsal üretimin çevreye zarar vermeden gerçekleştirildiği alternatif bir tarım yöntemidir. Organik tarım ile kimyasal tarımı ayıran özelliklerin başında, organik tarımın sahip olduğu temel ilkeler gelir.

Bu ilkeler;
1. Doğa ile uyumlu şekilde üretim,
2. Kapalı sistem tarım,
3. Ürün münavebesidir.

İşte bu nedenlerden dolayı, organik tarımda alternatif tarım teknikleri ve ilkelerinin gerçekleştirilmesini sağlamak için üretimin belirli bir proje kapsamında yürütülebilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yürütülen organik üretim projesinin kontrolü ve sertifikasyonu zorunludur. Bu nedenle, öncelikle organik tarımda yer alan bu kavramlar ve işlevleri şöyle açıklanabilir:

  • Danışman: Organik üretimin gerçekleştirilmesinde bilgi ve deneyimleri ile değişik aşamalarda katkıda bulunan ve yol gösteren kişi ve kuruluşlara verilen genel isimdir.
  • Kontrolör: Gerçekleştirilen organik üretimin kurallarına uygunluğunu araştıran, bu amaçla üretici dosya bilgileri, arazi ve işletme denetimlerinin yapılmasını kontrol eden kişiye kontrolör denilmektedir.
  • Sertifika: Organik yöntemler ile üretildiği ileri sürülen ürünün kontrolör tarafından kabul edilmesi durumunda, adı geçen ürünün organik olduğunu gösteren ve ilgili kuruluşlarca düzenlenen bir belgedir.

İşte, danışman organik olarak üretimi söz konusu olan ürünün projelendirilmesi, kontrole hazırlanması ve sertifikasyonun gerçekleşmesini sağlamak üzere çalışmalarını belirli bir çerçeve içerisinde yürütür. Bu çalışmalar üretici ile birlikte arazi üzerinde olduğu gibi, satın alımı gerçekleştiren tüccar, işletici ve ihracatçı ile birilikte koordine edilmesi gerekmektedir. Sistemin ve organik ürünün güvenilirliğini sağlamak için üretimden ihracata kadar her aşamanın çok açık bir şekilde olması ve belgelendirilmesi gerekmektedir. Kimyasal üretimde yer almayan bu konuların belirli bir eğitim çalışması ile birlikte ilgili kişilere verilmesi gerekmektedir.

Yapılması gerekli işlemleri aşama aşama şu ana başlıklar altında toplamak mümkündür:

  • Ekolojik konum
  • Projeye uygunluk
  • Toprak verimliliği
  • Geçmiş yıllar tarım faaliyetleri
  • Plan / kroki
  • Kodlama

Organik üretimin gerçekleştirilmesi planlanan arazi üzerinde, danışman tarafından arazinin organik üretime uygunluğu incelenir. Yoğun bir çevresel kirliliğin ve dolayısıyla arazi ya da üretimi söz konusu ürüne bulaşma riskinin mevcut olduğu yörelerde organik üretim belirli önlemler altında mümkün olabilir ya da söz konusu olamaz.

Arazi üzerinde yapılan fiziksel incelemelerde organik üretim mümkün görülür ise yöntemine uygun olarak alınacak toprak örneklerinde toprak verimliliğine yönelik analizler yaptırılır. Gerek arazideki mevcut kirlilik hakkında bilgi edinmek ve gerekse organik tarıma geçiş döneminin belirlenebilmesi için arazi sahibinden adı geçen arazide geçmiş yıllarda uygulanan tarımsal işlemler hakkında bilgi alınır. Arazinin kolay teşhis edilmesini ve diğer tarımsal arazilerden ayırımını sağlayacak plan ya da krokisi çizilir.

Arazi üzerinde yapılan incelemeler, toprak analiz sonuçlan ve üreticiden alınan bilgiler organik tarım yapısına uygun ise, adı geçen arazinin belirli bir sistem içerisinde kodlaması yapılır. Bu kodlama, o araziden elde edilecek organik ürünün her aşamada izlenebilmesi açısından gereklidir.

  • Üretici
    • Projeye uygunluk
    • Mevcut tarımsal faaliyetler
    • Girdi kullanım ve depolama koşulları
    • İlaçlama ve toprak işleme ekipmanları
    • Ürün depolama olanakları
    • Hayvansal varlıklar
    • Dokümantasyon
  • Sözleşme
    • Kodlama
    • Ürün etiketleme
    • Eğitim

Organik tarımın daha doğrusu her türlü tarım sisteminin vazgeçilemez iki ana unsuru vardır. Bunlar; tarımsal üretimin gerçekleştirileceği alan (arazi) ve üretimi bizzat gerçekleştirecek üreticidir. Şimdi üretici ile ilgili yukarıda maddeler hâlinde verilmiş olan işlemleri açıklayalım.

