Muz Üretiminde Kültürel İşlemler | Meyve Yetiştirme

Muz ve Sulama

Muz yapraklarının geniş olması, terleme yoluyla çok miktarda su kaybetmesine neden olur. Bu nedenle sürekli nemli toprak ister. Ayrıca bitki besin maddelerini bol miktarda almak için toprağın nemli olması gerekir.

Birçok meyve ağacı ile karşılaştırıldığında daha yüzeysel bir kök sistemine sahiptir. Topraktaki su miktarı düştüğü zamanlarda, bitkinin topraktan su alma yeteneği azalır. Topraktaki su eksikliğine çok çabuk fizyolojik tepki gösterir. Aşırı sulama muz köklerine zarar verir. Toprağı çoraklaştırır ve bazı yerlerde toprağın taşınmasına neden olur. Bütün bu nedenlerden dolayı muz bahçeleri, azar azar fakat sık sık sulanarak su sıkıntısı çekmeleri önlenmelidir.

Muz bitkisinde damlama sulama sistemi:

Muz bitkisinde damlama sulama sistemi.

Muzda sulama iklim ve toprak durumuna göre değişir. Aylık yağışın 100 mm olduğu yerlerde ayrıca sulama yapmak gerekmez. Ancak 50 mm altında yağmur alan bölgelerde sulamaya gerek duyulmaktadır. Muz yetiştiriciliğinde çeşitli sulama yöntemleri kullanılmaktadır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

  • Çanak veya tava usulü sulama: Ağacın altında çanak şeklinde tava hazırlanır. Su buraya verilir. Fidanlar için uygundur.
  • Ark veya karık usülü sulama: Muz fidanları arasına arklar açılır. İki sıra arasındaki arklara su verilir.
  • 3.Salma sulama: Bu sulama şeklinde bütün alan sulanır.
  • 4.Yağmurlama sulama: Suyun özel bir sistemle yağmur şeklinde bitkilerin üzerine verilmesidir.
  • 5.Damlama usulü sulama: Suyun ağacın etrafındaki bazı noktalara damlatılmak suretiyle verilmesidir.

Yukarıda anlatılan sulama şekillerinin en çok kullanılanı yağmurlama ve damlama sistemidir. Bu sistemler sudan tasarruf sağladığı için de önemlidir.

İlkbaharda havalar kurak gitmeye başlayınca sulama da başlamalıdır. İlk zamanlar 810 günde bir sulama yapılır. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında sulama sıklığı artırılır. 35 günde bir sulama yapılır. Sonbahar kurak geçerse geniş aralıklarla kasım ayına kadar sulamaya devam etmek gerekir.

Muz bitkisinin fazla suya da toleransı çok değildir. Özelliklede su basması verimi azaltır. Muz bitkisi yüksek sıralar sayesinde yüzeysel su basmasına 72 saat dayanabilir. Eğer toprak doygunluğu 24 maksimum 48 saatten fazla sürerse önemli ölçüde verim kaybı yaşanır. Muz bitkisi iyi drenajlı toprak ister.

Muz ve İlaçlama

Muz yetiştirilen bölgelerde çok çeşitli hastalık etmenleri ve zararlılar bulunmuştur. Ülkemizde en önemli ve yaygın olan zararlılar nematotlardır. Nematotlar bitki özsuyunu emerek onun zayıflamasına sebep olurlar. Nematodlar genellikle yapraklarda sararma, gövdede yumuşama, bodurlaşma ve gelişme geriliği meydana getirirler.

Muz Bitkisinde Görülen Nematotlar

Kök Oyucu Nematot (Radopholus Similis)
Kök dokularında delik açarak bitkinin çürümesine neden olurlar. Bulaşmış köklerde kırmızı ve siyah lekeler bulunur. Bu lekeler bütün kökün çürümesine neden olur. Ayrıca bu delikler mantarların buralara yerleşerek başka hastalıkların da oluşmasına neden olmaktadır. Bu nematot henüz ülkemizde görülmemiştir.

