Sütleğenler – Atatürk Çiçeği (Euphorbia) Yetiştiriciliği | İç Mekan Bitkileri Üretimi

Sütleğenler – Atatürk Çiçeği (Euphorbia) Bitkisinin Tanımı ve Önemi

Sütleğenler’in Bilimsel Sınıflandırması

  • Alem: Plantae
  • Şube: Magnoliophyta
  • Sınıf: Magnoliopsida
  • Takım: Malpighiales
  • Familya: Euphorbiaceae
  • Cins: Euphorbia sp.
  • Türkçe Adı: Sütleğenler, Atatürk çiçeği

Sütleğenler’in Tanımı

Sütleğengillerdendir. Anavatanı Meksika’dır. 1830 yılında Dr. Poinsett tarafından çiçek dünyasına tanıtılmıştır. Bu çiçek Atatürk’ün zamanında ülkemize getirildiği ve Ulu Önder tarafından çok sevildiği için adına Atatürk Çiçeği denilmiştir. 19 yüzyılın ikinci yarısından beri yılbaşı çiçeği olarak üretilmeye başlanmıştır. 20. yüzyılın başlarından itibaren de kesme çiçeği olarak üretimi yapılmaktadır.

Sütleğenler
Sütleğenler.

Sütleğengiller Türkiye’de hemen her yerde yetişmektedir. Bir veya çok yıllık çeşitleri vardır. Bunlardan birçoğu sıcak yerlerde ya da seralarda yetiştirilmektedir. Bu familyada yer alan bitkilerin en belirgin özelliği; gövdelerinde süt taşımalarıdır. Herhangi bir şekilde çıkan özsuyun yara ve gözlere değdirilmemesine dikkat edilmelidir. Öz sular zehirli olabilmektedirler.

Sütleğenler bitkisinin gövdesi ve özsuyu
Sütleğenler bitkisinin gövdesi ve özsuyu.

Gövde silindirik yapıdadır. Yaprakları basit ve karşılıklıdır. Çiçek gösterişsizdir. Çiçek örtüsü yoktur. Çiçek durumu şemsiye şeklindedir. Meyveleri üç tohumlu yuvarlak bir kapsül tipindedir.

Memleketimizde 65 kadar euphorbia türü bulunur. Ama bizim için en çok kullanılan ve üretimi yapılan Euphorbia pulcherrimal (Poinsettia pulcherrima)’dır. Bu bitkiyi baz alarak euphorbiaları incelememiz gerekir. Buna göre de euphorbialar için kısaca kışın yapraklarını dökmeyen bir çalı türüdür. Yılbaşına doğru açan sarı renkli ufak çiçekleri, özellikle bu çiçeklerin altında yer alan ve yaklaşık iki ay süreyle nar kırmızısı renginde kalan çiçek bürgüleri gösterişlidir. Sivri uçlu, iri, geniş, oval biçimli yaprakları açık yeşil renkli olur. 30– 35 cm boyundadırlar. Ama ülkemizde Ege ve Akdeniz Bölgeleri’nde kışın ılık geçtiği için bahçelerin uygun yerlerinde boylarının 3–4 metreye ulaştığı gözlenebilir.

Sütleğenler bitkisinin renkli yaprakları
Sütleğenler bitkisinin renkli yaprakları.

Atatürk çiçeğinin brakteleri önemlidir. Uzun gecelerde vegetatif olan sürgün ucu çiçek formuna dönmeye başlar ve gövde büyümesi durur. Son iki boğum arası uzamaz. Üstteki üç yaprak tipik olarak brakte benzeri yapraklara döner. Üstteki üç yaprak üzerindeki uç gözler büyümeye başlar. Fakat hemen başka bir çiçek formuna döner. Diğer uçtaki göz büyür ve çiçeği oluşturur.

Merkezi bir salkım etrafında brakte benzeri yapraklar hem de brakteler meydana gelinceye kadar olay devam eder. Brakteler uzun ömre sahiptir.

Sütleğenler’in Çeşitleri

Euphorbia Characias
Çok yıllıktır. Bir metre kadar boylanır. Yazın başında çiçeklenir. Çiçekler sarı renklidir. Yaprakları gri mavi renklidir. Kışı sert geçen yerlerde kışın yaprağını dökebilir.

Euphorbia characias
Euphorbia characias.

Euphorbia Epithymoides (E. Polychroma)
Çok yıllıktır. Yarım metre boylanır. İlkbaharda çiçeklenir. Çiçeklerini açarken ilk başta yeşil, sonra sarı renktedir. Yaprakları açık yeşildir.

Euphorbia epithymoides
Euphorbia epithymoides.

