Zeytin Üretimi | Meyve Yetiştirme

Zeytin Yetiştiriciliği

Zeytin ağacı dünyanın en eski meyve ağacı olarak bilinmektedir. Kökeni tarih öncesine dayanan tipik bir Akdeniz bitkisi olan zeytinin anavatanı, bilimsel birçok kaynağa göre Anadolu’da Kahramanmaraş, Mardin ve Hatay illerinin oluşturduğu üçgenin içinde yer almaktadır. Zeytin yetiştiriciliği ilk kez MÖ 4000 yıllarında Anadolu’da başlamış ve buradan da Akdeniz ülkelerine yayılmıştır.

Zeytin Meyvesi:

Zeytin Meyvesi.

Dünya zeytin üretiminde ilk sırada %30,7 ile İspanya yer almaktadır. Ispanya’dan sonra %20,4’lük üretim ile İtalya ve %14,7’lik üretim ile Yunanistan gelmektedir. Türkiye, dünya zeytin üretiminin sadece %4,4′ ünü gerçekleştirmektedir. Dünyada zeytin üretiminin %98′ i Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler tarafından yapılmaktadır.

Ayrıca Kuzey ve Güney Amerika başta olmak üzere, Güney Afrika ve Avustralya’da da zeytin yetiştirilebilmektedir.

Ülkemizde yaklaşık 90 milyon zeytin ağacı bulunmaktadır. Türkiye dünyanın en önemli zeytinci ülkeleri arasındadır. Türkiye dane zeytin üretimi bakımından dünyada 4. sırada yer almakla birlikte özellikle siyah zeytin üretiminde 1. sıradadır. Ürettiğimiz zeytinlerin %90’ı siyah zeytin olmakla birlikte, yeşil zeytin üretimi son yıllarda artmaktadır. Zeytin üretimimizin %75i yağlık, %25’i sofralıktır. Zeytin varlığımızın %75’i çorak ve engebeli kır arazilerdedir. Ticari anlamda yetiştiricilik Ege, Marmara ve Akdeniz bölgesinde yapılmaktadır. Ağaç başına verim 9 kg civarındadır.

Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra zeytin üretiminde ikinci sırada olmasına ve dünyanın belli başlı zeytin bölgeleri arasında yer almasına karşın zeytin tarımı, ülkemizde hak ettiği şekilde gelişmemiştir. Bunun temel nedeni, tarımsal teknik ve teknolojideki gelişmelerin zeytin tarımına yansıtılamamasıdır. Yeni tesis edilecek zeytinliklerde mutlaka modern zeytin yetiştiriciliğinin esasları göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytinde de başta sulama ve beslenme olmak üzere bakım işlemlerine gereken önem verilmelidir.

Zeytin ağacı:

Zeytin ağacı.

Zeytinin Tanımı ve Önemi

Zeytin ligustrales takımının Oleaceae familyasının Olea L. cinsine mensup çok yıllık odunsu bir bitkidir. Zeytingiller familyası genelde çalı, ağaççık ya da ağaç durumunda bulunan bitkilerdir. Nisan – mayıs ayları arasında yeşilimsi beyaz renkli çiçekler açar. Çiçekler bileşik salkım durumlarında toplanmıştır.

Zeytin 5-15 m yüksekliğinde ve kışın yapraklarını dökmeyen uzun ömürlü bitkidir. Gövdeleri çok dallı, bilhassa yan dallar tepe dallarından daha gelişmiş, gri renkli ve yer yer çatlamış kabukludur.

Yapraklan kısa saplı, karşılıklı dizilmiş, oval veya mızrak şeklinde, derimsi üst tarafı koyu yeşil, alt tarafı grimsi yeşil renkli ve tüylüdür. Meyveleri zeytin adını alıp ekim ile ocak ayları arasında olgunlaşır. Oval şekilli ve eriksi olan meyveler önceleri yeşil renkli, daha sonra mor veya siyah renge döner. Tozlanma genelde böcekler (Entomogamie) aracılığıyla olmaktadır. Pek az olarak da rüzgâr (Anemogamie) ile olmaktadır.

Bilimsel sınıflandırma

  • Alem : Plantae (bitkiler)
  • Bölüm : Magnoliophyta (kapalı tohumlular)
  • Sınıf : Magnoliopsida
  • Takım : Lamiales
  • Familya : Oleaceae (zeytingiller)
  • Cins : Olea
  • Tür : Olea europae

Zeytin ağacı uzun ömürlü olması ile diğer birçok meyve ağaçlarından ayrılmaktadır. Zeytin ağaçları 700-2000 yıl kadar yaşayabilir. Zeytin ağacının gövdesi bir nedenle ölürse veya herhangi bir şekilde ortadan kalkarsa, ufak bir kök parçası veya küçük bir sürgünü, onun tekrar meydana gelmesi için yeterli olabilmektedir.

Kendini yenilemiş bir zeytin ağacı:

Kendini yenilemiş bir zeytin ağacı.

Zeytin ölümsüz bir ağaç olarak bilinir. Bunun için de zeytin ağacı; bolluğun, adaletin, sağlığın, barışın, zaferin, bilgeliğin ve yeniden doğuşun simgesidir.

Farklı tatlarda ve renklerde meyvesi, meyvesinden çıkan altın suyu zeytinyağıyla, dinlerden medeniyetlere geniş bir coğrafyada düne ait simgeleriyle, mitleri, söylenceleri ve gerçekleriyle zeytin ağacı hiç kuşkusuz ki “ölümsüz bir ağaç”tır.

Ağacından tabak, kaşık, çatal, masa; meyvesinden renk renk farklı tatlarda sofra zeytini, başka başka muamelelerle elde edilen çeşit çeşit zeytinyağı; yine yağından saç ve cilt için güzelleştirici sabun; çekirdeğinden tespih, bilezik, kolye gibi süs eşyası da yapılan; küspesi gübre ya da yakacak olan; kimi gün süs, kimi gün yiyecek, bazen sağlık için ilaç, bir dönem aydınlatma malzemesi, kaynatılarak öldürücü bir silaha dönüştürülen yağı ile ağacından meyvesine, yaprağından çekirdeğine her şeyinin bir faydaya dönüştüğü çöpü çıkmayan mucize bir ağaçtır zeytin.

Zeytin Ağacının Morfolojik ve Biyolojik Özelliği

Zeytin Bitkisinde Kök Sistemi
Tohumdan veya çelikten meydana gelmiş fidanlarda kökler (3. ve 4. yaşına kadar) daima dikine büyüme gösterir. Daha sonra bu köklerin yerine yumruların oluşması ile saçakvari yeni bir kök sistemi meydana gelmektedir. Oluşan bu kök sistemi hemen toprak yüzeyinin altında yer almaktadır. Zeytin ağacının yaşına bağlı olarak kökler de büyümeye ve yayılmaya devam eder. Kök sisteminin dağılımı toprağın bünyesine ve özellikle de havalanmasına bağlıdır. Havalanması iyi topraklarda kök sisteminin açısı nispeten dardır ve kökler 6-7 m hatta daha da derine ulaşabilir. Sulanan bahçelerde kök sistemi yüzeyseldir ve köklerin çoğunluğu 70-80 cm’lik kısımda yoğunlaşmaktadır.

Her ana kök, her bir kök ve tacın özel bir kısmı bölgesel bir etkileşim yaratarak, ana dallardan biriyle doğrudan bağlantılıdır. Bunun için toprak şartlarına bağlı olarak dengesiz taçlar gelişebilmektedir. Bir ana dalın çıkarılması kendisine denk gelen kök sisteminin zayıflamasına neden olabilecektir. Yeni bir ana dalın gelişimiyle bağlantılı olarak yeni kökler gelişecektir.

Zeytin ağacı kökü:

Zeytin ağacı kökü.

Ağaç gövdesinin toprak altında kalan kısmına “turp”, bunun etrafındaki şişkinliklere “yumru” denir. Bunlar kurak koşullarda zeytinin çoğaltmışında kullanılır. Zeytin ağacının herhangi bir kısmı kök yapma özelliğine sahiptir. Fakat özellikle yumrular daha çok kök yapar. Ancak bu şekilde yumrular ile yapılan üretim ekonomik bir yol değildir.

Zeytin Bitkisinde Gövde ve Dallar
Yumrulardan kök ile birlikte gövde de meydana gelir. Ağaç yaşlandıkça gövdenin esas kısımları farklı olarak genişlediğinden gövde yuvarlaklığını kaybeder. Gövde yüzeyinde çıkıntılar meydana gelerek çatlaklıklar oluşur. Zeytin ağacının gövdesi işlevsel açıdan birbirinden bağımsız farklı kısımlardan oluşmuş bir kümedir. Böylece gövdenin şekli her bir ana dalın gelişme derecesine göre dinamik bir şekilde değişmektedir. Bu gelişme modeli daha yaşlı ağaçlardaki tipik oluklu (yivli) gövdeye yol açmaktadır.

