Gübre Çeşitleri

İnorganik Gübreler

Topraklarımızdan sürekli verim almak istiyorsak gereken özeni göstererek topraktaki denge ve düzeni korumalıyız. Bitkiler kendi besinini kendi yapan canlılardır. Besin maddelerini yaparken su, karbondioksit ve güneş ışığını kullanırlar. Kökleriyle topraktan su alırken, toprakta bulunan su ve suda çözünmüş maddeleri alarak fotosentez yapımında kullanırlar. Bitkilerin sürekli aldıkları bu maddeler toprakta azalınca toprağın verimi de azalmaya başlar. Bu durumda toprağa azalan besin maddelerini vermemiz gerekir.

Toprağın verimini artırmak amacıyla toprağa verilen maddelere gübre, bu olaya da gübreleme denir.

Gübreleme en önemli kültürel uygulamalardan biridir. Gübre, bitkinin gelişmesinde ve kalitesinde önemli etki yapar. Toprağın uzun süre verimli olmasına katkı sağlar.

Çeşitli yollarla toprakta azalan besin maddelerinin toprağa verilmesi toprak verimliliği açısından çok önemlidir. Bu amaçla genellikle ticari gübreler kullanılır. Ticari gübreler, özel olarak üretilmiş gübrelerdir. En çok azot, fosfor ve potasyum içerenler kullanılmaktadır. Bunun yanında kalsiyum, magnezyum ve kükürt içerenler de toprak ihtiyacına göre kullanılır.

Basit Gübreler

Azotlu Gübreler
Azotlu gübreler, yapılarında bulundurdukları azota göre dört gruba ayrılır. Bunlar, amonyaklı, nitratlı, amonyak ve nitratlı, amidli gübrelerdir. Ülkemizde en çok kullanılan azotlu gübre, amonyum sülfat, kireçli amonyum nitrat ve üredir. Ticaret gübreleriyle toprağa verilen azot bileşiklerinden amonyum azotu açığa çıkar. Bu azotun önemli bir kısmı bitkiler tarafından kullanılmaktadır.

Geri kalan azotu da toprakta yaşayan mikro organizmalar kullanır veya nitratlı bileşiklere çevirirler.

Nitratlı bileşiklerin bir kısmı mikroorganizmalar tarafından kullanılır, bir kısmı da hava azotuna dönüştürülür. Çok az kısmı da toprağın derinliklerine sızar.

Azotlu gübrelerden bitkiler %100 oranında yararlanamaz. Bu gübrelerin bir kısmı yıkanarak toprağın derinliklerine iner. Bitkiler tarafından kullanılamaz hâle gelir.

Başlıca azotlu gübreler ve özellikleri:

Başlıca azotlu gübreler ve özellikleri.

Amonyak: Yüksek oranda azot içeren amonyak gazının kullanılmasında en büyük engel, uygulamada özel aletlerin kullanılmasının gerekli olmasıdır. Amonyak iki çeşittir. Bunlar sulu amonyak ve susuz amonyaktır. Amonyak gübre olarak kullanılacaksa toprak altına uygulanmalıdır. Bu şekilde azot kaybı da önlenmiş olur.

Amonyum nitrat: Azotlu gübreler içinde en çok tüketilendir. Amonyum nitrat içindeki azottan bitkiler en fazla ölçüde yararlanır. Bu gübrenin etkisi çabuk ve uzun sürer. Amonyum nitratın bir olumsuz yanı nemden etkilenmesidir. Nem geçirmeyen ambalajlarda saklanmalı ve iyi korunmalıdır.

Kireçli amonyum nitrat: Genellikle Avrupa ülkelerinde bu gübre kullanılmaktadır. Kullanımı diğer gübrelere göre daha kolaydır. Asit karakterli topraklarda kullanılır. Kireç taşı karıştırılarak kullanıldığından toprağa kalsiyumda verilmiş olur.

Amonyum klorür: Asya ve Avrupa ülkelerinde kullanılan beyaz renkli , kristal yapıda bir gübredir.Genellikle çeltik tarımında kullanılır.

