Pırasa Üretimi | Sebze Yetiştirme

Pırasa Yetiştiriciliği

Pırasanın anavatanı Orta ve Doğu Akdeniz bölgesidir. Bazı yazarlarca bu anavatan, doğu ve batıya doğru genişletilerek İtalya, Yunanistan, Anadolu, İran, Suriye, Filistin, Azerbaycan ve hatta Afganistan’ı içerisine alan bir bölge olarak tanımlanır.

Eski dönemlerde pırasa:

Eski dönemlerde pırasa.

Bilimsel sınıflandırılması;
Alem : Plantae
Şube : Magnoliophyta
Sınıf : Liliopsida
Takım : Asparagales
Familya : Alliaceae
Cins : Allium
Tür : A. ampeloprasum
Varyete : A. a. var. porrum
Syn : Allium porrum

Akdeniz kıyısındaki çorak veya ağaçsızlandırılmış alanlarda ortaya çıkmış olması daha olasıdır. Günümüz pırasasıyla alakadar olan bu yabani pırasa “opium”a benzeyen uyuşturucu bir madde olan “lactucarium” içermekteydi. Romalılar, uykuyu kolaylaştırması için pırasayı yemeklerin sonunda yiyerek bitkinin bu özelliğinden faydalandı.

Mısırlılar da erken çağlarda pırasayı kullandılar. Oldukça fazla tür sayısı mevcut olmasına karşın, pırasanın gerçek kökenini belirtmek neredeyse imkânsızdır. Kesinlikle, hem Roma, hem de Mısır medeniyetleri çökene değin pırasa yenmeye devam etmiştir. Birçok kimse ise “moder sativa”yı elde edebilmek için yabanî tip olan “serriola” ile hibritlemiştir.

Şu kesin ki, iki medeniyet de pırasayı bir iştah açıcı ve uykuyu kolaylaştırıcı yiyecek olarak kullanmış. Eski Yunanda pırasanın yemeklerden önce mi yoksa sonra mı yeneceği kafaları karıştıran bir konu olmuş. Pergamonlu fizikçi Galen, bir sonraki güne dingin bir kafa ile başlayabilmek adına rahat bir uyku uyuyabilmek için yemeklerden sonra yermiş. Buna karşılık, ondan bir asır önce yaşamış olan Efesli Rufus ise pırasayı zihni bulandıran ve açık fikirli olmayı engelleyen bir şey olarak tanımlamış.

Lucas Von Valckenborch’un “yaz kinayesi” isimli resmi günümüz tereyağbaşlı pırasalarının günümüz Avrupa pırasalarının ilk kayıtları olabileceğini betimliyor.

Pırasanın Tanımı ve Önemi

Pırasa, zambakgiller (liliaceae) familyasındandır. Pırasa, yılın her mevsiminde yetişen veya iki senede bir yetişen ve genellikle yaprakları için yetiştirilen bir bitkidir.Ülkemizde kışlık sebze olarak kullanılan ve bütün bölgelerimizde üretilip tüketilen bir sebzedir. Özellikle kara ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerimizde kışlık sebze tüketiminin çok önemli bir bölümünü oluşturur ve beslenmede önemli bir yeri vardır.

Sebzeler arasında üretimi ve fiyatı en istikrarlı sebzedir. Üretimine yıllar itibariyle bakıldığında bu özelliği kolayca tespit edilebilir. Birkaç yıl öncesine kadar sadece kış mevsiminde tüketilen ve üretimi de buna göre yapılan bu sebzenin her mevsimde üretilebilen sebze özelliği olması nedeniyle yılın büyük bir bölümünde üretilip tüketilmeye başlandığı görülmektedir. Bu uygulamanın giderek hızla artacağı tahmin edilmektedir.

Ayrıca zaman zaman taze olarak ihraç edilen bir sebzedir. Kurutularak ve dondurularak ihraç etme imkanları nedeniyle üretiminin sürekli olarak artacağı düşünülmektedir.

