Kavun Üretiminde Uygulanan Kültürel İşlemler | Sebze Yetiştirme

Kavun ve Sulama

Ülkemizde kavun yetiştiriciliği büyük bir çoğunlukla susuz olarak yapılmakla beraber özellikle çok kurak dönemlerde sulama yapılabilir.

Kavun bitkisi, büyüme ve meyvelerin olgunlaşma devresinde bol suya ihtiyaç gösterir. Kavunun yatay kökleri hafif topraklarda 20-25 cm derinlikte yayıldığından bu tip topraklar daha sık sulanmalı ve her sulamada kök seviyesine kadar inilmelidir.

Erken çiçeklenmeyi sağlamak ve toprak sıcaklığını korumak için çimlenmeden çiçeklenmeye veya ilk meyve tutumuna kadar sulama yapılmalıdır. İlk sulamadan sonra 10- 15 gün aralıklarla 2-3 sulama daha yapılmalıdır.

Sulama zamanı ve sayısı toprak tipi, toprağın su tutma kapasitesi, topraktan kaybolan su miktarı, bitki büyümesi ve kök gelişmesi ile mevsim yağışlarına bağlıdır.

Karık usulü kavun sulama:

Karık usulü kavun sulama.

Sulama anında yaprak ve meyveler mümkün olduğu kadar sulama suyuna temas ettirilmemelidir. Yaprak ve meyvelerin ıslanması durumunda mantari hastalıklar artar. Bu nedenle bitki kök boğazı, yaprak, sürgün ve meyvelerinin su ile ıslanmayacağı karık usulü sulama yapılmalıdır.

Ancak en uygun sulama yöntemi damlama sulamadır.

Damlama ile kavun sulama:

Damlama ile kavun sulama.

Kavun’un Çapalanması

Kavun yetiştiriciliğinde çapalama; toprağı kabartmak, yabancı otları yok etmek ve topraktaki rutubeti muhafaza etmek amacıyla çok önemlidir. Kavunlar kollarını tamamen etrafa salıp çapa yapılamaz hâle gelinceye kadar 3-5 defa çapalanır. Birinci çapa, bitkiler 2-3 gerçek yapraklı iken yapılır. Bundan sonra 2-3 hafta ara ile diğer çapalamalar birbirini takip eder. Birinci veya ikinci çapa ile birlikte sıra üzerinde seyreltmeler de yapılır. Sıra araları kültivatörle işlenir. Köklerin yüzeyde olması nedeni ile derin çapadan kaçınılmalıdır. Kollar uzadığında çapa yapmak amacıyla kolları bir sıradan diğerine doğru döndürmek, bitki için zararlıdır. Her çapalamadan sonra boğaz doldurması yapılır.

Kavun ve Gübreleme

Kavun bitkisi, meyvelerinin iriliği nedeniyle topraktaki besin maddelerine fazla ihtiyaç duyar. Diğer şartlar mükemmel olduğu hâlde iyi bir gübreleme yapılmayan yerden hiçbir zaman iyi mahsul alınamaz. Bu bakımdan yetiştirilecekleri yerin iyi hazırlanması ve gübrelenmesi gerekir.

Verilecek gübrenin çeşit ve miktarları toprak karakterine ve topraktaki mevcut besin maddeleri miktarına göre değişir. Kavun organik maddesi fazla toprakları sevdiğinden tohum ekiminden önce yanmış çiftlik gübresi verilmesi uygun olur. Sonbaharda derin sürümden sonra dekara 5-6 ton çiftlik gübresi verilerek kültüvatör ile toprağa karıştırılmalıdır. Böylece tohum ekimine kadar gübrenin ayrışarak bitkiye faydalı hâle gelmesi sağlanmış olur. Kimyasal gübre olarak dekara 15 kg azotlu, 30 kg fosforlu ve 20 kg potaslı gübre verilir. Azotlu gübrenin 1/3’ü fosforlu ve potaslı gübrelerle birlikte ekimden önce pulluk veya diskaro altına verilmelidir. Azotun diğer 1/3’ü bitkiler sürgün vermeye başladığında 1/3’ü ise bir ay sonra bant şeklinde bitkilerden 15-20 cm uzağa verilmelidir.