Üreticinin hâli hazırda sahip olduğu tüm tarımsal faaliyetlerin açık bir şekilde bilinmesi gerekir. Bu şekilde o üreticinin projeye girişinden itibaren ileriki yıllara yönelik bütünsel bir üretim planlaması yapılabilir.

Bir üreticinin aynı yıl içerisinde farklı arazilerde farklı ürünleri organik ve kimyasal üretimi söz konusu ise, tarımsal girdi kullanım çizelgesi çıkartılmalı ve bu girdilerin depolanma koşulları açık olarak belgelendirilmelidir.

Üreticinin sahip olduğu tarımsal araç parkının organik tarıma yeterliliği incelenmelidir. Tüm ekipmanı kayıt altına alınmalıdır.

Hasat sonrası ve satış öncesi süre içerisinde ürünlerin depolanacağı yerler incelenmeli, planlanmalı ve kaydedilmelidir.

Organik tarımın ana ilkeleri içerisinde yer alan kapalı tarımsal işletme (kendine yeterlilik) ilkesinin gereği, projede yer alacak tarımsal işletmelerin hayvansal varlığı oldukça ayrıntılı bir şekilde üretici dosyasına kaydedilmelidir.

Arazi kodlanmasında olduğu gibi üretimin farklı aşamalarında gerekli olacak üretici kodlaması belirli bir sistem dâhilinde yapılmalıdır. Üreticiye ve bir önceki bölümde açıklanan araziye ait tam bilgi ve belgeler düzenli bir dosya içerisinde toplanır. Bu belgeler içerisinde üreticinin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Organik Tarım Yönetmelik’ine göre üretimini gerçekleştirileceğini bildiren bir üretim sözleşmesi mutlak yer almalıdır.

Organik tarım yöntemleri ile üretimi gerçekleştirilen ürün, hasat sonrası mutlak etiketlendirümelidir. Bu etiket ürünün kime, hangi parsele ait olduğunu ve diğer bilgileri içermelidir.

Gerek araziden ve gerekse üreticiden alınan tüm verilerin organik tarıma yönlendirilebilmesi için, işlemin bir proje içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İşte bu proje kapsamındaki en önemli noktalardan bir tanesi de üretici ile birlikte gerçekleştirilecek sezon boyu eğitimdir. Bu eğitim arazi üzerinde olduğu gibi mevcut bilgi ve belgeler üzerinde organik tarım felsefesinin iyi bir şekilde kavranabilmesine yönelik de olmalıdır.

Aracı, işleyici, ihracatçı; daha çok üretim sonrası ticari faaliyet alanı içerisinde değerlendirilebilecek bu birimlerdeki organik ürünün akış kontrolü de en az arazi üzerindeki organik ürünün üretimi kadar önemlidir. Aslında organik tarım, üreticiden tüketiciye kadar bir bütünlük arz eder. Bu bölümlerde verilmek istenen her aşamada izlenmesi gerekli noktaları şunlardır:

  • Depolama koşulları
  • Girdi-çıktı kayıtları
  • Üretici satın alım makbuzları
  • Ürün sevk irsaliyesi
  • Satış faturası
  • İşletme koşullarının uygunluğu
  • İşleme öncesi ve sonrası etiketleme
  • Sözleşme
  • İhracat sertifikası

Organik ürün, üretim sonrası bir aracı ile pazar akışını devam ettiriyor ise, bu aracı tarafından adı geçen organik ürüne ait her türlü bilgi ve belgenin düzenli olarak dosyalanması gerekir. Bu belgelerde, o ürünün hangi üreticiye ait olduğu, ne zaman satın alındığı, miktarı, satın alım ve ambalaj şekli, nakliye şekli, eğer depolandı ise nerede ve hangi koşullarda depolandığı gibi tüm bilgilerin mevcut olması gerekir.

Adı geçen organik ürün bir işleme gerektiriyor ise, bu işlemenin hangi koşullarda ve kim tarafından yapıldığı açık olarak izlenebilmelidir. Bu işletmede ne türlü işlemlere izin verilebileceği ve işletmenin uymakla yükümlü olduğu kurallar danışman tarafından işletme sahibine açıklanır ve gerekli iyileştirme koşulları belirli bir program içerisinde yürütülür. İşleme sonrası ürün, ihraç edilecek ise aynı şekilde ihracat aşamasında yapılması gerekenler düzenli olarak yerine getirilir.