Pırasa:

Pırasa.

Pırasalar iklim şartlarının uygunluğu nedeniyle Ege ve Akdeniz bölgelerinde kış boyunca tarlada hiçbir önlem almadan bırakılıp istendiği zaman hasat edilebilir ve bu dönemde yetiştirme yapılamayan bölgelerimizde pazarlanabilir.

Pırasa(a), çiçek(b), gövde(c):

Pırasa(a), çiçek(b), gövde(c).

Taze soğanı andıran sert bir kokusu vardır. Kıymalı ve zeytinyağlı yemeği yapılır. Pırasa A, E, Bl, B2 ve C gibi bol vitaminleri; sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve demir gibi mineralleri ile çok şifa verici özelliği vardır. İnsan sağlığı için bir çok faydalar sağlar. Bunlar;

  • Gergin sinirleri düzeltir.
  • İştahsızlığı giderir.
  • Mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
  • Kan yapar.
  • İdrar söktürücüdür.
  • Bağırsakları yumuşatır.
  • Kilo aldırmadan besler.
  • Bol su söktürerek şişmanlara kilo verdirir.
  • Pırasa damar sertliği için de çok faydalıdır.
  • Pırasanın pirinçli ve zeytinyağlı yemeği; romatizma, mafsal ağrıları, böbrek hastalıkları ve üremide faydalıdır. Çiğ olarak da yenebilir.

100 g çiğ (pişirilmemiş) pırasanın içerdiği besin değerleri:

100 g çiğ (pişirilmemiş) pırasanın içerdiği besin değerleri.

Pırasanın morfolojik özellikleri:

Pırasa Kök
Pırasa çok yoğun bir kök yapısına sahiptir. Bol saçak kök oluşturur. Kökler genellikle toprağa dik olarak gelişir, yana yayılmaları çok azdır.Hasat edildiklerinde toprakta çok miktarda bir organik yapı kalır. Bu atık kökler çürüyerek toprakta galeriler bırakır ve bu galeriler toprak yapısının iyileştirilmesinde önemli rol oynarlar. Bu nedenle pırasa iyi bir münavebe bitkisi olarak tanınır. Pırasa köklerinin %60-70’lik kısmı toprağın 15-20 cm’lik derinliğinde yer alır.

Pırasanın kök yapısı:

Pırasanın kök yapısı.

Toprak özelliklerine ve sulamaya bağlı olarak geri kalan kökler 50-60 cm derinliklere kadar iner. Bitkiler kökleri ile toprağa o kadar iyi bağlanır ki köklerini kesmeden bitkiyi sökmek ancak çok hafif karakterde topraklarda mümkün olabilmektedir.

Pırasa Gövde
Pırasa bitkisi gövdesi olmayan bir kültür sebzesidir. Bitki büyüme tablası şeklindedir. Yaprak kınının teşkil ettiği kısım 120-150 cm kadar boylanabilir. Halk arasında bu yüzden gövde olarak anılır. Büyüme konisi (tablası) devamlı yaprak meydana getirir.

Pırasanın gövde yapısı:

Pırasanın gövde yapısı.

Pırasa Yaprak
Pırasanın en kuvvetli gelişen bölümü yapraklarıdır. Yapraklar bu gövde üzerinde dışarıdan içeriye doğru meydana gelir. En yaşlı yaprak en dıştaki yapraktır.

Yaprak yapısı (kışlık çeşit):

Yaprak yapısı (kışlık çeşit).

Yapraklar boyuna çizgili ve ayaları orta eksenin iki yanında tam simetrik olarak gelişir. Yaprak ayalarının aksla yaptığı açı çeşitlere göre farklılık gösterir. Kısa akslı kışlık çeşitlerde (kara pırasa) bu açı daha geniş, yapraklar yere yatay olarak geliştiği hâlde uzun akslı yazlık çeşitlerden Kartal ve İnegöl pırasalarında ise bu açı daha dardır. Ayrıca kışlık çeşitlerde yaprak ayası miktarı yazlık çeşitlere göre daha fazladır. Yaprakların üzeri mum tabakası ile kaplıdır, mum tabakasının kalınlığı yaprak rengine etki eder. Kışlık çeşitlerde mum tabakası daha kalındır.