Kavun ve Budama

İri ve kaliteli meyve alabilmek için bitkilerde uç alma ve meyve seyreltmesi yapılmalıdır. Ana sürgünlerin çok fazla uzamasını önlemek için bitkiler gelişip etrafa dal salmaya başladıklarında her dal üzerinde 4-5. yapraktan itibaren uç alma yapılmalıdır. Böylece besin maddeleri, bitkinin boylanması yerine bitki üzerinde mevcut meyvelerin irileşmelerinde kullanılacaktır.

Bitkiler üzerinde köke en yakın olan meyvelerden genellikle iki ve bazen en fazla dört meyve bırakılarak diğerlerinin koparılması kalan meyvelerin daha iri ve kaliteli olmalarını sağlar. Ayrıca üzerinde meyve olmayan yan koltuklar dibinden koparılmalıdır.

Ülkemizde 2 şekilde budama yöntemi uygulanmaktadır:

  • Şekilde; bitkilerin ana gövdesi üzerinde meydana gelen yan sürgünler 50 cm’ye kadar tamamen alınır. Bundan sonra meydana gelen sürgünler 1 meyve 2 yaprak üzerinden tele kadar budanır. Telden sonra serbest bırakılır.
  • Şekilde; bitkilerin 2 veya 4 gerçek yaprak üzerinden tepe sürgünü kesilerek meydana gelen en kuvvetli yan sürgün ana gövde olarak geliştirilir. Bu gövdeden meydana gelen ikinci yan sürgünler 1 meyve 2 yaprak üzerinden tele kadar budanır. Telden sonra serbest bırakılmaktadır.

Kavun ve İlaçlama

Kavun yetiştiriciliğinden olumlu sonuç alabilmek için hastalık ve zararlılarla savaşımın zamanında ve usulüne uygun şekilde yapılması gerekir. İlaçlı savaşımın yanı sıra münavebe de göz ardı edilmemelidir. Üst üste aynı yerde iki yıldan fazla kavun yetiştirilmemeli, çeşitli bitkilerle münavebe yapılmalıdır.

Kavunda en çok görülen hastalık ve zararlılar şunlardır:

Solgunluk: Tohumun çimlenmesinden itibaren tüm gelişme döneminde görülebilen bu hastalığa çeşitli mantarlar neden olur. Çimlenen tohum toprak yüzeyine çıkmayabilir, çıkan genç fidelerde sararma ve ölüm görülebilir. Fidelerin kök boğazı ve kılcal köklerinde yaralar ve çürümeler meydana getirerek ölüme neden olur.

Bu hastalık, gelişme devresinde kol atma, çiçeklenme ve meyve oluşum döneminde de görülebilir. Bitkinin kol uçlarından başlayarak yaprak ve tüm bitkide çökme meydana gelir. Hastalık bitkilerin kök boğazında açık ve koyu kahverengi yanıkla birlikte bazen bu kısımlarda zamklaşmada görülür.

Hastalıkla kültürel mücadele olarak hastalıklı bitkiler sökülmeli ve münavebe uygulanmalıdır. Kimyasal mücadelede ise bitkiler kol atmaya başladıktan sonra 2 veya 3 defa ilaçlama yapılmalıdır.

Külleme: Bitkilerin özellikle yaşlı yapraklarında parça parça yuvarlak lekeler belirir. Meydana gelen bu lekeler zamanla birleşerek yaprağı, yaprak sapını ve gövdeyi kaplar. Önce beyaz toz şeklinde görülen bu yerler sonradan koyulaşır ve bitkinin gelişimi durur. Kimyasal mücadelede hastalık belirtisi görüldüğünde ilaçlanmaya başlanır. İlaçlamalar 10 gün arayla 2-5 defa tekrarlanmalıdır. Sistematik ilaçlar ise 20 gün arayla uygulanmalıdır.

Antraknoz: Yapraklarda esmer veya siyah renkte yuvarlağa yakın lekeler hâlinde belirir. Bu lekeler birleşerek muntazam olmayan şekilde büyür ve yapraklar parçalanarak kurur. Tüm bitkiyi etkilediğinde yaprak sapı ve meyvelerde esmer ve hafif çukurlu lekeler hâlinde görülür. Meyvelerdeki bu renkler daha sonra kavuniçi rengine dönüşür.

Hastalık görüldüğünde kültürel tedbir olarak bu bitkiler sökülmelidir. İlaçlı mücadelesi ise hastalık belirtisi görüldüğünde ilaçlamalar yapılmalıdır.