Üre: Beyaz renkli, suda kolay çüzünen, kokusuz ve kristal yapıda bir gübredir. İçinde %46 oranında azot bulunur. Üre havadan nem emme kabiliyeti yüksek bir gübredir. Bu nedenle taşınmasında depolanmasında dikkat edilmelidir. Kuru yerde muhafaza edilmelidir. Üre toprağa verilirken, toprağa iyi karışmasına özen gösterilmelidir. Toprağa karıştırılmayan üredeki azot büyük oranda kayba uğrar. Eğer fazla oranda üre kullanılacaksa, gübreleme işlemi birkaç seferde yapılmalıdır.

Diğer azotlu gübreler: Azotlu gübreler çözünürlükleri yüksek olan gübrelerdir. Bu nedenle kükürtle kaplanmış yavaş çözünen gübreler tercih edilmektedir. Azot içeren gübreler arasında potasyum nitrat, sodyum nitrat ve kalsiyum nitrat sayılabilir.

Fosforlu Gübreler

Dünyadaki fosforun kaynağı fosforlu kayalardır. Fosforlu gübreler ise fosforlu kayalardan, fosfor kapsayan demir filizlerinden, kemiklerden ve bazı değişik maddelerden elde edilir. Fosforlu gübrelerde fosfor genellikle fosfat şeklinde bulunur. Fosforlu gübrelerin bir kısmı suda çözünürken bir kısmı çözünmez.

Fosfatlı gübrelerin toprağa katılmasıyla fosfat iyonlarının büyük kısmı bitkiler tarafından alınır. Alınamayanlar ise toprakta çözünmesi zor bileşikler hâline dönüşürler. Geçirgenliği az olan topraklarda fosfat toprağın derinliklerine inemez. Ancak kum, perlit ve ponza gibi geçirgenliği yüksek olan topraklarda fosfat kaybı olmaktadır. Fosforlu gübreler şunlardır.

Fosforik asit: Fosforlu gübre üretiminde kullanılan ara üründür. Fosforlu kayaların parçalanması ve sülfürik asitle muamelesinden elde edilir.

Normal süperfosfat: Fosforik asidin granül hâle getirilmiş şeklidir. Açık gri renklidir. Az da olsa nem çekme özelliği vardır. Nemli ortamda uzun süre bekletilirse topaklaşma meydana gelir.

Normal süper fosfat ilk üretildiğinde asit oranı yüksektir. Bu durumda ambalajlama sorun olur. Ayrıca bu durumda toprağa verilirse tohumun çimlenmesi üzerinde olumsuz etki yapar. Bu gübre üretildikten sonra iki ay bekletilmelidir. Bekletilen gübrede asitlik oranı düşer.

Triple süperfosfat: İnce öğütülmüş kaya fosfatın fosforik asitle işlenmesi sonucu elde edilir. Granül şeklinde olup kirli beyaz veya gri renktedir. Nemli ortamda çok bekletilirse topaklaşma meydana gelir. Triple süperfosfat bitkinin kök kısmına uygulanmalıdır. Aksi hâlde bitkiler tarafından alınamaz, toprakta çözünemeyen madde hâline dönüşür.

Amonyum fosfatlar: Amonyak ile fosforik asidin reaksiyonundan elde edilir. Elde edilişine göre iki çeşittir.

  • Monoamonyum fosfat: Fosforik asitten amonyak gazının geçmesiyle elde edilir. Asit karakterlidir. Alkali topraklarda kullanılmalıdır.
  • Diamonyum fosfat: Fosforik asitten amonyak geçirilip ortamın pH’ sı 5.8 ve 6.0 arasında ayarlanarak elde edilir. Granüler yapıda ve kirli beyaz renktedir. Nemli ortamlarda uzun süre bekletilirse topaklaşma görülür.

Amonyum fosfatlarda azot ve fosfor birlikte bulunmaktadır. Ancak fosfor oranı azottan çok fazla olduğu için fosforlu gübreler içinde yer alır. Toprağa verildikten sonra yeterli nem bulunursa hem azot hem de fosfor serbest hâle geçer ve bitkiler tarafından rahatlıkla kullanılırlar.

Diğer fosforlu gübreler: Yukarıda açıkladığımız gübrelerin dışında başka fosforlu gübreler de bulunmaktadır. Bunlar nitrik fosfatlar, dikalsiyum fosfatlar, kalsiyummagnezyum fosfat, bazik cüruf gibi gübrelerdir.