Pırasa Çiçek
Pırasalarda çiçekler aksın orta kısmından 2. yılın ilkbaharında meydana gelen, 2 m kadar boy alabilen bir adet çiçek demeti sapının ucunda, soğandaki gibi yıldız şeklinde dizilmiştir. Başlangıçta bir zar içinde yer alan bu çiçekler zarın patlamasından sonra uzayarak gelişen bir çiçek sapı üzerinde bulunur. Bu sapın uzunluğu 3-4 cm arasında değişir. Her bitki bir adet çiçek demeti sapı meydana getirmez. Bu çiçek demeti sapları boyuna çizgilidir, içi doludur ve soğanlardaki gibi kolayca kırılmaz.

Pırasa çicek demeti ve çiçekler:

Pırasa çicek demeti ve çiçekler.

Çiçek demetini saran zarın yırtılmasından sonra çiçekler gelişirler. Olgunlaşma soğanda olduğu gibi en üst kısımdaki çiçeklerden başlar. Çiçeklerin tamamının açılması bir hafta kadar sürer. Çiçekleri erselik ve 6’lı yapıdadır. Taç yapraklar genellikle beyaz veya açık menekşe renklidir. Meyve 3 bölmeli olup her bölümde 1-2 tohum meydana gelir. Bitkiler çevre şartlarına ve böcek yoğunluğuna bağlı olarak az miktarda yabancı döllenme gösterir. Meyveleri soğanın meyvelerine çok benzer. Her karpel de 2 tohum taslağı bulunur.

Pırasa tohum ve çimlenme özellikleri
Pırasa tohumları parlak siyah renkli, şekil olarak dilimlenmiş ve güneşte buruşmuş bir elma dilimi gibidir. Soğan tohumları ile büyük benzerlik gösterir. Usta olmayan göz iki tohumu ayıramaz.

Pırasa tohumları soğanda olduğunun aksine ezildiğinde kendisine has pırasa kokusunu vermez. Soğan tohumunda köşeler daha sivri ve tohum daha iri olduğu hâlde pırasada tohumlar biraz daha küçük ve yuvarlaktır. 1 gramda 310-380 adet tohum bulunur. Tohumlar normal şartlarda 12-15 günde çimlenir. Çimlenme 10-35°C’de olur. Çimlenme gücünü 2-3 yıl muhafaza eder. Çimlenme sırasında tohum kabuğu çimlenme yaprağı ile toprak yüzüne çıkar.

Pırasa Tohumu:

Pırasa Tohumu.

Pırasanın Ekolojik İstekleri

Pırasa serin iklimi seven bir sebzesidir. Aşırı sıcaklar ve kuraklığı sevmez bu durumda verim ve kalite düşer. Yüksek sıcaklıklar yaprak sayısını ve yalancı gövde kalınlığını da azaltır. Optimum gelişme sıcaklığı 15-25°C’dir. Kışlık veya yazlık pırasa çeşidi oluşuna göre düşük sıcaklıkların tedrici şekilde oluşmasına bağlı olarak –18°C’ye kadar dayanan kışlık çeşitler vardır. Yetiştirme dönemi içindeki uzun günler yaprak gelişmesini uyarıcı etkide bulunur. Bu nedenle pırasalar uzun gün bitkisi olarak kabul edilir. Uzun günler çiçeklenmeyi de uyarır. Bitkinin çiçeklenmesinde düşük sıcaklıklar gerekli olmasa da, uzun günde düşük sıcaklığın pozitif etkisi ortaya çıkmaktadır. Pırasa hava neminin %60-70 civarında olmasını ister.