Euphorbia Fulgens
Çok yıllık sera bitkisidir. Bir metre boylanabilir. Kışın çiçeklenir. Yapraklar koyu yeşil ve her dem yeşildir. Çiçeklenmeden sonra kuvvetlice budanmalıdır.

Euphorbia fulgens
Euphorbia fulgens.

Euphorbia Griffithii
Çok yıllıktır. Yaz başında çiçeklenir. Yaprakları açık yeşil ve çiçekleri sarı renklidir.

Euphorbia griffithii
Euphorbia griffithii.

Euphorbia Milii
Çok yıllıktır. Çalı formundadır. Yaprakları oval veya uzunca, yeşil renklidir. Gövde ve sürgünleri bol miktarda grimsi kahve rengindedir. Dikenlidir. İlk bakışta çiçek izlenimi veren küçük, fakat toplu halde parlak kırmızı brakteleri çok gösterişlidir.

Euphorbia mili
Euphorbia mili.

Euphorbia Marginata
Bitki 80 cm kadar boylanır. Gövdeden çıkan süt zehirlidir. Çiçekleri yazın açar. Çiçek rengi yeşil – beyazdır.

Euphorbia marginata
Euphorbia marginata.

Euphorbia Myrsinites
Çok yıllık bir bitkidir. Sarkık ve tırmanıcı karakterdedir. Yaprakları mavi gri rengindedir. Yapraklar hafif etli yapıdadır. Çiçekleri sarımsı yeşil renktedir.

Euphorbia myrsinites
Euphorbia myrsinites.

Euphorbia Palustris
Çok yıllıktır. Bir metre kadar boylanır. Yaz başında çiçeklenir. Çiçek rengi sarımsıdır. Yaprakları koyu yeşil renktedir.

Euphorbia palustris
Euphorbia palustris.

Euphorbia Portlandica
Bitki boyu 20 – 25 cm’dir. Dış mekân bitkisinde kullanılır.

Euphorbia portlandica
Euphorbia portlandica.

Euphorbia Pulcherrimal (Poinsettia Pulcherrima)
Sera ve salonlarda yetiştirilen bir bitkidir. 3 metre kadar boylanabilir. Çok yıllıktır. Yaprakları uzun eliptik biçimli, yeşil ve 10 cm uzunluğundadır. Çiçekleri sarı ve gösterişsizdir. Brakteleri oldukça gösterişli ve genellikle kırmızıdır.

Euphorbia pulcherrimal
Euphorbia pulcherrimal.

Son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda yeni çeşitler elde edilmiştir. Bu çeşitler piyasada çok tutulmuştur. Bunlara değinecek olursak;

  • Eckespoint C- 1

Büyük, horizantal, parlak kırmızı brakteli, kuvvetli gövdeli, brakteleri uzun ömürlü, yaprakları çabuk zarar görür. Çelikle üretimi zordur. Standart çeşittir. Uç aldıktan sonra geç olgunlaşır. Eylülün 20’sinden başlayarak çiçeklenme dönemine kadar kısa gün uygulaması sürer. Kırmızı brakte üzerine, pembe lekeleri bulunan çeşitleri vardır.

Euphorbia pulcherrimal Eckespoint C- 1
Euphorbia pulcherrimal Eckespoint C- 1.

  • Annette Hegg Dark Red

Orta derecede kırmızı, gövde ince fakat serttir. Kendinden dallanır. 6–8 çiçekli sürgünü bulunur. Beyaz, pembe çeşitleri vardır.

Euphorbia pulcherrimal Annette Hegg Dark Red
Euphorbia pulcherrimal Annette Hegg Dark Red.

  • Gutbier V- 14 Glory

Parlak kırmızı, horizontal braktelere sahip, gövde kuvvetlidir. Kendinden dallanır. Yaprak ve brakte oluşumunda gecikme olur. Olgun çelikler hemen köklenir. Standart ve çok çiçekli üretimde kullanılır.

Euphorbia pulcherrimal Gutbier V- 14 Glory
Euphorbia pulcherrimal Gutbier V- 14 Glory.

Euphorbia Robbiae
Kuzey Anadolu kökenlidir. Çok yıllıktır. Çiçekleri soluk sarı olup brakteleri yeşildir. Bitki boyu 60 – 75 cm uzunluğundadır.

Euphorbia robbiae
Euphorbia robbiae.

Euphorbia Wulfenii (E. Venata)
Çok yıllıktır. İlkbaharda sarı renkte çiçek açar. Yaprakları mavimsi – yeşil ve tüylüdür. Bitki bir metre kadar boylanır.

