Muz Üretimi | Meyve Yetiştirme

Muz Yetiştiriciliği

Tanımı ve Önemi

  • Âlem : Plantae
  • Bölüm : Magnoliophyta (Kapalı tohumlular)
  • Sınıf : Liliopsida (Bir çenekliler)
  • Takım : Zingiberales
  • Familya : Musaceae (Muzgiller)
  • Cins : Musa

Muz Meyvesi:

Muz Meyvesi.

Muzun anavatanı Güney Çin, Hindistan ve Hindistan ile Avustralya arasında kalan adalardır. Muzu kültür bitkisi olarak ilk yetiştiren insanların balıkçılar olduğu sanılmaktadır. Balıkçılar ağ yapmak için muzun yapraklarından yararlanmışlar ve bu şekilde tarımı başlamıştır. Muzla ilgili ilk eser MÖ 600-500 yıllarına aittir ve Hindistan’da bulunmuştur.

Muz bitkisi ülkemize ilk defa 1750 yıllarında Mısır’dan süs bitkisi olarak getirilmiştir. Ülkemizde ilk defa Alanya’da yetiştirilmiştir. Muzun meyve verdiğinin görülmesi üzerine, 1930’lu yıllardan sonra meyvesi için ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmıştır.

Bugün ülkemizde sadece Anamur, Bozyazı, Gazipaşa ve Alanya ilçeleri ile çevresinde Musa Cavendish dediğimiz bodur muz üretimi yapılmaktadır.

Dünyadaki muz üretimi en fazla Asya kıtası ülkelerinde yapılmaktadır. Bu kıtayı sırasıyla Güney Amerika, Orta Kuzey Amerika, Afrika, Okyanusya ve Avrupa ülkeleri izlemektedir. Dünya muz üretimi 1975 yılı istatistiklerine göre 37 milyon tondur. Ekiliş alanı ise 29.150.000 dekardır.

Muz ülkemizde Anamur, Bozyazı, Alanya, Gazipaşa ve çevresinde, Toros dağlarının koruduğu mikroklimalarda, çok sınırlı alanlarda yetiştirilmektedir. Bu nedenle üretim miktarı azdır. 1994’de 12.000 dekar alanda 30.000 ton iken 2000 yılında 20.000 dekar alan ve 80.000 ton üretime ulaşmıştır. Ülkemizin yıllık muz tüketimi ise 400.000 ton civarındadır.

Muz, sağlığımıza yararlı bir besindir. Yararları şu şekilde özetlenebilir:

  • Muz potasyum bakımından zengin bir bitkidir. Bu özelliği nedeniyle tansiyonu belli düzeyde tutar.
  • Muz ham olarak tüketildiğinde kabızlığa, olgun tüketildiğinde ishale iyi gelir.
  • Muz yemek kişiye psikolojik yönden iyi gelir ve uykuyu düzenler.
  • Muz ülser yaralarının tedavisine yardımcı olur.
  • Muz yüksek kolesterolü düşürür.

100 gr. Muz meyvesinin besin değerleri:

100 gr. Muz meyvesinin besin değerleri.

Muz Bitkisinin Botanik Özellikleri

Muz Bitkisinde Kök Yapısı

Muz kökleri, toprak altında bulunan ve esas gövdeyi oluşturan yumrudan çıkar. Yumrunun daha çok üst taraflarından çıkar. Bu çıkış dörder adetlik gruplar hâlindedir. Muz eğer tohumdan yetiştirilmişse henüz yumru oluşmamıştır. Kök, kazık kök şeklindedir. Kazık kök daha sonra yumruya dönüşür.

Muz kökleri 5-8 mm çapındadır ve uzunlukları boyunca kalınlıkları değişmez. Bu kökler yumrudan biraz uzaklaşınca kendilerinden daha ince yan kökler oluşturur. Bunlar da 4-5 mm çapa ulaşır ve aynı kalınlıkta kalır. Kılcal kökler bu yan kökler üzerinde bulunur. Muz köklerinin dış kısmı koyu kahverengi, siyaha yakın, iç kısmı ise beyaza yakın krem rengindedir. Kılcal köklerin görünüşü ise beyazdır.

Muz bitkisi kökleri:

Muz bitkisi kökleri.

Muzda meydana gelen kök sayısı bitkinin sağlık durumuna bağlıdır. Bir yumru 200 – 300 ve daha fazla kök meydana getirebilir. Ülkemizde kökler en fazla ilkbahar mevsiminde meydana gelir.

Uygun şartlarda kökler, 50 cm yanlara ve 75 cm derinliğe kadar gidebilir. Köklerin çoğunluğu 15-40 cm derinliktedir. Bununla birlikte 140 cm derinliğe kadar inen köklere de rastlanmıştır. Muzun kökleri kısa ömürlüdür.