Spiral Nematodu (Helicotylenchus Multicinctus)
Vücudu helezon şeklindedir. Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktürler. Bitkinin kılcal köklerine zarar verirler. Köklerin dış kısmında yaşarlar. Bitki özsuyunu emerek zarar oluştururlar.

Kök Ur Nematotları (Meloidogyne Spp.)
Bu zararlının bulaştığı bitki söküldüğü zaman köklerinde irili ufaklı urlar görülebilir. Bu urlar enine kesildiğinde küçük, küre şeklinde ve beyaz inci tanesi gibi dişi nematotlar görülür. Keselerin ortasında da siyah yumurta keseleri bulunur. Bitkinin üst bölümüne su ve besin taşıması olamayacağından tipik kuraklık ve besin eksikliği görülür.

Muz Kök Gal Nematodu: Kök damarlarında delik açarak şiddetli çürümelere neden olurlar. Erken belirtileri yaprak sararması, ufak salkımlar, yaprakların pörsüyüp parçalanmasıdır.

Nematotlardan korunmak için muz bahçeleri nematotsuz alanlar üzerinde kurulmalıdır. Nematotsuz dikim materyali kullanılmalı, dayanıklı muz bitkileri münavebeye sokulmalıdır. Yeni dikilecek muz fideleri mutlaka nematod ilaçları ile hazırlanmış ilaçlı su havuzlarında en az yarım saat bekletilerek dikilmelidir. Zararlılar; muz yetiştirilen bölgelerde zarar yapan 200’den fazla böcek, 7 akar, 17 nematot olduğu saptanmıştır.

Bunlardan en önemlileri muz hortumlu böceği, güve, trips ve muz afidi’dir. Ayrıca bazı böcekler, mısır koçan kurdu, yeşil kurt, prodonya, yaprak bitleri, tavuk, fare, domuz gibi hayvanlar da muz bitkisine zarar vermektedir.

Muz Bitkisinde Görülen Hastalıklar

Muz yetiştiriciliğinde dünya çapında önemli bazı hastalıklar vardır. Ancak bunların büyük çoğunluğu subtropik iklimde, yani ülkemizde görülmemektedir. Bazı önemli hastalıklar şunlardır:

  • Panama hastalığı
  • Yaprak leke hastalığı
  • Bunchy Top (Banana buncytop virus)
  • Bakteriyel solgunluk

Muz, Panama Hastalığı
Bu hastalıklar içinde en önemlisidir. Hastalığın etkeni mantarlardır. Mantar bitkiye köklerden girer. Muzların yumru gövdelerinde zarar yapar. Mantar toprakta uzun süre dayanır. Tropikal Asya, Afrika ve Amerika’nın birçok bölgelerinde bu mantar çeşidi yaygındır. Genel olarak bu hastalıkla savaşmak için etkili kontroller ve bu hastalığa dayanıklı klonlarla yetiştiricilik yapmak gerekir. Gross Michel klonu Panama hastalığına duyarlıdır. Bu klonla kurulmuş olan bahçeler bu hastalıktan bahçenin tamamen ölmesine varacak kadar zarar görmektedir. Bu nedenle yerini Cavendish grubuna giren hastalığa dayanıklı klonlara terk etmiştir. Sıcak toprak ısısı ve kötü drenaj, yüksek toprak rutubeti yayılmayı arttırır.

Bu hastalık subtropik şartlarda görülmemektedir. Bodur muzlar bu hastalığa dayanıklıdır. Hastalık, alt yapraklarda kenardan orta damara doğru parlak sarı bir bant görülmesi ile fark edilir. Bu yapraklar bir kaç gün içinde solar. Yaprak sapları bükülür, kuruyarak aşağı sarkar. Sonraları üst yapraklar da kurur ve bitki çürür. Bitkiler herhangi bir zamanda bu hastalığa yakalanabilir. Eğer meyveler tamamen gelişmeden bitki bu hastalığa yakalanmışsa bitki ölmeden önce çok az bir olasılıkla hasat yapılır. Yalancı gövde içindeki öz su borularında sarı turuncu, mor kırmızı renkli benekler görülür. Dayanıklı çeşit ve fazla suların drene edilmesi ile hastalık denetim altına alınabilir. Ülkemizde bu hastalığa dayanıklı türler yetiştirildiği için hastalığın zararları görülmemektedir.