Euphorbia wulfenii
Euphorbia wulfenii.

Sütleğenler Bitkisinin Üretimi

Üretimi tohum ve çelikle olmak üzere iki şekilde yapılır. Tohumla üretim daha çok dış mekân olarak kullanılan çeşitlerde uygulanmaktadır. Tohumlar toplanır ve soğuk katlamaya (2 – 7 C°) bırakılır. İlkbaharda tohumlar tohum kasasına atılır. Tohum kasasına konulacak kompostun drenajı iyi olmalıdır. Tohum atıldıktan sonra üzerine kapak atılmalıdır. Kapak olarak da daha çok vermikulit ve kum karışımı kullanılmaktadır. 15 – 18 C°’de çimlenme gerçekleşir. Çimlenme oluncaya kadar karanlık ortamda tutulmalı daha sonra aydınlık bir yere alınmalıdır.

Sütleğenler bitkisinin tohumla üretimi
Sütleğenler bitkisinin tohumla üretimi.

Çelikler genç sürgünlerden 7,5 – 10 cm uzunluğunda (en az 5 göz içeren) olmak üzere tepe çeliği olarak nisan – mayıs aylarında alınır. Bu çeliklerden yetişen bitkiler yıl sonunda 15 – 20 cm uzunluğa ulaşır. Eğer daha bodur bitkiler isteniyorsa çelikler ağustos ayında alınmalıdır. Alınan çeliklerin özsuyunun akmaması için ya odun kömürü tozuna veya ılık suya batırılır.

Sütleğenler çeliğinde kallus ve kök oluşumu
Sütleğenler çeliğinde kallus ve kök oluşumu.

Büyüme ortamı bulunan saksıların içine doğrudan dikilen çeliklerde köklenme
oluşmaya başlar. Belirli zaman aralıklarında sisleme yapılır. Çeliklerin üzerinin nemli olması için her dakikada bir sisleme yapılarak çürüme önlenmiş olur. Köklenme için en uygun sıcaklık değeri 21 C°’dir. 14 – 18 gün içerisinde köklenme gerçekleşir.

Sütleğenler çeliğinde köklenme
Sütleğenler çeliğinde köklenme.

Çelikle üretimdeki diğer bir yöntem ise; çelikler yazın alınır ve seralarda sisleme ile köklendirilir. 21 C° gece ve ortam sıcaklığında çelikler 10-21 günde köklenir.

Sütleğenler fidesi
Sütleğenler fidesi.

Köklenen çelikler 10 cm’lik saksılarda büyütülür. Eylül ayında 16 – 18 cm’lik saksılara alınırlar. Noel çiçekleri tek gövdeli bitkidir. Bu yüzden uç alma işlemi yapılarak gövde dolgunlaşması sağlanır. Uç alma ile bir gövdeden üç sürgün elde edilir. Ancak yinede sürgünler zayıf olur. Bu durumu ortadan kaldırmak için özellikle 16 cm’lik saksılara 3; 18 cm’lik saksılara 4 bitki dikilir.

Sütleğenler fidelerinin saksıya dikimi
Sütleğenler fidelerinin saksıya dikimi.

En çok istenen büyüklük 15 cm’lik saksı içinde yetiştirilir. Üretimi kolay kısa gün bitkisidir. Standart çeşitte uç alma 1 cm’lik ucun kopartılmasıyla olur.

Sütleğenler fidelerinde uç alma
Sütleğenler fidelerinde uç alma.

Bitki çiçek oluşumundan 10 gün önce uç alımı yapılır. Çiçekli sürgün sayısını artırmak için kendinden dallı çeşitlerde çeliklerin erken döneminde alınması gerekir.

Sütleğenler’de standart euphorbialar için üretim planı
Sütleğenler'de standart euphorbialar için üretim planı.

Not: Bitkilere 10 Eylül – 5 Ekim arası akşamdan sabaha (17.00 – 08.00) kadar örtüleme ile uzun gece verilir.

Çok çiçekli sütleğenler için üretim planı
Çok çiçekli sütleğenler için üretim planı.

Not: Bitkilere 10 Eylül – 5 Ekim arası akşamdan sabaha (17.00 – 08.00) kadar örtüleme ile uzun gece verilir.

İlkbahar çiçeklenmesi için; 20 Ocak’a kadar ek aydınlatma ile vegetatif gelişim sağlanır. Anaç ve çelikler vegetatif tutulur. Bu tarihten sonra doğal uzun geceler, nisan ayında olgunlaşan bitkiler için 1 Mart’tan başlayarak ek örtüleme yapılır.