Potasyumlu Gübreler

Potasyumlu gübreler yeraltı kaynaklarından elde edilirler. Genellikle sülfat ve klorür şeklinde bulunurlar. Potasyum toprakta fazla bulunduğundan eksikliği çok hissedilmez. Ancak perlit, kum, ponza taşı gibi materyallerde bu gübre gerekmektedir.

Potasyum klorür: Potasyumlu gübreler içinde en ucuz olan ve en çok kullanılandır. Standart, kaba ve granül olmak üzere üç farklı büyüklükte satılmaktadır. Bu gübre toprağa verildiğinde çözünerek potasyum ve klor iyonlarına dönüşür. Bazı bitkiler için klor iyonları olumsuz etki yapabilir. Bu gübre seçilirken bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.

Potasyum sülfat: Potasyum karbonatın sülfürik asitle reaksiyonundan elde edilir. Pahalı bir üründür. Fiziksel özellikleri diğer gübrelerden iyi olduğu için tercih edilir.

Potasyum nitrat: Sodyum nitratın saflaştırılması sırasında yan ürün olarak elde edilir. Beyaz renkte, kristal şeklinde ve katı bir gübredir. İçinde azot ve potasyum birlikte bulunmasına rağmen potasyum oranının fazla olması nedeniyle potasyumlu gübreler arasında yer alır. Bitkiler hem azottan hem de potasyumdan faydalandığı için toprakta atık çok az kalır. Klor ve sülfata duyarlı olan bitkilerde bu gübre tercih edilir.

Potasyum karbonat: Potasyum hidroksidin karbondioksit gazıyla nötrleşmesi sonucu elde edilir. Beyaz renkte ve kokusuz bir gübredir. Genellikle özel gübrelerin hazırlanmasında kullanılır. Tek başına kullanılmaz. Pahalı ve üretimi sınırlıdır.

Diğer potasyumlu gübreler: Yukarıda açıklanan gübrelerin dışında potasyum fosfat, potasyum-magnezyum-sülfat, tütün yan ürünleri gibi gübreler de vardır.

Kalsiyumlu Gübreler

Kalsiyumlu gübrelere toprakta nadiren ihtiyaç duyulur. Asitli topraklarda ve yağmuru çok alan yerlerde kalsiyum ihtiyacı vardır. Topraktaki kalsiyum ihtiyacı kireçleme ile giderilir. Öğütülmüş ve yanmış kireç bu amaçla kullanılır. Kalsiyum eksikliğini gidermek için özel olarak kalsiyumlu gübreler üretilmez. Diğer gübrelerde de bir miktar kalsiyum bulunur. Bu gübreler toprağa verildiğinde kalsiyum eksikliği de giderilmiş olur.

Magnezyumlu Gübreler

Topraktaki magnezyum eksikliğini gidermek için genellikle kalsiyum ve magnezyumu birlikte bulunduran dolomitik kireç taşı kullanılır. Ayrıca magnezyum sülfat, magnezyum karbonat, magnezyum oksit gibi gübreler de kullanılır. Magnezyumlu gübreler çözünürlük açısından farklılık gösterirler. Sülfat şeklindeki magnezyumlu gübreler karbonat formundakilere göre daha çabuk etki ederler.

Kükürtlü Gübreler

Toprak ıslahı ve verimliliği açısından kükürtlü gübreler önemlidir. Genellikle jips, elementer kükürt, sülfürik asit, kükürt dioksit gibi gübreler çok kullanılır. Ayrıca atmosferdeki kükürt yağmur damlalarıyla toprağa inerek sülfat iyonlarına dönüşür. Topraktaki suyla birlikte hareket eder.

Kompoze Gübreler

İçinde birden fazla bitki besini bulunduran gübrelere kompoze gübreler denir. Genellikle azot, fosfor ve potasyum içeren bu gübreler kullanıcıya zamandan, paradan ve işgücünden tasarruf sağlar. Bunun dışında bir iyonun yararına karşı diğer iyonun zararlı etkilerinin de önüne geçilmesi sağlanmış olur. Bu gübrelerin bir yararı da bitki besinleri arasında dengenin korunması ve tek yönlü beslenmenin önüne geçilmesidir.

