Kontrpuan

Kontrpuan Tanımı ve Tarihçesi

Kontrpuan konusunun daha iyi anlaşılabilmesi için, bazı kavramların açık bir şekilde tanımlanması gerekir.

Çok Seslilik (Polifoni):
Müzik düşüncelerinin tek bir partiyle sınırlanmaması düşüncesinin yarattığı güçle gelişen bir anlayıştır. İç içe bir çok ezgi hatlarının aynı anda duyurulması ve bu atmosfer içerisinde birbirini tamamlayan, aynı zamanda birbirlerine ayrılmaz bir şekilde kenetlenmiş partilerde bir bütün olarak sunulan düşünceler, çok seslilik anlayışının temelini oluşturur.

Kontrpuan (Yatay Çok Seslendirme):
Kelime ve deyim olarak kontrpuan karşı nokta, noktaya karşı nokta yada notaya karşı nota anlamına gelir. (Kontr: karşı / Puan:nokta)

Özellikle dinsel alanda 9. ve 10. yüzyıldan sonra gelişen bir çok seslilik anlayışıdır. Kısa ve geniş anlamda kontrpuan, yukarıdan aşağıya doğru bağımsız düşünülmüş, esas amacı akor tınısı olmayıp, melodik çizgilerin belli aralıkların ilişkisi ile üst üste getirilmesi sanatıdır.

Bu teknik, iki, üç ve dört sesli olarak nota şekillerinin, ritmlerin de zamanla gelişmesiyle çeşitli safhalardan (türlerden) oluşarak J.S. Bach kontrpuanına bağlanır. Bach (1685 – 1750) aynı zamanda armonik yazının da başlangıcıdır.

Armoni (Dikey Çok Seslendirme):
Bir düzen içerisinde aynı anda işitilen sesler, yani akorların kendinden önceki ve sonraki akorlarla olan ilişkilerini, müzik sanatı açısından açıklayan ve araştıran bilimdir.

Homofonik:
17. yy. sonlarına kadar yazılan eserlerde egemen anlayış kontrpuan yazısına dayalı çok seslilik tarzıdır. Yine aynı dönemlerde (17. yy. sonu 18. yy. başları) gelişmeye başlayan bir kavram da müzik düşüncelerinin yeni bir sunuş yöntemi olarak, sonraları klasik estetiğe ağırlıklı olarak etki edecek olan Ezgi ve Eşlik düşüncesinin ortaya çıkışıdır.

Barok dönemin iki büyük ismi olan BACH ve HAENDEL’den (Hendel) ilk örneklerini başlatabileceğimiz ezgi ve eşlik şeklindeki yapılaşmada müzik düşüncelerindeki ağırlık, tek bir partide toplanmıştır. (Ana Öğe)

Eşlik ise, bir yan öğe olarak armonik yazının olanakları doğrultusunda gelişir. Gerçek anlamda çok sesliliği kullanmayan bu tarza HOMOFONİK denir.

J.S. Bach, polifonik ve homofonik sunuş yöntemlerini birleştirerek bir doruk oluşturur. Homofonik tarz dendiği zaman tek seslilik algılanmamalıdır. Çünkü, çok seslilik zaten kabul edilmiş bir kavram olduğu için, homofonik tarz yeni gelişmeye başlamış bir çok seslilik türü olup, barok çağda operanın geliştiği sıralarda, Monteverdi’den (1567 – 1643) başlayarak sınırlı bir şekilde ele alınıp geliştirilmiştir.

Ses için güzel bir ezgi ve bu ezgiye eşlik etmek için düşünülmüş bir yapıdan oluşarak gelişen ve biçimlenen homofonik anlayış, çalgılara ve çalgı topluluklarına eşlik şeklinde çalgı müziğine yansımış, oradanda Klasik Viyana Okulu (18. yy. ikinci yarı – 19. yy. ilk çeyrek) Haydn, Mozart, Beethoven ile doruk noktasına ulaşmıştır.

Günümüze kadar gelen batı müziği aşamaları:

Chant Gregorien Dönem
1- Batı müziğinin dinsel alandaki ilk tek sesli şarkıları ve ilahileri
2- 9. yy. – 10. yy. çok sesliliğin başlaması
3- Eski şarkı ve ilahilerin çok seslendirilmesi
4- Çok sesli eserlerin yazılması
5- İtalyan Palestrina (1525 – 1594), Flaman Lasso (1532 – 1594)

Sıkı Kontrpuan Dönemi
5- İtalyan Palestrina (1525 – 1594), Flaman Lasso (1532 – 1594)
6- Alman J.S. Bach (1685 – 1750)

Serbest Kontrpuan
6- Alman J.S. Bach (1685 – 1750)
7- Bach Kontrpuanı (Serbest Kontrpuan)
8- Armonik yazı ile birleşen serbest kontrpuan anlayışı

Homofonik Tarz (Ezgi eşlik anlayışı)
9- Armoni ve kontrpuan stillerinin birbirleri ile kaynaşması ile çeşitli aşamalarla günümüze kadar gelen müzik birikimi.

Akademi anlayışı içinde kontrpuan 2 bölüme ayrılır:

Sıkı Kontrpuan »
Bach yazısına kadar gelen ve Palestrina ile zirveleşen kontrpuan.

Serbest Kontrpuan:
Daha sonra Armoni ile birleşen kontrpuan.

Kaynak: Öğr. Gör. Ali ERAL “Kontrpuan Ders Notları”

Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.