Kısaca pırasanın iklim şartlarına oldukça toleranslı bir bitki olduğu söylenebilir. Bu nedenler ülkemizin her tarafında başarı ile yetiştirilebilmektedir.

Pırasalar toprak istekleri açısından seçici değildir. Çok ağır bünyeli ve su tutan topraklar dışında her türlü toprakta yetişir. Pırasalar her toprakta yetiştirebilmekle beraber en iyi verim iyi işlenmiş, süzek (suyu iyi akıntılı), biraz nem tutma olanağı bulunan, humuslu ve besin maddelerince zengin tınlı-killi topraklardan alınır. Organik besin maddelerine zengin topraklardaki yetiştiriciliği çok verimli olur. Topraktaki humusun artması kaliteyi yükseltir. Yetiştirmede en çok ihtiyaç duyulan ve verime en çok etkisi olan besin elementi azottur.

Bitki daha az fosfor ve potasyum ister. Toprakta besin maddeleri açısından azot eksik olmamalıdır. Azotlu gübreyi birkaç defada vermek verimi artırır. Su tutma kapasitesi yüksek topraklarda yapılan yetiştiricilikte hem verim hem de kalite yükselir. En uygun toprak pH’ı 6-7,5 değerleridir. Pırasa yetiştiriciliğinde asitli topraklardan kaçınılmalıdır.

Pırasa tarlası:

Pırasa tarlası.

Münavebe; Pırasa dikilecek tarlada 4-5 yıl aynı familyaya ait soğan , sarımsak ve pırasa yetiştiriciliği yapılmamış olmalıdır. Aksi takdirde o familyaya ait hastalık ve zararlıların toprağa yerleşmesi ve hep aynı besin maddelerinin tüketilmesi, toprağın bu yönden zayıflamasına neden olmaktadır.

Önemli Pırasa Çeşitleri

Pırasa çeşitleri özellikleri bakımından iki gurup altında incelenir. Bunlardan birinci gurup yetiştikleri mevsime, ikinci gurup ise baş ve yaprak yapılarına bakılarak değerlendirilmektedir.

Mevsimine Göre Pırasa Çeşitleri

Pırasalar yazlık ve kışlık olmak üzere iki ana form hâlinde bulunur.
Yazlık pırasalar
Açık yeşil renkli, daha yumuşak dokulu daha kısa ömürlü ve soğuklara karşı hassastır. Bunlarda yaprak ayası daha kısa ve dik duruşludur. Yazlık çeşitlerde aks kışlık çeşitlere göre 2-3 kat daha uzundur.

Bu çeşitlerde aks uzunluğu çeşide ve yetiştirme şartlarına bağlı olmak üzere 80 cm’ye kadar çıkabilir. Yazlık çeşitler -8, -10 °C’lik sıcaklıklarda ölür. Bu çeşitler aksın köklere birleştiği gövdenin üzerine soğan meydana getirmez ve aynı bileşikleri yönünden daha fakirdir (örneğin; İnegöl 92).

Yazlık pırasalar:

Yazlık pırasalar.

Kışlık pırasalar
Kışlık pırasaların yaprakları daha koyu yeşil renkli ve yaprak ayaları daha enlidir. Yazlık pırasalara göre yalancı gövde daha kısa ve daha kalındır. Bu çeşit pırasaların yalancı gövdesi 40-45 cm uzunluğunda ve 3-5 cm kalınlığındadır (kara pırasa 20-25 cm uzunluğunda ve 5-6 cm kalınlığındadır). Kışlık çeşitler yalancı gövdenin gövde ile birleştiği yerde hafif hafif soğan oluşturur ve çok düşük sıcaklıklara dayanabilirler (örneğin; Kartal).

Kışlık pırasalar:

Kışlık pırasalar.

Baş ve Yaprak Yapılarına Göre Pırasa Çeşitleri

Baş ve yaprak yapılarına göre altı pırasa türü bilinmektedir ancak yaprak çeşidi ve rengine göre ve ekildikleri alan ve ömürleri de dikkate alındığında yüzlerce pırasa türünden söz edilebilir.