Yaşlı bir zeytin ağacı kümesi:

Yaşlı bir zeytin ağacı kümesi.

Ağaç tacının kapladığı alan 3-8 m çapındadır. Ana dalların üzerinde ikinci ve üçüncü derecede dallar mevcuttur. Bu dallar gevrek ve parlak yüzeylidir, kolayca kırılabilir özelliktedir. Zeytin gövdesinin kabuğu ve odunu, sulanan ve sulanmayan ağaçlarda çok farklıdır. Sulanan ağaçlarda kabuk ince, genellikle dokuları yüzeye doğru canlı ve hücreler az miktarlarda klorofil içerirlerken, kuru toprak koşullarında gövde oldukça kalın bir mantar tabakası geliştirmektedir. Zeytinin ksilem elemanları incedir ve yaralandıkları zaman yara dokusu (tylosis) geliştirir. Yaşlı ağaçların gövdelerinin iç odun kısmı sık sık çürümekte ve ağaçların içi oyulmaktadır. Bu durum ağacın yıllık gelişimini ve verimliliğini etkilemez fakat kırılmayı teşvik edebilir.

Çeşitlerin çoğunda zeytinin genç dalları tomurcuklardan sürmeye başladıkları zaman yeşildir. Sürgünün gelişme hızı ve olgunlaşması hem çeşide hem de çevresel şartlara bağlıdır. İlkbahar veya yazın birkaç hafta süreyle ışığa maruz kalan her gövde veya ana dal, bu bölgedeki latent veya adventif gözlerden oluşan yeni sürgünlerin gelişimine olanak sağlayacaktır.

Genç bir zeytin ağacı:

Genç bir zeytin ağacı.

Zeytin Bitkisinde Yapraklar
Yaprakların üst kısmı açık yeşil renkte alt kısmı ise daha mat gümüşümsü bir renge sahiptir. Yaprağın uç kısım ekseni bazı çeşitlerde yuvarlaktır. Yapraklar genellikle üç yılda bir değişmektedir. Yalnız bazı hastalıklardan dolayı daha önceden dökülebilir. Ortalama zeytin yaprağı yaklaşık 5-6 cm uzunluğunda ve orta kısmında 1-1,5 cm genişliğindedir. Yaprak şekli, büyüklüğü ve özellikleri çeşitlere göre önemli farklılıklar gösterebilmesine rağmen temel özellikler çoğu çeşitler için benzerdir. Bütün zeytin yapraklarının kenarları düzdür ve sadece kısa bir sapa sahiptir. Birçok çeşidin yapraklarının büyüklüğü; bitkinin yaşı, kuvveti ve çevresel şartlara göre önemli derecede değişiklik göstermektedir. Ayrıca gelişme mevsimi esnasında yıllık sürgün üzerinde yaprak büyüklüğünde birbirini izleyen bir değişiklik belirgin olmaktadır.

Zeytin yaprağı:

Zeytin yaprağı.

Zeytin yapraklarının üst yüzeyi stoma oluşturmaz. Üst epidermisin altı 2-3 tabaka palizat hücreleridir. Bu hücreler, yoğun bir klorofile sahip olan çok sayıda kloroplastları içermektedir. Zeytin yaprakları ışık sınırlamasına karşı çok hassastır ve böyle şartlarda dökülecektir. Aydınlıktaki ve gölgedeki yapraklar arasındaki fotosentez eğilimi oldukça büyüktür ve bir zeytin ağacının iç yaprakları fotosentez konusunda oldukça yetersizdir.

Zeytin Bitkisinde Çiçeklenme
İlkbahar ve yaz mevsiminde meyve dalları uzun dalcıklar meydana getirerek gelecek yılın ürün dallarını oluşturur. Çiçekler iki yıllık dalcıklar üzerinde salkım şeklinde kendini gösterir. Renkleri beyazdır. Her salkımda ortalama 10-15, en çok 25 kadar çiçek mevcuttur.

Zeytin çiçek salkımı ve çiçek:

Zeytin çiçek salkımı ve çiçek.

Çanak yapraklar yeşil renklidir. Her çiçekte 4 bileşik çanak yaprak (sepal); tabanlarında birleşmiş 4 beyaz taç yaprağı (petal); büyük ve sarı iki loblu antere sahip 2 erkek organ (stamen); her biri 2 adet tohum taslağı (ovul) içeren 2 karpel taşıyan yumurtalık (ovaryum) bulunur. Zeytin çeşitlerinin çoğunda iki tip çiçek bulunmaktadır. Normal erselik yani tam çiçek ve eksik erkek çiçeklerdir. Erkek çiçekler, taslak safhasında ovaryumdaki bir gerileme sonucunda oluşmaktadır. İyi çiçeklenmenin olduğu yıllarda, çiçeklerin %1-2’sinin meyve tutması iyi bir ürün elde etmek için yeterlidir. Maksimum verim için somak başına 1 tam çiçek yeterlidir. Zeytinde çiçeklerinin tozlanması genellikle rüzgar ile gerçekleşir. Çiçek tozlarının uzak mesafelere (7 km kadar) taşınabilmesine rağmen ticari yetiştiricilikte iyi bir tozlanma için %10 oranında tozlayıcı ağaçlara ihtiyaç bulunmaktadır. Çeşitli böcekler de, çok etkili olmasalar bile tozlanmayı artırmaktadır. Çiçeklenme için soğuklama ihtiyacının da karşılanması gerekecektir. 7,2 °C altında 50-60 saatlik soğuklama ihtiyaçlarından, 1200 saatten daha fazlasına kadar soğuklama ihtiyacı belirlenmiştir.

İlkbaharda nisandan itibaren yılın gidişine bağlı olarak küçük dalcıkların büyüdüğü görülür. Arkasından da iki senelik dalcıkların üzerinde somaklar “çiçek tomurcukları” kendini gösterir. Havalar kurak ve aynı zamanda ısı yüksek ise çiçeklerin açılması Nisan 20’den başlar ve Mayıs 20’ye kadar devam eder. Fakat yağışlı ve serin geçen yıllarda haziran ortalarına kadar sürdüğü görülmektedir. Çiçeklerin açılması tozlanmaya uygun hava koşulları içerisinde olmazsa meyve tutumu bol çiçeklenmeye göre oldukça az olur.

Çiçeklenme sırasında sıcaklığın 30°C’nin üzerine çıktığı zamanlarda polen tüpü gelişiminin ovaryum içerisinde engellendiği belirlenmiştir.

Zeytin Bitkisinde Meyve Tutumu ve Olgunluk
Tozlanmanın normal bir şekilde olabilmesi için havanın, polen tozlarının stigma üzerinde kalabileceği kadar nemli ve sıcak olması gerekmektedir. Tam çiçeklenmeden 8 gün sonra, ağaç üzerinde mevcut ovaryumların aşağı yukarı %20’si döllenmektedir. Bu oran 18. güne kadar yaklaşık %60 civarına yükselmektedir. Tam çiçeklenmeden 25 gün sonra ağaçtaki küçük meyvelerin sayısı sabitleşir ve bu arada çok az bir meyve dökümü görülür.

Haziran sonunda döllenmesini tamamlayan çiçeklerin taç yaprakları düşerek meyvecik kendini göstermeye başlar. Bir çiçek salkımı üzerinde 3, 4, 5, bazen de bir tek meyve bulunur. Temmuz içerisinde küçük saçma büyüklüğünde olan meyveler Ağustos 15’te iç fındık şeklini alır ve bu tarihten itibaren de zeytin danelerinde yağ oluşmaya başlamıştır. Meyvelerde gelişme, rengi ile de kendini gösterir. Başlangıçta koyu yeşil olan zeytinler giderek açık yeşil, açık sarı, koyu kırmızı ve sonunda siyah renk alır. Zeytinin olgunlaşması zaman alır, dane ağaçta uzun bir süre kalır ve bu iki üç aylık kalış zeytinin hasadı için elverişli bir süredir. Zeytindeki yağ miktarı da belli bir zamana kadar artar. Ekonomik olarak yağ elde etmek için en uygun hasat zamanı, doğrusal yağ artış periyodu sonudur. Yani taze meyve ağırlığı ile perikarptaki yağın yüzdesindeki doğrusal (lineer) artışın durduğu, meyve kabuğu renginin değiştiği zamandır. Hasatta bir gecikme, meyve kaybına ve yağ miktarında önemli bir kazanç olmaksızın kalitede bir azalmaya yol açmaktadır. Kalitedeki düşüş saflık ve aroma ile ilgili olabilir .