Kompoze gübreleri oluşturan besin maddelerinin kullanıldıkları dönemler farklı olduğundan bir arada kullanılmalarında sorun varmış gibi görünür. Doz, çeşit ve uygulamada gösterilecek özen bu sorunu giderebilir.

Kompoze gübrelerin etiketinde azot, fosfor ve potasyumun orantıları verilir. Örneğin, 7:15:6 ifadesinde şunlar anlatılmaktadır. Bu gübrenin içinde % 7 oranında azot, %15 oranında fosfor, %6 oranında potasyum bulunmaktadır.

Kompoze gübrelerde bu üç mineralin dışında mikro elementler de bulunmaktadır.

Mikro Besin Gübreler

Bitkiler mikro besin elementlerine, diğer besin elementlerinden daha az ihtiyaç duyarlar. Bu maddeler genellikle toprakta bulunur. Ancak uzun süreli kullanılan saksı ortamlarında mikro besin maddelerine ihtiyaç doğabilir. Bazı durumlardada bitki toprakta bulunsa bile bu elementlerden yararlanmayabilir. Bu nedenle mikro besin elementleri toprağa veya yaprak yoluyla bitkiye verilmelidir. Mikro besin elementleri içeren gübreler şunlardır:

Demirli gübreler: Demir eksikliği, toprakta demir bulunduğu halde bitkilerin bu demirden yararlanamaması sonucu meydana gelir. Bitkilerin topraktaki demirden faydalanmaları ancak demirin kompleks bileşikler hâlinde bulunmasıyla olur. Demir eksikliğini gidermek için, demir oksit, demir sülfat gibi gübreler kullanılır.

Manganlı gübreler: Bu gübreler toprağa veya bitki üst kısmına uygulanır. En çok kullanılan mangan sülfat ve mangan oksittir. Mangan sülfat içinde kükürt de bulunmaktadır.

Bakırlı gübreler: Bakırlı gübreler doğrudan toprağa uygulanabilir. Çözelti hâline getirilip bitki yapraklarına da uygulanır. En çok kullanılanlar bakır sülfat, bakır oksit ve bakır klorürdür.

Çinkolu gübreler: Eksikliği en çok görülen mikro besin elementlerindendir. Genellikle çinko sülfat, çinko oksit, çinko karbonat gübreleri bu eksikliği gidermek için kullanılır.

Borlu gübreler: Genellikle bor içeriği düşük topraklarda yetişen bitkilerde bor eksikliği görülür. Bu eksikliği gidermek içinde boraks, borik asit, bor firitler ve boratlar kullanılır. Boraks en çok kullanılan gübredir. Ancak kolay çözünür bir gübre olduğundan çözünürlüğünün azaltılması için cam ile karıştırılır. Borlu gübreler katı kullanıldığı gibi suda çözünerekte kullanılır. Sıvı gübreler yapraklara püskürtülerek kullanılır. Yapraklardan emilerek bitki tarafından alınır. Bor eksikliği giderilmiş olur.

Molibdenli gübreler: Genellikle topraklarda bitkilere yetecek kadar molibden bulunur. Ancak asitli topraklarda molibdenin çözünürlüğü düşük olduğundan bu topraklarda yetişen bitkilerde eksiklik görülebilir. Böyle durumlarda sodyum molibdat ve amonyum molibdat gübreleri kullanılır.

Yavaş Eriyen Gübreler

Azotlu gübrelerin çözünürlüğü yüksektir. Toprakta yıkanarak kolayca toprağın derinliklerine inerler. Buda azotlu gübrelerden yararlanmayı zorlaştırır. Topraktaki azot kaybını önlemek için yavaş eriyen azotlu gübreler geliştirilmiştir. Bu gübreler, üreformaldehit, kükürtle kaplanmış üre, kalsiyum siyanamittir. Yavaş eriyen gübrelerin çözünürlüğü toprağın fiziksel ve kimyasal yapısıyla ilgilidir. Ayrıca toprakta yaşayan mikroorganizmalar da çözünürlüğe etki eder.

