İnkübasyon Yapmak | Köpük Yuva Yapan Akvaryum Balıkları

Köpük Yuva Yapan Akvaryum Balıklarında İnkübasyon Yapmak

Üreme, hangi canlı türünde olursa olsun olağanüstü ve şaşırtıcı bir olgu olarak çıkar karşımıza. Ancak bu olay labirentli balıklarda, başka türlerde görülmeyen bazı özellikleriyle daha bir değişik ve ilgi çekici olur. Labirentli balıkların tümü, üremeyi genel olarak benzer biçimde gerçekleştirir. Ancak bazı türlerde küçük farklılıklar görülebilir.

Labirentli balıklar yılın her mevsiminde döl verebilir. Ancak doğada, pek çok türün yaygın olarak yaşadığı sup tropikal alanlarda üreme çağı genel olarak yaz sonuna, eylül -ekim aylarına rastlar.

Muson ikliminin egemen olduğu Hindistan, Seylan, Çin Hindi, Güney Çin yörelerinde, kış ve ilkbahar ayları çok kurak geçer. Temmuz ise yılın en bol yağış alan ayıdır. Bu dönemde kuruyan, yok olma durumuna düşen su birikintileri, bataklıklar, gölcükler ve akarsular yağmur suları ve sellerle yeniden canlanıp bol suya kavuşur. Bu mevsim içinde sular, bulundurdukları bitki ve besin açısından da zenginleşerek içinde yaşayan canlılar için daha elverişli bir hale gelir.

Doğada oluşan çeşitli değişiklikler, balıkların fizyolojisi üzerinde de olumlu etkiler yapar. Su ısısının yükselerek 26- 27 dereceye çıkması, suların yağmur ve sel sularıyla çoğalmasıyla birlikte daha yüksek oranda oksijen bulundurması, yine suyun asit – alkali olarak balıkları çiftleşmeye hazırlar.

Ergin dişiler yumurtayla dolar ve erkeklerde cinsel kızgınlık belirtileri görülür. Erkek balık, kendi gibi döle girmeye uygun belirtiler gösteren dişiyle karşılaştığında, onun çevresinde aşk dansları yaparak döner. Dişi gerçekten döle girmeye elverişliyse erkeğin bu davetine istekle karşılık verir. O da onunla birlikte dolanır. Adeta erkeği kışkırtır. Ancak dişi eğer döle girmeyecekse erkekten kaçar ve bir yere sinerek gizlenir.

Dişinin döl vermeye yatkın olması halinde, erkek büyük bir hızla yumurtaların konulacağı köpük yuvayı yapmaya koyulur. Bu amaçla hemen her zaman su üstü bitkilerinin yoğun olarak bulunduğu yakındaki bir yeri seçer. Su yüzeyinden art arda aldığı havayı ağzından çıkartırken onu her defasında tükürüğümsü bir sıvı ile sararak yapışkan bir hava kabarcığı oluşturur. Bunu su yüzeyindeki bitkilerin arasına yollar. Birbiri ardına yollanan yapıştırıcı ve birleştirici hava kabarcıkları, tıpkı yapılarda kullanılan harç gibi hem birbirlerini hem de yığıldıkları yörede bulunan bitkileri bir arada tutar. Köpük yuva yapanların bütün türlerinde bu görevi erkek balık yerine getirir. Bu sırada dişi onu ilgiyle izler. Ancak bazen, pek seyrek de olsa dişinin erkeğe yardımcı olduğu görülebilir.

Oluşturulan yuvalar çoğunlukla 12-13 santim çapında ve 5 santim kalınlığında olur. Kenarlarda incelen, ortada yükselen ve yığışım gösteren kabarık biçimleriyle, köpükten oluşmuş bir kubbe gibidir.

Erkek balık yuva yapımını bitirir bitirmez, o civarda dolaşmakta olan dişinin yolunu keser. Onu köpük yuvanın altına doğru yöneltir. Dişi uzaklaşmak isterse çevik ve hızlı dönüşlerle engeller ve yolunu yuvaya doğru çevirir. Dişi döle hazırsa bu tören fazla uzun sürmez. Erkeğin hemen yanında ve ona paralel olarak yüzmeğe başlar. Erkek, köpük yuvanın tam altında, başı kuyruğuna değercesine bükülerek bir at nalı hatta bir halka halini alır. Dişiyse bu anda, karnı köpük yuvaya gelecek biçimde sırt üstü döner. Erkek bu durumda ona baş tarafından sarılarak göğüs hizasında sıkıca kavrar. Dişinin tüm karnına, hem üstten ve hem de yanlardan baskı yaparak sıvazlar. Böylece onu adeta sağar. Bu anda, karnı su yüzeyine doğru dönük bulunan dişinin anüs açıklığından yukarıya doğru bir dizi yumurta fışkırır. Erkek aynı anda sperm bırakarak onları döller. Daha sonra yumurtaları tek tek ağzına alarak onları yapmış olduğu köpük yuvaya yerleştirir. Bu kucaklaşmalar, dökülen yumurtaların dökümüne kadar sürer. Bazı türlerde yumurtalar, sahip oldukları yağ hücreleri nedeniyle sudan daha hafif olur. Ayrıca bir çabaya gerek göstermeksizin kendiliklerinden yüzeye doğru çıkar ve köpük yuvada yerlerini alır.

Bu durumun aksine, dişi döl vermeye uygun olmadığı halde erkeğe yakalanırsa erkek balık gittikçe sertleşen müdahalelerle onu döle zorlar. Dişiyi aşırı oranda hırpalar ve onu yaralar. Hatta sonunda ölümüne dahi neden olur.

Yumurta dökümünün tamamlanmasından sonra erkek dişiyi, kovarak yuvanın çevresinden uzaklaştırır. Yuvanın yapımında olduğu gibi, yuvanın ve yumurtaların korunma görevini tek başına üstlenir. O çevreye başka hiçbir balığı yaklaştırmaz. Yuvadan düşecek yumurta olursa onu tükürükle sararak yeniden yuvaya yerleştirir.

Yuvanın sudaki akıntılar nedeniyle sürekli bozulması halinde yuvayı dağıttığı ve yumurtaları yediği de olur.

Yumurtalar elverişli koşullar altında, 25- 27 derece arasındaki ısıda, 3-4 gün içinde gelişimlerini tamamlayarak çatlar. Yavru balık yumurtadan çıktığında güçsüzdür. Serbest olarak yüzemez ve dışarıdan besin alamaz. Yavrular üç gün boyunca köpük yuvadan ayrılmaksızın, karnındaki besin deposu görevini yapan vitellüs kesesi ile beslenir. Bazı yavruların yuva dağılmadan ve yeterli olgunluğa ulaşmadan buradan düştükleri veya yuvayı terk ettikleri görülür. Bunlar erkek balık tarafından hemen yakalanarak yeniden yuvaya yerleştirilir. Daha sonra, yavrular kendi başlarına yüzecek ve besinlerini bulacak olgunluğa erişir. Bu devrede yuva tümüyle dağılır. Yavrular kendi başlarının çaresine bakmak, yaşamak için besin bulmak ve korunmak zorundadır. Bu devrede onların ilk besinlerini, sudaki mikroskobik hayvancıklar ve enfüzvuarlar oluşturur. Giderek larva, pupa ve kurt pulcuklarla beslenir. Var olma savaşından üstün çıkanlar, türlerinin sürekliliğini sağlamak için aynı serüveni tekrarlar.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.