Sütleğenler serasında karartma
Sütleğenler serasında karartma.

Sütleğenler’in Yetiştirme İstekleri

Sütleğenler’de Sıcaklık
Euphorbia bitkisi sıcak iklim bitkisidir. 20 – 30 C°’de ve yeterli güneş ışığı sağlandığında kuvvetli büyür. Sıcaklık 30 C°’den fazla olmamalıdır. Eğer sıcaklık çok yükseldi ise ya vantilasyon sistemi kurulmalı ya da sera gölgelenerek serinletilmelidir. Çünkü 35 C°’nin üzerinde bitkinin büyümesi durur. İnce gövde ve küçük yaprak meydana gelir. Hatta çelik köklenmesinde yavaşlama görülür. Kusurlu büyümeler meydana gelir.

Sütleğenler serasında vantilasyon ve gölgeleme sistemi
Sütleğenler serasında vantilasyon ve gölgeleme sistemi.

Asıl çiçeklenme döneminden önce 15 – 20 C°, çiçeklenme döneminde 13–16 C°, çiçeklenme döneminden sonra 10–12 C° gereksinme gösterir. Çiçekli iken 13 C° altına düşmemelidir. Atatürk çiçeğinin parlak renklerinin olması ve uzun sürgün vermesi isteniyorsa gündüz sıcaklığı 21 C° üzerine çıkmamasına dikkat edilmelidir. Saksılar kalorifer peteği, klima, şömine ve sobalardan uzakta bulunmalıdır. Sıcak Atatürk çiçeğinizin çabuk bozulmasına sebep olur.

Anaç bitkiler yaz ortasında dışarı alınabilir. Yazın geç dönemlerinde ortaya çıkan daha düşük gece sıcaklıklarından etkilenmemesi için, yaz ortasından itibaren sera dışına alınır. Ancak burada dikkat edilmelidir ki Euphorbia bitkisinin 12 C°’den düşük sıcaklıklarda büyümesi yavaşlar.

Sütleğenler serası
Sütleğenler serası.

Sonbaharda euphorbiaların en iyi şekilde büyümesi için ışıkla birlikte 14 – 18 C° arasında sıcaklık gerekmektedir. En iyi sıcaklık 17 C° olmalıdır. Gündüz ise 22 – 25 C°’nin üzeri sıcaklıklara izin verilmemelidir. Bu durumda sıcaklık düşürülmelidir.

Gündüz sıcaklığı yüksek, gece sıcaklığı düşük olduğunda büyüme devam eder. Fakat bitki kalitesi düşük olur.

Sütleğenler serasında alttan ısıtma
Sütleğenler serasında alttan ısıtma.

Gecenin büyük bir kısmında 10 – 12 C°’de gece sıcaklığının kullanılması büyüme sıcaklığı 17 C° olmasıyla bitki kritik büyüme devresine girer.

Erken sonbaharın doğal ılık sıcaklıkları uygun sıcaklık altında brakte gelişmesine, erken çiçeklenmeye neden olur. Bu bitkiler daha sonra satışa kadar bitkinin kabul edeceği sıcaklıkta tutulur. Bu bitkiler daha sonra satışa kadar bitkinin kabul edeceği sıcaklıkta (düşük) tutulur.

Minumum gece sera sıcaklığı 10 C° olan serada, 10 Eylülde kısa gün uygulaması başlar. Bu sırada gündüz sıcaklığı 23 C° olmalıdır. Bu uygulama ile 390 kuzey enlem derecesinde yüksek kalitede bitkiler yetiştirilir.

Gece sıcaklığının azaltılmasıyla brakte renklerinin zenginleştirilmesi ve tam ortaya çıkması sağlanır. Erken çiçeklenen bitkiler en düşük gece 10 C° sıcaklıkta tutulursa kaliteleri bozulmaz. Burada nem değeri de düşük olmalıdır.

Sütleğenler’de Orantılı Nem
Yüksek orantılı nem isteği vardır. %70 – 75 oranında bu değer değişmektedir.

Sütleğenler serasında havalandırma
Sütleğenler serasında havalandırma.

Sütleğenler’de Işık
Euphorbia familyası içerisinde Türkiye koşullarında piyasalarda en çok talep gören Atatürk çiçeğidir. Bu bitki kısa gün bitkisidir. Uzun günlerde vegetatif gelişmesini tamamlar. Kısa gün koşullarında çiçek tomurcuğu oluşturur ve çiçek açar. Eğer uzun gün koşulu sürekli devam ederse çiçek tomurcuğu oluşmaz ve çiçek açmaz.