Zeytin meyvesi:

Zeytin meyvesi.

Zeytin Bitkisinde Periyodisite (Alternans)
Zeytinde iki yılda bir meyve verme durumu hem geleneksel hem de yoğun (entansif) yetiştirme şartlarında ortaya çıkmaktadır. Eğer ağacın veya meyvenin gelişme ve verim şekline hiç karışılmaz ise verimdeki dalgalanma derecesi çevresel şartlar (doğa) tarafından kontrol edilmektedir. Periyodisite genetik olarak kontrol edilirse de, oluşma derecesi özellikle hava olmak üzere iklim şartları ve kültürel uygulamalar tarafından büyük ölçüde etkilenmektedir.

Zeytin meyvesi, önceki mevsimin vegetatif gelişimi üzerinde oluştuğu için bu gelişimin boyu bir sonraki mevsimin verim potansiyelini belirlemede ana faktör olmaktadır. Zeytinde ürün miktarı ile vegetatif büyüme arasında ters bir ilişki bulunduğundan, bol ürünlü bir yılı takip eden yılda, meyve oluşumu açısından temel olan potansiyel sınırlanmıştır. Ağacın gücü boş yılda sürgün verimine harcandığından ertesi yıl mevcut sürgünün üzerindeki tomurcukların büyük bir kısmının çiçek tomurcuğu olarak farklılaşması söz konusudur. Böylece önceki yılın çok üstünde bir çiçek ve meyve tutumu olacaktır. Bu yüksek ürün miktarı vegetatif gelişmenin zayıf kalmasına neden olacaktır. Bu ise ertesi yılın verim potansiyelini azaltacaktır. Çiçek veya meyve seyreltmesi ile aşırı ürün yükü azaltılmış olur. Hasat zamanı da periyodisiteyi etkileyen bir faktördür. Hasadın gecikmesi (özellikle aralık veya ocak aylarına kadar) sınırlı da olsa gelecek yılın verim gücü üzerinde büyük etkiye sahiptir. Aralık ayından önceki hasat zamanları ise gelecek yılın verimi üzerine çok az olumsuz etkide bulunmaktadır.

Periyodisiteyi azaltmaya veya önlemeye yönelik değişik uygulamalar;
Ağaçlar tam periyodisite için teşvik edilirse ve bu bahçenin yarısına uygulanır ise bahçeden her yıl ürün alınır; ancak bir yıl bir yarısından ertesi yıl diğer yarısından alınır. Tam periyodisite, dolu yıldan sonra tacı yenilemek amacıyla şiddetli olarak yapılan budamayla elde edilir. Budaman sonra oluşan yeni ve kuvvetli sürgünler ancak bir yıl sonra ürün verir. Boş yılda ise, oluşan az miktarda meyvenin gelişmesinin NAA uygulaması (çiçeklenme aşamasında 120-150 mg/l) ile önlenmesi de tam periyodisitenin oluşumuna yardımcı olur. Bu yöntem ile iki yılın toplam verimi düşük olsa da, bahçenin ürünsüz yarısından sağlanan iş gücü maliyeti, üründeki azalmayı telafi edebilecektir. Periyodisiteyi etkileyen en önemli unsurlardan biri de tohumdur. Çok miktarda küçük meyvelerde oluşan bir ürün, az sayıdaki büyük meyveli ürüne oranla periyodisiteyi daha fazla teşvik edebilir. Yıllık üründe seyreltme yaparak meyve miktarının azaltılması hem tohum sayısını azaltır hem de ağacın mevcut gücünün bir kısmının gelecek yıl ürününü verecek sürgünün gelişmesine harcanmış olur. Ancak hasadın mümkün olduğunca erken yapılması en önemli çözümlerden biridir.

Sofralık zeytin çeşitleri:

Sofralık zeytin çeşitleri.

Zeytin Çeşitleri

Ege Bölgesi Zeytin Çeşitleri
Balıkesir, Çanakkale, Manisa, İzmir, Aydın ve Denizli de zeytincilik yapılmaktadır. Bölgedeki zeytinlik alanlar Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz nehirlerinin vadilerinde denizden 200-250 km içeriye kadar uzanmakta ve bölge Türkiye zeytin dane üretimin %62,8’ini karşılamaktadır.

  • Çakır Zeytin Çeşidi: Ağacı çok kuvvetli gelişir, dik gelişen büyük bir taç oluşturur. Meyvesi orta büyüklükte, armut şeklinde ve meyve ucu düzdür. Erken meyveye yatar. Verimlidir ve kuvvetli periyodisite gösterir. Gemlik, Erkence ve Ayvalık çeşitleri tozlayıcı olarak önerilebilir. Yağlık bir çeşittir. Çeşitli tekniklerle siyah ve yeşil sofralık olarak işlenebilir.Çakır Zeytin Çeşidi:

    Çakır Zeytin Çeşidi.

  • Domat Zeytin Çeşidi: Orijini Manisa ilinin Akhisar ilçesidir. Ağacı kuvvetli gelişir. Geniş ve yayvan taç oluşturur. Erken verime yatar. Meyveleri iri ve silindiriktir. Bol ve çimlenme gücü yüksek
    polen oluşturur. İyi bir tozlayıcıdır. Tam çiçek oranı yüksektir. Sulu şartlarda soğuğa hassas
    olup zeytin dal kanseri ve kızıl kurda karşı kısmen dayanıklıdır. Genellikle yeşil dolgulu zeytin şeklinde işlenir.

    Domat Zeytin Çeşidi:

    Domat Zeytin Çeşidi.

  • Memecik Zeytin Çeşidi: Sinonimleri Aşı yeli, Gülümbe, Şehir, Taş arası, Tekir ve Yağlık’tır. Orijini Muğla ilidir. Ege bölgesindeki ağaç varlığının %50’den fazlasını Türkiye genelinde ise yaklaşık %45’ini oluşturur. İyi bakım şartlarında kuvvetli gelişir. Tacı toplu, yuvarlak-yayvandır. Meyve iri ve oval şekilde ucu memelidir. Kısmen kendine verimlidir. Tam çiçek oranı orta düzeydedir. Tozlayıcıları Ayvalık, Gemlik, Erkence ve Memeli’dir. Verimi yüksek olup kuvvetli periyodisite gösterir. Yağ ve et-çekirdek oranı yüksektir. Zeytin sineğine karşı orta derecede hassastır. Yağının kalitesi yüksektir. Yağı kimyasal ve duyusal kalite kriterlerine göre Ayvalık çeşidinden sonra gelir. Yağlık ve sofralık olarak çok yönlü değerlendirmeye elverişlidir.Memecik Zeytin Çeşidi:

    Memecik Zeytin Çeşidi.

  • Uslu Zeytin Çeşidi: Orijini Manisa ilinin Akhisar ilçesidir. Yoğun, büyük, geniş bir taç oluşturur. Sulanan koşullarda çok kuvvetli gelişir. O nedenle bu çeşit için sık aralık ve mesafelerin uygulanmaması gerekir. Meyve oval ve orta büyüklüktedir. Meyve ucu memesiz, yuvarlaktır. Verimi orta düzeydedir, iyi bakım şartlarında düzenlidir. Erken kararan bir çeşittir. Çekirdeği kolay ayrılır. Et-çekirdek oranı yüksektir. Soğuğa karşı hassastır. Siyah sofralık olarak değerlendirmeye uygundur.Uslu Zeytin Çeşidi:

    Uslu Zeytin Çeşidi.

Marmara Bölgesi Zeytin Çeşitleri
Bursa, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Yalova, Tekirdağ, Eskişehir ve Çanakkale illerinde zeytincilik yapılmaktadır. Bölge kuzey rüzgârlarına ve soğuklara açıktır. Bazı yıllar sıcaklığın düşmesiyle soğuktan zararlanmalar olur. Bölgedeki çeşitler sofralığa uygun olduğundan sofralık olarak değerlendirilir. Marmara Bölgesi Türkiye zeytin dane üretimin %14,2’sini karşılamaktadır.

Bölgenin en önemli çeşidi Gemlik olmakla birlikte Edincik Su, Beyaz Yağlık, Çelebi (İznik), Çizmelik (Tekirdağ), Erdek Yağlık, Eşek Zeytini (Tekirdağ), Karamürsel Su, Samanlı, Şam ve Siyah Salamuralık bölgede yetiştirilen diğer çeşitlerdir.