Yavaş eriyen gübrelerin iki dezavantajı vardır. Birincisi maddi yönden diğer gübrelere göre pahalı olması, ikincisi ise azottan bitkilerin daha az yararlanmasıdır. Avantajlı yönü ise bir seferde yüksek dozda uygulama yapılabilmesidir. Yavaş eriyen gübre çeşitleri şunlardır:

Üre-formaldehit: Üre ile formaldehid bileşiminden oluşur. Suda çözünürlüğü azdır. Hafif nem çeken, kokusuz, beyaz ve granül yapıdadır. İçinde % 38 oranında azot bulunur.

Kükürtle kaplanmış üre: Bu gübrenin yapısında %35-40 azot, %10-19 kükürt, %2 mum ve %1.5 kil bulunur. Ürenin kükürtle kaplanması ürenin çözünürlüğünü yavaşlatır. Ayrıca kükürt topraktaki kükürt bakterileri tarafından sülfatlara dönüştürülerek bitkilerin kullanabileceği hâle gelir.

Kalsiyum siyanamid: Bu gübrede %21 azot, %11 kalsiyum, %11 serbest karbon, %5 yağ, %2-4 nem bulunur. Koyu renkli, suda çözünebilen, toprağa uygulandığında üreye dönüşen bir gübredir. Kalsiyum siyanamid zehirlidir. Kullanma esnasında dikkatli olunmalıdır. Cilt ile temas ederse hemen bol su ile yıkanmalıdır. Depo edildiği yerlerde su ile temas ederse canlılar için zararlı hâle geçebilir. Bu gübre çuval açılır açılmaz kullanılmalıdır.

Karbondioksit Gübresi

Karbondioksit gübreleme tankı:

Karbondioksit gübreleme tankı.

Karbondioksit gübresi seralarda uygulanır. Gece boyunca serada biriken karbondioksit gazı gündüz fotosentezin başlamasıyla azalmaya başlar. Serada karbondioksitin azalması fotosentez hızını azaltır. Bu da bitkilerin gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bitkilerin ihtiyaç duydukları karbondioksit gazını seraya yapay yollardan vermek gerekir. Karbondioksit gübrelemesi yapmanın bitki verimini arttırdığı bilinmektedir. Bunun dışında da karbondioksit gübrelemesi, sebze ve meyvelerin kalitesini ve miktarını artırır ve olgunlaşmayı hızlandırır.

Bitkiler karbondioksit gübrelemesine karşı farklı tepkiler gösterirler. Ancak yapılan araştırmalarda bu gübrenin verimi %50 artırdığı görülmüştür. Az ışıklı ve bulutlu havalarda seralara karbondioksit verilmesinde bitkiler üzerinde iyi sonuçlar elde edilmiştir. Genç bitkilerin karbondioksit gübresine gelişmiş bitkilerden daha çok ihtiyaç duyduğu da bilinmektedir.

Karbondioksit gübresinin, güneşli günlerde, saat 10.00 ve 16.00 arasında özümlemenin en yoğun olduğu saatlerde verilmesi uygundur.

Serada uygulanan karbondioksitin kaynakları şunlardır:

Sıvı karbondioksit: Sıcak havalarda kullanılması uygundur.Maliyeti yüksektir. Kayıpların az olması ve zararlı madde içermemesi avantajlı taraflarıdır.

Katı karbondioksit: Katı bloklar hâlindedir. Çekiçle parçalanarak seranın çeşitli yerlerine kaplar içinde konur. Ucuzdur. Ancak çıkan gazın miktarı denetlenemediği için ve işçilik giderlerinin çok olması nedeniyle pek kullanışlı değildir.

Propan: Petrolden elde edilen propanın yakılması ile karbondioksit gazı elde edilir. Kışın kullanılması uygundur. Yanma ile serada ısıtılır.Yanmamış gaz sera içine dağılırsa bitkilere zararlı olabilir.

Gazyağı: Gazyağının yakılmasıyla karbondioksit gazı elde edilir. Gazyağının kükürt oranı düşük olmalıdır. Gazyağından çıkan gaz üfleçlerle sera içine dağıtılmalıdır.

Organik Gübreler

Bitki ve hayvan kalıntıları toprağa karışarak toprakta organik madde oluşmasını sağlarlar. Ahır gübresi, kümes atıkları, kuş gübreleri, yeşil gübreler, kompostlar, çöpler, gıda sanayi atıkları, şeker sanayi atıkları en önemli organik gübrelerdir.