Kuzey yarım küresinde doğal olarak ekim ayı başında çiçek tomurcuğu oluşur.
Bundan 8 – 12 hafta içerisinde aralık ayında çiçek açar.

Sütleğenler serasında karartma
Sütleğenler serasında karartma.

Atatürk çiçeği ışığa çok hassastır. 40 Wattlık bir ampül ışığından, seralarda yansıyan ışıktan etkilenir. Bu durumda çiçek tomurcuğu oluşturamaz. Bu nedenle özellikle evlerde gece yanan ışıktan etkilenerek kışın çok kısa gün şartlarında dahi çiçek açamaz. Kısa gün koşulunu tam sağlamak için sera ve evlerde bitkilerin üzeri siyah örtü ile örtülmelidir.

Yazın aydınlık yarı gölge yerleri sever. Yaprakların renklenmesi için eylülden itibaren yoğun ışık ister. Kışın çiçeklenme döneminde çok aydınlık yerlerde bulundurulmalıdır. Bitki doğrudan güneş ışığından korunmalıdır.

Sütleğenler serasında ek ışıklandırma
Sütleğenler serasında ek ışıklandırma.

Yüksek ışık intensitesine ve maximum güneş ışığına ihtiyaç duyarlar. Sıcak yaz günlerinde ışık azaltılır. Işık azaltılması uzun gövde ve büyük yaprak oluşumuna neden olur. Gölgeleme yapılıyorsa kuzeydeki seralarda eylül başında güneydeki seralarda ekim başında kaldırılır. Gerekli ışık sağlanarak seralarda başarılı bir şekilde yetiştirilebilir. Dondan arı olan bölgelerde bir örtü korumasıyla açıkta yetişebilir. Yüksek ışık intensitesi uygulaması braktelerin iyi gelişmesiyle sonuçlanır.

Düşük sera sıcaklığı güneş ışığı iyi olduğunda devam ettirilmelidir. Kışın ışık yoğunluğu altında bitkinin büyümesi yavaşlar.

Bitki kalitesi yüksek ışık intensitesinin olduğu ilkbaharda ortaya çıkar. Fotosentez için yeterli ışık miktarı ile diğer büyüme işlemlerinde çevresel koşullarda (sulama, gübreleme, sıcaklık) beraberinde yürütülür.

Sütleğenler’de Bakım

Sütleğenler’de Saksı Değiştirme
Birinci yılında çiçek için saksı değişimine gerek yoktur. İkinci yılında da muhafaza ediliyorsa, özenle yerinden sökülür, toprağı çıkarılıp saksıya uygun toprak eklenerek aynı saksıya dikilir.

Sütleğenler’de saksı değişimi
Sütleğenler'de saksı değişimi.

Hacim olarak 3 kısım turba, 3 kısım yaprak çürüntüsü, 2 kısım tınlı toprak, 2 kısım yanmış ahır gübresi, 3 kısım kum ve 2 kısım perlitin karışımıyla elde edilen harç da kullanılabilir.

Saksı harcı olarak kullanılan materyalin pH değerinin 6 – 6,5 arasında olmasına dikkat etmeliyiz.

Sütleğenler’de Gübreleme
Azot, fosfor ve potasyuma gereksinim duyarlar. Gübreleme oranı dikkatli
yapılmalıdır. Gübreleme programı yapılırken ilk başta gelişme döneminde en fazla azot gereksinimi olduğu bilinmelidir. Bu devrede fosfora ve potasyuma daha az gereksinim duyar.

Bitkilerimizi yetiştirirken gübreleme programı haftalık yapılmalıdır. 20:20:20 ve 25:10:10 kompoze gübreler uygulanmalıdır.

Sütleğenler ve serada gübreleme
Sütleğenler ve serada gübreleme.

Genç bitkilere haftalık program yapılmalıdır. Gübrelemeye başlandıktan iki hafta sonra bitki de etkisi görülür. Anaçlardaki gübreleme yavaş eriyen gübrelerle yapılır. Yüzeye 3 hafta ara ile 14:14:14 kompoze gübreden her bitkiye bir tatlı kaşığı verilir. Anaç bitkide ilk çelik alımından 2 hafta önce gübreleme başlar ve 3 ay devam eder.

Düşük ışık koşullarında ( kasım ortasında ) 1/3 oranında gübre azaltılır.

Sütleğenler’de Sulama
Çeliklerin köklenmesi sırasında yağmurlama sulama yapılabilir. Ancak bitki üzerinde kalan su çelikleri yumuşak hale getirir. Bitkinin yaprakları köklenme dışında kuru tutulmalıdır. Çeliklerin köklenmesi sırasında sisleme yapılmalıdır.