  • Edincik Su Zeytin Çeşidi: Orijini Balıkesir ilinin Edincik ilçesidir. Ağacı orta kuvvette olup yayvan, yuvarlak bir taç oluşturur. Meyveleri iri ve yuvarlak olup güvercin yumurtasına benzer. Verimi orta düzeydedir ve peryodisite gösterir. Yüksek oranda su içerir. Meyveleri yumuşak olduğundan taşıma ve işlemede dikkat gerektirir. Yağ oranı oldukça düşüktür. Zeytin sineği ve güvesine karşı oldukça duyarlıdır. Siyah sofralık olarak değerlendirilir.Edincik Su Zeytin Çeşidi:

    Edincik Su Zeytin Çeşidi.

  • Ayvalık Zeytin Çeşidi: Farklı yörelerde Edremit yağlık, Midilli, Şakran adları da kullanılır. Meyveleri ve çekirdekleri orta büyüklükte olup %24,7 oranında yağ içerir ve yağlık olarak değerlendirilir. Yağı altın sarısı renginde, meyve kokusu içeren, aromatik, kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından birinci sırada yer alır. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde “Pembe Çizme Zeytin” tipinde değerlendirilir. Siyah olum döneminde hasat edilerek siyah sofralık olarak “Sele” tipinde değerlendirilir.Ayvalık Zeytin Çeşidi:

    Ayvalık Zeytin Çeşidi.

    İyi bakım şartlarında kuvvetli ve dik gelişir. Kendine verimlidir, tam çiçek oranı yüksektir. Verimi iyi ve orta düzeyde olup periyodisite (bir yıl meyve verip, bir yıl meyve vermeme durumu) gösterir. Meyvenin olgunlaşması erken dönemdedir. Soğuğa karşı kısmen dayanıklıdır. Kendi çevresinde yağlık olarak değerlendirilir. Yağı altın sarısı renginde, hoş meyve kokulu nefis aromalı olup kimyasal özellikleri itibari ile birinci sırada yer alır. Ayrıca meyve renginin pembeye dönüştüğü dönemde hasat edilerek çizme zeytin tipinde veya ocak-şubat aylarında hasat edilerek siyah sofralık olarak değerlendirilir.

  • Gemlik Zeytin Çeşidi: Bu çeşit için Trilye, Kıvırcık, Kaplık, Kara gibi isimler de kullanılır. Ülkemizde kamu kurumlan ve özel sektör tarafından üretilen zeytin fidanlarının %80’e yakını Gemlik zeytin çeşidi fidanlarıdır. Bundan dolayı zeytinciliğin yapıldığı bütün bölgelerde bu çeşide rastlanır. Meyve ve çekirdekleri orta irilikte olup %29,9 oranında yağ içerir. Siyah sofralık olarak değerlendirilir. Meyveleri yağ bakımından zengin olduğundan sofralık kalite dışındaki taneler yağlık olarak değerlendirilir.Gemlik Zeytin Çeşidi:

    Gemlik Zeytin Çeşidi.

    Ağacı orta kuvvette gelişir. Fazla büyük olmayan yan dik bir taç oluşturur. Kısmen kendine uyuşur bir çeşit olduğundan tozlayıcı olarak Ayvalık, Çakır ve Erkence baba çeşit olarak önerilebilir. Erken verime yatar, verim yüksek ve düzenlidir. Soğuğa karşı kısmen dayanıklıdır. Marmara Bölgesindeki ağaç varlığının büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır.

Akdeniz Bölgesi Zeytin Çeşitleri
Antalya, Isparta, İçel, Adana, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Karaman illerinde zeytincilik yapılmaktadır. Türkiye’nin güneyinde yer alan bu bölgede Toros Dağları ile Akdeniz arasındaki dar şerit halindeki alanlarda zeytin plantasyonları yer almaktadır. Zeytin bu bölgede diğer kültür bitkileri ile rekabet halindedir. Bölgenin mahalli çeşitleri yanında Ege ve Marmara Bölgelerinin çeşitleri de yayılım göstermektedir. Akdeniz Bölgesi Türkiye zeytin dane üretiminin %17,9’unu karşılamaktadır.

Bölgenin çeşitleri; Büyük Topak Ulak, Çelebi (Silifke), Küçük Topak Ulak, Elmacık, Halhalı (Hatay), Karamani, Sarı Haşebi, Sarı Ulak, Saurani, Sayfi’dir.

  • Büyük Topak Ulak Zeytin Çeşidi: Topak aşı olarak da adlandırılır. Adana’nın Tarsus, Seyhan; Hatay’ın İskenderun; İçel’in Anamur, Erdemli; İsparta’nın Sütçüler ilçelerinde yetiştirilmektedir. Meyveleri iridir. Çekirdekleri meyve büyüklüğüne göre küçük olup %20,2 oranında yağ içerir. Meyve eti yumuşak olduğundan hasat ve taşıma sırasında dikkat edilmelidir. Etli ve lezzetli olan bu çeşit genellikle yeşil sofralık olarak “çizme zeytin” tipinde işlenerek değerlendirilir.İyi bakım şartlarında kuvvetli gelişir. Yayvan, geniş, büyük taç yapısına sahiptir. Verimi iyidir. Periyodisite gösterir. Soğuğa ve kuraklığa aşırı duyarlı değildir. Zeytin sineğine hassastır.

    Büyük Topak Ulak Zeytin Çeşidi:

    Büyük Topak Ulak Zeytin Çeşidi.

  • Sarı Ulak Zeytin Çeşidi: Meyveleri orta irilikte, çekirdekleri çok iri olup %18,8 yağ içerir. Ağacı kuvvetlidir. Büyük, yayvan dağınık bir taç oluşturur. Verimi orta düzeydedir. Periyodisite gösterir. Sıcaklığın kritik seviyeye düşmesi durumunda sürgün, ince dal ve dalcıklarda çatlamalar ve meyvelerde soğuktan dolayı hurmalaşma görülür. Düşük sıcaktan zarar görür. Siyah ve yeşil sofralık olarak değerlendirilir. Kendi çevresinde aile ihtiyacını karşılamak için yeşil ve siyah sofralık olarak değerlendirilir.Sarı Ulak Zeytin Çeşidi:

    Sarı Ulak Zeytin Çeşidi.

  • Saurani Zeytin Çeşidi: Meyve ve çekirdekleri küçük olup %29,2 oranında yağ içerir. Sıcaklığın kritik seviyeye düşmesi durumunda sürgün uçları kurur, ince dal ve dalcıklarda kabuk çatlamaları görülür. Yağ içeriği yüksek olduğundan genellikle yağlık olarak değerlendirilir. Ayrıca aile ihtiyaçlarını karşılamak için yeşil ve siyah sofralık olarak da kullanılır.Ağacı orta kuvvetlidir. Orta büyüklükte, geniş, yuvarlak taç oluşturur. Meyveleri küçük ve silindirik şekildedir. Meyve ucu aşağı doğru bükülmüş olup uçta küçük bir meme bulunur. Taç hacmine göre oldukça verimlidir. Periyodisite gösterir. Düşük sıcaklıktan zarar görür. Yağlık olarak değerlendirilir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Zeytin Çeşitleri
Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin’de zeytincilik yapılmaktadır. Büyük oranda zeytincilik potansiyeline sahip olmasına rağmen bölgedeki yüksek sıcaklık ve yetersiz yağışlar zeytinciliğin yayılmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Bölgede Antep fıstığı ve zeytin rekabet halindedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi zeytin çeşitliliği bakımından en zengin bölgemizdir. Türkiye zeytin dane üretiminin %4,9’unu karşılamaktadır.

Bölgede Kilis Yağlık, Nizip Yağlık, Halhalı, Eğriburun ve Kan Çelebi gibi çeşitler çok yaygındır. Ayrıca Belluti, Hursuki, İri Yuvarlak, Eğriburun, Halhalı Çelebi, Hamza Çelebi, Hırhalı Çelebi, Kalembezi, Mavi, Melkabazı, Tespih Çelebi, Yağlık Çelebi, Yağlık Sarı Zeytin, Yuvarlak Çelebi, Yuvarlak Halhalı, Yün Çelebi ve Zoncuk diğer bölge çeşitleridir.

Karadeniz Bölgesi Zeytin Çeşitleri
Zonguldak, Kastamonu, Sinop, Ordu, Samsun, Trabzon ve Artvin illerinde kuzey rüzgârlarından korunaklı kısımlarda zeytincilik yapılmaktadır. Bölgenin kendi yöresel çeşitleri yanında son yıllarda diğer çeşitlere de rastlanmaktadır.