Boston ve bibb pırasa (tereyağbaşlı pırasa)
Başı yayvandır, tereyağ yumuşaklığındadır ve Avrupa’da yaygındır. Beyaz gövdesi uzun olan, beyaz etli,lezzetli, adaptasyon kabiliyeti yüksek, verimli bir çeşittir. Yenilen kısmı yaklaşık 50 cm uzunluğunda ve 3-4 cm çaptadır. Orta erkenci ve aranılan bir çeşittir. Yöreye göre de isim alır. Ülkemizde Bursa’ da İnegöl pırasası, İstanbul’da Kartal pırasası olarak da bilinir.

Çin pırasası
Uzun saplı, kılıca benzer, başsız, Batı türlerinin tam tersine acımtırak ve sert, pişirilmek ve türlülerde kullanmak için uygun olan bir türdür. Bu tür, sapı ve yapraklarına göre iki gruba ayrılır.

Iceberg (gevrekbaş)
Lahanayı andıran sıkı ve yoğun başlardan oluşur. Tadından ziyade gevrek yapısından dolayı, pırasa türlerinin en narini olarak görülürler. Bu tür ABD’de en yaygın türdür. Iceberg ismi, 1920’lerin başında tren vagonlarında kırılmış buzlarla kaplı bir şekilde ülkeye getirilirken Icebergleri anımsattığından gelmiştir.

Yayvanyapraklar
Hafif, narin, ince yaprakları vardır. Bu grup, meşe yaprağı ve lollo rosso pırasalarından oluşmaktadır.

  • Romen(CO); türün kendine özgü başı vardır ve daha uzun yaprakları vardır.
  • Batavian (yaz gevreği); gevrek yapısı ile kısmen yoğun başlardan oluşur, Iceberg ve yayvanyaprak arası bir türdür.

Ülkemizdeki en önemli pırasa çeşidi

İnegöl-92: 1989 yılında teksel seleksiyonla ıslah edilmiştir. 70-80 cm yenilebilir uzunluğa sahip, soğuklara dayanıklı bir pırasa çeşididir. Soğan gibi baş oluşturmayan bu çeşidin beyaz kısmının uzunluğu 9-10 cm, çapı ise 3-3,5 cm’dir. Taze tüketime, kurutulmaya ve derin dondurulmaya uygun olan bu çeşidin dekara verimi 4,5-5 tondur.

Pırasa İnegöl-92:

Pırasa İnegöl-92.

Pırasa Üretimi

Pırasa tohum almak amacıyla üretildiğinde iki yıllık bir sebzedir. Birinci yılda bitki vegatif olarak kalır. İkinci yılda çiçek tohum oluşturur. Pırasa tohumları ile üretilir. İki farklı üretim şekli vardır.

Doğrudan Tohum Ekimi ile Pırasa Üretimi

Pırasalar doğrudan tohum ekimi yoluyla üretilebilirse de üretimi çok büyük ölçüde önce tavalarda fidelerinin üretimi, daha sonra bu fidelerin esas yerlerine dikilmesi suretiyle yapılmaktadır. Doğrudan tohum ekimi yoluyla yapılacak üretimde bölge şartlarına ve hasat zamanına bağlı olarak ekim yapılacak toprak hazırlanır. Ege bölgesinde Temmuz ayı içerisinde 25 cm derinlikte sürülür. Daha sonra dekara verilecek olan azotun yarısı (6-8 kg N) fosforlu gübrenin tamamı (8-10 kg p2o5) ve potaslı Harrow ile toprağın 8-10 cm’lik derinliğine karıştırılıp toprağa sürgü çekilerek ekime hazırlanır.