Karpuz mozaik virüsü: Karpuzlardan yaprak bitleri ile taşınır. Hastalık belirtisi yapraklarda kabarcık şeklinde açık ve koyu yeşil lekeler, kıvrılmalar ile sürgünlerde bodurluk olarak ortaya çıkar. Çiçeklerde kıvrılma ve fonksiyon bozukluğu, meyvelerde ise lekeli şekil bozukluğu şeklinde görülür. Bitkiler hastalığa erken yakalanırsa gelişme durur ve meyve vermez.

Bu hastalıkla mücadele için temiz tohum kullanılmalı ve taşıyıcı yaprak bitleri ile mücadele edilmelidir.

Hıyar mozaik virüsü: Kavunda büyük zarar yapan bir hastalıktır. Yapraklar açık yeşil sarı beneklidir. Tüm bitkiyi bodur bırakan bir hastalıktır. Bitkilerin meyve tutumu az ve meyvelerin kalitesi bozuktur.

Hastalığın ilaçlı mücadelesi yoktur. Taşıyıcı olan yaprak bitleri ile mücadele edilmeli, sertifikalı tohum kullanılmalıdır.

Yaprak biti: Bu zararlılar yaprak altlarından sürgün uçlarından ve büyüme konilerinden bitki özsuyunu emerek zarar yaparlar. Yaprakların kıvrılmalarına ve bükülmelerine sebep olur. Yaprak bitleriyle ilaçlı mücadelede uygun ilaçlar kullanılır.

Kırmızı örümcekler: Oval şekilde olan ve zor görülebilen bu zararlılar yapraklardan bitki özsuyunu emerek zarar yapar. Yaprakların alt yüzeyinde ergin, larva, nimf ve yumurtaları bir arada bulunur. Zararlıların emdiği yapraklar sararır, kıvrılır ve kururlar.

Kırmızı örümceklerle kimyasal mücadelede uygun ilaçlardan biri kullanılır.

Kavun kızıl böceği: Bu zararlı 6-7 mm boyunda demir kırmızısı renginde çok hareketli ve uzun bir yapıya sahiptir. Larvaları ince uzun olup büyüdüğünde 10- 15 mm boyunda ve sarımsı limon renktedir. Erginleri bitkinin yapraklarında, larvaları ise köklerde zarar yapar.

Kavun sineği: Larva döneminde zarar yapan bir zararlıdır. Larvalar meyvelerin çekirdek evinde tahribat yapar. Larvaların meyve içindeki artık ve pislikleri ile dışarı çıkarken açtıkları deliklerdeki çürümeler meyvelerin kalitesini bozar.

Kavun sineğine karşı birinci ilaçlama meyveler fındık büyüklüğündeyken, ikinci ilaçlama birinci ilaçlamadan 15 gün sonra yapılmalıdır.

Kavun Meyve Tutumunu Artırıcı İşlemler

Kavunlar partenokarp meyve tutma özelliğine sahip değildir. Meyve tutumunun sağlanması için tozlanma ve döllenmeye gerek vardır. Tozlanmanın arılarla yapılması en emin yoldur. Seralarda yetiştirilen kavunlarda verimliliği artırmak için en çok kullanılan yöntem sera içerisine bambus arısı salmaktır. Açık alanlarda ise her 3-5 dekar arazi için bir arı kovanını arazinin bir köşesine yerleştirmek yeterli olmaktadır.

Bunun uygulamasının zor olacağı düşüncesiyle tozlamaya elle yardım etmekte fayda vardır. Döllemenin yeterli olmayışı meyvelerin şekil bakımından düzgün olmamasına neden olur. Ancak bazı üreticiler bu doğal ürün artırıcı yöntemler yerine hormon kullanma yoluna gitmektedirler.

Kavun ve Yabancı Otlarla Mücadele

Bahçe ve tarla ziraatı şeklinde yapılan kavun yetiştiriciliğinde toprağı kabartmak, topraktaki nemi uzunca bir süre muhafaza edebilmek ve yabani otları ayıklamak amacıyla çapalama çok önemlidir. Kavun yetiştiriciliğinde kollarını tamamen etrafa salıp çapa yapılamaz hâle gelinceye kadar genellikle 3-5 defa çapa yapmak gerekmektedir.

Birinci çapa, bitkiler 4-5 yapraklı iken yapılır ve bundan sonra 2-3 hafta ara ile diğer çapalamalar birbirini takip eder. Birinci veya ikinci çapa ile birlikte sıra üzerinde seyreltmeler de yapılır.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.