Zeytin Bitkisinin Genel İstekleri

Zeytin Bitkisinin İklim İstekleri
Zeytinler için en uygun iklim Akdeniz iklimidir. Ilıman iklimden hoşlanan zeytin için kışın dayanabileceği en düşük sıcaklık -7 °C’ler olup bu sıcaklığın altında don zararı artar. Zeytin, 40 °C ile -7 °C arasındaki sıcaklıklarla dayanabilse de iyi bir büyüme ve meyve oluşumu için sıcaklığın 15-25 °C’lerde olması istenir.

Zeytin bahçesi:

Zeytin bahçesi.

İklim olayları içinde zeytin yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli faktör düşük sıcaklıktır. Düşük sıcaklıkların (sıfırın altında) zeytin ağaçlarındaki etkisi, ağacın dengeli beslenme durumuna, çeşidine, konumuna, don olayının şiddeti ve süresine, ağacın budanıp budanmadığına ve ürün durumuna göre değişir. Donun şiddeti ve kalma süresine bağlı olarak, yıllık sürgünler, 2-3 yaşlı dallar, ana dallar ve gövde zarar görebilir. Dengeli gübreleme soğuğa karşı dayanıklılığı artırır. Ayrıca ürünsüz ağaç, ürünlü ağaca; hafif budanmış ağaç, sert budanmış ağaca göre soğuktan daha az etkilenir. Sofralık yetiştiricilikte, ürünü daha geç olgunlaşan zeytin çeşitlerinde, erken sonbahar donları üründe de zarar yapar. Sofralık özelliğini bozar. Özellikle Gemlik çeşidinde meyvede etkilenme fazla olmaktadır.

Zeytin bitkisinin farklı gelişme dönemlerinde ihtiyaç duyduğu sıcaklıklar da faklıdır. Bu dönemlerde ihtiyaç duyduğu sıcaklık sağlanırsa verim ve kalite artar. Kış dinlenme periyodunda +7 °C ve altında soğuklama ihtiyacı karşılandığında düzenli çiçek açma ve ürün verme sağlanır. Zeytinin soğuklama ihtiyacı 600 – 1000 saat arasında değişmektedir.

Ayrıca zeytinin iyi bir gelişme gösterip, normal göz gelişimi için yeterli bir sıcaklık toplamına ihtiyacı vardır.

Vejetasyonun başlangıcında sürgün faaliyetiyle, çiçek somaklarının oluşmasına kadarki devrede (şubat-mart) sıcaklık 5-10 °C olmalıdır. Çiçeklenme ve döllenme döneminde (mayıs-haziran) uygun sıcaklık 15-20 °C’dir. Çiçekten sonra meyve oluşumu ve meyvenin büyüme periyodunda sıcaklık (temmuz-ekim) 20-25 °C olmalıdır. Ürünün olgunlaşma döneminde (ekim-kasım) ise sıcaklık 15 °C olmalıdır. Hasat döneminin sonuna kadar uygun sıcaklık +5 °C’dir. Bu devrelerde uygun sıcaklıkların dışındaki düşük veya yüksek sıcaklıklar, ağaç ve meyvede zararlara yol açar. Verim ve kaliteyi olumsuz etkiler. Özellikle çiçeklenme dönemindeki aşırı yüksek sıcaklıklar döllenmeyi olumsuz etkileyerek meyve tutumunu engeller. Kış aylarındaki yüksek sıcaklıklar uyanmayı teşvik eder. Kuzey yamaçlarda tesis edilen bahçelerde uyanma geç olacağından ilkbahar donlarından daha az etkilenme olur. Buralarda gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı fazla olduğundan ince sürgünlerde kabuk çatlayarak kurumaya yol açar.

Zeytinin yıllık yağış isteği 650-800 mm’dir. Yıllık yağış en az 400 mm olmalıdır. Yaz aylarından, mevsim yağışlarına kadar yapılan sulamalar zeytin irileşmesini ve yağ oluşumunun artmasını sağlamaktadır. Ayrıca bu oluşmalar ertesi yıl meyve verecek sürgünlerin gelişimini ve meyve gözlerinin oluşumunu hızlandırmaktadır. Çiçeklenme döneminde aşırı yağışların olması döllenmeyi olumsuz etkiler, ayrıca tutumu azaltır, verimi düşürür. Aşırı yağışlar ağır topraklarda toprak tavını zorlaştırır. Azotlu gübreleri yıkar. Taban suyu oluşturur. Kök çürümelerine neden olur. Erozyonu teşvik eder. Soğuklara karşı direnci azaltır. Toprak pH’ını düşürür.

Dolu yağışı tanenin sofralık özelliğini bozar, kaliteyi düşürür. Ayrıca sürgünleri yaralayarak zeytin dal kanserine neden olur. Kar yağışı dal kırılmalarına yol açabilir. Uzun süre ağaç üzerinde kalması durumunda soğuk zararı meydana gelebilir. Bu nedenle dallar üzerinde biriken karların temizlenmesinde yarar vardır.

Sofralık yetiştiricilikte havanın nisbi nemi ürün kalitesini artıran kriterlerden biridir. Nisbi nemin yeterli olduğu alanlarda zeytinin su tüketimi de azalmaktadır. Çiçeklenme dönemindeki aşırı nisbi nem (%85’in üzerinde) döllenmeyi olumsuz yönde etkileyerek, tane tutumunu azaltır. Yine yetersiz nem ve kurak koşullar çiçek ve çiçeklerin meyveye dönüşmesini olumsuz etkiler. Yüksek sıcaklık ve düşük nemde ise meyve dökümleri görülür.

Aşırı ve sürekli esen rüzgârlar zeytin yetiştiriciliği için risklidir. Belli dönemlerde sürekli esen sert rüzgârlar bitkinin gelişimini olumsuz etkiler. Çok sert esen rüzgârlar ağaç dallarının kırılmasına, ağaçların devrilmesine yol açar. İlkbaharda esen rüzgârlar toprak tavını kaçırır. Nemi azaltır. Çiçeklenme döneminde (mayıs-haziran) esen hafif rüzgârlar döllenmeyi sağlayarak meyve tutumunu artırır. Çiçeklenme döneminde sert esen kuru rüzgârlar döllenmeyi olumsuz yönde etkiler. Yazın esen nemli rüzgârlar ağaçların su tüketimini azaltarak susuzluğunu kısmen önler. Zeytinin dinlenme döneminde esen lodos rüzgârı ağaçların erken uyanmasına yol açarak soğuklardan fazla etkilenmesine neden olur.

Modem entansif yetiştiricilikte, ışıklanmayı ve güneşlenmeyi en iyi şekilde sağlayacak yön tercih edilmelidir. Tesis yapılacak arazinin topografik yapısında bir kısıtlama yoksa kuzey – güney yönü seçilmelidir. Bu yön zeytin için iklimi daha sert olan geçit bölgelerde daha da önem kazanır. Soğuk iklimli geçit bölgelerde güney yönü aranmalıdır. Arazinin eğimli olması, soğuk havanın aşağılara doğru akışını sağlar. Çukur ve vadi içleri zeytin yetiştiriciliği için risk oluşturur. Sisli günlerin fazla olduğu dağ etekleri de zeytin yetiştiriciliği için pek uygun değildir.

Zeytin Bitkisinin Toprak İstekleri
Zeytin, diğer meyve türlerine oranla daha toleranslı bir bitkidir. İyi havalanabilen, taban suyu yüksek olmayan tınlı, milli tın, kumlu tın topraklarda çok iyi bir şekilde gelişir. Fazla killi çok ağır bünyeli ve taban suyu yüksek olan topraklarda iyi gelişme göstermez. Zeytin ağacının kazık kök sistemi derine gitse bile beslenmeyi sağlayan kılcal kök yüzeyseldir. Kılcal kök sistemi diğer ağaçlarda olduğu gibi ağacı sadece taç iz düşümü ile sınırlı olmayıp kılcal kökler ağacın tacının dışına da yayılmak sureti ile sıra aralarını kaplamaktadır. Bu nedenle zeytinliklerde toprak işlemesi yaparken derin toprak işlemesi yapılmamalıdır. Özellikle killi topraklarda zeytin ağacının kılcal kökleri yüzeye daha yakın oluşacağından bu topraklarda derin toprak işlemesinden kaçınmak gerekir.

Toprak işlemesi yapılmış zeytin bahçesi:

Toprak işlemesi yapılmış zeytin bahçesi.

Zeytin ağacının yetiştirildiği yerlerde toprak pH’ı 6.5 – 7.8 arasında olmalıdır. Bu pH değerlerinin dışında olan toprak şartlarında verimde azalma, element noksanlıkları ve kalite düşüklükleri görülmektedir. Ülkemizde zeytin yetiştirilen bölgelerin toprak şartları genellikle 6.0-8.5 pH değerleri arasındadır. Toprağın pH değerinin zeytinin istediği sınırların dışında olması özellikle besin elementlerinin alınmasını ve gübreleme etkisinin istenilen düzeyde görülmesini engellemektedir. Örneğin; fosforlu gübrenin düşük veya yüksek pH değerlerinde alınmasında büyük problemler meydana geldiği için bitkinin fosforla beslenmesi güçleşir.