Muz, Yaprak Leke Hastalığı
Muz bitkisinde görülen tehlikeli bir mantari hastalıktır. Cercospora musae mantarının neden olduğu hastalıktır. İlk belirtisi yaprağın orta damarı boyunca ve ona paralel olarak görülen hafif kahverengi yeşil, 0.3-1 mm uzunluğundaki yapraklar üzerinde açık sarı lekelerdir. Lekeler, 1 cm uzunluk ve 1.5 cm kadar genişliğe ulaşarak kahverengiden siyaha dönen bir hat üzerinde eliptik, hafifçe kuru lekeler hâlini alır. Lekeler küçük kaldığı zaman zarar önemli değildir. Fakat lekelerin çevresindeki dokular hızla ölmeye başlar, ölü kısımların birleşmesiyle yaprağın az veya çok kısmı tamamen bozulur. Bunların küçük bir miktarı büyür ve oval bir hâl alır. Koyu kahverengiye dönüşür, sonra lekelerin orta kısmı ölür. Fotosentez için gerekli yaprak alanının azalmasına bağlı olarak salkım ve meyveler küçülür. Yapraklardan sonraki belirtisi meyvelerde görülür. Parmaklar olgunlaşmadan sararır. Meyveler köşeli ve erken olgunlaşır. Ülkemizde henüz tespit edilmemiştir.

Muz, Bakteriyel Solgunluk
Pseudomanas solanacearum bakterilerinin neden olduğu bir hastalıktır. Hastalık öncelikle alt yaprakların sararmasına yol açar. Hastalık ilerledikçe diğer yapraklar sararmaya başlar ve bitki kurur. Kuruyan bitki çürür ve yıkılır. Bitkinin gövdesi kesilerek incelenirse özsu borularında sarı, kahverengi ve mor lekeler görülür. Hastalıktan korunmak için bahçede kullanılan aletlerin steril olması ve hastalıksız fide kullanımı önemlidir.

Muz bitkisinde görülen bakteriyel çürüklük hastalığı:

Muz bitkisinde görülen bakteriyel çürüklük hastalığı.

Muz, Bunchy Top (Banana Buncytop Virus)
Muzlarda görülmeye başlanan virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Bahçelere çok zarar vermektedir. Virüsler afitlerle taşınır. Hastalık bulaşmış bitkilerde yapraklar tepede rozet şeklinde toplanır. Hastalıklı bitkilerde büyüme geriliği görülür.

Hastalığın belirtisi yapraklardaki damarlarda görülen düzenli olmayan şeritlerdir. Hastalık ilerledikçe şeritler bütün damarlar boyunca uzanır. Bu hastalıktan bahçeyi korumak için hastalıksız fideler kullanılmalıdır.

Bundan başka muzlarda diğer mozaik virüsü hastalıkları da görülebilmektedir.

Muz Bitkisinde Gübreleme

Muz yetiştiriciliğinde toprak pH’sı ve toprak tuzluluğu çok önemlidir. Muzun ideal pH isteği 6’dır. Ama 4,5 – 8,5 arasındaki pH’larda yetişebilir. Akdeniz bölgesinde toprak kireçli bir yapıya sahip olduğu için genel olarak pH 7 ‘ nin üstündedir. Topraktaki tuzluluk, taban suyu yüksekliğinden, yeraltı suyu özelliklerinden, kullanılan organik gübre ve mineral gübre özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

Muz bitkisi üzerinde besin elementlerinin rolleri:

Muz bitkisi üzerinde besin elementlerinin rolleri.