Sütleğenler ve serada damlama sulama
Sütleğenler ve serada damlama sulama.

Sulama aynı zamanda parlak bir yaprak ve brakteyle, bitki dokusunun gevrek
kalmasını sağlar. Gevrekleşen bitki yapısı, bitkinin daha geniş alana gereksinimi olduğunu gösterir. Geniş alan aynı zamanda bitki boyu içinde gereklidir. Geniş alanlarda da en iyi sulama ve gübreleme yöntemi damlama sulamadır. Bu yöntemde periyodik olarak sulama ile gübreleme rahatlıkla uygulanabilmektedir.

Haziran – eylül arası sürgün verme sırasında ılık su ile bolca sulanmalıdır. Çiçeklenme süresince aralık – ocak ayları arasında verilen su miktarı azaltılmalıdır. Çiçekli iken bitkiye su verilirse yapraklarında dökülmeler olacaktır. Ocak – nisan ortasına kadar ki dönemde yani dinlenme döneminde toprak tümüyle kuru bırakılmalıdır.

Sütleğenler’de Budama
Yaşlı bitkiler çiçeklenmesi bittikten sonra nisan ayında topraktan itibaren 10 – 15 cm kalacak şekilde kesilmelidir.

Sütleğenler’in Hastalık ve Zararlıları

Hastalıklar kloroz, yaprak dökülmesi, yaz çürüklüğü, kök kanseri, kök çürüklüğü ve kurşuni küftür. Zararlılar ise kırmızı örümcekler, beyazsinek, kabuklu ve unlu bitlerdir.

Sütleğenler ve serada ilaçlama
Sütleğenler ve serada ilaçlama.

Sütleğenler’de Yaprak Sararması (Kloroz)
Yaprakların açık yeşilden sarıya değin değişen renk alması yani sararmasıdır. Genel olarak sararma sürgün uçlarından geriye doğru gider. Yapraklarda belirtiler damar aralarında oluşur. Ancak damarlar yeşil renklerini uzun süre korur. Daha sonraki dönemlerde ise yaprağın tümü sararır ve kenardan başlayarak kurur.

Sararmanın başlıca nedenleri ise; kışın saksı toprağının gereğinden fazla nemli ya da çok kuru tutulması, saksı toprağının fazla miktarda kil içermesi nedeniyle yeterli havalandırmaya imkân vermemesi, saksı değiştirmenin geç yapılması nedeniyle bitki köklerinin keçeleşmesi buna sebeptir. Azot, magnezyum, demir gibi besin maddelerinin noksanlığı ya da kalsiyum, çinko, bakır, klor gibi besin maddelerinin fazlalığı etkili olabilir. Bazı duyarlı bitkilerin doğrudan doğruya güneş ışığı alan yerlerde bulundurulması gerekir. Bitkinin bulunduğu yerin sıcaklığının yüksek olması gerekir. Bitkinin kışın soğuk yerlerde muhafaza edilmesi gerekir. Bitkinin özellikle kışın orantılı nemin düşük olduğu yerlerde bulundurulmalıdır. Bazı bitkilerde dinlenme dönemine girilmesi de sararma yapabilir. Bazı bitkilerin özellikle sonbahar ve kış aylarında çok gölgeli yerlerde bulundurulması yine sararmaya neden olur.

Sütleğenler’de Yaprak Dökülmesi
Kışın saksı toprağının çok nemli tutulması yaprak dökülmesinde en önemli etkendir. Bunun yanında çiçekli iken bitkiye çok fazla su verilmesi, saksı toprağının çok kuru bırakılması, yeterli havalanmaya imkân vermeyen sıkışmış saksı toprağı etkendir. Saksı değiştirme sırasında köklerin çok fazla budanması, makro besin elementlerinin (N, P, K) noksanlığı, kışın bitkilerin düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesi, çiçekli iken bitkinin ihtiyaç duyduğu kadar sıcak bir yerde bulundurulmaması da etkenler arasındadır.

Sütleğenler’de yaprak dökümü
Sütleğenler'de yaprak dökümü.

Ayrıca ani sıcaklık değişmeleri, bitkilerin kışın orantılı nemin düşük olduğu yerlerde bulundurulması, bitkinin hava akımında bırakılması, havalandırma eksiği ve bitkinin kışın, yoğun gölge yerlerde bulundurulması yaprak dökülmelerinde sebeptir.