Kireci az olan veya hiç olmayan ve yağışı fazla olan yörelerde toprağın pH değeri genellikle düşüktür. Bu topraklarda kalsiyum ve magnezyum eksikliğinin yanında bor noksanlığı da görülür. Zeytinde özellikle çiçeklenme ve meyve tutumu üzerine önemli derecede etkisi olan bor elementinin bu gibi topraklarda uygulanması veya borlu gübre kullanılması gerekmektedir. Toprağın pH değerini bilmek sureti ile az da olsa fosforlu gübre bakımından doğru gübreleme yapmak mümkündür. Örneğin pH değeri 7’nin altında olan topraklarda fosforu Triple süperfosfat veya Monoamonyum fosfat (MAP) formunda gübre kullanmak gerekir. Buna karşılık toprağın pH değeri özellikle 7,5’in üzerinde olan kireçli topraklarda ise fosforu Diamonyum fosfat tipinde gübre kullanmak daha doğrudur.

Toprağın pH değeri 6,5’in altında ise pH değerinin yükseltilmesi gerekmektedir. Bunun için kireçleme yapmak gerekir. Toprağa ilave edilen kireçleme materyalindeki kalsiyum toprak suyunda eriyerek kalsiyum serbest hale gelir, toprakta asitliği meydana getiren ve kil mineraline bağlı olan hidrojen iyonu ile yer değiştirerek fazla asitliği nötralize eder. Zeytinliklerde en uygun kireçleme zamanı sonbahar aylarıdır.

Zeytin Üretimi

Zeytin yaprakları ve kökleri dışında, bütün vegetatif aksamlarıyla üretilebilen bir ağaçtır. Zeytin fidanı üretiminde; çekirdek, yeşil çelikler, kalın dal çelikleri, yumrular, yumrulu kökler, ağaçların dibinden çıkan “piç” adı verilen dip sürgünleri kullanılır. Bu bakımdan zeytinin hem generatif hem de vegetatif olarak üretimi yapılmaktadır.

Generatif Zeytin Üretimi

Çekirdekten elde edilen çöğürlerin çoğaltılmasıdır. Burada yabani zeytinlerin çekirdeklerinden ya da kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden yararlanılır.

Yabani zeytinler kolay bulunur. Ancak tohumluk özellikleri açısından birçok istenmeyen özellikler gösterir. Yabani zeytinlerin çekirdeklerinden çok çeşitli tipte çöğürler meydana gelir. Oysaki kültür çeşitlerinin çekirdeklerinden daha yeknesak ve genellikle tek sürgün üzerinden gelişen çöğürler meydana gelmektedir. Ayrıca yabani zeytin çekirdeklerinin çimlenme güçleri kültür çeşitlerine göre çok zayıftır. Yabani zeytinlerin çöğürlerinde boğum arası çok kısa, gövde kabukları çok incedir. Bu nedenle aşı tutma oranı düşüktür. Yabani zeytin çöğürlerinin soğuğa dayanıklılıkları düşüktür.

Zeytin çekirdeğini kostikte bekletme:

Zeytin çekirdeğini kostikte bekletme.

Son yıllarda zeytinci ülkelerde, generatif üretimde tohum kaynağı olarak kültür çeşitleri kullanılmaktadır. Zeytinde çekirdeklerin kabuk kalınlığı, çimlenme yüzdesi ve çimlenme gücüne etkisi vardır. Çekirdek küçüklüğü çimlenme yüzdesinde etkili değildir. Tohumun ekime hazırlanmasında ilk iş meyve etinin çekirdekten ayrılmasıdır. Bundan sonra çekirdekler %5’lik kostik eriyiğinde çekirdek kalınlıklarına göre 15-20 dakika 5-6 saat arasında tutulurlar. Burada amaç yağ tabakasının uzaklaştırılmasıdır.

Aynı amaç için kül suyu da kullanılabilir. Kostikle muameleden sonra çekirdekler su ile iyice yıkanırlar. Zeytin çekirdeklerinin zayıf ve çürük embriyo içerenlerinin ekilmeden önce anlaşılması için çekirdekler 4-6 saat süre ile tuzlu suda tutulur. Su üzerinde yüzenlerin uzaklaştırılmasından sonra diğerlerinin tatlı su ile yıkanmaları gerekir.

Katlama
Ilıman iklim tohumlarının bazılarında bir dinlenme devresinin olduğu bilinmektedir. Zeytin tohumu da katlamada kalırsa iyi bir çimlenme elde edilir. Embriyonun çimlenme olgunluğuna gelebilmesi için 3-7 °C arası en uygun sıcaklıklardır. Tohum kuruma veya havalandırma azlığı çimlenme olgunluğuna gelmede yavaşlatıcı veya durdurucu bir etkiye neden olur. Sonbaharda hasat edilen zeytinin tohumları hasadı izleyen 2. ilkbahara kadar çimlenmez. Tohum kabuğunun su geçirmemesi dinlenmenin esas nedenidir.

Tohumun katlanmasında değişik metotlar kullanılır. Bunlardan biri; 60 cm derinlikte hendek dibine 8-10 cm taş, üzerine 5 cm kalınlıkta hafif toprak konur. Bunun üzerine 2 cm kalınlıkta çekirdek serilir. Tekrar 2 cm kum konulur. Hendek doldurulur en üste yine kum konur. Üst kısım hasır ile örtülür. Nem kontrol edilir. Gerekirse süzgeçli kova ile su verilir. Çekirdeklerin %10-15’i çatlayınca katlamaya son verilir. Diğer bir yöntem ise; l m çapında

7 – 8 cm kalınlığında, zemine çakıl taşı konur. Bunun ortasına l m uzunluğunda 7-8 cm çapında delikli ve üst kısmı kapaklı bir boru yerleştirilir. Bir kat kum, bir kat çekirdek konarak yukarıya koni şeklinde yükseltilir. Koninin etrafı 3-4 cm kalınlığında balçık şeklinde bir çamur ile sıvanır. Nem kontrol edilir. Gerekirse borudan su verilir. En kolay yöntem ise sandık içinde yapılan katlamadır. Bu usulde katlama yapılan odanın ısısı 20-25 °C’de sabit tutulmalıdır. Sandığın tabanında havalanma ve suyun sızması için l cm çapında

8 – 10 delik bulunur. Tabana 3-4 cm kum serilir. Üzerine bir kat çekirdek, 2 cm kum, tekrar çekirdek yerleştirilir. En üst kum olacak şekilde en üst kısımda 3 cm kalana kadar sandık doldurulur ve çuval serilir. 7-10 günde bir ılık su ile sulama yapılmalıdır.

Ekimde; soğuk yastıklar, sıcak yastıklar ve seralar kullanılır. Yastıkların hazırlanmasında toprakların her yıl değiştirilmesi gereklidir.

Zeytin çöğürleri:

Zeytin çöğürleri.

Soğuk yastıklara ekim sonbaharda yapılır. Burada dikkat edilecek nokta, iklim müsait olmalıdır. Tohum ekimi eylül-kasım aylarında yapılır. Metrekareye 3-6 kg tohum atılır. Üzerine kapak atılmalıdır. Can suyu verilir ve bakım işlemleri yürütülür.

Sıcak yastıklarda ekimde ise; tabana 15-20 cm kalınlıkta yanmış hayvan gübresi bunun üzerine 1/3 oranında kum, yanmış gübre, funda toprağından 15-20 cm konur. Daha sonra çekirdekler konur. Üzeri 2-4 cm’lik harç ile örtülür. İyice bastırılır, can suyu verilir.

Tohum ekim zamanı ekim-kasım aylarıdır. Yastıkların üzeri kapatılır. Bu tür yastıklarda çekirdekler daha erken ve daha iyi çıkabilir.

Seralarda ise; ekim zamanı ekim ayının sonudur. Seradaki yastıkların tabanına 4-5 cm çakıl döşenir. Üzerine 15 cm funda toprağı, onun üstüne 10 cm harç yayılır. Sulama yapılır. Çekirdekler serilir, daha sonra 3-4 cm harç serilip süzgeçli kova ile can suyu verilir. Sera içinde uygun ısı 23-25 °C, nem ise %70 olmalıdır.

