Sarımsak Yetiştiriciliği
Sarımsağın Tanımı ve Önemi
Liliaceae (Zambakgiller) familyasından ve botanik adı Allium sativum L. Olan sarımsak, tek yıllık otsu bir bitkidir. Boyu genellikle 25-30 cm. arasında olup yaprakları ile birlikte 70-100 cm’i bulmaktadır. Yeşilimsi beyaz veya pembe çiçekli bir kültür bitkisi olup Temmuz ve Ağustos aylarında çiçek açmaktadır.
Sarımsak Çiçeği, Bir Baş Sarımsak ve Sarımsak
Kaliteli sarımsak germanyum ve selenyumca zengin topraklarda yetiştirilmektedir. Kökenin neresi olduğu tam olarak bilinmemesine rağmen ilk bilgiler taş devrine kadar dayanmaktadır. Bir kısım araştırmacılara göre İran ve Afganistan olduğunu belirtilirken; diğer kısmı Orta Asya’dan Akdeniz ülkelerine kadar uzanan oldukça geniş bir alan olduğunu belirtmektedir. Günümüzde İspanya, Mısır, İtalya, Fransa, Brezilya, ABD, Hindistan, Japonya ve Balkan ülkeleri olmak üzere tüm dünyada tarımı yapılmakta ve yılda 4.000.000 tondan fazla üretilmektedir. Ülkemizde yıllık ortalama üretim 75.000-80.000 tondur ve Erzurum, Rize ve Trabzon illeri dışında tüm bölgelerde üretimi yapılmaktadır. Kastamonu üretimin en fazla yapıldığı ildir.
Yüzyıllardır bilinen ve kullanılan, doğal bir antibiyotik ve antioksidan olan sarımsağın; sağlık açısından önemi kuşkusuz tartışılamazdır. Antiseptik oluşu, bağışıklık sistemini güçlendirici, tansiyon ve kolesterol düşürücü, idrar ve safra salgılarını arttırıcı, kalp ve damar hastalıklarını önleyici, sakinleştirici, kurşun ve yılan zehirlenmelerinde etkili ve kanser yapıcı maddeleri vücuttan uzaklaştırıcı ilk akla gelen faydalarındandır.
Etkinin çiğ ve kuru olarak tüketilen sarımsakta daha fazla olduğu, pişme ile etken maddelerin kayıplara uğradığı da bildirilmektedir. Ayrıca, iştah üzerine olumlu etkiler yapması sonucu pankreastan insülün salgılanmasını arttırması ve kan inceltici özelliğe sahip olması antikoagülan ilaç tedavisi görenler, diyabetliler ve hamilelerin tükettikleri miktara dikkat etmesi gerekmektedir.
Sarımsağın faydaları ve etken maddeleri:
Son yıllarda yapılan araştırmalar, sarımsak yetiştiriciliğine gereken önemin verildiği, doğru sarımsak yetiştiriciliği ile üretimin arttığını ortaya koymuştur. Artan üretim sonucu elde edilen kaliteli ürün sayesinde, tüketicide beslenme ve sağlık açısından olumlu sonuçlar meydana gelmektedir. Doğru tekniklerle üretilen sarımsaklar, ülkemizde tüm tüketiciye ulaşarak, kalp damar hastalıklarına, enfeksiyonlara ve kansere karşı koruma da etkin rol oynamaktadır. Ticari açıdan farklı tüketilme seçeneklerine sahip olan sarımsağın tüketiciler tarafından faydalandırılmaları sağlanabilir.
Ayrıca sarımsak içinde bulunan ve sarımsağa has tipik kokusundan sorumlu Allicin (Alisin) maddesi (1 mg alicin 15 I.E –ünite – penisiline eşdeğer güçte antibiyotik etki gösterir) ve yine pek çok maddenin etkilerini aşağıdaki başlıklarla özetleyebiliriz:
- Antibakteriyel etki (grampozitif ve gramnegatif bakterilere karşı)
- Antimikotik etki (Candida türlerine özellikle etkin)
- Lipit (yağ) düşürücü etki
- Pıhtılaşma süresini uzatır
- Fibrinolitik aktiviteyi arttırır
- Tansiyon düşürücü özelliği vardır
- Toksin üremesini engeller
- Damar sertliğini (arterioskleroz) önler
- Antioksidatiftir (hücrede oksidasyonu engeller)
Sarımsağın Ekolojik İstekleri
A. sativum başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere dünyanın hemen hemen her bölgesinde yayılış gösterse de ılıman iklime sahip yörelerdeki az nemli, hafif kumlu topraklarda çok iyi gelişebilmektedir, fakat tınlı ve killi topraklarda da yetişir. Toprağı kireç ilave edilirse iyi sonuç verir . Bu tip iklimlerde sarımsak kışın da yetişir. Soğuk iklimli alanlarda ise kışın bitki uyku durumuna geçmektedir. Bitkinin soğanları, besleyiciler ve su için bir depo organı olarak rol oynarlar. Böylece kurak periyotlar boyunca canlılığını sürdürebilir ve farklı mevsimlerde çiçeklenebilirler.