Tüm bu açıklamaları ve organik tarımdaki birimler arasındaki işbirliğini bir şema üzerinde göstermek istersek, organik tarımda izlenmesi gereken sistemi daha iyi anlayabiliriz.

Organik Tarımda Kontrol ve Sertifikasyon Sistemi

Bilindiği gibi organik tarım kontrollü ve sertifikaya bağlı bir üretim faaliyetidir. Ülkemizde organik tarım faaliyetlerinin kontrol ve sertifikasyon işlemleri, Yönetmelimin 11. maddesi uyarınca Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından yetki almış özel kuruluşlar tarafından yapılmaktadır.

Bu maddeye göre Türkiye’de kontrol ve sertifikasyon faaliyetinde bulunmak isteyen yerli ve/veya yabancı özel veya resmî kuruluşlar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ekolojik Tarım Komitesi’ne (ETK) başvururlar. Bu arada yabancı kuruluşların daha önceden Başbakanlık Hazine Müsteşarlığından çalışma izni almış olmaları gerekmektedir. ETK tarafından incelenen ve uygun bulunan kuruluşlara belirli bir süre için organik tarımı kontrol ve sertifikasyon izni verilir. Bu izni alan kontrol organları Yönetmelik’in ikinci kısım 6. bölümünde yer alan teknik kontrol metotları çerçevesinde faaliyetlerini sürdürürler. Bu bölüm; kontrolörler için bir el kitabı niteliğinde olup üretimin başlangıç aşamasından ürün ihraç edilene kadar her kademede izlenecek yolu ayrıntıları ile belirtmiştir.

Bu yönetmelik hükümlerine göre ürünün güvence altına alınmasındaki iki temel yöntem; kontrol ve sertifikasyondur.

Kontrol: Organik tarımın, sözleşmeli tarım şeklinde yapılması itibarıyla üretimin başından sonuna kadar muntazam kayıtlar tutma, üretim sürecini gözlem altına alma, gözlem sonuçlarını rapor etme, ürünün organik niteliğini laboratuvar analizleri ile test etme ve denetlemelerdir.

Denetimli müteşebbis tarafından organik tarım metodu kullanılarak elde edilmiş ürünün organik nitelikte olup olmadığının tespiti ve sertifikanın tescili kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından yapılır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşları yetkilerini Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından (Organik Tarım Komitesi) alırlar. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen organik tarım kontrol ve sertifikasyon kuruluşları; IMO, ECOCERT, ETKO, SKAL, BCS, EKOTAR, ICEA, CERES ve ORSER’dir.

Organik tarım kontrol ve sertifikasyon kuruluşları:

Organik tarım kontrol ve sertifikasyon kuruluşları.

Organik ürün yetiştiren, işleyen, hazırlayan ve/veya ihraç eden her müteşebbis Türk Organik Tarım Yönetmeliği’ne (Avrupa Yönetmeliği’ne eş değer) uygun olarak sertifikalandmhr.

Üretici ve üretim alanı denetimi; kontrol ve sertifikasyon kuruluşu kendisine başvuran üretici ve / veya firmanın (operatör) organik yönetmeliklerin gereklerini sağlayıp sağlayamayacağını belirleyen tüm bilgileri verir. Sertifikasyon kontrol kuruluşu ile müteşebbis arasında bir kontrol ve sertifikasyon kontratının imzalanmasıyla başlar.

Müteşebbisin organik pazarda yeni başlayan faaliyetleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bildirilir.

Sertifikasyon projesini yürüten operatör, organik yönetmeliklerinin gereklerini yerine getirebilecek çiftçileri belirler. Bitkisel ve hayvansal ürünler ile su ürünleri üretimi yapılan, ürün toplanan doğal ve orman alanları gibi tarım işletmelerine (arazi) ait her türlü bilgi kontrol ve sertifikasyon kuruluşunca rapor edilir ve kayıt altına alınır. Elde edilen veriler ışığında hazırlanan kontrol planı aşağıdaki bilgileri içerir:

1. Tarım işletmesinin adı, adresi, kapasite bilgileri, hukuki durumu, sözleşme tarihi, organik üretime geçiş tarihi
2. İşletmede daha önce uygulanan üretim metodu
3. İşletmenin ve işletme yapılarının planları
4. Arazi parselleri veya alana dair tüm plan veya krokiler
5. İşletmenin mevcut makine ve ekipman donanımı
6. İşletmenin konumu, kullanılan depoların tanımı ve amaca uygunluğu
7. Üretim alanının ve depoların yollara ve endüstri bölgelerine uzaklığı

Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu her üreticinin Türk Organik Tarım Yönetmeliğinin çiftçilere yüklediği görev ve sorumluluklarının ayrıca organik tarımın ne olduğunu bilmesini sağlar. Çiftçiler organik tarıma tümüyle uymaları gerektiği hususunda bilgilendirilirler. Bu bilgilendirme sertifikasyon işleminde organik menşeli ürün elde etmede güvence sağlayan temel taşlardandır.

Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu, yılda en az iki defa tarım işletmesini (arazi) yerinde kontrol eder ve işletme yapısı, girdiler, çıktılar, toprak yapısı, son üç yılda kullanılan üretim metodu, kullanılan ilaçlar ve gübreleri çizelge hâlinde not eder. Bu çizelgelerdeki bilgiler yıl sonunda, bir yıllık rapora dönüştürülerek yıl sonunda kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından Organik Tarım Komitesi’ne bildirilir.

Tarımsal işletmelerin kontrolleri Türkiye şartlarında zirai uygulamalara göre genelde

3-4 farklı zamanda yapılmaktadır:

  • Fide yetiştirme döneminde (tek yıllık bitkiler için)
  • Gübre uygulama periyodunda
  • İlaç uygulama periyodunda
  • Hasat ve sevk periyodunda

Çiftçi koşullarında kontrol yapılan meyve üretim alanlarının denetimi haberli ve/veya habersiz olarak gerçekleştirilir. Arazi yoğunluğunun yüksek olduğu durumlarda denetim turları çiftçi grupları ile yapılır. Türkiye’deki denetim tekniği, çiftçileri kendi gruplarıyla denetleyerek sosyal baskı uygulamaktır. Her halükarda her üretici şahsen denetlenir. Üretici listesi her denetimden sonra düzenli olarak, özellikle her üreticinin ürününün durumu (organik-konvansiyonel) hususunda güncelleştirilir.

İşleyici ve / veya ihracatçı firmalar hammaddesini Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş bir sertifikasyon kuruluşunca sertifikalandırılmış operatörlerden sağlayabilir veya işleyici ve/veya ihracatçı kendi sertifikalandırılacak üretici grubunu seçer. Bu çiftçiler kendi organik ürünlerini yalnızca sertifikasyon projesinin sahibi (operatör) kanalıyla pazarlayabilirler.

Proje sahibi ile üreticiler arasında yaşanan çeşitli olumsuzluklar nedeniyle son yıllarda çiftçiler üretimlerini kendi seçtikleri işleyici ve / veya ihracatçılara satabilmek amacıyla gerek bireysel olarak gerekse gruplar hâlinde ürünlerini kendi adlarına denetlettirip sertifika almaya başlamışlardır.

Ürün işleme yeri (işletme) denetimi; tarımsal işletme denetimi tamamlandıktan sonra ürün işleme esnasında işletme kontrolü yapılır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu, yılda en az bir defa tarımsal işletmenin üretim parselinin fiziki kontrolünü yapar.

Kontrol işlemi; yazılı belgeleri, planları, defterleri, raporları, kayıtları ve gözlemleri içermektedir. İşletme kontrol raporları aşağıdaki bilgileri içerir:

1- Ürünün depoya giriş, çıkış raporları
2- Organik ürünlerin diğer ürünlerden belirgin şekilde ayrılma raporları
3- Organik ürünlerin diğer ürünlerden ayrı bir şekilde işlenme raporları
4- Örneklerin alımı ve analizlerin yapılması ile ilgili raporlar
5- Üretim aşamalarının şematik ve rakamsal raporları
6- Ambalajlama yapılan yer ve ambalajlama malzemesi raporları
7- Ürün sevkiyat raporları
8- Tesisin temizliğinde kullanılan malzemelerin cinsi

Sertifikasyon: Bütün kontrol yöntemlerini uygulayarak elde edilen organik ürünün geldiği aşamanın belgelendirilmesidir. Hammadde hâlindeki organik ürüne “Organik Ürün Hammadde Sertifikası”, işlenmiş ürüne “Organik İşlenmiş Ürün Sertifikası” verilir.

Kontrol ve sertifikasyon ücreti; kontrol ve sertifikasyon bedelleri kontrol ve sertifikasyon için harcanan zaman temel alınarak müteşebbis tarafından kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarına ödenir.

Kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarının, kontrol ve sertifikasyon ücreti, müteşebbislerle imzalanan kontrol-sertifikasyon kontratı ekinde yer almaktadır.

Müteşebbisler için harcanan ekstra zamanlar, ihracat sertifikası, ithalat sertifikası, ithal müsaadesi, analiz giderleri, kargo, posta, telefon gibi giderler belirli dönemlerde müteşebbislere fatura edilir (11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik”).


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.