Toprağın ekimden önce iyice inceltilmesi gereklidir. Ekimde daha ileride uygulanacak kültürel işlemlerin kolayca yapılabilmesi için sıra aralarında 40-50 cm’lik bir aralık verilir ve sıra üzerinde her 6×8 cm’de bir tohum gelecek şekilde ekim yapılır. Ekim derinliği 2-2,5 cm olmalıdır. Tohum ekimi elle veya makine ile yapılmalıdır Daha yüzeysel ekimde toprak tavının kaçması, daha derin ekimde de bitkinin toprak yüzüne çıkmasının zorlaşması nedeniyle çimlenme sorunları yaşanır. Ekim mibzerle yapılır ve ekimden sonra yabancı otlara karşı çimlenme öncesi yabancı ot ilacı uygulaması yapılır.

Pırasa tohumlarında çimlenme:

Pırasa tohumlarında çimlenme.

Ekimden 10-15 gün sonra bitkiler toprak üstünde görülür. Çimlenme tamamlandıktan sonra sık olan yerlere sıra üzerinde 12-15 cm’de bir bitki kalacak şekilde seyreltme yapılır. 1 dekar alanın direkt tohum ekimi suretiyle ekilmesi için 200-300 gr tohum kullanılır.

Çimlenme tamamlandıktan sonra pırasalar düzenli olarak sulanmalıdır. Zira pırasalar susuzluğa karşı hassastır. Sıcaklıkla birleşen susuzluk çok kötü etki yapar. Bitkiler kalem kalınlığına geldiklerinde temel gübrelemede ayrılmış olan azotlu gübre iki veya üçe bölünerek her sulamada bir bölümü sıra aralarına uygulanır. Mümkünse yağmurlama usulü sulama yapılır ve bitkilerin hasat olgunluğuna gelmesi beklenir.

Hasat zamanını bitki gelişmesi yanında pazardaki satış fiyatları da etkiler. Doğrudan tohum ekimi yapılarak pırasa yetiştirilmiş ise hasat kapama olarak bir defada yapılabilir.

Fide ile pırasa üretimi
Fide ile üretim için önce ihtiyaç olan kadar fidenin zamanında dikime hazır olacak şekilde yetiştirilmesi gerekir. Tohum ekiminden fidelerin dikim büyüklüğüne gelmelerine kadar (6-8 mm kesit kazandıkları zaman) kadar fide yetiştirme şartları ve yetiştirme sıklığına bağlı olarak 50-70 gün zaman ister. Dikim tarihi esas alınarak bundan 50-70 gün önce tavalara ekim yapılır.

Pırasa Fidesi:

Pırasa Fidesi.

Pırasa fidesi yetiştirilecek alan ekimden 1-2 ay önce yanmış çiftlik gübresi ile dekara 4-5 ton gübre gelecek şekilde gübrelenir. Bu gübre toprağın 15-20 cm’lik derinliğine sürümle birlikte karıştırılarak 120 cm eninde uzunluğu arazideki eğime bağlı olarak değişen büyüklükte tavalar hazırlanır. Ekim bu tavalara serpme olarak yapılır. Ekilecek tohum en az ikiye ayrılarak aynı tavaya enine ve boyuna olmak üzere iki defada, üçe ayrılmış ise üç defada ekilir. Üstüne harç hazırlama imkanları varsa harçla yoksa ekimden sonra çimlenme başlangıcına kadar tavaların üzeri çalı ve çırpı ile gölgelenir. Ekimde 1 m2 alana 10-12 g kadar tohum atılır. 50.000 adet fide için 300 gr tohum 25 m2 tava gereklidir. Dikim 30×12 cm aralıklarla yapılacaksa dekara yaklaşık 28-30 bin adet fide gereklidir. Buna göre fide hazırlığı yapmak gerekir.

Fidelerin gelişme dönemlerinde düzenli olarak ot alma ve sık olan yerlerde erken dönemde hafif seyreltme yaparak fidelerin birbirine denk homojen bir şekilde gelişmeleri sağlanır.

Dikiminden sonra pırasa parselleri:

Dikiminden sonra pırasa parselleri.