Muz ve Organik Gübreleme

Muz bitkisinin topraktaki organik maddeye oldukça yüksek oranda ihtiyacı vardır. Organik maddenin, bitki besin elementleri ve özellikle azot yönünden topraktaki etkisi büyüktür. Bunun yanında toprakların fiziksel ve biyolojik özelliklerine yaptığı katkı bakımından da önemlidir. Organik maddenin ayrışması sonucu ortaya çıkan karbondioksit ve organik asitler, toprakta bulunan besin maddelerinin bitkiler tarafından alınabilir hâle dönüşmesini sağlarlar. Ayrıca toprak ısısını bitki gelişmesi açısından daha uygun bir düzeyde tutar, ağır bünyeli toprakların havalanmasını ve kolay işlenmesini sağlar. Havalanmanın etkisi ile bitkilerin kök sistemi iyi gelişir. Topraklardaki mikroorganizmaların çoğalma ve aktiviteleri için gerekli olan besin, nem, reaksiyon ve havalandırma gibi faktörleri uygun duruma getirir. Toprağa, bitkiye ve mikroorganizmalara, mineral gübrelerden daha az yabancı olması nedeniyle bitkilerin hastalık ve zararlılara olan dayanıklılığını artırarak ürünün kalitesini yükseltir. Topraktaki organik madde içeriği ortalama % 5 oranında olmalıdır.

Muz ve Mineral Gübreleme

Muz bitkisi hem yeşil aksamının gelişme döneminde hem de meyvenin gelişme döneminde yoğun şekilde besin isteyen bir bitkidir. Muz yetiştiriciliğinde sadece organik gübre uygulaması yeterli değildir. Ek olarak mineral gübre uygulaması da yapılmalıdır. Mineral gübre olarak özellikle azot, fosfor, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gübrelemesinin yapılması gereklidir.

Azot (N)
Muz bitkisinin özellikle yeşil aksam gelişmesi için azot gereklidir. Yavru bitkilerin gözüktüğü ve büyümenin başladığı ilk üç ay içerisinde azot çok önemlidir.

Gelişmenin başladığı ve atak hâline geçtiği ilkbaharın ilk aylarında çok fazla azot kullanır. Bu dönemde hayat dönemi boyunca kullanacağı azotun büyük bir kısmını kullanır. Eğer azot ve potasyum oranı çok uygun ise elde edilecek salkım daha fazla olacaktır.

Uygulanacak azot miktarı gereğinden fazla ise tam oluşmadan kırılacakları için salkım kaybı olur. Bu kayıp, fosfor uygulamasının fazlalığı hâlinde daha çok olur. Azot eksikliğinde bitkinin tamamında açık yeşil, sarı renk görülür, yaprak damar ve sapları pembemsi renk alır. Bitki büyümesi zayıf, yaprakları birbirine gayet yakın olup bitki çalımsı bir görünüş alır. Nitrat azotu, soğuk hava ve düşük toprak sıcaklığında bile bitkiler tarafından alınabilir.

Muz gövde ve muz salkımda azot fazlalığı belirtileri:

Muz gövde ve muz salkımda azot fazlalığı belirtileri.

Aşırı azot belirtilerinde gövdenin sertlik durumu azalır. Taraklar ve salkımlar arasında normal dışı mesafeler oluşur. Meyvelerin depolama ve taşıma özeliği düşer.

Fosfor (P)
Muzun fosfor ihtiyacı, azot ve potasyuma göre daha azdır. Ancak kök gelişimi ve bitki besin maddesi alım kapasitesini artırarak salkım oluşumunu güçlendirmek ve tarak sayısını artırmak yönünden çok önemlidir.

Subtropik iklim koşullarında fosforun alımı, oldukça geniş zaman aralığında gerçekleşir. Muz yetiştiriciliğinde bu elementin eksikliğine kolaylıkla rastlanmaz. Eksiklik belirtisinde yaprak kenarları ölerek testere dişi görünümü alır. Rizomlu yaşlı gövdeler veya büyük pinçler dikildiği zaman bünyelerinde bulunan fosfor ile uzun bir zaman beslenmelerini devam ettirirler. Fosfor yeteri kadar ortamda varsa tarak sayısı ve dolayısıyla her taraktaki parmak sayısı artmaktadır. Ama fazla miktardaki fosfor uygulamaları da parmakların oluşmasına ters etki yapmaktadır.