Bazı çeşitler kuru alanlarda yetişir, bazıları ise ıslak ve nemli alanları tercih ederler. Nemli, kumlu topraklarda en iyi gelişmelerine rağmen; kumlu, kumkil karışımı veya killi topraklarda da iyi gelişebilir. Bu bitkinin en ilginç özelliği ise germanyum ve selenyumca zengin topraklarda en iyi kalitede ürün vermesidir. Toprağa fosforlu gübre ilave edilirse bitkinin boyu, soğanların ortalama ağırlığı ve ürün kalitesi azalmaktadır. Benzer etkiler hayvan gübresinden de meydana gelmektedir, fakat bitki boyu etkilenmemektedir.
Sarımsak soğuğa dayanıklı ve ışığa duyarlı olup, tamamen güneşte iyi gelişim gösterir, fakat bitki kısmen gölgede yeteri ölçüde yetiştirilebilir. Yağmursuz geçen periyotlara tolerans gösterebilir, fakat düzenli olarak su alan bitkilerden en iyi verim elde edilir.
Yabani sarımsak:
Sarımsak bitkisi:
Sarımsağın Önemli Çeşitleri
Ülkemizde yapılan bir çalışmada yurdumuzun bir çok yeri gezilmiş ve bu yerlerden çok sayıda sarımsak örnekleri toplanmıştır. Toplanan bu sarımsak örneklerinde yabaniye kaçan sarımsak tiplerinin görüldüğü bildirilmiştir. Ülkemizin değişik yörelerinde yabani sarımsak tiplerinin bulunması ,Türkiye’nin de sarımsağın anavatanı içinde yer aldığı görüşü bazı araştırıcılar tarafından ileri sürülmektedir.
Yabani sarımsaklar küçük dişli olup genellikle yüksek yerlerde rastlanır. Bu tipler genellikle 1000-1500 m. yüksekliklerde kendiliğinden yetişen bitkilerdir. Çin, Hindistan, Güney Kore, Mısır, ABD, Meksika ve Türkiye, Kuzey Afrika, Batı, Güney ve Orta Asya, Orta ve Güney Avrupa, ülkelerinde sarımsak yetiştiriciliği diğer ülkelere göre daha yaygındır. Bütün yıl boyunca değişik şekillerde tüketilen sarımsak, dişleri koruyan kabuk renklerine göre kabukları beyaz, pembe ve siyah tonda olmak üzere üç çeşidi bulunmaktadır. Ülkemizde ise kabuk renklerine göre beyaz sarımsak ve siyah sarımsak olmak üzere iki çeşidi bulunmakta ve bu çeşitler yetiştirilerek tüketilmektedir.
Dünya’da ve ülkemizde genellikle en çok baş sarımsak elde etmek için sarımsak yetiştiriciliği yapılmaktadır. Taze tüketim için, iri dişli gri kabuklu, iri başlı pembe kabuklu ve az acılı İspanyol sarımsağı, baş sarımsak elde etmek için beyaz sarımsak çeşitleri tercih edilmektedir.
Bu çeşitlerden beyaz sarımsak ortalama altı ay, pembe kabuklu sarımsak ise yaklaşık bir yıl normal koşullarda bozulmadan saklanabilir.
Ülkemizde yetiştirilmekte olan sarımsaklar, genelde mahalli olarak yetiştirilmekte ve bu nedenle Beyaz Baş, Siyah Baş, İri Baş, Yerli Sarımsak, Kışlık, Kara Sarımsak, Çorum, Kastamonu, İspanyol veya İran Sarımsağı gibi isimler almaktadır. Bunların bir çoğu aynı genotipe ait olmakla birlikte, farklı ekolojilerde zamanla değişime uğramış tiplerdir. Bir çoğu da aynı genotipte olmasına rağmen, farklı ekolojilerde, modifikasyondan dolayı şekil farklılığı göstermektedir.
Yurdumuz sarımsak tipleri yönünden büyük bir zenginliğe sahip olmasına rağmen, bugüne kadar tescili yapılmış bir sarımsak çeşidi bulunmamaktadır. Sarımsak çeşitlerimiz yöresel olarak anılırlar. Kastamonu ve Balıkesir sarımsağı en meşhur olanlarıdır. Bilhassa Kastamonu sarımsağı Türkiye ve dünya piyasalarında aranan bir çeşittir.