Muz bitkisinin genel görünüşü:

Muz bitkisinin genel görünüşü.

Muz Bitkisinde Gövde Yapısı

Muzun gerçek gövdesi toprak altında bulunur ve yumru şeklindedir. Yumru gövde besin depo eder. Gövdede kuru madde miktarı fazladır. Gerçek gövde çok yıllıktır.

Muz bitkisinin gövdesi:

Muz bitkisinin gövdesi.

Muzun toprak üstünde görülen gövdesi yalancı gövdedir. Buna toprak üstü gövdesi de denir. Yalancı gövde toprak üzerinde sanki yaprak saplarının birleşmesinden meydana gelmiş bir kütük gibidir. Bodur muzlarda gövdenin boyu 1,5-2,25 m’ye kadar çıkar. Üst kısmında dört bir tarafa açılmış yapraklar bulunur. Yeni yapraklar gövdenin orta kısmından meydana gelir. Yalancı gövde yeşilimtrak görünüşlü ve yaşlandıkça unumsu bir örtü ile kaplanır. Elle dokunulduğu zaman bu beyazlık ele bulaşır.

Yalancı gövde, yapraklarını tamamladıktan sonra meyve salkımını andıran bir tomurcuk (hevenk, dal) oluşturur. Bu olaya muz üreticileri muz doğurdu demektedir.

Tomurcuk bir defa gerçekleşmekte ve daha sonra görevini bitirmektedir. Meyvesini vermiş olan yalancı gövde, muzun hasadından sonra yanında bırakılacak olan fidenin beslenmesi için kesilmemeli, yerinde bırakılmalıdır. Sadece tepesinden (yaprakların ayrıldığı bölgeden) vurulmalı, kesilen kısım da toprakta organik gübre olarak bırakılmalıdır. Yerinde bırakılan yalancı gövde, yanındaki fideyi besleyecek, zaman içinde pörsüyerek çökecektir. Bir sonraki onarma döneminde bu kısım toprak altına gömülerek, ayrışması hızlandırılarak toprağın organik madde içeriğinin zenginleşmesi sağlanmalıdır.

Muz Bitkisinde Yaprak Yapısı

Muzun yaprakları ilk çıkışta boru şeklindedir. Sonra uç kısmı yavaş yavaş açılarak karakteristik muz yaprağını oluşturur. Muzun yaprakları büyüktür. Yaprak uzunluğu 2 m ve genişlik de genellikle 60-90 cm olabilir. Yaprak sapı daralmış kanal görüntüsünde ve alt tarafı yuvarlaktır.

Muz bitkisinin yaprak yapısı:

Muz bitkisinin yaprak yapısı.

Yaprak ayasında ortada toprağa bakan kısmı bükey, yukarı bakan kısmı ise yalancı gövdeye doğru oluklu bir ana damar vardır. Ana damara dikey yakın bir açı ile ve birbirine paralel olan yan damarlarla bağlıdır. Bu yan damarların arası yaprak yüzeyini meydana getirir. Rüzgârlı havalarda bu yan damarlar ana damara kadar yırtılır ve yaprak dilim dilim olur.

Yapraklar yeşil görünüşlü ve yaşlandıkça unumsu bir madde ile örtülürler. Yaprağın uç kısmında, yaprak ucu denen bir kısım vardır. Bu yaprak uzama olanakları ararken yaprak ayasının gideceği yolu açmak için kullanılan bir organdır. Yaprak oluşumu tamamlanınca düşer.
Yaprak üzerinde, damar aralarında, sapında ve kınında stoma dediğimiz gözenekler bulunur. Sap ve kında milimetrekarede 6-7 tane, ayada 160-170 tane stoma (gözenek) vardır. Ayanın alt kısmında üste göre 4-5 misli fazla stoma vardır.

Muz Bitkisinde Tomurcuk ve Çiçekler

Muzda tomurcuk, çiçekler ve meyve salkım şeklindedir. Yalancı gövdenin sonunda bir çiçek sapı ve üzerinde büyük bir tomurcuk meydana gelir. Tomurcuk çok sayıda çiçek taşır. Tomurcuğun üstü kurşuni renkte mumsu bir tabaka ile örtülüdür. Bazı çeşitlerde çiçek sapı aşağı doğru eğilirken bazılarında dik olarak büyür. Muzun esas çiçekleri tomurcuk üzerindeki brakte yapraklarının altındadır. Brakteler tek tek açılır ve dış yüze doğru kıvrılırlar. Kıvrılan braktelerin altından meyve elleri ortaya çıkar.