Yeşil gübre:

Yeşil gübre.

Ticari gübreler kullanılmaya başlanıncaya kadar tarımsal işletme gübreleri kullanılmaktaydı. Bugün de ticari gübrelerin yanında organik gübreler kullanılmaktadır. Organik gübreleri ticari gübrelerden ayıran özellikleri üç ana başlıkta toplayabiliriz.

Ahır gübresi:

Ahır gübresi.

Organik Gübrelerin Toprakların Fiziksel Özellikleri Üzerine Etkisi

Organik maddelerin, toprakların fiziksel yapısına etkilerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Toprağın havalanmasını sağlar.
  • Bitki besin elementlerinin ve suyun bitkilerce kolay alınmasını sağlar.
  • Killi toprakların tava gelmesini kolaylaştırır.
  • Toprağın geçirgenliğini artırır.
  • Toprağın su tutma kapasitesini artırır.
  • Bitkilerin ve mikro organizmaların yaşamaları için uygun ortam sağlar.

Organik Gübrelerin Toprakların Kimyasal Özellikleri Üzerine Etkisi

Organik maddeler, topraklarda bitki besin elementlerinin kaynağıdır. Bitkiler için önemli olan azot, fosfor ve kükürdün büyük bölümü topraktaki organik maddelerden elde edilir. Organik maddelerin toprakta ayrışması ve parçalanması sırasında açığa çıkan asitler toprağın kimyasal yapısının değişmesine neden olurlar.

Organik Gübrelerin Toprakların Biyolojik Özellikleri Üzerine Etkisi

Organik maddeler, toprakta yaşayan mikroorganizmaların yaşamsal faaliyetlerini artırıcı etki yaparlar. Mikroorganizmaların yaşamsal faaliyetinin artması ise madde dönüşümlerine neden olur. Bitkilerin kullandıkları bu maddeler toprakta çoğaldığında bitki gelişmesi de hızlanır.

Elementler Arası Geçimsizlik (Antagonizma)

Gübrelerdeki elementlerin oranları ve bu oranların temsil ettiği denge, bir dış müdahale ile bozulduğu takdirde, elementler arası zıtlaşmadan kaynaklanan problemler ile karşı karşıya kalırız.

Antagonizma denilen bu olayda, tek bir gıda maddesinin bile gereğinden fazla kullanımı diğer bir veya daha fazla sayıda gıda maddesinin bitki tarafından alınmasına mani olabilir. Bu istenmeyen etkilere ait bilgiler çizelgede verilmiştir.

Antagonizma çizelgesi.

Bitki Gıda (Gübre) İlişkileri

Gübreleme faaliyetlerinde bitki gıda ilişkileri iyi bilinmeden sağlıklı bir gübreleme yapılamaz. Toprağa uygulanan gübrelerin belirli bir kısmı bitki tarafından kullanılabilir. Geriye kalan miktarlar değişik nedenlerle bitkiler tarafından alınamaz.

Optimum şartlarda, ticari gübrelerin bitki tarafından alınabilen oranları N-P-K itibariyle ortalama % 80, 30, 70 olarak düşünülebilir. Burada özellikle fosforun durumu ilginçtir. Toprağa uygulanan her 100 kg fosforun ortalama 30 kg kadarı bitki emrine girebilmekte, geri kalan miktar toprak toprak kolloidleri tarafından tutulmakta veya kimyasal reaksiyona girerek suda erimeyen formlara dönüşmektedirler.

Gıda alımını etkileyen diğer önemli bir faktör toprağın pH’ sı olduğunu da unutmamak gerekir.

Toprak dünyası ve kimyası çok karmaşık olayların içindedir. Pek çok bilinmeyeni vardır. Bu nedenle toprak analizinin gereklidir.

Pek çok kültür bitkisinin topraktan kaldırdıkları gıda miktarları belirlenmiştir. Gübreleme programı yaparken sadece belirli olan bu miktarların karşılanması ile yetinilmeyip, kayıp miktarları da dikkate alınarak bilinçli bir gübreleme yapılmalı, toprak ve yaprak analizleri üzerinde durulmalıdır.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.