Ortamdaki fosfor fazlalığı, hem tarak sayısını azaltmakta hem de taraktaki parmak sayısını azaltmaktadır. Bitkilerin fosfor alımını, magnezyum düzeyi de önemli ölçüde etkilemektedir. Düşük düzeyde magnezyum, fosforun kökten alımını önemli ölçüde azaltarak fosforun yukarı taşınmasını engeller. Bitkinin fosfor ihtiyacının en fazla olduğu doğumdan bir, bir buçuk ay önceki döneminde, bitkinin fosfor ihtiyacının yeterince karşılanması, tarak ve parmak sayısının artmasını sağlayacaktır. Bölgemizde genellikle 11-12 olan tarak sayısını 15-16’ya çıkarmak, fosfor ihtiyacını zamanında ve yeterince karşılayarak mümkün olabilir.

Muz bitkisi Yapraklarında fosfor noksanlığı belirtileri:

Muz bitkisi Yapraklarında fosfor noksanlığı belirtileri.

Fosfor noksanlığında; yapraklarda mavi, mor renklenme, aşırı durumlarda hem ana hem de yan bitkilerde bitki yapısı zayıflar.

Potasyum (K)
Muz bitkileri için çok önemlidir. Özellikle salkım oluşumu ve gelişimi için gerekli bir besin maddesidir. Potasyum bitki büyümesini çabuklaştırır ve verimini artırır. Yeterli potasyum ile beslenen bitkilerde salkım ağırlığı artar. Parmaklar daha büyük olur ve meyvenin pazarda daha uzun süre dayanmasını sağlar, hastalık ve zararlılara dayanıklılık artar.

Potasyum, bitki metabolizmasında fotosentez sonucu elde edilen ürünlerin faydalı olacağı bölgelere taşınmasını sağlar. Su dengesini ayarlar. Potasyum, azot ile birlikte ürünü artırır ve düzenli meyve tutumu ile olgunlaşmasında önemlidir. Potasyum muz bitkisinin büyümesini çabuklaştırır ve verimini artırır. Bu besin maddesinin uygulanması ağır salkım, daha fazla tarak ve daha büyük parmak oluşumunu sağlar. Meyve kabuk oranı değişmemekle beraber kabuk daha kalın olacağı için depolanma ömrü uzun olur. Eğer azota oranla fazla miktarda potasyum uygulanmışsa meyvenin zamanından önce olgunlaşmadan sararmasına neden olur.

Potasyum eksikliğinde son haftalarda sık karşılaşılan uçlardan başlamak üzere yapraklar sararır. Bu sararma o kadar hızla gelişir ki çoğu zaman uçtan başlayarak yaprağın 2/3 ‘ü ölür. Çok az potasyum alan bir bitkinin meyveleri şekilsiz olur. Böyle bir salkımda çok az sayıda parmak oluşur. Çiçeklenme zamanında iklim koşulları uygun olmaz ise yine bu gibi salkımlar oluşur.

Ca ve Mg fazlalığı K’nın alınmasına engel olur. K fazlalığı ise Mg yetersizliğine yol açar. Potasyum alımı, bitki yeşil aksam gelişmesi döneminde oldukça yoğundur. Daha sonraki kritik devreler ise çiçeklenme sonrası ve salkımların geliştiği dönemlerdir. Salkımlar, gelişmelerinin son aşamasında bitkilerin diğer organlarından da potasyum çeker. Bu yüzden bu organların erken aşamada potasyum ile desteklenmesi gerekmektedir.

Kalsiyum Noksanlığında
Yaprak kenarlarına yakın bölgelerde damar arası klorozu, yeni yaprakların çıkış noktasında “spike leaf” denen yapı oluşur. Belirtiler bitkinin hızlı büyüme zamanında ya da yüksek oranda potasyum uygulandığı durumlarda görülür.