Muz salkımlarında 3 çeşit çiçek bulunur. İlk açılan braktelerin altlarından çıkan çiçekler dişi çiçek olup daha sonra muza dönüşürler. Dişi çiçeklerin muza dönüşmesi için döllenme olması gerekmez. Bu nedenle muzlara bu özelliklerinden dolayı partenokarpi denir. Kuruyan stigmalar hasada kadar dökülmeden meyve ucunda kalabilirler.

Salkımdaki çiçek sayısı ne kadar fazla olursa salkım ağırlığı da o kadar fazla olacaktır. Salkımdaki dişi çiçek sayısı sıcaklığa bağlı olup sıcak aylarda artar, soğuk ve ılık aylarda az olur.

Muz bitkisinin çiçek yapısı:

Muz bitkisinin çiçek yapısı.

Dişi çiçeklerin hemen altında çift organlı çiçekler bulunur. Bu çiçeklerden oluşan meyveler küçük ve kalitesizdir. Çift organlı çiçeklerin hemen altında ise erkek çiçekler bulunur. Bodur muzlarda erkek çiçekleri örten brakteler meyve sapına bağlı kalır ve genellikle açılmazlar.

Salkımdaki tarak sayısı kaynağı yalancı gövdede olan dişi çiçek sayısına bağlıdır. Dişi çiçek sayısı da sıcaklıkla ilgilidir. Dişi çiçeğin oluştuğu anda iklim ne kadar soğuk olursa tarak sayısı da o kadar az olur. Parmak büyüklüğüne ise toprak verimliliği, kullanışlı su ve fotosentez derecesi gibi etmenler etkili olmaktadır.

Muz Bitkisinde Meyve Yapısı

Taraklar üzerinde bulunan meyveler karşıdan bakıldığında sağdan sola doğru gelişirler ve çift sıralı, satranç şeklinde dizilmişlerdir. Bu nedenle gelişme devresi sonunda parmaklar 5 köşeli ve sağdaki meyveler daha iri olur.

Her tarakta 10-26 parmak bulunur. İlk taraklarda parmak sayısı fazla ve meyveler iridir. Uca doğru gidildikçe meyveler sayıca azalır ve küçülür.

Muz bitkisinin meyveleri:

Muz bitkisinin meyveleri.

Muz Çeşitleri

Kısa Boylu Çeşit
Dwarf Cavendish kenar yüksekliği en az 3,5 metre olan seralar için önerilen bodur çeşittir. İyi yetiştirme koşullarında parmak uzunluğu 15-25 cm bulur. Ülkemizde yıllardır yetiştirilmektedir. Kısa boylu olduğu için hemen hemen her türlü serada yetiştirilebilir.

Orta Boylu Çeşit
Ülkemizde Grand Nain adıyla bilinen çeşittir. Dwarf Cavendish çeşidinden 1 metre kadar daha uzun boyludur. Uzun parmak yapısı, sağlıklı kök gelişimi, geniş gövde kuturu, nematod ve kök çürüklüğüne karşı dirençli olması gibi özellikleri nedeniyle tercih edilir. Kenar yüksekliği en az 4,5 metre olan seralarda yetiştirilmesi önerilir.

Uzun Boylu Çeşit
Ülkemizde Williams adıyla bilinen uzun boylu çeşit, kısa boylu dwarf cavendish çeşidinden 1,5-2 metre kadar daha yüksek bir gövde yapısına sahiptir. Bu çeşidin dikileceği seralarda kenar yüksekliği en az 5-5,5 metre olmalıdır. Grand nain çeşidinin özçelliklerine benzer yapıdadır. Bu çeşitte uzun boy, işçilik masraflarının artmasına neden olabilir.

Muz Bitkisinin Genel İstekleri

Muz tropikal iklim bitkisidir. Ortalama sıcaklığın 26-27 C° olduğu bölgelerde yetişir. Ülkemizde Akdeniz iklimi görülen bölgelerde yetiştirilmektedir. Sıcaklığın 2-3 C°’ye düştüğü durumlarda bitkiyi korumak için önlemler alınmalıdır. Sıcaklık sıfır dereceye düştüğünde bitki zarar görmeye başlar. Sıfırın altına düşen sıcaklıklarda ise bitkinin toprak üstü kısımları ölür. Aşırı sıcaklarda ise bitki iyi gelişemez.

Muz gece ile gündüz, yaz ve kış mevsimleri arasındaki sıcaklık farkının çok olmasını istemez. Kış aylarında sıcaklığın 12 C°’nin altına düşmediği ve sıcaklık farklarının az olduğu zamanlarda iyi verim alınır.

Muz yetiştiriciliğinde rüzgar önemlidir. Şiddetli rüzgarlar muz yapraklarının parçalanmasına neden olur. Çok şiddetli rüzgarlar ise bitkinin gövdesine zarar verir, kökten sökülmesine neden olur. Bu nedenle çok rüzgar alan bölgelerde muz yetiştirilmesi önerilmez. Bu bölgelerde muz yetiştirilmekte ısrar ediliyorsa rüzgar kıranlar yapılmalıdır.