Ekimden sonra yabancı ot kontrolü için yapılacak uygulamalar yetiştiricilik açısından önem taşır. Dikim yapılacak tarla tohumla yapılan yetiştirmede olduğu gibi gübrelendikten sonra 20-25 cm derinliğinde 30-40 cm aralıklarla karıklar açılır. Karıklar içine su verilerek dikim yapılır. Yapraklarının 1/3’ü ve uzun kökleri kesilerek (tıraşlanmış) hazırlanmış ve 2-3 büyüklük grubuna ayrılmış olan fideler her grup ayrı parselde olacak şekilde karıkların boyun noktalarına dikilir.

Pırasa tarlası:

Pırasa tarlası.

Dikimin derin yapılmamamsına özen gösterilir. Sıra üzeri mesafesi 10-14 cm arasında değişebilir. Farklı büyüklükteki fidelerin aynı parselde dikilmesi gelişmede sakıncalar yaratır. Kuvvetli gelişen fidelerin aynı parsele dikilmesi gelişmede sakıncalar yaratır. Kuvvetli gelişen fideler diğerlerini baskı altına alırlar. Parselde yeknesak gelişme oluşmadığı için hasadın bir defada yapılması mümkün olamaz. Bu durum bir çok açıdan sakınca yaratır. Dikim, ülkemizde iç bölgelerde haziran sonu-temmuz başında yapılır. Kışları ılık geçen yerlerde eylül-ekim aylarında yapılır.

Dikim sıklığı arttıkça pazarlanamaz ürün miktarı artar. Normalde 40 bitki/m2 uygundur. İri pırasalar elde etmek için m2’de 20-25 bitki olması uygundur.

Pırasa dikme makinesi:

Pırasa dikme makinesi.

Tohum üretimi için pırasa ekimi
Kendi ihtiyacımız olan tohumu üreteceksek iyi gelişmemiş ve çeşidi tam temsil eden bir tarlada hasada başlamadan önce bize yeteri kadar tohum verecek şekilde bitki işaretlenir. Bunlar söküm zamanında sökülmeyerek alıkonulur veya ayrı bir grup olarak sökülerek başka bir parsele 20×40 cm aralıklarla, toprakta desteksiz ayakta durabilecekleri bir derinlikte dikilir.

Pırasa yetiştirdiğimiz parselde ayrılan bitkiler, parsel kullanılmayacaksa olduğu gibi bırakılır. Bu şekilde başka yere aktarmadan tohum alınırsa tohum verimi artar. Her iki şekilde de her bitki içi dolu ve sağlam yapılı bir adet çiçek demeti sapı meydana getirir. Bu çiçek demeti sapının boyu 2 m’ye kadar uzayabilir. Bir çiçek demeti sapı üzerinden yüzlerce çiçek çıkar. Bu çiçekler aynen soğanda olduğu gibi başlangıçta bir zar tarafından sarılmış olup bu zar yırtıldıktan sonra çiçekler gelişir. Pırasalarda her bitki tek çiçek demeti sapı meydana getirmekle beraber soğanlara göre demet daha büyüktür ve demet üzerinde çok daha fazla çiçek meydana gelir. Çiçeklerde döllenme, meyve ve tohum oluşumu aynen soğanlardaki gibi olup çiçek demeti sapının üst kısmındaki meyveler çatlayıp tohumlar görüldüğünde bir yerde kurumaya bırakılır.

Kuruyan meyveler çatlayıp tohumlar görüldüğünde bir yerde kurumaya bırakılırlar. Kuruyan meyveler daha sonra harmanlanıp savrularak pırasa tohumları elde edilir. Pırasa tohumları çimlenmelerini 3 yıl muhafaza eder. Pırasa tarlasında tip dışı bitkiler seçilerek alındıktan sonra bitkilerin tamamı tohumluğa bırakılırsa dekardan 40-50 kg tohum verimi alınabilir.

Tohuma bırakılmış pırasa tarlası:

Tohuma bırakılmış pırasa tarlası.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.