Meyve olgunlaşma döneminde kabuk çatlaması, meyvenin yamulması salkımdaki diğerlerini de etkiler. Meyve ağırlığı ve çapı azalır. Ayrıca Black Sigatoka (Mycosphaerellafijiensis)hastalığının arttığı görülmüştür.

Muz bitkisi yaprak ve sürgünlerinde kalsiyum noksanlığı belirtileri:

Muz bitkisi yaprak ve sürgünlerinde kalsiyum noksanlığı belirtileri.

Magnezyum Noksanlığında
Yaprak uçlarından ve kenarlardan başlayarak yavaş yavaş sarararak orta kısımları yeşil kalır. Noksanlık dördüncü ve beşinci yapraklarda daha etkilidir. Yaprakların alt kısımlarında K noksanlığına benzer renk değişimleri oluşur.

Muz bitkisinde erken ve geç dönemde magnezyum noksanlığı belirtileri:

Muz bitkisinde erken ve geç dönemde magnezyum noksanlığı belirtileri.

Demir Noksanlığı
Genellikle kalsiyum fazlalığı demir alımını engeller. Genç yapraklar tamamen sararır, beyazlar. Eksikliğin ilerlemesi durumunda yaprakta tam sararma sonra da tamamen kuruma görülür.

Kireçli topraklar, toprakta bulunan yüksek miktardaki su ve yüksek oranda mangan içeren topraklar bitkide demir noksanlığına neden olur.

Muz bitkisinde demir noksanlığı belirtileri:

Muz bitkisinde demir noksanlığı belirtileri.

Muz Bitkisinde Gübreleme Zamanları

Budama anında azotun 1/4’ü, fosforun tamamı, potasyumun yarısı verilir. Budamadan 2 ay sonra N’un 1/4’ü, 4 ay sonra 1/4’ü, 6 ay sonra 1/4 ve potasyumun diğer yarısı verilmiş olmalıdır.

Muz Bitkisinde Budama ve Destek Sağlama

Muzda budama fazla pinçlerin ve meyvesi alınmış yalancı gövdelerin bitkiden ayrılması şeklinde olur. Bu işlem ilkbaharda toprak işlemesi sırasında yapılır. Her yıl ocak ayında meyve verecek yalancı gövdeler yanında 2-4 tane yeni pinç bırakılır, diğerleri ayrılır.

Muz bitkisinde destekleme:

Muz bitkisinde destekleme.

Muz bitkisinin yaprakları çok büyüktür. Rüzgârdan çok etkilenir. Muz bitkisinin meyvesi de büyüktür. Bitkinin gövdesi meyveyi taşıyamaz. Ayrıca bitkinin sağlıklı gelişmesi için gövdenin desteklenmesi gerekir.

Muz Üretiminde Yardımcı Kültürel İşlemler

Muz bahçelerinde yapılan diğer bakım işleri, özellikle subtropik iklimde soğuğa karşı bahçelerin korunması ve meyve salkımlarının keten bezi veya plastik ile örtülmesidir. Bahçelerin soğuktan korunması, doğrudan ısıtma veya yağmurlama, sisleme gibi dolaylı yollarla sağlanmaktadır. Petrol artıkları veya benzeri maddelerle yapay sis meydana getirme, hava neminin % 70’den yüksek olduğu durumlarda etkili olmaktadır.

Muz bitkisinin ve hevenklerin soğuktan korunması:

Muz bitkisinin ve hevenklerin soğuktan korunması.

Yağmurlama ve sisleme ile koruma sağlamak için su sıcaklığının ortam sıcaklığından çok olması gerekir. Toprak altı suyu sıcaklığı 20 oC kadardır. Bu su ısıtmak için yeterlidir. Kritik noktada muz yapraklarındaki sıcaklığı yükseltir. Bununla beraber kullanılacak suyun kalitesi çok önemlidir. Özellikle tuzsuz olmalıdır. Bu önlemlerin dışında hevenklerin plastik veya keten torbalara sarılması o yılki ürünü kurtarmak için oldukça önemli bir işlemdir.