Sütleğenler’de Kök Çürüklüğü
Toprakta yaşayan bir fungustur. Bitkilerin köklerine zarar vererek gelişmelerine ve hatta ölümlerine sebep olur. Kök çürüklüğü (çökerten) tohumların çimlenmesinden sonraki safhada fide devresinde görülen bir hastalıktır. Aynı zamanda çıkıştan önce de tohumlarda zarar meydana getirebilir. Fide devresinde fidelerin toprakla temas eden kök boğazlarından itibaren devrildikleri görülür. Gerek çıkış öncesi, gerek çıkış sonrası meydana gelen ölümler sonucu fidelerin yerlerinde boşluklar oluşur. Fidelik koşullarının uygun olmadığı durumlarda hastalık, fidelerin tamamen ölmesine sebep olur.

Sütleğenler’de kök çürüklüğü
Sütleğenler'de kök çürüklüğü.

Kültürel ve kimyasal mücadele yöntemleri uygulanır. Zarar gören fidelerin harç toprağı boşaltılıp kabın içerisi temizlendikten sonra yeniden fide toprağı hazırlanmalıdır. Bunun yanında tohum ekimi sık yapılmamalıdır. Hastalıklı fideler temizlenmelidir. Fidelikler uygun hava koşullarında açılıp sık sık havalandırılmalıdır. Fazla sulamadan kaçınılmalıdır.

Kimyasal mücadelede ise ilaçlamalar tohum ilaçlaması, toprak ilaçlaması (ekimden önce, ekimden sonra) ve fidelerin yüzeye çıkışından sonra yapılabilir.

Sütleğenler’de Mildiyö
Peronospora farinosa türünün neden olduğu bir hastalıktır. Yaprakların alt kısmında gri mantar oluşur. Hastalığa yakalanmış yapraklar aşağıya doğru kıvrılır, kalınlaşır ve yaprakların ön yüzünde renk değişimi olur. Hastalığa yakalanan yaprakların gelişmesi durur. Nemli ve serin iklim koşulları (yüksek nispi rutubet ve 10–17 C° arasında seyreden sıcaklıklar) enfeksiyonu teşvik eder. Erken ilkbaharda ve sonbaharda hastalık görülebilir.

Sütleğenler’de Mildiyö
Sütleğenler'de Mildiyö.

Sütleğenler’de Unlu Bitler
Genel olarak vücut uzunca oval, üzeri un gibi ince beyaz mumsu tozlarla kaplıdır. Polyfag bir zararlıdır. Salgıladığı tatlımsı madde ile de yaprak ve meyvelerde fumajine sebep olur. Kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemleri izlenir. Kültürel mücadelede bahçe temizliğine dikkat edilmeli, sürümler tavında yapılmalı, bitki taçları hiçbir zaman birbirine kavuşacak kadar yakın olmamalıdır. Bitkiler arasında güneşlenme ve hava akımı sağlanmalıdır. Biyolojik mücadelede doğal düşmanları ortama salınmalıdır. Kimyasal mücadelede ise zararlının ilk görüldüğü anda yoğunlaşmasını beklemeden uygun insektisit ile ilaçlama yapılmalıdır.

Sütleğenler’de unlu bit
Sütleğenler'de unlu bit.

Sütleğenler’de Kabuklu Bitler
Bitkilerin en çok yapraklarını tercih eder daha sonra sürgün ve dallarda ise yok denecek kadar azdır. Bitkileri sokup emmek suretiyle kalite ve kantite kaybına neden olurlar. Tozlu yol kenarlarındaki bahçelerde doğal düşman faaliyetleri sınırlı olduğundan popülasyonu daha da artar.

Kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yapılır. Kültürel mücadelede hastalıklı bitkiler kuvvetli olarak budanmalı, zararlılar ile yoğun bulaşık olan kuru dallar kesilip yakılmalıdır. Zararlılar daha çok tozlu bahçelerde yoğun olarak bulunduğundan bu yollar ziftlenmeli veya asfaltlanmalıdır. Biyolojik mücadelede doğal düşmanlardan gerektiği gibi yararlanılması için gereksiz yere ilaçlama yapılmamalıdır. Kimyasal mücadelede zararlı bitkide görüldüğünde uygun ilaçla ilaçlanarak yapılır. 32 °C üzerinde ilaçlamadan kaçınılmalıdır.

Sütleğenler’de Beyaz Sinekler
Beyazsinek erginleri yaklaşık 1 mm boyunda ve beyaz renktedir. Yumurtaları kısa bir sap ile yaprağın alt epidermisine tutturulur. Larvalar, kısa bir süre sonra kendini yaprağa sabitleştirir ve hareketsiz duruma geçer. 3 larva dönemi bulunur. Larvanın renginin koyulaştığı (koyu sarı) ve şişkinleştiği son dönem pupa dönemi olarak kabul edilir. Beyazsinekler, seralardaki tüm bitkilerde ortamın sıcaklığına ve nemine bağlı olarak mevsim boyunca yaşamlarını sürdürebilir. Erginleri 14°C’nin altında yumurta bırakır. 10 °C’nin altında ise hayat faaliyetleri yavaşlar. Her dişi, ortalama 200–300 yumurta bırakır. Yılda ortalama 9–10 döl verebilir.