Çöğürlerin şaşırtılmasına mart sonu – nisan başı başlanır. Bu dönemde çöğürler 6-8 yapraklı hale gelmişlerdir. Metrekareye 7-8 kg yanmış koyun gübresi toprakla iyice karıştırılıp tavalar hazırlanır. Dikimden l gün önce yastıklardaki çöğürler güzelce sulanır. Böylece sökümleri kolaylaşır. Sağlam olanlar 10 x 10 cm aralıklarla dikilir.

Çöğürlerin aşılanmasına şaşırtma tavalarına dikimlerinden 1 yıl sonra yaklaşık 30-70 cm boya ve boğaz noktasında 5 mm çapa erişince (kurşun kalem kalınlığında) aşılanır.

Zeytinde kalem aşı (kakma aşı):

Zeytinde kalem aşı (kakma aşı).

Zeytinde kullanılan aşılara kısaca değinecek olursak;

  • Göz Aşısı: Çok yaşlı ve hastalıklı zeytin ağaçlarının gençleştirilme budaması sırasında kabuk aşı ile aşılanmaları mümkün olmadığı taktirde, bu budama sonucu gelişen 1-2 yaşındaki sürgünlere göz aşısı uygulanır. Göz aşısı daha yavaş gelişmektedir. Kabuk aşısı yapmak suretiyle gelişimin göz aşısına nazaran 1 veya 2 yıl çabuklaştırmak mümkündür. Ekonomik şekilde aşılamak için kabuk aşısı yapılmalıdır.
  • Çoban Aşısı (kabuk altı kalem): Zeytin çöğürlerine genellikle çoban aşısı uygulanmakta olup, göz aşısı fazla yapılmamaktadır. Aşıda kullanılan kalemler, bir yıl önce oluşan sürgünlerden alınmaktadır. Kalemler karşılıklı iki göz ve iki yaprak ihtiva etmelidir. Boyları da 6-7 cm kadar olmalı ve çöğürlerin kalınlığı ile orantılı olmalıdır. Ayrıca kalemin üzerindeki yaprakların 2/3’ü kesilerek su kaybetme yüzeyi azaltılmalıdır. Aşı kaleminin alt kısmı meyillice uzunlamasına kesilerek kama şekli verilmelidir.Aşılama zamanı çöğürlere su yürüdükten sonra yani, çöğürler rahat kabuk vermeye başladığı zaman yapılmaktadır. Genellikle bu dönem mart-mayıs ayları olabilir.

    Aşılama işlemini sabah erken ve akşam vaktinde yapmakta fayda bulunmaktadır. Sıcaklık, rüzgâr ve şiddetli yağmur aşı tutma oranını olumsuz yönde etkilemektedir.

    Dipleri daha önceden temizlenen çöğürlerin toprak sathından 10-15 cm yukarısından tepeleri kesilir. Yaprak ve yan dallar temizlenir. Çöğürün kabuğu yukarıdan aşağıya doğru 2 cm uzunluğunda dikey olarak çizilerek, kabuk aşı çakısının küt tarafı ile yanlara hafif açılmaktadır. Kalemin alt ucu kesiğin 1-2 mm aşağısına gelinceye kadar çöğürün kesilen kabuğu altına tutturulur. Son zamanlarda rafya yerine aşı bandı kullanımı da oldukça yaygınlaşmıştır. Yapılan aşının kaynaması 15-20 gündür. Kalem üzerindeki yaprak parçalarının kendiliğinden dökülmesi veya dokununca düşmesi aşının tuttuğuna işarettir. Normal koşullarda aşı tutma oranı %80-90 civarındadır.

    Aşılar tuttuktan sonra, rafya veya bantların aşının gelişmesini engellememesi için çözülmesinde fayda vardır. Çöğürler aşılama başlamadan birkaç gün önce ve aşı yapıldıktan bir hafta sonra sulanmaktadır. Sulama sırasında aşı noktalarının su içinde kalmamasına dikkat edilmeli ve aşı parseli susuz bırakılmamalıdır. Genellikle mart-mayıs ayları arasında aşılanan çöğürler sonbaharda eylül ayında naylon torbalara alınarak aşı parselinde açılan tavalara dörtlü sıralar şeklinde sıralanmaktadır. Torbalar kendi yükseklikleri kadar çukura yerleştirilirler. Sıra genişliği fazla olduğu taktirde ortadaki fidanların gelişmeleri bozulmakta ve dallanma düzgünce istenilen şekilde olmamaktadır. Torbalara konulacak harç 1/3 oranında bahçe toprağı, yanmış gübre ve kumdan oluşmaktadır. Aşı parselinden sökülen aşılarda fazla kökler kesilmekte, sürgünlerde uç alınarak torbalara dikilirler ve tavalara sıralanan torbalı fidanlara hemen can suyu verilerek işlem tamamlanır. Doğrudan torbalara şaşırtılan çöğürler de aynı şekilde torbalarda aşılama işlemine tabi tutulabilirler.

    Sürgün vermiş kalem aşı:

    Sürgün vermiş kalem aşı.

  • Kabuk Aşısı: Bu aşı tipinde aşı ne kadar alçaktan yapılırsa, sonuç o kadar iyi olmaktadır. Aşının başarılı olabilmesinin ilk şartı, anaçtan kaldırılan kanadın veya kanatların korunmasına bağlıdır. Anaçtan tek veya çift kanat şeklinde kaldırılan kabuk aşının üzerine iyice sarılarak sıkıca bağlanmalıdır. Daha sonra aşının çözülmesi esnasında yüzey temizce kesilerek çıkarılır. Bilhassa ergin ağaçların gövde ve kalın dallarına uygulanmaktadır.Kabuk aşı ve sürgünü:

    Kabuk aşı ve sürgünü.

    Aşılama, kalemlerin öz suyu yürüyüp aktif hale geldikten sonra ve anaçlar aşılamaya hazır olunca yapılmalıdır. Aşılamada en iyi sonuç, bilhassa çiçeklenme devresinin başında alınmaktadır. Yağmurlar erken başlar ve bol olursa sonbahar vejetasyon devresinde de aşılama yapılabilir. Aşı kalemi alınacak dallar 2-4 yaşları arasında ve kalemden çıkarılacak kabuk üzerinde ise 2-6 adet göz bulunmalıdır. Kalın bir kabuk altına aşılar tatbik edilecekse kalemden çıkarılacak kabuklar daha uzun ve geniş olmalıdır. Aşı bağı olarak plastik sicimler kullanılabilir. Bu işlemden sonra aşı yerlerinin siyah polyethylenle örtülmesi tavsiye edilmektedir. Aşının çözüm zamanı, aşının tamamlandığı andan sonraki 15-30 gündür.

    Aşıların yapılacağı yerler ağaç üzerinde şeklen aşının yapılmasına uygun olan dallar kesilerek düzeltilmeli ve gereksiz dallar tamamen çıkarılmalıdır. Aşılanacak anaçlarda aşıdan en az bir yıl evveline kadar bütün kesimler tamamlanmış olmalıdır. Aşıların ağacın en aktif ve en canlı kısımlarında veya çıkarılan kalın bir dalın bıraktığı yaranın hemen altından ve alçaktan yapılması aşının daha iyi gelişmesini sağlamaktadır. Aşı yerlerinin seçimi, ağaçta halen mevcut bulunan yaraların ve aşı sonrası yapılacak son kesimler ile aşılama sırasında mecbur kalınacak dal kesimleri göz önüne alınarak yapılmalıdır. Böylece yaraların kapanmasını güçleştirecek, aşının gelişmesini yavaşlatacak, ağacın dengesinin bozulmasına sebep olacak ve ağacın üzerinde birden fazla yaranın meydana gelmesi önlenmiş olacaktır. Aşılanmış gövde veya dallar aşı noktasından bir metre kadar yukarıdan kesilmelidir. Aşının sürmesi sonucu gelişen sürgün, buraya bağlanarak rüzgârdan kırılması önlenmektedir. 15-20 yaşlarında gövdenin dip genişliği 15-20 cm olan ve eğri gelişmiş bir zeytin ağacı mümkün olduğu kadar toprağa yakın bir yerden ve gövdenin yukarı bakan tarafından tek bir aşı ile aşılanmalıdır. Aşı kalemi üzerinde 2-6 adet göz bulunmalıdır. İlk yıl bu gözlerden çıkacak bir veya birden fazla filizin hepsinin birden gelişmesine fırsat verilmemelidir. Sonraki 2-3 yıl zarfında bu filizler içerisinde en düzgün ve kuvvetli gelişen teşvik edilerek üzerinde hiçbir kesim yapılmamalıdır.

    Kabuk aşı:

    Kabuk aşı.