Muz yetiştirilecek bölgelerde havanın nemi de önemlidir. Havadaki nem oranı % 60’ın altına düşmemelidir.

Muz yetiştirilecek topraklar besin maddeleri yönünden zengin olmalıdır. Derin, geçirgen, hafif bünyeli, organik madde yönünden zengin ve alkali karakterde topraklar muz yetiştirmek için uygundur.

Muz için toprağın pH derecesi 6 olmalıdır. Ama 4,5-8 pH arasındada muz yetiştirilebilir. Akdeniz Bölgesi’nin toprağı kireçli olduğundan bu bölgenin pH derecesi 7’dir. Bu yüzden muz bahçelerinde gübreleme yaparken dikkatli olunmalıdır.

Muz Üretimi

Muz üretimi üç yolla yapılmaktadır. Bunlar:

Tohumla Muz Üretimi
Bu yöntemle üretim ülkemizde yapılmamaktadır.

Muz fidesi üretim serası:

Muz fidesi üretim serası.

Pinçlerle Muz Üretimi
Toprakaltı yumrusundan çıkan pinçlerle üretim ise muz fidanları, yaşlı muz bitkisinin budanması sırasında bitkinin toprakaltı gövdesinden süren 40-50 cm boyunda dar (kılıç) yapraklarının topraktan köklü olarak sökülmesiyle elde edilir.

Muz bitkisi ve pinç:

Muz bitkisi ve pinç.

Bu söküm sırasında kök, gövde ve yaprak fazla hasar görmemeli, bitkinin hastalık taşımadığından emin olunmalıdır. İşte böyle elde edilen fidanlar, mart-mayıs ayında sökülüp muz tarımı yapılacak bahçede 3-4 m aralıkla dikilir. Dikim yapılacak çukurlar (ocaklar), 11,5 m çapında ve 60-70 cm derinlikte kazılır. Ocaklara, fidanın dikiminden önce 40-50 kg kadar iyi yanmış kaliteli çiftlik gübresi ile 350’şer g azotlu, fosforlu ve potaslı kompoze gübreler konulur. Bahçe toprağının niteliğine göre bu gübreler iki katına kadar artırılabilir.

Toprak Altı Yumrularla Muz Üretimi
Toprak altı yumrular göz adedine göre parçalanır (patates üretiminde olduğu gibi). Bu parçalar sıcak yastık veya seralara dikilir. Parçaların sürgün vermesi sağlanır. Elde edilen sürgünler gerçek yerlerine dikilir.

Yumrulardan alınan gözlerden muz üretimi:

Yumrulardan alınan gözlerden muz üretimi.

Muz Bahçesi Tesisi

Muz bahçesi kurmak için kuzeye kapalı, soğuktan korunmuş yerler tercih edilmelidir. Muz bitkileri güneye bakan hafif eğimli yerlerde iyi gelişmektedir.

Muz bitkisinin dikim zamanı ülkemiz için mart -mayıs ayları arasıdır. Genellikle iklim durumu bu süreyi belirler. Serada yetiştiricilik yapılacaksa eylül ayında dikim iyi sonuç vermektedir.

Yeni tesis edilmiş muz bahçesi:

Yeni tesis edilmiş muz bahçesi.

Bahçeye dikilecek fidanlar temin edildikten sonra bir takım ön işlemlerden geçirilir. Bu işlemlerin en önemlisi bahçeye zararlı ve hastalıkların girmesini önlemek için yapılan işlemlerdir.

Yeni fidanlar bahçeye sokulmadan önce ilaçlı su havuzunda en az bir saat bekletilir. Bu havuz bahçenin bir kenarına 2 metreye 1 metre ebatlarında dikdörtgen şeklinde kazılan çukurun içine plastik örtü kaplanarak yapılır. Havuzun içine kök çürüklüğü ilaçlarından ve nematot ilaçlarından konur ve üzerine su eklenir. Hazırlanan bu karışım içine konulan fidanlar yeteri kadar bekletilir. Fidanlar dikildikten sonra bu ilaçlı su can suyu olarak fidanların dibine dökülür.

Muz bahçeleri:

Muz bahçeleri.

Bahçe dikime hazırlanırken 80-100 cm derinlikte işlenmelidir. Toprağın üstü çiftlik gübresiyle kaplanmalıdır. Dikim çukurları 2.5×2.5, 3.5×3.5 veya 4×4 metre aralıklarla açılır. Dikim çukurlarına toprak analizine göre gübre konulmalıdır. Fidanlar çukurlara özenle dikilirek can suyu verilir.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.