Muzda yabancı ot kontrolü çok önemlidir. Muz bitkisi köklerinin çok yüzeyde olması, ülkemizdeki muz bahçelerinin ve yetiştirme tekniğinin özel durumları nedeniyle bahçelerin ot kontrolünü makine ile yapmak olanaksızdır. Bu nedenle el aletleriyle yapılması gerekmektedir. El aletleriyle çapalamada, muz köklerine zarar vermemeye çok dikkat edilmelidir. Özellikle ağaç altlarındaki otların alınmasında kök bölgesine girilmemeli, gerekirse otlar elle alınmalıdır.

Muz bahçelerinde yabancı ot kontrolü sürekli yapılmaktadır. Ancak bazı özel durumlarda geçici örtü bitkisi olarak bırakılmaları yarar sağlamaktadır. Muz bahçesinin toprağı ağır bünyeli, geçirimsiz, çok su tutan özelliklerdeyse topraktaki fazla suyun tüketimine yabancı otlar yardımcı olmaktadır. Ayrıca muzun yüksek hava nemi isteği nedeniyle yabancı otların bahçede hava nemini artırdığı dikkate alınmalıdır. Bazı muz tesislerinde bitkilere zarar vermeyecek şekilde bitkilerin aralarında yabancı otların geçici olarak bulundurulması bu yönden de yararlı olmaktadır. Ancak hafif bünyeli kumlu topraklarda ve yeterli hava neminin bulunduğu yörelerde sürekli yabancı ot kontrolü mutlak gereklidir. Bazı hastalık ve zararlıların bahçede artmaması için de bu işlem önem kazanmaktadır.

Yabancı otları yok etmek veya kontrol altına almak için yapılabilecek bazı uygulamalar şunlardır

Sık Dikim Yapma
Sık dikim gölgeleme yaparak yabancı otların oluşumunu engeller.

Sık dikim yapılmış muz bahçesi:

Sık dikim yapılmış muz bahçesi.

Yabancı Otları Biçip Olduğu Yerde Bırakma
Ot mücadelesinde kullanılan ve önerilen en yaygın yöntemlerden biridir. Biçilerek toprak yüzeyine örtülen yabancı otlar, malçlama dediğimiz örtü görevini görecek, altlarında yabancı ot gelişmesine izin vermeyecek, toprak neminin kaybolmasını engelleyecek, güneşin yakıcı etkisini soğuracaktır. Otlar bahçeden çıkarılmadığı için bahçeden besin kaybı da söz konusu değildir.

Malçlama Yapma
Malçlamada toprak yüzeyi sürekli örtülüdür. Bu durum yabancı otların oluşumunu engeller. Yaşlanmış muz yaprakları ve diğer organik materyaller malçlama için kullanılabilir. Malç materyali toprak nemini korur ve zamanla çürüyerek toprağı besin ve organik madde yönünden zenginleştirir. Ancak bazı durumlarda malçlama bitkiye zarar da verebilir.

Özellikle kurak iklimlerde yağmur suları malç örtüsünde kalır ve muz köklerine ulaşamadan buharlaşır. Ayrıca malçlama yüzeysel köklenmeye neden olabilir. Bu da köklerin kuraklıktan veya susuzluktan zarar görmelerine veya mekanik zararlanmalara neden olur. Ayrıca malç materyali kurak bölgelerde yangın çıkışını kolaylaştırır ve hayvansal zararlılara yataklık edebilir.

Muz bahçesinde malçlama işlemi:

Muz bahçesinde malçlama işlemi.

Kimyasal Maddelerle Yabancı Otları Yok Etme
Ot öldürücü ilaçlarla (herbisitlerle) yapılır. Muz yapraklarına değdirilmeden yapılacak bir ot mücadelesi otların yok edilmesini sağlayabilir. Ancak ot öldürücü ilaçların zamanla toprakta birikmeleri sonucu bazı olumsuz zararlar meydana gelebilir.


İlginizi Çekebilir!
Facebooktwitterpinterestlinkedin

ilk yorumu siz yazın

Lütfen yorum bırakın.

E-mail ve isim zorunlu değildir.