Kastamonu Sarımsağı: Pembe beyaz kabuklu, acı, kışa dayanıklı olan sarımsak ihracata elverişlidir. Orta Kuzey Anadolu’da, özellikle Kastamonu’da çok üretilir. İç ve dış piyasada en fazla aranan bir türdür.
Kastamonu sarımsağı:
Edirne Sarımsağı: Beyaz, bej kabuklu, orta irilikte (25 gram kadar) sıkı başlı bir sarımsaktır. Kuru madde oranı % 37,5 tur. Trakya ve Marmara yöresinde üretimi geniş çapta yapılır.
Edirne sarımsağı:
Balıkesir Sarımsağı: Beyaz, kirli siyah kabuklu gevşek yapılı, taze tüketime uygun bir türdür. Fazla dayanıklı olmayan bu sarımsak Marmara’nın güneyinde tüketilir.
Kara Sarımsak: Taze sarımsak elde etmek üzere yetiştirilen iri dişli bir türdür. Tadı acı olan sarımsak yurdumuzda çok ekilir.
İspanyol Sarımsağı: Avrupa’da çok yetiştirilen ve tercih edilen bir sarımsaktır. Ülkemizde tarıma alınma denemeleri yapılmaktadır.
Sarımsak Üretimi
Üretim yapılacak tarlayı seçerken toprağın kaymak bağlamayan bir yapıda olmasına özen gösterilir. Üretimi yapılacak tarlanın organik maddelerce zengin olması en az % 4-5 civarında humus içermesi başarılı bir üretim için gereklidir. Sarımsak nötr toprakları sevmektedir. Oysa toprağa atılacak ticari gübreler toprak reaksiyonunu değiştirmektedir. Bunun için, yapılacak toprak analizlerine göre gübre verilmesi daha doğru olacaktır.
Sarımsağın üretimi arpacıkla yemeklik soğan üretimine çok benzerlik gösterir. Ancak sarımsak üretiminde kullanılan dişler vegatatif üretim materyalidir. Daha önceden üretim materyali olarak kullanılacak olan sarımsak başları ve dişleri genel özelliklerine bakılarak seçilir ve tohumluk olarak ayrılır. Sarımsak başları dişlere ayrıldıktan sonra iriliklerine göre 2-3 grupta toplanır. Ayırma sırasında kabuğu zarar gören dişler ayrılırlar ve üretim materyali olarak kullanılmazlar. Gruplandırılan dişler ayrı partiler halinde dikilmelidir. Dişler gruplama yapılmadan dikilecek olursa gelişme ve olgunlaşma yeknesak olmaz, üretilen başlar irili ufaklı olur. Bu nedenle dikim öncesinde yapılan gruplama önem taşır. Diş büyüklüğü ile baş büyüklüğü ve verim arasında doğru bir ilişki vardır. Küçük dişler üretimde kullanılmaz.
Dikim için daha önce gruplara ayrılmış bulunan dişler, ya kaplama olarak ya da 120 cm genişliğinde hazırlanan ve aralarında 30 cm gezinti yolu bırakılan tahtalara dişlerin uç kısımları (büyüme uçları) toprak üstünde görülecek şekilde, saç ayağı şeklinde elle tek tek dikilir.
Sarımsak tarlasında çalışanlar:
Dişlerin ters dikilmemesine özen gösterilmelidir. Sarımsaklarda dikimde kullanılan diş miktarı, diş iriliğine ve dikim sıklığına bağlı olarak önemli ölçüde değişir. 1 metrekare alana baş sarımsak üretiminde 80-100, taze sarımsak üretiminde ise 140-160 adet diş dikilir. Bu değerlerle dekara kullanılacak diş miktarı 60-100 kg arasında değişiklik gösterir. Taze sarımsak üretiminde sık dikimle sarımsakların boy yapmaları ve daha çok yeşillenmeleri sağlanır.
Sık olarak gelişen taze sarımsaklar aynı zamanda gevreklik kazanırlar. Baş sarımsak üretiminde sıra araları 20 cm’ den az olmamalıdır. Sıra üzeri mesafeler baş ve diş büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Sıra üzeri mesafeler küçük diş ve baş oluşturan çeşitlerde 7 cm’ den, büyük diş ve baş oluşturan çeşitlerde ise 12 cm’ den az olmamalıdır.
Yabancı otlardan temiz bir tarlada dişler arasındaki dikim mesafesi 10-12 cm olarak verilir. Yabancı ot sorunu olan tarlalarda sıravari dikim yapmak ve sıralar arasında yabancı otla savaşımın kolaylaştırılması için 25-30 cm’lik mesafe vermek, buna karşılık sıra üzerinde ise 6-8 cm ara ile dikim yapmak gerekir.
Lütfen yorum bırakın.