Beyazsinek erginleri gerek beslenme ve yumurta bırakma, gerekse dinlenme için yaprakların ve bitkilerin alt yüzeylerini tercih ederler. Larva ve erginler, bitki özsuyunu emerek yaprakta küçük lekeler hâlinde sararma meydana getirirler. Bitki zayıflar, meyve verimi azalır, bitki zamanla kurur. Ayrıca beslenme esnasında tatlı ve yapışkan bir madde salgılarlar. Bu madde üzerinde fumajin mantarları gelişerek siyah bir tabaka oluşmasına neden olurlar. Beyazsinek erginleri, bazı virüs hastalıklarının taşınmasında da önemli rol oynar.

Sütleğenler’de beyaz sinek
Sütleğenler'de beyaz sinek.

Kültürel, biyoteknolojik, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemleri izlenir. Beyazsinek mücadelesinde başarılı olmak için; sağlıklı fide elde edebilmeli ve bitkiyi fide döneminde de zararlıya karşı korumalı, bunun için havalandırma açıklıkları mutlaka tül ile kapatılarak sera içerisine girmesi engellenmelidir. Sera çevresinde ve içindeki yabancı otlar yok edilmelidir. Sera içindeki nemi aşırı yükseltmemek için gereksiz sulamalardan kaçınmalı ve havalandırma yeterli düzeyde yapılmalıdır. Gereğinden fazla azotlu gübre bitkilere verilmemelidir. Bitki bünyesindeki azot beyazsinek için uygun bir besin ortamıdır. Biyoteknik yöntem olarak ise kültürel yöntemlerle birlikte beyazsineğin serada varlığını belirlemek için fide dikimi ile birlikte dekara 1 adet olacak şekilde sarı yapışkan tuzaklar, bitkinin 10–15 cm üzerinden asılır. İlk ergin uçuşu belirlendikten sonra ise 10 m²ye 1 tuzak gelecek şekilde 3 m aralıklarla ardışık olarak tuzaklar aynı şekilde yerleştirilir. Tuzaklar kirlendikçe yenisi ile değiştirilir.

Sütleğenler’de Akarlar, Kırmızı Örümcekler
Akarlar, çıplak gözle zor görülecek kadar küçük zararlılardır. Vücutları yumurta veya armut şeklindedir. Vücutlarında değişik şekil ve büyüklükte kıllar, dikenler ve tüyler bulunur. Kırmızı örümcekler bitkilerin yaprakların, öz suyunu emerek ve bitkiye zehirli madde salgılayarak zarar yaparlar. Zarar gören yapraklarda; önce beyaz, sonra sarı kahverengi lekeler meydana gelmeye başlar. Daha sonra bu lekeler birleşerek yaprağın kurumasına ve sonunda dökülmesine sebep olur. Şiddet zarar gören yapraklar kurşun veya gümüş rengini alır. Bitki zayıf kalır, meyve gözleri iyi gelişemez ve ertesi yıl verim azalır. Sürgünler pişkinleşmez ve kış donlarından zarar görür.

Kırmızı örümceklerle kültürel, biyolojik ve kimyasal yöntemlerle mücadele edilir. Kültürel önlemler alarak kışın veya erken ilkbaharda, bitkilerin kök boğazı ve gövdelerindeki sıyrılmış kabuklar kaldırılarak altında kışlayan akarların ölmesi sağlanmalıdır. Yere dökülen yapraklar toplanarak uzaklaştırılmalıdır. Biyolojik mücadelede akarların çok etkili doğal düşmanları bulunmaktadır. Doğal düşmanları korumak ve desteklemek suretiyle etkinlikleri artırılmalıdır. Bunun için yararlılara zararsız veya az zararlı olan seçici ilaçlar tercih edilmelidir. İlaçlama zamanı, bunların en az zarar göreceği şekilde ayarlanmalıdır. Bu yararlılar, yoğun olarak bulunduğu bahçelerden toplanarak bulunmadığı veya az bulunduğu seralara bulaştırmak suretiyle biyolojik mücadelede kullanılmalıdır. Kimyasal mücadelede ise akarisitlerle kimyasal mücadele yapılır.


İlginizi Çekebilir!

Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.