Vegetatif Zeytin Üretimi

Çelik, obur, yumru, sürgün gibi parçalarının köklendirilmesidir. Çöğür aşılama ile fidan yetiştiriciliğinin uzun zamana gereksinim göstermesi ve yeterli sayıda fidan elde edilemeyişi nedeniyle vegetatif üretimine ağırlık verilmiştir.

Yumrularla üretim
Zeytin ağaçlarının gövdeleri üzerinde oluşan şişkinliklere yumru denir. Su ve sulama imkânı olmayan yerlerde uygundur. Yumrular kalem ile anacın uyuşmazlığında budama veya çarpmadan oluşan yaraların kapatılması sırasında yaşlı, bakımsız, yeterince aktivite göstermeyen ağaçlarda oluşur. Yumrular genellikle 0,5-5 kg ağırlıktadır. Ağaca zarar gelmeyecek şekilde bir ağaçtan 2-5 yumru çıkarılabilir. Kurak yerlerde dikilecek yumruların ağırlıkları fazla olmalıdır. Ağaçtan çıkarılan yumru hemen dikilmezse serin, rüzgâr tutmayan gölge bir yerde 24-28 saat saklanabilir. Daha uzun süre bekletmek gerekirse ıslak çuval talaş veya yosun arasında nem kaybettirmeyen naylon keseler içinde 8-10 gün dayanır. Uzun zaman kurak şartlarda kalmış yumrular dikimden önce 3-5 saat su içinde bırakılmalıdır.

Yumruların dikileceği çukurların derinlik ve genişliği ne kadar fazla olursa o kadar iyi olur. Genellikle 1x1x0,8 m olmalıdır. Dikim kasım – nisan ayları arasında yapılır. Sürgünler 1 ayda çıkmaya başlar. İyi bakım şartları sonucunda 35-40 gün sonra sürgünler toprak yüzeyine çıkar. Yumru toprağın 20 cm altında kalmalıdır. Toprak yüzeyinde oluşan kaymak tabakası kırılmalıdır.

Yumrular iyi seçilip tekniğine uygun dikilirse tutma oranı yüksek olmaktadır. Kültür çeşitlerinden alınırsa aşı zorunluluğu ortadan kalkar. Yumrudan yetiştirilen ağaçlar daha düzgün olmaktadır. Doğrudan yerlerine dikildiklerinde kısa sürede fidan üretimi gerçekleşmektedir. Yaşlı zeytinlik varsa masrafsızca yumru elde etmek mümkündür.

Dip sürgünleriyle üretim
Zeytin ağaçlarının turbundan çıkan sürgünlere dip sürgünü denilmektedir. Bu sürgünler kendi yumrularını geliştirdikleri zaman ana yumrudan çıkarılıp fidanlık tesis edilecek yerlere dikilir. Bu yöntemin diğer bir adı da kanırtmaçtır. Dip sürgünleri yabani ise dikimden 2-3 yıl sonra kalem veya göz aşısı yapılır.

Çelikle üretim
Kalın dal çelikleriyle ya da yapraklı yeşil çeliklerle yapılır. Gövde ve dallarında bol miktarda durgun ve sürgün gözlerin bulunması nedeniyle çok yaşlı kısımlar bile kolayca köklenmektedir. Bu çeliklerin boyları 25-30 cm çapları ise 3-5 cm olmalıdır.

Zeytin çelikleri sisleme altında:

Zeytin çelikleri sisleme altında.

Çelikler kış dinlenme zamanı alınabilir. Marttan sonra yapılacak dikimlerde ise yeterince köklenemez. Donlu havalarda dikim yapılmayıp, çelikler uygun zamana kadar uygun şartlar altında saklanmalıdır. İstif edilen yerde hava boşlukları bulunmalıdır. Çelikler derin, zengin, süzek ve yeterince nem tutmalıdır. Dikimden önce derince sürülmelidir. 30-40 cm derinden sürülerek toprakta hendekler açılır. Sıralar arası 40-120 cm arasında değişir. Çelikler sıralar içine 45°lik bir meyille veya yatay olarak yerleştirilir. 45°lik meyille yerleştirilen çelikler arasında 40-50 cm mesafe olmalıdır. İri kalın çelikler ise 10-15 cm aralıkla yatay olarak dikilmelidir. Üzerleri 2 cm kalınlıkta toprakla örtülmelidir. Dikim sıraları bol su ile sulanmalıdır. Yaz devresinde sulama ot alma, çapalama, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi işlemlerin yapılması gerekmektedir. İlk gelişim yılı sonunda bırakılan 2-3 sürgün dışında yeni gelişen sürgünler varsa bunlar çıkarılmalıdır. Bırakılan sürgün yan ve doruk dal üzerinden 5-15 cm’lik uç alınmalıdır. Normal gövde kalınlıklarını aldıklarında 40 cm’den tepeleri vurulur. Dağıtılacak fidanlar en az 1,5 cm çapında olmalıdır. Fidanlıklarda 2-3 yıl bakımları yapılan fidanlar asıl yerlerine dikilmek üzere dikim mevsiminde sökülürler. Toprak, sökümden 1-2 gün önce sulanmalıdır. Gövdeleri 40 cm, kökleri 10-15 cm’den kesilir. Yan dallar çıkarılır. Fidanlar dikime hazır hale getirilir.

Zeytin çelikleri:

Zeytin çelikleri.

İyi bir zeytinlik kurulmasında yapılacak ilk iş iyi fidan seçimidir. Bunun için fidan özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir. İyi bir fidan;

  • Bir yaşında olmalıdır.
  • Canlı, bol yapraklı, yan dalları iyi gelişmiş ve kurşuni yeşil renkte olmalıdır.
  • Sürgünlerde özellikle uçlarında soğuktan zarar görmemelidir.
  • Gövdenin alt kısımlarında yaprak olmalıdır.
  • Hastalık ve zararlılardan arındırılmış olmalıdır.

Zeytin Bahçesi Tesisi

Zeytin yetiştiriciliği için uygun arazi belirlenmelidir. Sonra toprak derince işlenmeli ve drenajı sağlanmalıdır. Tesviye işleri mutlaka yapılmalıdır. Tesis kurulacak arazi meyilli ise toprak erozyonunu önleme ve yağışlardan yararlanabilmesi için teraslama yapılmalıdır.

Zeytinlik tesisi için toprak hazırlığı tamamlanınca amaca uygun çeşitler; siyah ve yeşil sofralık toprak ve iklim şartlarına bağlı olarak seçilmelidir. Ürünü değerlendirme amacına göre (yağlık-sofralık) iklim ve toprak özellikleri dikkate alınarak bölgeye adapte olmuş, verimli, az alternans gösteren standart çeşitlerden ve uygun dölleyicilerle zeytinlik tesis edilmelidir. Çeşit seçimi yapılırken uygun dölleyiciler de birlikte düşünülmelidir. Kendine verimli çeşitler yanında tabancı tozlanmaya gereksinim duyan çeşitler de bulunmaktadır.

Zeytinlik tesisinde, güvenilir kaynaklardan sağlanan, ismine doğru, sağlıklı, düzgün şekilde bir veya iki yaşlı fidanlar kullanılmadır. Dikim aralıkları çeşit, iklim, toprak gibi faktörler dikkate alınarak 5×5 m ile 10×10 m arasında değişebilmektedir. Örneğin; küçük taç oluşturan Gemlik çeşidi 5×5 m aralık ve mesafe ile dikilebilir. Domat gibi büyük ve yaygın ağaç yapısına sahip çeşitlerde ise ileride bir sıkışıklığa sebep olmamak için aralık ve mesafeler daha geniş tutulmalıdır. Fidanlar aralık – mart arası dikilebilir.

Yeni kurulmuş zeytinlik:

Yeni kurulmuş zeytinlik.

Zeytin yetiştiriciliğinde farklı şartlarda değişik dikim şekilleri uygulanabilir. Genellikle, düzgün ve köşeleri dik açılı yerlerde kare, ara ziraati yapılan yerlerde dikdörtgen, geniş sahalarda birim alanda daha fazla ağaç dikmek için üçgen dikim şekilleri tercih edilir. Ayrıca meyilli alanlarda toprak-su muhafaza tedbirleri alındıktan sonra kontur dikim uygulanır. Dikim çukurları 80×80 cm boyutlarında açılmalıdır. Üst toprak ile 20-25 kg kadar iyi yanmış çiftlik gübresi, saf madde olarak da 300 g fosfor ve 750 g potas karıştırılmalıdır. Alttan çıkan toprakla çukur doldurulup çevresi bastırılır. Aşılı fidanlarda aşı noktası 5-10 cm toprak yüzeyinin üzerinde olmalıdır. Can suyu verilmelidir. Gerekirse hâkim rüzgâr yönünde olacak şekilde fidanın yanına herek dikilebilir.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.